25 Mart 2016
Sayı: KB 2016/12

Savaş, sömürü, baskı, zulüm...
Sokakların sessizliği!
Sınıf eksenli birleşik devrimci direniş
Gözaltı ve tutuklamalar sömürü düzeninin devamı için
Güçlü bir 1 Mayıs için seferber olalım!
Belirleyici olan işçilerin birliği ve üretimden gelen gücünü kullanma başarısıdır!
Topyekûn saldırılara karşı topyekûn direnişe!
Kölelik yasalarının önünü açmak için “taşeron kalkıyor” yalanı
Samba’dan mı ithal edelim yoksa Vals’ten mi?
Mercedes işçileri ilk önemli adımı attı
Bu mücadele devam ediyor, yeni dönemin bilinci, güçleri ve unsurlarıyla…
Yasaklara rağmen Newroz ateşleri yakıldı
Amed’de on binler Newroz’u coşkuyla kutladı
Avrupa Newroz’una coşku ve direniş kararlılığı hakimdi
Rojava’da kırılgan federasyon ilanı
Obama Küba’da “değişim” peşinde
Dinci-gericiliğin tecavüzü aklama çabaları
Devrimci Gençlik Birliği II. Genel Kurulu gerçekleşti
“Vurulup düşseler de her kuşatmada, serüvencidirler onlar ve hiç ölmezler”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gözaltı ve tutuklamalar sömürü düzeninin devamı için

 

Geçtiğimiz günlerde sokaklarda estirilen polis terörü sırasında birçok kişi gözaltına alındı. Düzen yargısı ise polis terörünü tamamlayan tutuklamalara imza attı. Kürt kentlerinde süren kirli savaş uygulamalarına karşı çıkan akademisyenlerden üçü de bu saldırıdan payına düşeni aldı ve tutuklandı. Bu üç tutuklamanın asıl anlamı ise akademisyenler şahsında toplumu korkutarak sindirmek oldu.

Yine kirli savaşın doğrudan hedefi olan Kürt halkına dönük gözaltı ve tutuklama furyası da hız kesmedi. Cizre, Sur gibi yıkılmış kentlerdeki ablukadan çıkan insanlar düzen medyası tarafından “teslim olan teröristler” şeklinde yansıtıldı, bunların içerisinde Kürt basın emekçileri de var. Kirli savaşa karşı bir başkaldırı yaşanacağı korkusu ile birçok yerde Newroz eylemleri yasaklandı. Alanlara çıkıp da yasakları tanımayan onlarca kişi ise gözaltına alınarak tutuklandı. Yine Newroz öncesinde “örgüt üyeliği” gerekçesiyle İstanbul’daki ilerici-demokrat avukatlar gözaltına alındı, serbest bırakma kararı da bozularak haklarında tutuklama kararı verildi.

Susturmanın, hapsetmenin, katletmenin anahtarı “terör”

Tüm bu gözaltı ve tutuklama terörü ise düzenin kendi yasaları bile hiçe sayılarak yapılıyor. Yasal hak olan etkinliklere katılmak “terörist” olarak yargılanmak için yeterli bir sebep haline gelmiş durumda. Artık herhangi bir haksızlığa karşı çıkmak neredeyse tutuklanmayı göze almayı gerektiriyor. Katliamlara karşı çıkmak ‘yasaklanmış’ durumda. “Katil devlet hesap verecek!” sloganı yasa dışı ilan edilmiş bulunuyor. Tüm bunlar düzen hukukunun yalnızca burjuvazinin çıkarları için işletildiğini çok daha çıplak bir şekilde gösteriyor.

Sermaye devletinin sözcüleri ve düzen medyası da hep bir ağızdan “terör” söylemi ile bu hukuk terörünü meşrulaştırmaya çalışıyor. Başta Türk sermaye devleti olmak üzere emperyalist devletlerin ve onların işbirlikçilerinin desteklediği IŞİD çeteleri birçok yerde katliamlar yaparken buna göz yumuluyor. Bu saldırılar da devlet terörünü meşrulaştırmanın imkanı olarak değerlendiriliyor. Zira IŞİD’in Türk sermaye devletiyle olan bağları artık kimsenin inkar edemeyeceği şekilde ortaya çıkmış durumda, hem de pek çok vesileyle.

“Terör” korkusu sermaye devleti tarafından salınıyor

Düzenin kendi yarattığı bu “terör” korkusuyla büyük kentlerde insanlar evlerinden çıkmaya korkar hale gelmiş durumda. İstanbul gibi 20 milyondan fazla insanın yaşadığı bir kentin en işlek yerleri bile gözle görülür bir şekilde tenhalaşıyor artık. Tüm bunlar devletin elinde “listesi olan ama eylem yapmadığı için tutuklanamayan” canlı bombalar yüzünden.

Sermaye devleti, yaratılan korku ortamı ve baskı politikalarının ‘perde arkasında’ işçi ve emekçilerin kıdem tazminatı vb. birçok hakkına göz dikmiş durumda. Özel İstihdam Büroları gibi uygulamalarla modern köle pazarları yaratmanın yolunu açmaya çalışıyor. Korkutma ve baskı politikaları sayesinde de olası bir karşı koyuşu engellemeyi hesaplıyor. Öte yandan, işçi sınıfı ve emekçileri zehirlemek ve edilgenliğe mahkum etmek için terör demagojisini ve kirli politikalarını sürekli diri tutmaya çalışıyor.

İşçi sınıfı ve emekçilerin geleceğini ellerinden almaya dönük hak gasplarına karşı durmak için, bu koyu, nefes aldırmaz gericiliği dağıtmak gerekiyor. Bunun yolu ise yine işçi sınıfının hakları ve geleceği için mücadele etmesinden geçiyor.

S. Zafer

 

 

 

 

Gözaltı-tutuklama saldırıları sürüyor

 

Sermaye devletinin gözaltı ve tutuklama saldırıları son dönemde Newroz bahanesiyle gerçekleşti.

18 Mart günü İstanbul'un Büyükçekmece, Sarıyer ve Sancaktepe ilçelerinde gerçekleştirilen ev baskınlarında çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Yalova'da 8 eve polis baskınları yapıldı. Aralarında HDP yöneticileri ve üniversite öğrencilerinin de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Urfa’da 1, Bursa’da 8, Erzurum'da 3 kişi gözaltına alındı. Şırnak’ta çok sayıda eve baskın yapıldı, 3 kişi gözaltına alındı. Siirt'te yapılan ev baskınlarında 21 kişi gözaltına alındı. Osmaniye’de Kürt öğrencilere yönelik gözaltı operasyonları yapıldı. Mersin'de HDP İl yöneticisi Ufuk Kurtulmaz evinde gözaltına alındı. Antalya’da 13 çocuk tutuklandı. Manisa’da 1, Ağrı'da 25, Denizli'de 5 kişi tutuklandı. Aydın’da gözaltına alınan 38 kişiden 5’i 19 Mart günü tutuklandı.

20 Mart günü İzmir’de 32 adrese baskın yapılarak 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 8'i 23 Mart günü tutuklandı. İstanbul Arnavutköy’de de polis baskınlar gerçekleşti. Manisa'da ise 3 kişi gözaltına alındı. Hakkâri'nin Bulak Mahallesi'nde bir öğrenci özel harekat tarafından evi basılarak gözaltına alındı. Ağrı’da 7 öğrenci gözaltına alındı. Adıyaman’da ev baskınlarında gözaltına alınan HDP ve DBP il eşbaşkanlarının da aralarında olduğu 6 kişi, "örgüt üyesi olma" iddiası tutuklandı.

21 Mart günü DBP Van İl Eşbaşkanları Caziye Duman ve Ökkeş Kava tutuklandı. İstanbul’daki Newroz eyleminde gözaltına alınan 18 kişi “örgüt adına eylem yapmak” gerekçesiyle tutuklandı. Mardin'in Dargeçit İlçesi’nde de önceki gün yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alınan DBP Dargeçit İlçe Eşbaşkanı’nın da aralarında olduğu 5 kişi "Devletin güvenliğine karşı suçlar" iddiasıyla tutuklandı. Dersim'de 6 öğrenci "Örgüt propagandası yapmak", "Gösteri ve yürüyüşe muhalefet etmek" ve "Eğitim öğretim hakkını engellemek" gibi iddialarla tutuklandı. Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 3 kişi, Ankara’da bir, Bursa’da 6 HDP’li yine “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.

23 Mart günü Siirt’in Eruh ilçesinde Belediye Eşbaşkanı Eda Kilis’in de aralarında bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı.

 

 

 

 

Serbest bırakılanlara tutuklama

 

16 Mart günü İstanbul’da evleri basılarak gözaltına alınan ve “örgüt üyeliği” gerekçesiyle 19 Mart günü tutuklama talebiyle sevk edildikleri mahkemeden serbest bırakılan 27 kişi için tutuklama kararı çıkartıldı.

Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi 7 avukatın da aralarında bulunduğu 27 kişinin serbest bırakılmasına itiraz eden savcı Orhan Aydın, 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. 1. Sulh Ceza Mahkemesi kararını değiştirmeyince itiraz 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. 2. Sulh Ceza Mahkemesi 27 kişinin tutuklanmasına karar verdi.

İkisi avukat, 6 kişi tutuklandı

Kararın ardından, serbest bırakılan 27 kişi arasında bulunan ÖHD üyesi Av. Hüseyin Boğatekin 22 Mart günü bir duruşma nedeniyle bulunduğu adliye binasında gözaltına alındı. Daha sonrasında haklarında yakalama kararı çıkartılarak gözaltına alınan Faysal Karademir, Şengül Kaçar, Cemalettin Gördeğir, Mehmet Halil Olçay ve Av. Ayşe Başar’la birlikte Hüseyin Boğatekin çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Öte yandan hakkında tutuklama kararı çıkarılan 27 kişi içerisinden 3 ÖHD’li avukat ve 3 müvekkilinin tutuklanmaları talebi reddedildi.

 
§