30 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/36

İşçi sınıfı üzerindeki gerici cendereyi parçalamak için...
Uzatılması planlanan OHAL’le hedeflenen...
Hapishaneler devrimin bir mevzisidir
Ulucanlar Katliamı şehitleri anıldı
Alevilere dönük tehditler artıyor
Barış isteyen akademisyenlerin davası görüldü
“Ya aç kalırsın, ya da direnir hakkını alırsın!”
Her “müjde”, sınıfa yeni bir pranga!
“Korku ve baskı iklimini dağıtmak için birleşik mücadeleyi büyütmeliyiz!”
Katliamcılık bu devletin mayasında var - H. Fırat
Beyaz Kitap: Dinmeyen emperyalist ihtiraslar
Emperyalizm ve işbirlikçileri yenilecek, direnen halklar kazanacaktır!
Fransa’da El Khomri yasasına karşı mücadele ve büyüyen tehlike
ABD ve İsrail: Ortadoğu halklarının eli kanlı katilleri
ABD’de hapishane grevi devam ediyor
Güney Kore’de Hyundai işçileri şalterleri indirdi
Yurtlarda dinci-gerici politika
Meslek liseliler birleşiyor!
DGB Türkiye Meclisi: Geleceğimiz ve özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz!
Kirpiklerimiz yere düşmesin diye… / 2
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD’de hapishane grevi devam ediyor

 

ABD hapishanelerindeki on binlerce tutuklunun ücretsiz veya çok düşük ücretlerle çalıştırılmaya karşı ve hapishane koşullarının iyileştirilmesi talebiyle 9 Eylül’de başlattıkları hapishane grevi devam ediyor.

Sermaye tekelleri hapishanelerde üretim yapmayı tercih ediyor

isyandan.org’un haberine göre 2 milyon 200 bin civarı tutuklu sayısıyla dünyada birinci sırada yer alan ABD’de, bu mahkumların yaklaşık 900 bini 12-40 sent karşılığı veya ücretsiz olarak büyük tekeller hesabına çalıştırılıyor. Yine ”hapishane endüstrisi”nin yıllık 2 milyar dolar hacme sahip olduğu söyleniyor. McDonald’s, Wendy’s, Victoria’s Secret, American Airlines, Avis, Walmart, Microsoft, Nike, Nintendo, Honda gibi dev markaların da aralarında bulunduğu şirketlerin aslen saatine 15 dolar vermek zorunda oldukları işler için birkaç sent karşılığında ya da hiç ücret ödemeden zorla çalıştırılan mahkumların emeğini sömürdüğü belirtiliyor. ABD hükümetinin de özellikle siyahlar, latinler ve göçmenleri kriminalize ederek tutuklamaya yönelik politikalar güttüğü ifade ediliyor.

Sermaye medyası direnişe yer vermiyor

Zorunlu çalıştırmaya karşı 1971 yılındaki Attica Hapishane Direnişi’nin yıldönümünde direnişe geçen tutuklulara dair, Amerikan medyasında neredeyse hiç haber verilmiyor. Direnişle ilgili bilgi almak için hapishane yönetimleri arandığında ise bilgi vermekten kaçınıldığı belirtiliyor.

1993’teki hapishane isyanı nedeniyle ölüm cezasına çarptırılan tanınmış tutsak direnişçi Siddique Hasan kaldığı Ohio Eyalet Hapishanesi'ndeki bazı binaları 9 Eylül’de patlatma planı yapmakla suçlandı. Özgür Ohio Hareketi (FOM) örgütleyicilerinden olan Hasan bu suçlamanın ardından tecrite kondu ve grev başlamadan neredeyse 1 ay önce dışarı ile iletişim kurma hakkının elinden alındığı da belirtiliyor.

 

 

 

 

Göçmenler hala kayıp; AB ve Mısır pazarlık peşinde

 

Geçtiğimiz hafta Mısır açıklarında 600’e yakın göçmeni Avrupa’ya taşıyan teknenin batmasının ardından hâlâ yüzlerce kişiye ulaşılabilmiş değil.

Mısırlı yetkililer 169 kişinin kurtarıldığını, 162 kişinin de cesedine ulaşıldığını bildirdi. Kurtulan göçmenlerin aktardığına göre botta 450-600 arası kişi bulunduğu ileri sürülürken, hâlâ yüzlerce kişinin akıbeti belirsizliğini koruyor.

Diğer yandan Ortadoğu’daki savaşın baş sorumluları emperyalistlerle işbirliği peşindeki Mısır sermaye devleti sözcüleri, kendi suçlarının üzerini örterek göçmenleri hedef göstermeye devam ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Mısırlı bakan Elhamy Agina göçmenleri suçladı.

Ayrıca Mısır ile emperyalistler arasında -Türkiye ile olduğu gibi- kirli pazarlıklar yürütülmek isteniyor. Göçmenler üzerinden kendilerine fırsatlar yaratmaya çalışan emperyalistler Mısır ile de anlaşmak istiyor. Önümüzdeki üç yıl içinde IMF’den yaklaşık 12 milyar dolarlık yardım almayı bekleyen Mısır’a göçmen anlaşması şartı sunuluyor.





Bağdat’da bombalı saldırılar

 

Irak’ın başkenti Bağdat’ta 25 Eylül günü bombalı saldırı düzenlendi. Canlı bomba tarafından gerçekleştirilen saldırıda 8 kişinin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı belirtildi. Yaralılar çevredeki hastanelere kaldırılırken saldırıyı cihatçı IŞİD çetesinin düzenlediği dile getiriliyor.

27 Eylül günü ise 4 farklı saldırıda 19 kişi katledilirken, onlarca kişi yaralandı. El Reşid’deki saldırının, pazar yerinde canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. Saldırıda en az 9 kişi yaşamını yitirirken 26 kişi yaralandı.

El Cedide bölgesinde ise art arda iki bombalı intihar saldırısı olduğu kaydedildi. Saldırılar sonucunda ise en az 9 kişinin hayatını kaybettiği, 30 kişinin de yaralandığı açıklandı.

El Rızvaniye’deki saldırının, mahalledeki bir kahvehane karşısında yere döşenen bombanın patlatılması sonucu yaşandığı belirtildi. Saldırıda 1 kişi ölürken 5 kişi yaralandı.

 

 

 

 

Charlotte’ta OHAL’in ardından “sokağa çıkma yasağı”

 

ABD’nin Kuzey Carolina eyaletine bağlı Charlotte’ta polis terörüne karşı tepkiler devam ederken 22 Eylül’de ilan edilen OHAL’in ardından “ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı” ilan edildi.

43 yaşındaki siyahi Keith Lamont Scott’un polis tarafından katledilmesinin ardından kitlelerin öfkesi sokağa taşmıştı. Polis terörü de aynı şiddetle kitlelerin öfkesini bastırmak için hayata geçirilmeye devam ediyor. Polis biber gazı ve plastik mermilerle eylemlere saldırırken 23 Eylül’de “sokağa çıkma yasağı” ilan edildi. Yasak 26 Eylül günü kaldırılsa da polis terörü devam etti.

OHAL ilanı ardından eyalet yönetimi kente Ulusal Muhafız birlikleri sevk etmişti. Ulusal Muhafız birliklerinin OHAL kaldırılana kadar polisle koordineli olarak kitlelere saldırılara destek vereceği belirtildi.

OHAL’e rağmen kitleler protestolarını sürdürürken, eylemlerde polis saldırısı sonrası 9 kişi yaralandı. 44 kişinin de gözaltına alınarak tutuklandığı belirtildi.

 
§