16 Aralık 2016
Sayı: KB 2016/47

Birleşik direniş, fiili-meşru mücadele!
Sermaye ekonomik krize “çözüm” arıyor
Sermayedarları kurtarma paketi!
Kanla beslenen bir düzen
Bu pisliği devrim temizler
İki stratejik ortağın Mavi Marmara anlaşması
15 Temmuz’dan yansıyanlar
İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret için mücadeleye!
DEV TEKSTİL GMYK Aralık Ayı Toplantı Sonuçları
İşçi direnişleri ve eylemler devam ediyor
Krizler içerisinde debelenen düzene karşı, devrimci bir sınıf hareketi için ileri! - Onur Kara*
Asya-Pasifik: Emperyalistler arasındaki çatışmanın yeni alanı
Halep Suriye ordusunun denetimine geçti, savaş devam ediyor
Avrupa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru
AB ve avro cephesindeki gelişmeler üzerine
Bir kadın cinayeti ve Alman devletinin kirli sicili
Artık yeter! Sizinle kardeş değiliz
Maraş Katliamı’nın 38. yılı
19 Aralık Katliamı'ndan bugüne…
“19 Aralık’ta direniş bayrağını daha yukarıya yükselttik!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DEV TEKSTİL GMYK Aralık Ayı Toplantı Sonuçları

 

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) Genişletilmiş Merkez Yürütme Kurulu (GMYK) Aralık ayı toplantısı sendikamız genel merkez binasında gerçekleştirildi. Toplantı, gündemlerin belirlenmesiyle başladı. Değerlendirme ve önerilerin ışığında alınan kararlarla sonlandırıldı.

* Toplantının ilk gündemi iki GMYK toplantısı arasında yürütülen çalışmaların aktarılması oldu. Sendikamızın bu dönemdeki çalışmalarını şu başlıklar oluşturdu; 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, örgütlenme faaliyetleri ekseninde yapılan toplantılar, eğitim toplantıları ve materyallerimizin kullanılmasıyla yürütülen faaliyetler, Uğur Konfeksiyon’da üyelerimize dönük işten atma saldırıları…

* Türkiye’de gündem, neredeyse her gün yeni konu başlıklarıyla çeşitlilik göstermektedir. Oysa siyasal ve giderek derinleşen ekonomik krizle işçi ve emekçiler daha fazla ezilmekte. Gerçek manada tüm yönleriyle rejim krizi yaşanıyor. İşçi ve emekçilere ücretli köleliği dayatan, emek sömürüsü üzerine kurulu kapitalizm, yaşanan bütün sorunların kaynağıdır.

Suriye’de ve mazlum halklar üzerinde, “terör” demagojisiyle yürütülen savaş dünya genelinde etkisi olan krizin bir parçasıdır. Emperyalist hegemonya savaşlarıyla yaratılan yıkımlar sonucunda milyonlarca göçmen yaratıldı. Emperyalist savaşın bir parçası da Türkiye devleti ve hükümetidir. Savaş giderleri için devasa bütçeler ayrılırken, toplumun ihtiyaçlarına harcanan kaynaklar kısılıyor. Ayrıca her türlü ürüne yapılan zamlarla savaş bütçesinin kaynağı yine toplumun kursağından çalınıyor. Emperyalistlerin kendi çıkarları için yürüttüğü hegemonya savaşında ön saflara işçi ve emekçi çocukları sürülerek hayat hakları ellerinden alınıyor.

Doğal zenginlikleri ve üretim araçlarını elinde bulunduran yerli ve yabancı sermayedarlar sebebi oldukları krizin faturasını bizlere ödettirmeye çalışıyor. Sefalet ve işsizlik içerisinde yaşamaya çalışan işçi ve emekçiler değil, yıllardır savaş ve sömürüyle zenginlikler biriktiren patronlar krizin faturasını ödemelidir.

* OHAL ve KHK’lerle toplumun ilerici, dinamik ve mücadeleci kesimleri üzerinde baskı eksik edilmiyor. Milletvekilleri, aydın ve gazeteciler tutuklanıyor. Üniversitelerde, okullarda akademisyenler ve öğretmenler ihraç ediliyor. Dernekler kapatılıyor. Grev, toplantı ve eylemler yasaklanıyor. Belediye yönetimlerine kayyımlar atanırken, aynı sürecin bir parçası olarak sendikalı işçiler kayyımlar tarafından işten atılıyor. Fabrikalarda sendikalı ve sendikasız işçiler keyfice işten atılıyor.

Diğer yandan dinsel gericiliğin, çocuk ve kadına yönelik cinsel istismarın boyutlarını gösteren saldırılar artıyor. Devlet bu saldırılara karşı önlem almadığı gibi, tecavüz yasalarıyla istismarın önünü açıyor.

Kapitalist sistemin yarattığı toplumsal sorunlar ve bu sorunlara karşı ortaya koyulan tepki “terör” konusu olarak ele alınıyor ve en sıradan hak ve özgürlükler mücadelesi engelleniyor. AKP iktidarı ülke içinde ve dışında savaş ve saldırganlık politikası uygulayarak, halkları düşmanlaştırıyor, sokaklarda patlamalar vb. yaşanmasına neden olmaya devam ediyor.

* Tekstil sektöründe azımsanmayacak derecede göçmen işçi yer alıyor. Patronlar bu durumu sömürüyü arttırmak, dinsel ve milliyetçi-şoven politikalar yürüterek işçilerin birleşmesini önlemek için kullanmaktadır.

Ucuz iş gücü cenneti haline getirilen Türkiye’de, “kiralık işçilik”, İŞKUR İşbaşı Eğitim Programı ve zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi gibi uygulamalarla sefalet arttırılıyor. Bedava işçilik çalışma yaşamına hakim kılınmak isteniyor.

OHAL’le daha rahat hareket eden patronlar, ücret gaspını ve işten çıkarmayı sistemli bir durum haline getirdi. Krizin bedelini şimdiden ödeyen işçi ve emekçileri, sırada kıdem tazminatı fonu uygulaması saldırısı bekliyor. Hükümet, KDV indirimleri ve teşviklerle patronları korurken, yeni saldırılarla işçi sınıfına krizin bedelini yüklemeyi sürdürüyor.

* 2017 yılı asgari ücretinin belirlenme süreci de başlamış oldu. Devlet tarafsız gözükmeye çalışsa da patronların önce 50 TL’lik ardından sıfır zam dayatmasına uygun davranıyor. Patronlar istekleri karşılanmadığı koşullarda işten çıkarma yapacakları tehdidinde bulunuyorlar.

Kriz, vergi dilimleri ve enflasyonun etkisiyle reel değeri her geçen gün azalan asgari ücrete yapılan zam, tüm ücret zamlarına emsal teşkil etmektedir. Milyonlarca işçi ve emekçiyi kapsayan asgari ücret belirleme döneminde sendikamız işçi sınıfını taraf olmaya ve insanca yaşamaya yeten vergiden muaf ücret talebini yükseltmeye çağırıyor.

Krizi yaratan sermaye sahipleri ve devlet ortak bir taraf olarak işçi sınıfıyla daha sert bir şekilde karşı karşıya gelmeye hazırlanıyor. Bu karşılaşmaya işçi ve emekçilerin de hazır olması için ilk olarak yapması gereken fabrika, atölye ve sanayi bölgelerinde komiteler kurarak örgütlenmektir.

Sendikamız, asgari ücret belirleme sürecinde bildiri, afiş, sticker vb. araçlarla gündemi işleyecek faaliyet yürütecektir.

* Sendikamızın altı ayda bir yaptığı genel meclisin 14-15 Ocak 2017’de yapılması kararlaştırıldı. Genel meclisin son hazırlıkları gözden geçirilerek, meclisin misyonuna uygun gerçekleştirilmesi için planlamalar yapıldı.

* Greif Direnişi’nin üçüncü ve sendikamızın kuruluşunun ikinci yıldönümünde yapılabilecek etkinlikler ele alındı. Sendikamız 2017 Şubat ayında tekstil işçilerinin kürsüsüne dönüşecek ve iş kolunu her yönüyle ele alacak toplantılar (kurultay, sempozyum vb.) yapılması fikrinde karar kıldı.

* Sendikamızın bülten, Facebook gibi kitle araçlarının daha hedefli ve güçlü bir kullanıma konu edilmesi gerekliliği ortaya kondu.

Toplantı görev dağılımı ve planlamalar yapılarak bitirildi.

GMYK’mız gündemler üzerinde yaptığı tartışmalarla aşağıdaki yazılı şiarların işlenmesini sendikamızın önüne koymuştur;

- Emperyalist savaş, siyasal ve ekonomik krizin kaynağı kapitalizmdir!

- Krizin bedelini işçi ve emekçiler değil, patronlar ödesin!

- İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret istiyoruz!

- Her türlü ayrımcı politikaya karşı yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

- Kadın ve çocuk istismarına, mobbing ve cinsel sömürüye son!

- Sınırsız söz, basın ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılsın!

- Göçmen ayrımcılığına son! Eşit işe eşit ücret!

- İşten çıkarmalar ve ücretsiz izinler yasaklansın! Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!”

 - İşten çıkarmalara ve ücret gasplarına karşı, fabrikanı terk etme! İşgal, grev, direniş!

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Merkezi Yürütme Kurulu
12 Aralık 2016

 
§