7 Kasım 2014
Sayı: KB 2014/44

Taşeron köleliğine ve işçi katliamlarına karşı direniş!
Kapitalistlerin serveti, emekçilerin sefaleti büyüdü!
2015 bütçesi savaş, kalekol ve Ak Saray’a!
Adalet’ten Ak’a saraylar kağıttan kuledir
İşçi katliamları sermayenin harcında var!
Kapitalist sömürü çarkları arasında tarım işçisi olmak
Faruk Çelik çark etti!
Ülker nasıl dünya üçüncüsü oldu?
Maaşına zam, işine son!
DEV TEKSTİL tanıtım toplantıları
Yusuf Erdinç karayolu işçilerine sesleniyor
Kapitalizmin bacasız fabrikası: Profesyonel spor
VESTEL: Bir fabrika ve bir kentin öfkesi!
Kobanê direnişi: Yanılgılar, hayaller ve devrimci çözüm
Şovenizmin panzehiri devrimci sınıf mücadelesidir!
Kobanê’de direniş çeteleri kuşatıyor!
Tunus seçimleri üzerine
Kapitalizmin krizi: Taşeronlaştırma ve vekalet savaşları
Dünyada işçi ve emekçi eylemleri
‘Yeryüzünün Lanetlileri’ ayağa kalkıyor!
Şanlı Bir Ekim gecesinde bulutları ateşle dağıtan uluslararası proletaryanın kızıl rüzgârı
Bu kavga senindir, bu kavgada ‘sen de varsın!’
Ankara DLB’den coşkulu Oğuzhan Çalışkan buluşması!
Kadınlar gericiliğe ve şiddet karşı direniyor!
Kendi destanımızı yazalım
Eugene Pottier ve dünya işçi sınıfının marşı: Enternasyonal
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

‘Yeryüzünün Lanetlileri’
ayağa kalkıyor!

 

Eski bir Fransa sömürgesi olan Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da gerçekleşen halk ayaklanması işbirlikçi devlet başkanı Blaise Compaore’nin 27 yıllık iktidarına son verdi. Kuzey Afrika’dan başlayarak tüm Arap ülkelerine yayılan eylem ve ayaklanma sürecini çağrıştıran hareketin sonucunda Burkina Faso ordusu, ortaya çıkan otorite boşluğunu doldurarak, yönetime el koydu. Ancak ordunun bu hamlesi emekçileri sokaktan koparmaya yetmedi.

Burkina Fasolu emekçiler, birkaç yıl önce Arap ülkelerindeki emekçi kardeşleri ile benzer sorunlara karşı ayaklandılar ve yine benzer sorunlarla yüzyüze kaldılar. 27 yıldır süren Compaore iktidarına karşı süren hoşnutsuzluk, bir patlamaya dönüştü. Sokaklara çıkan yüz binlerce emekçi, birkaç gün içerisinde Compaore’yi ülkeden kaçmaya zorladı. Emekçilerin biriktirdiği öfke, genel grev ve ayaklanmaya dönüştü ancak yönetim değişikliği haricinde düzen yerli yerinde kalmaya devam etti. Bu sebeple ülke içerisindeki çeşitli klikler Compaore’den boşalan koltuğu devralmak istediler. Elinde en çok imkanı bulunduran ordu şu an için bu boşluğu doldurdu. Sömürü iktidarı birkaç hafta ya da ay içerisinde muhtemelen -ordunun direncine göre- parlamenter bir görünüm alarak devam edecek.

Güney Afrikalı Yazar Daniel Sincuba’nın dediği gibi “Beyaz sistemin Siyah yüzleri” olan mevcut liderlerin hepsi, ‘iyi’, ‘kötü’, ‘demokrat’ ya da ‘diktatör’ tanımlarına karşın emperyalizme ve onun temel dayanağı olan sermaye iktidarına hizmet ediyor. ‘Siyah isyan’ ya da ‘Afrika Baharı’nın başlangıcı olabilecek Burkina Faso’daki ayaklanma ise yukarıda bahsettiğimiz gibi Arap coğrafyasında yaşananlarla aynı akıbeti yaşamak zorunda kalacak. Ülkenin Suriye veya Libya’daki gibi parçalanması riski her zaman geçerli. Keza sömürü rejimi, emperyalizmin kesintisiz tahakkümü, zenginlikten en büyük payı almak isteyecek klikler var olduğu sürece ülke gerici çatışmalara sahne olabilir. Şu ana kadar yansıyan haberler tablonun bu kadar karamsar olmadığını ortaya koyuyor, tabloda görünen kısmıyla uzun yıllar biriken öfkesini boşaltan emekçiler, ‘demokratik’ görünümlü Compaore düzeni altında yaşamaya devam edecek. Yani işsizlik, açlık, susuzluğun sebebi olan işbirlikçi elit bir kesim ve onun aracılık ettiği batı emperyalizmi ülkedeki zenginliği emmeyi sürdürecek.

Afrikalı Che” sokaklarda

Buna karşılık tarihin tekerleğini hızlandıran emekçiler, bu süreç ile büyük bir deneyim edindiler. Göründüğü kadarıyla devrimci bir önderliğe sahip olamayan emekçiler, yine de ülkenin yakın tarihinden Thomas Sankara’ya aşinalar.

Emekçilerin ellerinde fotoğraflarını taşıdığı ve 1982 itibariyle 4 yıl devlet başkanlığı görevini üstlenen “Afrikalı Che” Thomas Sankara, yakın silah arkadaşlarından “Afrikalı Macbeth” Compaore tarafından yapılan darbe ile devrilmişti. Sankara, katledilene dek, sosyalist ülkeleri örnek alarak ülkeyi kalkındırmaya çalıştı. Gerici toplumsal koşulların sürekli vahşice işkenceye tabi tuttuğu kadınlar için Afrika’da pek de örneği rastlanmayan hak ve korunma yasaları geliştirdi.

Sankara, demokrat, halkçı yönetiminin vaat ettiklerini hayata geçiremeden emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin hedefi haline geldi. Şu an Fildişi Sahili’ne kaçmış bulunan Compaore öncülüğünde yapılan bir darbe ile katledildi. Sankara’nın ismi ve resimleri birçok Afrikalı emekçinin gönlünde yer etmiş, eşit ve özgür bir dünyanın simgesi haline gelmiş durumda.

Emperyalizmin kıtadaki üssü

1987’de iktidara gelen Compaore ise ABD ve bölgedeki temel emperyal güç olan Fransa’nın kıtadaki en güvenilir müttefiki oldu. Orta Afrika ve Mali’ye yapılan Fransız askeri müdahalesini destekledi. Çeşitli İslamcı örgütlere karşı yapılan operasyonlarda Burkina Faso’yu üs haline getirdi. Çevre ülkelerdeki iç savaşları körükledi.

Ayaklanmaya kadar gelen son bir yıl içerisinde Compaore, sonunun gelmeye başladığını hissediyor, görevden ayrılır ayrılmaz Sankara’nın öldürülmesinden sorumlu tutulacağı korkusuyla koltuğuna sarılmaya devam ediyordu. Geçtiğimiz günlerde Reuters’in ele geçirdiği belgeler Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın Compaore’ye görevi bıraktığı takdirde yeni görevler vereceğini vaat ettiğini gösterdi. Bu belgeler ayaklanmadan önce yayınlandı ve belki de öfke patlamasında payı oldu. Ancak Compaore, ‘Macbeth’ refleksleriyle davranmaya devam etti. ABD ve Fransa’da bu yakın müttefikine görevi bırakmasını tavsiye etti, keza çıkabilecek sorunlar, kendi düzenlerini tehlikeye atabilir, kara kıta kendi ‘baharını’ yaşamaya başlayabilirdi. Fransa daha önce gizli birimleri aracılığıyla Compaore’yi 2011 yılında bir darbeden korudu. Çünkü çevresindeki ülkeler gibi doğal zenginlikleri bulunmasa da bu ülke “Fransa’nın bölgedeki askeri varlığının merkezini” oluşturdu.

Emperyalistler sessiz, emekçiler ayakta!

Daha sonra emperyalistlerin korktuğu sonuç yaşandı ve Burkina Faso baharı başladı. ABD, Albay Zida öncülüğünde gerçekleşen darbe hakkında yorum yapmamayı tercih etti. Çünkü askerin hamlesi ‘darbe’ olarak tanımlandığı takdirde ABD bu ülke ile bazı ilişkileri kesmek zorunda kalacaktı. Bunun yerine Washington, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği yeni yönetime iktidarı iki hafta içerisinde ‘sivil yönetime’ bırakmasını salık verdi.

Emekçiler, askerin hamlesine tepki göstererek bir kez daha sokaklara çıktılar. Askerler bir kez daha kitlelere ateş açtı ve herkese evlerine dönmeleri gerektiğini söyledi. Katliam tehdidine rağmen kitleler sokaklardan çekilmedi.

Zida kliği ise koltuğa oturduğu ilk günlerde bu süreci aylarla tanımlasa da sokağın ve dış güçlerin baskısı ile ‘görevi’ devretme sinyalleri verdi. Sendikacılar ve siyasi liderlerle yapılan son toplantıda yönetimin kısa bir sürede sivillere devredileceği söylendi. Ancak Gana Devlet Başkanı John Dramani Mahama’nın Burkina Faso’ya yaptığı ziyaret sırasında yapılan açıklamada seçimler için 2015 yılının Kasım ayına işaret edildi.

Kıtayı büyük çatışmalar bekliyor

Benzer patlamalar, hemen olmasa bile benzer koşullara sahip Afrika ülkelerinde de yaşanacak. Açlık, sefalet, sömürü ve işsizliğin yanı sıra onlarca yıldır aynı isimlerin yönettiği Kamerun, Angola, Zimbabwe, Kongo, Benin, Burundi ve Doğu Afrika ülkelerinde de benzer gelişmelerin her an yaşanabileceği öne sürülüyor. Başta Fransa olmak üzere emperyalizm, Burkina Faso’nun ardından Afrika’daki ayaklanmalara daha hazır olacaklar. Bir milyara yakın nüfusu olan Afrika'da işçi ve emekçiler ise bunun karşılığında burjuvazinin hegemonyasından kurtulmak, kendi bayrağı altında yürümek, öncü örgütlülüklerini yaratmak zorunda. Aksi takdirde ‘beyazların düzeni’ hüküm sürmeye devam edecek. Yine de “Yeryüzünün Lanetlileri” yenile yenile yenmeyi de öğrenecekler.

 
§