25 Mart 2016
Sayı: KB 2016/12

Savaş, sömürü, baskı, zulüm...
Sokakların sessizliği!
Sınıf eksenli birleşik devrimci direniş
Gözaltı ve tutuklamalar sömürü düzeninin devamı için
Güçlü bir 1 Mayıs için seferber olalım!
Belirleyici olan işçilerin birliği ve üretimden gelen gücünü kullanma başarısıdır!
Topyekûn saldırılara karşı topyekûn direnişe!
Kölelik yasalarının önünü açmak için “taşeron kalkıyor” yalanı
Samba’dan mı ithal edelim yoksa Vals’ten mi?
Mercedes işçileri ilk önemli adımı attı
Bu mücadele devam ediyor, yeni dönemin bilinci, güçleri ve unsurlarıyla…
Yasaklara rağmen Newroz ateşleri yakıldı
Amed’de on binler Newroz’u coşkuyla kutladı
Avrupa Newroz’una coşku ve direniş kararlılığı hakimdi
Rojava’da kırılgan federasyon ilanı
Obama Küba’da “değişim” peşinde
Dinci-gericiliğin tecavüzü aklama çabaları
Devrimci Gençlik Birliği II. Genel Kurulu gerçekleşti
“Vurulup düşseler de her kuşatmada, serüvencidirler onlar ve hiç ölmezler”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kölelik yasalarının önünü açmak için “taşeron kalkıyor” yalanı

 

Patronların isteği doğrultusunda işçi sınıfına yönelik saldırı yasaları hazırlığında olan hükümet, bir anda yıllardır sürüncemede bıraktığı, ardından “asıl iş-yardımcı iş” ayrımını dayattığı “taşeron işçileri kadroya alınacak” vaadiyle ilgili adım atmaya başladı.

Kamu ve özel sektörde taşerona bağlı çalışan milyonlarca işçinin öfkesi ve “kadro” vaadiyle aldatılmaya çalışıldığı bu süreç devam ederken sermayenin baş temsilcilerinden Davutoğlu, “kamuda taşeronu tümden kaldıracağız” açıklaması yaptı. Saldırı yasalarının başında gelen kiralık kölelik yasasıyla birlikte taşeron işçiliğin daha da ağır bir şekilde hayata geçirileceği gerçeğine dair tek söz söylemeyen Davutoğlu, adeta bu saldırıyı gizleyerek, “taşeronu tamamen kaldırıyoruz, vaatlerimizi yerine getiriyoruz, reformların yüzde 65’ini gerçekleştirdik” söylemleriyle işçi ve emekçileri bir kez daha aldatmaya çalıştı.

Patronlar ve hükümet işçileri kandırmaya çalışıyor

Kiralık kölelik yasaları haftalardır meclis gündeminde duruyor. Bu sırada hükümet “taşerona kadro” vaadi için adım atıyor ve müjdelerle (!) “asıl iş-yardımcı iş ayrımı da olmayacak, taşeronu kamuda sileceğiz” demeye başlıyor. Kiralık kölelik yasasına karşı tepkileri dizginlemek için atılan bu adım, patronların ve onların hükümetinin ne kadar “samimi” olduğunu bir kez daha göstermiştir. “Taşeron kalkacak” olsa da, ardından meclisten geçirilmeye çalışılan kiralık işçilik yasası, taşeron sisteminden de daha ağır çalışma koşulları anlamına gelmektedir. Esneklik ve güvencesizliğin pekiştirilmesi demektir. Bu patronların en temel hedefidir, hükümetinden de, diğer siyasi parti sözcülerinden de isteği, bunun uygulanması yönündedir. Hal böyleyken, taşeronluğu kaldırmak işçi ve emekçileri kandırmaya çalışmaktır. Avrupa ile pazarlıklarda “Kayserili kurnazlığı” peşinde olan sermaye iktidarı, aynısını işçi ve emekçisine yapmaya çalışmaktadır.

Bu nedenle, işçi ve emekçiler haklarına sahip çıkarak “kamuda da özel sektörde de taşeron kalkmalı” ve “kiralık işçilik yasası geri çekilmeli” taleplerinin arkasında durmalıdır.

Kamuda yeni saldırılar da gündemde

Öte yandan sermaye devleti kamuda yeni saldırıların da hazırlığını yapıyor. Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi için çalışmalara başladığı belirtildi. Öncelikli olarak kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı ve iş akdi feshedilen bir emekçinin yargıya gitmesinin engellenmesi amaçlanıyor. Böylece kamu alanında “terör” yalanıyla işten atma saldırılarının önünün açılması hedefleniyor. Saldırılarla emekçileri korkutmaya çalışan devlet devamında ise kamuda performans sisteminin yaygınlaştırılması için adım atmayı amaçlıyor. Devlet kamu emekçilerine verdiği kimi hakları gasp ederek kamu emekçilerinin de köleleştirilmesini hedefliyor.

“Türkiye”, işçi ve emekçilere savaş açtı

Bütün bunlar tek bir anlama geliyor. Türk sermaye devleti, işçi ve emekçilere karşı savaş açmıştır. “Teröre karşı”, “vatan savunması”, “milli birlik ve beraberlik” gibi aldatmacalarla işçi ve emekçileri kendi çıkarlarına alet etmeye çalışan sermaye iktidarı, bu yasalarla işçi ve emekçilere karşı savaş başlatmıştır. İşçi ve emekçiler sermaye devletinin ücretli kölelik dayatmalarına karşı birleşerek ancak bu saldırıları püskürtebilir.

 

 

 

 

Sömürü ve kölelik nedeniyle 3 yılda 99 kişi intihar etti

 

Ağır çalışma ve sömürü koşullarına maruz bırakılan, borç batağına saplanan işçi ve emekçiler, bu nedenlerle de intihar ediyorlar. İSİG Meclisi’nin hazırladığı rapor, işçi ve emekçilerin karşı karşıya bırakıldığı sömürü ve kölelik koşullarını ortaya koyuyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, kapitalist sömürü ve kölelik koşulları nedeniyle son 3 yılda 99 kişinin intihar ettiğini açıkladığı raporda intihar etme nedenlerini şu sözlerle açıkladı:

Ülkemizde işçiler çok zor koşullarda çalışıyor. Bir yandan düşük ücretler alırken ve sendikalaştıkları için işten atılırken diğer yandan borç, mobbing ve işsizlik kıskacındalar. Bu noktada işçiler intihar ederek yaşamlarına da son verebiliyorlar.”

Raporda intiharların istihdam biçimlerine göre dağılımı ise şöyle: “49’u işçi ve 23’ü memur olmak üzere 72 ücretli çalışan,

11’i esnaf ve 3’ü çiftçi olmak üzere 14 kendi nam ve hesabına çalışan intihar etmiştir.

Yine ataması yapılmayan öğretmenler de dahil olmak üzere benzer koşullardaki 13 işsiz işçi intihar etmiştir…”

Son üç yılda intihar edenlerin iş kolları hakkında ise şu bilgiler verildi:

23 emekçi ticaret/büro/eğitim işkolunda, 15 işçi savunma/güvenlik işkolunda, 11 işçi inşaat işkolunda, 8 işçi metal işkolunda, 7 işçi sağlık işkolunda, 5 emekçi tarım işkolunda, 5 işçi gıda işkolunda, 5 işçi konaklama/eğlence işkolunda, 2 işçi kimya işkolunda, 2 işçi taşımacılık işkolunda, 2 işçi tersane/gemi işkolunda, 2 işçi belediye/genel işler işkolunda, 1 işçi tekstil işkolunda, 1 işçi ağaç işkolunda, 1 işçi bankacılık işkolunda intihar etmiştir. 9 işçinin çalıştığı işkolunu yeterli bilgi olmadığı için belirleyemedik…”

Raporda nedenlerine göre intihar oranları ise şu şekilde yer aldı:

31 işçi borçları nedeniyle, 14 işçi mobbing nedeniyle, 11 işçi işsizlik nedeniyle, 8 işçi kişisel/özel nedenlerle intihar etmiştir. 35 işçinin neden intihar ettiğini ise yeterli bilgi olmadığı için bilmiyoruz…”

Son üç yılda intihar eden işçilerin 7’sinin kadın ve 92’sinin erkek olduğu belirtilirken; 18-27 yaş arası 16 işçi, 28-50 yaş arası 70 işçi, 51 yaş ve üstünde 11 işçinin intihar ederek yaşamını yitirdiği raporda yer aldı.

 

 

 

 

Beşiktaş Belediyesi’nde işten atmaya karşı iş durduruldu

 

Beşiktaş Belediyesi’nin taşeron işçilerine yönelik saldırıları devam ediyor. Daha önce taşeron şirketin 400 TL civarında maaşlarını düşürmek istemesi üzerini iş durduran işçiler belediyeye yürüyerek saldırıya ortak yanıt vermişti.

İşçilerin bu eylemi sonuç vermiş maaş düşürme saldırısı boşa çıkarılmıştı.

Ancak bu eylemli süreçte öncülük yapan işçiler işten atma saldırısıyla karşılaştı.

Beşiktaş Belediyesi bünyesinde çalışan 9 taşeron işçisi 23 Mart’ta işten çıkarıldı. Bunun üzerine temizlik bölümlerindeki taşeron işçileri atılan arkadaşlarının geri alınması için iş durdurdu.

Kızıl Bayrak’a konuşan işçiler yaptıkları eylem nedeniyle işten atma saldırısının yaşandığını ve arkadaşlarının alınması talebiyle üretimi durdurduklarını belirtti.

Yeni ihalenin de yapıldığı belirten işçiler işten atma saldırısının devam edeceğine dair duyumlar aldıklarını belirtti.

 
§