2 Aralık 2016
Sayı: KB 2016/45

Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!
AB-Türkiye arasındaki emperyalist düğüm
Ekonomik kriz, riskler ve görevler
Kral çıplak!
OHAL’de direniş!
Tarikat yurdunda yangın: 11 öğrenci yaşamını yitirdi
Şirvan madenci katliamı ve iş cinayetleri üzerine
Günsan direnişçileri: Önemli olan işçilerin birlik olması
MİB MYK Kasım Ayı Toplantısı Sonuçları
DİSK: Asgari ücret net 2 bin TL olmalıdır
Devlet, işlevi ve akıbeti üzerine…
Avrupa’da siyasal gericilik dönemi ve faşizm tehlikesi
Halep, Rakka, El Bab üçgeninde savaş kızışıyor
Küba Devrimi'nin komutanı: Fidel Castro
Fidel ezilen milyonların kalbinde yaşamaya devam ediyor!
Ticarethane değil üniversite için sonuna kadar mücadele!
İEKK’dan 25 Kasım eylem ve etkinlikleri
Siyasi tutsaklarla dayanışmaya
Emperyalist savaşa ve yıkıma karşı mücadeleye
Rejim krizi ve beklentiler
Çocuk istismarı ve travma
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ticarethane değil üniversite için sonuna kadar mücadele!

 

Öğrenci gençlik olarak işsiz kalma ihtimalini göze alarak okullarımızı bitirmeye çalışıyoruz. Bir taraftan da sistemin önümüze koyduğu engellere karşı mücadele veriyoruz. Birçoğumuz işçi-emekçi ailelerimizden aldığımız paralarla ya da bulabilirsek herhangi bir yerden aldığımız bursla, devletten aldığımız geri ödemeli krediyle geçinmeye çalışıyoruz. Bunların eksik veya yetersiz kaldığı durumlarda, bilhassa yazın bir işe girip çalışıyoruz. Bazılarımız da her ne kadar zor olsa da okul ile işi bir arada götürüyor. Bu durum daha şimdiden sömürü ilişkilerinin içine girdiğimizin somut bir örneği oluyor. Bulunduğum bölgeden örnek vermek gerekirse; Tekirdağ’da eğitim masraflarını karşılamak için bir lokantada motosikletli kuryelik yapan öğrenci arkadaşımız, yaptığı kaza sonucunda hayatını kaybetti.

Peki ya öğrenciler neden bu kadar paraya(!) ihtiyaç duyuyor? Zaten barınma başlı başına bir sıkıntı oluyor. Öğrenciler, bir ihtimal çıkarsa tek odada 7-8 kişinin bulunduğu devlet yurdunda, oldukça masraflı özel yurtta, ne olduğu belli olmayan pansiyonlarda ya da evde kalıyor. Barınmanın yanına ulaşım, yemekhane, kantin vb. masrafları eklemek gerekiyor. Açıkçası bizlere öğrenciden çok müşteri gözüyle bakılıyor. Bunların yanı sıra, yine okulumdan örnek verirsem bir eyleme katıldı diye okuldaki işinden çıkartılan ve gözaltına alındıkları gerekçesiyle devlet yurdundan atılan ve evsiz kalan birkaç arkadaşımız olmuştu.

Kısacası sermaye devletinin baskısı bizlerin üzerinde de eksik kalmıyor. Yıllardır parasız eğitim isteyen öğrencilere saldıran ve zindanlara atan sermaye devleti, har(a)çların kaldırılmasını (ikinci öğretimlerin hâlâ ödediğini belirtmekte fayda var) seçimlerde propaganda malzemesi yapmıştı. Bunların yanında teknopark vb. yerlerle burjuvazi okullarımızı kendi arka bahçesiymişçesine kullanıyor. Sermaye buralarda piyasanın ihtiyaç duyduğu projeleri öğretmenler aracılığıyla öğrencilere vererek bizlerin emeği üzerinden para kazanıyor.

Biz birkaç hafta önce otobüs sıkıntısını çözmek için öncülüğünü ettiğimiz bir imza kampanyası başlatmıştık. Toplamda 700’e yakın imza toplamış ve sonucunu da almıştık. Kampanya sürecinde öğrenciler imza atmakla yetinmeyip bunun ötesine geçip yardımcı olmuşlardı ve ortaya kantin boykotu vb. fikirler atılmıştı. Açıkçası ben bu durumu biraz sınıf mücadelesiyle ilişkilendirmiştim. Çünkü öğrenci gençlik de birilerinin öncülük edip bir kıvılcım başlatmasıyla harekete geçmişti. Ben üniversitelerimizde yakıcı gündemlerin yanında bu tür öğrenci sorunlarına da dikkat çekmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu, okuldaki insanlarla iletişim kurmamızı ve bize güvenmelerinin önünü açıyor.

Bizler her şeye rağmen bugün üniversiteleri abluka altına almak isteyen sermaye devletine ve 12 Eylül darbesinin ürünü YÖK’e karşı parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkımızı savunacağız!

Trakya ÇMF’den bir öğrenci

 

 

 

 

Protestoya polis saldırdı

 

Adana’da tarikata bağlı Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Yurdu’nda çıkan yangında 12 kişinin katledilmesinin ardından 30 Kasım günü Ankara’da öğrenciler Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde eylem yapmak istedi. Yangında sorumluluğu bulunan sermaye devletini ve yurt yetkililerini protesto etmek için Güvenpark önünde toplanarak MEB önünde eylem yapmak isteyen öğrencilere polis saldırdı. Biber gazıyla saldırıya geçen polis, öğrencileri darp ederek gözaltına aldı. Polis saldırısında 24 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.





5 bin öğretmen göreve iade edildi

 

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sermaye devleti tarafından görevden alınan öğretmenlerin 5 bininin göreve iade edildiği bildirildi. Konuyla ilgili olarak basına bilgi veren Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Hatay’da 925, Batman’da 800, Van’da 466, Adıyaman’da 400, Urfa’da 400 öğretmenin görevlerine geri döndüğünü açıkladı. Karaca, “İlk etapta 9 bin 400 üyemiz sendikal faaliyetlerinden dolayı açığa alınmıştı. Buradan bakıldığında hepsinin görevine dönmesi gerekiyor” diye konuştu.

Diyarbakır’da ise KHK ile açığa alınan 4 bin 319 öğretmenden, 2 bin 253 öğretmenin göreve başlamasının önünü açan bakanlık yazısı, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ulaştı.

Bakanlık Teftiş Kurulu’ndan geçen ve soruşturması tamamlanan ve göreve başlayacak 2 bin 253 öğretmenin isiminin yer aldığı liste ve görev izni Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ulaştı. Soruşturmaları tamamlanan 2 bin 253 öğretmenin, görevlerine başlayacağı öğrenildi.


 

 

 

 

Dev-Lis: Sıla Yalçın ve Bahtiyar Çiftçi yalnız değildir!

 

Akademisyen Nuriye Gülmen’in kamudan ihraç edilmesinin ardından başlattığı direnişi esnasında Dev-Llis’li iki kadın öğrenci destek için ‘öğretmenime dokunma’ diyerek bir eylem gerçekleştirmişti. Ardından Sıla Yalçın okul yönetimi tarafından okuldan uzaklaştırılmıştı. 21 Ekim günüyse eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim için Antalya İl Milli Eğitim önünde eylem gerçekleştiren Bahtiyar Çiftçi’ninde okuldan uzaklaştırıldığı duyuruldu.

Dev-Lis baskılara karşı 26 Kasım'da İzmir’de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda son dönem baskıların, haksızlıkların arttığı okullarımızda cinsiyetçi, bilimsel olmayan gerici bir eğitimin zeminin hazırlandığı bir süreçte proje okul ve imam hatip dayatlamaları hatırlatılarak ‘‘Liselerden bizleri değil çeteleri temizleyin ki o dilinizden düşüremediğiniz eğitimin önü açılsın. Okuldan atılınca susacağımızı sananlar yanılıyorlar, daha güçlü döneceğiz. Sıla ve Bahtiyar arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacak, okullarına geri alınana kadar bu kavganın takipçisi olacağız’’ diyerek demokratik lise mücadelelerini büyüteceklerini dile getirdiler.

Basın toplantısına DLB ve Dev-Lis-K destek verdi.

 

 
§