Alaattin Karadağ’ın katilleri aklandı
Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) üyesi Alaattin Karadağ’ı sokak ortasında infaz eden polis Oğuzhan Vural’ın davasında karar açıklandı. 28 Mayıs günü Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 11. duruşma boyunca mahkeme heyeti katil polisi aklamak için çalıştı ve tüm suçlar için istenen cezalardan beraat kararı verdi.
“Geleneksel yargılama pratiği sürüyor”
İlk olarak Av. Şerife Ceren Uysal söz alarak ülkedeki hak ihlalleri davalarına yetişmenin mümkün olmadığını ifade etti. Aynı gün 19 Aralık Katliamı Ümraniye Davası ve tutuklu avukatlara destek için yapılan eyleme dair yine avukatlara açılan davadan geldiklerini belirten Uysal, bu dosyaların hepsinin kolluk gücünün neden olduğu hak ihlalleri dosyaları olduğunu ifade etti.
Tansu Çiller’in “Bu memleket için kurşun yiyen de atan da kahramandır” sözünü anımsatarak, kahramanlaştırmanın devam ettiğini söyleyen Uysal, polisin saldırılarına meşruluk yaratıldığını belirtti. Bu dosyada yaşananları da bu şekilde değerlendirdiklerini belirten Uysal, konuşmasını geleneksel yargılama pratiğinin sürdüğünü ifade ederek bitirdi.
“Yargısız infazlar bir devlet pratiğidir”
Av. Zeycan Balcı Şimşek ise “yargısız infazlar bir devlet pratiğidir” diyerek konuşmasına başladı. Polis terörünün üzerinde duran ve olay örgüsüne bakıldığında öldürme kastı taşındığına vurgu yaptı. Tüm dava boyunca her aşamada delillerin karatıldığını ifade eden Şimşek, konuşmasında soruşturma safhasında sanık polisin ekip arkadaşları tarafından soruşturmanın yürütülmesi, otopsinin Alaattin’in akrabaları ve hekiminin yer almadan hızla yapılması, üst giysilerin uzun süre kayıp olması, MOBESE ve güvenlik kamerası kayıtlarının sadece Terörle Mücadele Şubesi’ne verilmesi ve silinmesi, keşif kararı alınması ve kararın uygulanmadan iptal edilmesi üzerinde durdu.
“Çocuklarımızın sokak ortasında infaz edilmemesi için...”
Av. İbrahim Ergün gerçek bir soruşturma ve olması gerektiği gibi bir kovuşturma olmamasına rağmen suçun sabit olduğunu ifade ederek söze girdi. Sanığın tutanaklara uygun savunma yaptığını ifade etti. Sanık savunması üzerinde duran Ergün, savunmanın kurgu olduğunu ifade etti. Sanığın doğru söylediği varsayılsa dahi katilin en az iki kişi olması gerektiğini ifade etti. Ergün, çizimlerle Alaattin Karadağ’a isabet eden ve sıyıran kurşun bilgilerine ve sanık savunmasındaki çelişkilere değindi. Ergün, tanıkların kurgu üzerine ifade verdiğini ve bu kişileri gerçek tanık gibi kabul edilmesinden yargının sorumlu olduğunu söyledi. Ezberletilen ifadelerin yalan olduğunu söyleyen Ergün, Özkan Engin ve Ertuğrul Bal’ın ifadelerine dikkat çekti.
“Size göre terörist bize göre devrimci bir işçi”
Alaattin’in abisi ve avukatları olarak tedirgin olduklarını belirterek sözlerine başlayan Av. Murat Çelik savcının savunmayı dinlemeden mütalaayı açıklamasına dair usul hatasına dikkat çekti. Alaattin için “size göre terörist bize göre devrimci bir işçi” diyen Çelik, savcının mütalaasına vurgu yaparak “Ben bir hukukçu olarak utanç duydum” dedi.
Sanığın cezalandırılması isteği karşılıksız kaldı
Av. Nusret Öztürk davanın ilk açılış sürecinden bugüne yer alan bir avukat olarak söz aldığını ifade edip “sihirli el” diye tarif edilenin kapitalist sistemdeki militarizmin eli olduğunu söyledi. Türkiye işçi sınıfının bir parçası olan Alaattin Karadağ’ın sınıfının kurtuluşu için mücadele ettiğini hukuksal, siyasal, askeri zor aygıtlarına karşı savaştığını söyledi. Öztürk, mahkeme heyetine “Sizin vereceğiniz karar yargının bağımsız olmadığına yeni bir örnek olacaktır” dedi.
Alaattin Karadağ’ın abisi Abdullah Karadağ ise mahkeme heyetine seslenerek bu olayı hakimlerin de yaşayabileceğini belirtti ve yaşanmış iki örneği aktardı.
Polisin zorla güzergahından çıkarttığı ve vurularak yaralanmasına neden olduğu dolmuşun şöförü İsmail Durmuş’un avukatı Av. Pelin Eker, sözlerine Alaattin Karadağ’ın avukatlarına teşekkür ederek başladı. Yaptıkları savunmaların teknik ve hukuki açıdan net olduğunu ifade eden Peker, zaruri bir unsur olmadan dolmuşun güzergahının değiştirildiğini ifade ederek sanık polisin cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme Heyeti Cumhuriyet Savcısı Mehmet Doğar’a esas hakkındaki mütalaası sorulduğunda 28 Şubat’taki mütalaa doğrultusunda karar verilmesini istediğini ifade etti.
Katil polisin avukatından infazı meşrulaştırma çabası
Katil polisin avukatı Tolga Yurdakul savunmasına Alaattin Karadağ’ın avukatlarına saldırarak başladı. “Bütün polislere ve emniyete olan kin ve nefreti müvekkilime yansıtıyorlar” diyen Yurdakul, avukatların yaptıkları savunmalarda dikkat çektikleri çelişkiler ve yanlış tanık beyanları için “teferruat” dedi. Polis teşkilatını bir bütün olarak savunan Yurdakul, MOBESE kayıtları için yapılan itirazlar için ”Kayıtlar olsa bu seferde fotomontaj derlerdi” diyerek gerçekdışı savunmasını iddialarla sürdürdü. Alaattin Karadağ için “terör hükümlüsü”, “başka suçlara da karışmış” gibi ifadeler kullanarak öldürülmesini meşru kılmaya çalışan Yurdakul mahkeme heyetine övgüler düzdü.
Duruşmada son olarak sanık polise söz verildi. Oğuzhan Vural, duygu sömürüsü yaparak orada bir polis olarak değil canını kurtarmak için çaba harcayan bir birey olarak hareket ettiğini iddia etti. İki çocuk babası olduğunu ve o gün yaşadıklarını kendisine katil diyen kimsenin yaşamadığını ifade ederek beraatini istedi.
Mahkeme heyetinin kararı infazın onayı oldu
Mahkeme Heyeti verilen aradan sonra açıkladığı kararında sanık polisin vurularak yaralanmış olması ve kamunun kendisine verdiği yetkiyi kullanmasına dayanarak kasten adam öldürme suçundan beraatine, usulsüz tasarruf suçundan bu eylemin yasal unsurları oluşmadığından beraatine, kamu görevini kötüye kullanma suçundan da her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığından beraatine karar verdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
“Hesabını soracağız!”
BDSP, Alaattin Karadağ’ı vuran polisin davası öncesi Bakırköy Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. “Alaattin Karadağ yoldaş ölümsüzdür! Devrimciler ölmez devrim davası yenilmezdir!” pankartı açılan eylem boyunca kızıl bayraklar ve Karadağ’ın resimleri taşındı.
Eylemde BDSP adına yapılan açıklamada, Alaattin Karadağ’ın katledilişi hatırlatıldı. Karadağ’ın bu topraklarda katledilen ilk devrimci olmadığı, son da olmayacağına vurgu yapılarak devrimci yaşamı anlatıldı. Alaattin’in, katiller sürüsüne karşı ortaya koyduğu direniş ile devrimci siyasal faaliyeti savunmanın, yoldaşını korumanın emsali olduğuna dikkat çekildi.
Açıklama, mahkemenin kararı ne olursa olsun, katil polislerden ve katliamcı düzenden mutlaka hesap sorulacağı, Karadağ’ın onuruna leke sürdürmeden son nefesine dek taşıdığı mücadele bayrağının mutlaka zafere taşınacağı sözü verilerek bitirildi.
Açıklamanın ardından sınıf devrimcileri mahkemenin sonucunu oturma eylemiyle beklediler. Duruşmanın ardından yapılan açıklamada Alaattin Karadağ’ın yoldaşlarının ve partisinin henüz son sözünü söylemediğine dikkat çekildi. Konuşmada, her devrim şehidinin hesabının sorulacağı belirtildi.
Mahkemeye katılan avukatlar adına konuşan Av. Zeycan Balcı Şimşek, adalet mücadelelerinin devam edeceğini bu kararların onları vazgeçiremeyeceğini söyledi.
Kızıl Bayrak / İstanbul |