06 Aralık 2013
Sayı: KB 2013/47

Haziran başlangıç, işçi sınıfı gelecek!
Düzene karşı devrim!
Bu pisliği devrim temizler!
AKP-cemaat çatışması üzerine notlar... - Haydar Baran
“ÇHD’lilere sahip çıkalım!”
Zamana oynuyorlar!
Kılıçdaroğlu ile partisi ABD’de “görücüye” çıktı
Herkese eşit, parasız ve nitelikli sağlık!
“Sağlık verilerinin korunması haktır!”
Bosch işçilerinin mücadele birliği güçleniyor!
Gebze’de mücadele çağrısı
Hak-İş bürokratlarından zoraki Feniş ziyareti!
Yatağan’da kavga sürüyor!
Kasım ayında 128 iş cinayeti yaşandı
Din, dinsel akımlar ve tutumumuz
Köksüz bir yazarın kök arayışı - 1 K.Toprak
Ukrayna ve Alman burjuvazisinin kirli emelleri
Cenevre 2’ye giderken...
Bir sene devrilirken... - T. Kor
Dünya iklim krizinde
Dershaneler de özel okullar da kapatılsın!
Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
15 yılın coşkusuyla kitlesel, devrimci final!
“Sana zafer sözümüz olsun!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Cenevre 2’ye giderken...

 

Suriye’de kanlı iç savaş devam ediyor. Ilımlı ve radikal kanatlarıyla sayısız cihatçı örgüt ve Suriye ordusu arasındaki savaşta son açıklanan rakamlara göre ölü sayısı 125 bini aşmış durumda. Yaralılar ve mültecilerin sayısı ise milyonlara ulaştı. İki seneyi aşkındır süren savaşın insani boyutu kabaca bu. Bahsi geçen örgütlere verilen destek kesilmediği müddetçe insani bilançodaki kara tablo artışını sürdürecek.

Politik ve askeri arenada ise Esad rejimi gün geçtikçe ağırlığını daha da arttırıyor. Kimyasal silah provokasyonu sonrasında Batılı emperyalist ülkelerin askeri müdahaleden vazgeçmesi, aynı anda Suriye devletinin Rusya şemsiyesi altındaki diplomatik manevraları sonucunda rejim savaşta daha güçlü bir konuma sahip. Bu duruma savaşta açıkça taraf olan bazı ülkelerin, şu sıralar kendi köşelerine çekilmiş olmalarını da eklemek gerekiyor. Beşar Esad’ın da söylediği gibi savaş gelinen aşamada Ortadoğu’da gericiliğin baş finansörü Suudi Arabistan ile sürdürülüyor.

Türk sermaye devleti efendilerinden gelen uyarılar üzerine şimdilik çetelerle fazla haşır neşir bir ilişki içinde görünmek istemiyor. ABD’nin uyarıları sonucu savaş hevesini sineye çeken Türk sermaye devleti eski efelenmelerinden uzak bir görüntü çiziyor. Türk polisi birkaç gün önce Suriye’de savaşan onlarca örgütü takibe aldıklarını duyurdu. Birkaç ay öncesine kadar açıkça destek verdikleri el Kaide vb. cihatçı çetelere verilen açık desteğin ortaya çıkardığı tepki bu şekilde dindirilmeye çalışılıyor. Muhtemelen Türk sermaye devleti bundan sonra ‘ılımlı’ örgütler ile Suriye arenasında söz söylemeye, kan dökmeye devam edecek. Uygun koşullar oluştuğu takdirde ise gerek Rojava gerek Suriye’nin diğer bölgelerinde ‘çetecilik’ tekrar hız kazanabilir.

Katar’dan Hamas’a kadar Suriye devletine yüz çevirmiş bazı örgüt ve ülkeler ise şimdi Esad ile nasıl barışabiliriz diye hesap yapıyorlar. Zira önemli bir değişiklik olmadığı takdirde Esad’ın savaşı kazanması büyük ihtimal. Türk sermaye devletinin çenesini kapatmasının asli sebeplerinden biri de bu olsa gerek. En büyük etken ise ABD’nin Ankara’daki uşaklarına uyarıları oldu. Gelinen yerde Suudi Arabistan Suriye’de savaşın en ön cephesinde yer alıyor.

Suriye ordusu zaman geçtikçe çeşitli cephelerdeki ilerleyişini sürdürüyor. Ordu özellikle silahlı gruplara desteğin geldiği bölgeleri ele geçirmeye çalışıyor. Beşar Esad geçtiğimiz günlerde bu durumu “artık zafer aşamasındayız” sözleriyle tanımladı. Ara sıra muhaliflerin bazı bölgeleri ele geçirdiği haberleri ise abartılarak veriliyor. Savaşı yakından takip eden bazı analizciler muhaliflerin önemsiz bazı kasaba ve alanları aldığını, bunun karşısında ordunun ise stratejik öneme sahip yerleri kazandığını söylüyorlar. Rojava’dan büyük ölçüde kovulan cihatçı çeteler önümüzdeki günlerde kuşatma altına girerek büyük darbeler yiyebilirler.

Ancak savaşın hemen sona erebileceğini düşünmek hayal olacaktır. Emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin Suriye halkının başına ördüğü bu sorun şimdilik ağırlığını yitirse de senelerce etkisini sürdürecek, El Kaide vb. eliyle kan akıtmaya devam edecek. Ancak bu meselenin başka bir yüzü. Önümüzdeki aylara bakmamız gerekirse hala on binlerce silahlı militanın varlığını gözardı etmemek gerekiyor, ÖSO’nun yerine Suudi Arabistan destekli İslami yapılar etkisini gösteriyor. Halkın büyük bir kesimi ise bu örgütleri istemiyor. Hatta El Nusra ve IŞİD tehdidine karşı en önde gelen muhalifler bile Baas rejimiyle anlaşmayı tercih ediyor.

Baas rejiminin en büyük avantajı halkın dinci çetelere destek vermemesidir. Bunun haricinde ise uluslararası konjonktürde rejimin lehine gelişmeler yaşanmaktadır. Cenevre görüşmeleri için ise bir tahminde bulunmak zor görünüyor. Muhtemelen Cenevre 2 savaşı durduramayacak. ÖSO kesinlikle Cenevre görüşmelerine katılmayacağını açıkladı. Suriye Ulusal Koordinasyonu ise Esad’sız geçiş şartı ile katılacak. Tabii ki bu şartın kabul görmesi imkansız. Suriye hükümeti askeri ve politik olarak karşısındakine oranla epeyce üstün durumda. Böyle bir şart -eğer sürdürülürse- müzakerelerin önünü tıkamaktan başka bir anlama gelmez. Zaten SUK adına müzakereyi ABD yürütecek ve Obama yönetimi de şu an için diplomatik çözümden yana. Esad ise Cenevre 2’de bir çözümün olmayacağını belirtiyor.

Tarafların şu anki şartlarıyla diplomatik çözüm epey zor gibi duruyor. Ama müzakere masasında bazı değişiklikler olabilir. Bu değişiklikler ise -orta formül gibi- savaşın durmasına pek de fayda etmeyecektir. Çünkü savaşı sürdüren taraflardan biri radikal İslamcılar ve onların da müzakere gibi bir derdi bulunmuyor.

Daha uzun yıllara yayılma ve çevre ülkelere sıçrama ihtimali olan bu savaşın nihai çözümüyse emekçilerin kendi kaderlerini kendi ellerine almalarından geçiyor. Sadece Suriye değil Irak’tan Mısır’a, Lübnan’dan Libya’ya kadar etnik, politik ve mezhepsel çatışmaların yoğunlaştığı ülkelerin makus talihi ancak devrim ile değişebilir.

 

 

 

 

Dünyadan eylemler...

 

Mısır’da grevler ve gösteriler

Başkent Kahire’nin güneyindeki Helvan’da devlete ait Hadisolb Demir-Çelik Fabrikası’nda çalışan 12 bin işçi, 3 Aralık günü oturma eylemi düzenledi. Çelik işçileri ikramiyelerinin ödenmesini talep etti. İşçiler ayrıca fabrika yöneticilerinin işlerine son verilmesini ve fabrikanın tamiri için daha fazla yatırım yapılmasını talep ediyorlar.

11 bini part-time, toplam 18 bin işçinin çalıştığı Kahire’nin kuzeyinde bulunan Crystal Asfour Cam Fabrikası işçilerinin grevi ise 2. haftasında. Patronun ücretlerin yükseltilmesi için verdiği teklif işçiler tarafından oybirliğiyle reddedildi. İşçiler daha fazla ücret, herkese normal iş sözleşmesi ve işten atılan arkadaşlarının yeniden işe alınmasını talep ediyorlar.

Bu arada Mısır halkı yeni “gösteri yasası”na karşı sokaklarda mücadeleyi sürdürüyor. 1 Aralık günü tüm ülke çapında gösteriler vardı.

Yeni anayasada yapılacak değişiklikler komite tarafından görüşülürken, devrik cumhurbaşkanı Mursi destekçileri de Tahrir Meydanı’nda protesto gösterisi düzenledi. Yasaya karşı 200 bin öğrencisi ile Afrika’nın en büyük üniversitesi olan Kahire’deki üniversitede solcu ve liberal öğrencilerin gösterileri de sürüyor. Polis tazyikli su ve gaz bombaları ile göstericilere saldırırken çok sayıda göstericinin tutuklandığı bildirildi.

Şili’de kamu çalışanlarından grev

Şili’de kamu çalışanları, özellikle sağlık emekçileri, bu hafta ücret artışı talebiyle greve gitti. Sendikalar, 2014’te geçerli olacak yüzde 7 ile yüzde 9 arasında zam talep ediyorlar. Hükümetin önerdiği ücret atışı ise % 4,4.

Paraguay’da öğrenci protestoları

Paraguay’da binlerce lise öğrencisi hükümetin eğitim politikasını protesto etti. Ortaöğretim öğrencileri, Horacio Cartes hükümetinin ilk 100 günü vesilesiyle ülke genelinde birçok ilde sokaklara çıktılar.

Eğitim bütçesinde yapılmak istenen kesintileri protesto eden öğrenciler, eğitimin özelleştirilmesinden duydukları kaygıları ifade ettiler. Öğrenci örgütleri, bütçeden eğitime ayrılan oranın %3’ten %7’ye çıkarılmasını talep ediyorlar.

Arjantin’de tohum fabrikası eylemi

Dünyanın en büyük tohum tekeli olan Monsanto şirketinin, Arjantin’in Cordoba kentine bağlı Malvinas’ta yeni bir fabrika inşasına karşı başlayan protesto ve blokaj eylemleri devam ediyor.

Eylemcilerin, inşaat araçlarının şantiyeye girmesini engellenmeleri üzerine harekete geçen Arjantin hükümeti, bölgeye askeri birlikleri sevk etti.

Monsanto şirketi tarafından üretilen ve tarımsal alanlarda kullanılan pestisit maddesinin insan sağlığına büyük zararlar vermesi nedeniyle gerçekleştirilen protesto eylemine kadın ve çocukların yoğun olarak katıldığı bildiriliyor.

İsrail’de kağıt işçileri grevi

Hayfa kenti yakınlarındaki Hadera’da, kâğıt fabrikasında çalışan 375 işçi greve gitti. Grev, patronun pirim ödemelerini kesmek istemesine karşı başladı. Patronun 250-800 arası işçiyi işten atacağını açıklaması üzerine, 30 Kasım günü yüzlerce işçi fabrika kapısı önünde barikat kurdu ve girişleri engelledi. Fabrika yöneticisi, ancak polis koruması altında fabrikadan çıkabildi.

 
§