16 Ocak 2015
Sayı: KB 2015/02

Metal işçisinin grevi, sınıfın ve sınıf devrimcilerinin büyük sınavı
Düzen cephesi seçimlere hazırlanıyor
Devrimci sınıf hareketini büyütelim!
Hrant Dink cinayeti 8. yılında!
Emperyalist saldırganlığa ve kanlı piyonlarına karşı…
MİB MYK Ocak ayı toplantısı sonuç bildirgesi
15 bin metal işçisi 29 Ocak'ta greve çıkıyor
Sınıf kardeşleriniz yanınızda!
Namet'te sendika düşmanlığına protesto
Ümraniye'de 8 Şubat hazırlıkları
Ülker'in önlenemez yükselişi! - Onur Kara
Sosyalizm ve din - Lenin
Charlie Hebdo katliamı
Zorba rejimlerin ‘insan hakları’ ortaklığı
Katiller de yürüyüşteydi
“Gelecek her yerde sosyalizme ait olacaktır!”
AKP’nin paketinde kadın emeğinin sömürüsü var!
“Kadın sorunu”, ideolojik donanım ve mücadelenin önemi
Sermayenin gözünden ‘aile paketi’ yorumu
İşçilerin Birliği Kurultayı toplandı!
Sincan’da işçiler mücadeleyi yükseltiyor!
Yerel bültenler: Devrimci sınıf faaliyetinin soluk borusu
Türkiye’de “hapishane”lere dair düşünceler - Z. Kaya
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Zorba rejimlerin
‘insan hakları’ ortaklığı

 

Siyasal hak ve özgürlüklerin gaspında, faşist baskı ve terörde gemi azıya alan iki rejim ABD ve İran’ın ‘insan hakları ve özgürlükler’ konusunda birbirlerini uyarması burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğünü bir kez daha ortaya koydu.

Gerici İran rejiminin, ABD’ye insan hakları dersi veren raporu, insan hakları ve özgürlükler konusunda sicili bozuk iki rejimin inandırıcılıktan uzak olduğunu gösterdi.

Gerici rejimden ‘insan hakları’ dersi

İran Uluslararası İnsan Hakları Merkezi’nin, 2014’te ABD’de yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin raporunda, “Bugün insan haklarının koruyucusu olduklarını iddia edenlerin insan haklarının en büyük ihlalcisi olduğu görülmüştür” değerlendirmesine yer vermesi dikkat çekerken İngilizce, Farsça ve Arapça olmak üzere 3 dilde yayımlanan raporda, “ABD’deki azınlık haklarının ihlali, kadına karşı cinsel şiddet, ırk ayrımcılığı, ifade özgürlüğü ve ülkedeki göçmenlere yönelik hak ihlalleri” dile getirildi.

Raporda, ABD’nin Ferguson kentinde silahsız siyahi bir gencin polis tarafından katledilmesinden sonra başlayan protesto gösterilerine polisin saldırısı eleştirilerek, ABD yargısının siyahilere karşı ayrımcılık yaptığı söylendi.

Amerikan polisinin insan hakları ihlallerine geniş yer verilen raporda, 2014’te ABD’de bin 29 kişinin polis tarafından öldürüldüğü öne sürülerek, öldürülenlerin yüzde 31’nin 15-19 yaş arasındaki siyahiler olduğu belirtildi.

Raporda dikkat çeken bir diğer eleştiri ise, ABD’deki idamlara değinilmesi oldu. Raporda, 2014’te 35 kişinin idam edildiği ve bunların 18’inin siyahi olduğu vurgulandı.

İran’ın da sicili kirli

Diğer yandan, toplum geneline yaymaya çalıştığı gericilikte, faşist baskı ve terörde birinciliği elden bırakmayan İran rejimine ilişkin bir dizi raporda, “işkence, zulüm ya da tutuklulara kötü muamele, uygun hukuki güvence olmadan gıyabında idam cezasına çarptırma ve kadının statüsü” başlıklarında İran'ın kirli sicili ortaya konuluyor. İdam cezasının uygulamada olduğu İran’da gazeteciler, blog yazarları, aktivist öğrenciler, insan hakları savunucuları ve dini azınlıklar üzerinde tam anlamıyla terör estiriliyor.

BM’nin Kasım 2014 raporuna göre, İran’da 2013 Temmuz ile 2014 Haziran arasında en az 852 kişi idam edildi. Rapora göre, İran’da 2014’te 18 yaşından küçük 8 kişi idam edildi. İran’da kadınların yüzde 66’sı aile içi şiddete maruz kalıyor ve bu konuda caydırıcı bir kanun bulunmuyor. Haziran 2014 itibarıyla farklı dini inanca mensup azınlıklardan en az 300 kişi dini uygulamaları nedeniyle cezaevinde bulunuyor. En az 35 gazeteci hapiste. Gazeteciler, kötü muamele, sorgulanma ve takibe uğruyor. İnternet sitesi sahibi 11 kişi hapis cezası aldı. Bu yıl 8 kişi Facebook’ta yer alan yorumları nedeniyle tutuklandı. Bunlardan biri 20 yıl ceza aldı.

 

 

 

 

İsrail ile İncirlik’te gizli işbirliği!

 

Gericiliğin şefi Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ziyareti sırasında bir kez daha Netanyahu’ya ‘öfke’ kustu. Her fırsatta Filistin halkının çektiği acıları ve mücadelesini suistimal eden Erdoğan’ın ikiyüzlülüğünün yeni bir örneği daha görüldü.

Siyonist rejimin Savunma Bakanı Moshe Yaalon, İsrail’de bir gazeteye verdiği demeçte Türkiye ile birlikte Suriye’deki Esad rejimine karşı ortak komuta içerisinde yer aldıklarını açıkladı. Adana’daki ABD Üssü’nde İsrail, Türkiye, ABD, Suudi Arabistan ve Ürdün tarafından kurulan komuta merkezinde Suriye’deki cihatçı çeteler aracılığıyla sürdürülen savaşın seyri hakkında toplantılar düzenlendiğini belirten Yaalon, Erdoğan’ın İsrail ile işbirliğinin gizli kalmasını şart koştuğunu söyledi.

Erdoğan gizli kalmasını şart koşmuş

Yaalon’un açıklamaları işbirlikçi Türk devletiyle İsrail’in Suriye politikalarının birbirine paralel olduğunu gösterirken iki devletin de Esad karşısında silahlı gruplara sınırsız destek sunduğu kaydedildi.

Yaalon’un Türkiye ile İsrail’in kirli işbirliğini ifşa etmesi, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman tarafından tepkiyle karşılandı. Lieberman, Yaalon’un gizli kalması gereken bilgileri açıklaması ile birlikte Türkiye’nin politikasının değişebileceği uyarısında bulundu.

İsrail’in Golan Tepeleri’nde IŞİD ve türevi çetelere tıbbi ve lojistik destek sağladığı açıklanmıştı. Yediot Aharonot gazetesi, Mart ayında İsrail’in Suriye’deki çeteler için 10 milyon dolar harcadığını duyurmuştu.

Riyakarlık savaşı!

Dün Abbas ile birlikte Ak Saray’da açıklama yapan Erdoğan ise İsrail ile kurdukları milyon dolarlık ticari ilişkilere ve ‘gizli’ işbirliğine rağmen ikiyüzlüce Netanyahu’yu eleştirmişti. “Batı’nın ikiyüzlülüğü ortadadır” diyen Erdoğan’ın kendisi de şu ikiyüzlüce açıklamayı yaptı: “Hangi yüzle oraya gitti onu da anlamakta zorlanıyorum. Bir defa siz katlettiğiniz yavruların, kadınların hesabını verin. Aynı şekilde bakıyorsunuz Suriye’de 350 bin insan öldürülmüş”

 

 

 

 

Emperyalistler “terör zirvesi” düzenleyecek

 

Savaş ve saldırganlığın yanı sıra cihatçı çeteleri yaratıp/besleyip dünya emekçi halklarının başına musallat eden emperyalistler, son dönemde Batı ülkelerinde gerçekleşen saldırıları bahane ederek zirve toplayacaklar.

Emperyalist haydutların şefi ABD’nin duyurusuna göre, zirve 18 Şubat’ta ABD’nin ev sahipliğinde yapılacak. Açıklamada, zirvenin, Ağustos 2011’de açıklanan “şiddet içeren aşırıcılığı önlemek için yerel ortakları güçlendirme” stratejisi çerçevesinde düzenleneceği ifade edildi.

Zirveye kimlerin katılacağı konusunda detaylı bilgi yok. Ancak Ottawa, Sydney ve Paris’teki saldırılar öne sürülerek ‘mecburi’ hale geldiği öne sürülen zirvenin saldırganlığın ve polis rejimi uygulamalarının dünya genelinde yaygınlaşması amacına hizmet edeceği açık. Öyle ki, emperyalist devletler son saldırıları bahane ederek polisiye uygulamaların dozunu şimdiden arttırmış durumdalar.

 
§