22 Şubat 2013
Sayı: KB 2013/08

 Kızıl Bayrak'tan
“Heyet krizi”, İmralı masası ve şovenist histeri
Beşir Atalay devrimcilere “terörist” dedi
Sermaye devleti faşist baskı ve
terörü tırmandırıyor!
KESK operasyonuna yaygın ve kitlesel tepki
KESK’e yönelik saldırı kınandı
ÇHD Genel Merkez Yöneticisi Av. Zeycan Balcı Şimşek ile AKP’nin yargı alanındaki saldırıları üzerine konuştuk
Sendikal harekette örgütlenme “atağı”!
Karanlıklar içinden güneşle gelen grev: NETAŞ
Kayseri İşçilerin Birliği Derneği kuruldu
“Vergi haftasında
ne kutlanacak!”
Devrimci sınıf faaliyetlerinden
Sınıf hareketinden

Çalışma tarzında köklü bir değişim ihtiyacı

Devrimci Kadın Kurultayı’nın ardından
Devrimci Kadın Kurultayı tebliğleri - 2
Tarihte kadın hareketleri / 3
Halep kentinin yağmalanmasından
Erdoğan ve hükümeti
sorumludur!
İslamcı Hamas gerici rejimlerin saflarında!
Meclis komisyonu
Mısır’da direniş yeniden yayılıyor
Emekçilerin öfkesi hükümetleri deviriyor!
Hegemonya krizi - “savaşları” / 2 - Volkan Yaraşır
Yeni YÖK Yasası
hükümetin gündeminden çıktı mı?
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

KESK’e yönelik saldırı kınandı

KESK’e yönelik devlet terörü, bir dizi kurum tarafından yapılan açıklamalarla kınandı.

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici yaptığı açıklamada AKP’nin pek çok kesimden muhalif hareketlere düzenlediği operasyonlar sonucunda kamu çalışanlarından hukukçulara, gazetecilerden öğrencilere, bilim insanlarından sanatçılara, Kürt siyasetçilerden CHP’lilere, devrimcilerden sosyal demokratlara varıncaya kadar binlerce muhalifi cezaevlerine doldurduğunu belirtti

AKP’nin diktatörlüğünü pekiştirmek için dışarıda bir tek muhalif kalmayıncaya kadar operasyonlarına devam edeceğini vurgulayan Ekici AKP’nin suçlarını ise şöyle tanımladı:

AKP bizzat Başbakan’ın ağzından, halkı karşı karşıya getiren nefret söylemleri kullanarak, ırkçı yaklaşımları besleyerek, bu ülkede adalet, hukuk, eşitlik ve özgürlük isteyenleri hedef göstererek de suç işlemektedir.”

Çağdaş Hukukçular Derneği adına yapılan açıklamada “Her gün, acaba bu hafta kime operasyon yapılacak endişesiyle uyanmaktayız” denilerek devlet terörünün geldiği boyut teşhir edildi.

KESK’in kamu emekçilerinin, ekonomik, demokratik ve sendikal alanda verdiği mücadelenin teminatı olduğunun belirtildiği açıklamada saldırı 12 Eylül ile kıyaslanarak şunlar söylendi:

Bugün 12 Eylül döneminden farklı olarak TMK Kapsamında başlatılan operasyonlarda, kurumların tüzel kişiliğine karşı herhangi bir işlem yapılmamakta, ancak yönetici ve üyelerine sayısız soruşturma ve dava açılarak demokratik kurumlar çalışılmaz hale getirilmektedir. Bu iktidarın Ali-Cengiz oyunudur”

İHD İstanbul Şubesi’nin yaptığı açıklamada HDK’ye yönelik linç girişimi, Çağlayan’da avukatlara saldırı ve KESK’e operasyon gibi örnekler sıralanarak devlet terörü tablosu çizildi. Açıklama şu sözlerle son buldu:

Tüm bu anti- demokratik uygulamaları, linç girişimlerini, saldırıları ve gözaltıları bir kez daha kınıyor, herkesi temel hak ve özgürlükleri sahiplenmeye, devlet saldırganlığına dur demeye çağırıyoruz.”

BDP Genel Merkezi’nin yaptığı açıklamada ise AKP hükümetinin kendisine muhalif hiçbir ses istemediği vurgulanarak “defalarca görüldüğü gibi bu operasyonlarla toplumsal muhalefeti susturamayacaktır” denildi.

Açıklamada şunlar söylendi: “Sendika basmanın, gözaltına almanın, aylarca tutmanın, zorlama iddianamelerle yargılamanın demokratikleşmeyle ilgisi yoktur.”

EMEP tarafından yapılan açıklamada operasyonun devletin emek ve demokrasi güçleri karşısında gösterdiği tahammülsüzlüğün son örneği olduğu vurgulanarak “Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıran yasal düzenlemelerin gündemde olduğu bir dönemde, bu saldırıların gerçekleşmesi ise oldukça manidardır” denildi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) de yaptığı açıklamayla “Devlet terörüne karşı birleşelim!” çağrısı yaptı. Geçmişte de KESK üye ve yöneticilerinin benzer saldırılara maruz kaldığını hatırlatan ESP, “AKP iktidarı faşizmi demokrasi diye yutturmaya çalışmakta ama artık mızrak çuvala sığmamaktadır” ifadelerini kullandı.

Halkevleri, yaptığı açıklamada KESK’e yönelik saldırılarla birlikte Samsun’da yaşanan linç girişimini ele aldı. “Karadeniz’de ‘provokasyon’, KESK’te ‘operasyon’ işte AKP faşizmi” başlıklı açıklama Karadeniz’deki saldırılara ve KESK’e yönelik operasyona karşı mücadele edileceğinin ilanı ile son buldu.

ÖDP adına yapılan açıklamada “Operasyonlar KESK`in meşru mücadelesini geriletmeye dönüktür” denilerek şunlar kaydedildi: “KESK, yıllardır emekçilerin meşru mücadelesi üzerine yükselmiş, iktidarların her tür baskı ve saldırılarını göğüsleyerek var olmuştur. Bugün de sonuç bundan farklı olmayacaktır.”

 

 

 

 

Devlet terörü lanetlendi!

 

Karadeniz turuna çıkan HDK heyetine yönelik yaşanan linç girişimi ve KESK’e yönelik operasyon yapılan eylemlerle lanetlendi.

19 Şubat akşamı Sarıgazi’de Aka-Der, BDP, BDSP, DHF, EMEP, ESP, Partizan’ın örgütlediği eylem, Demokrasi Caddesi Üçler Marketin önünde yürüyüşle başladı. Sloganlarla Sarıgazi Meydanı’na gelinerek basın açıklaması yapıldı. Faşist saldırılar ve operasyonlar kınandı.

20 Şubat’ta ise Kartal’da protesto yürüyüşü geçekleştirildi. Ahmet Şimşek Koleji’nin önünde toplanan ve yolu trafiğe kapatan kitle Kartalbaba geçidine geldi. Buradan Banklar Caddesi ve çay bahçelerinden geçerek Kartal Meydanı’na vardı.

Meydanda KESK MYK üyesi Ali Kılıç bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında KESK’e yönelik gerçekleştirilen operasyonları kınayarak asla mücadelenin engellenemeyeceğini belirten Kılıç, KESK’e destek veren herkese teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı. Eyleme BDSP de destek verdi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şubeleri de 20 Şubat akşamı gerçekleştirdikleri eylemle KESK üyesi kamu emekçilerine yapılan operasyonu protesto etti. Galatasaray Lisesi önünde toplanan PSAKD üyeleri adına yönetim kurulu üyesi Atilla Özdemir bir konuşma yaptı. Özdemir, “Müslüman Kardeşler’in Türkiye kolu” dediği AKP’nin hak arayan her kesime saldırdığını söyledi. AKP’nin ABD’nin Ortadoğu planları için çalıştığını söyleyen Özdemir, “Başkanımız serbest bırakılıncaya kadar, gözaltındaki arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar mücadelemize devam edeceğimizi buradan kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.

Basın metninin okunmasının ardından eylem, gözaltındakileri mahkeme süreçlerinde de yalnız bırakmama çağrısı yapılarak bitirildi.

Kızıl Bayrak / Kartal - Ümraniye

 

 

 

 

Trakya BDSP’den basın toplantısı

 

Trakya’da BDSP’lilere dönük baskı ve polis tacizi ile ilgili olarak 20 Şubat’ta bir basın toplantısı düzenlendi.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu tarafından yapılan açıklamada devlet terörünün yaygınlaştığına ve olağan hale getirildiğine vurgu yapılırken Sinop ve Samsun’daki saldırgan faşist güruhun iplerinin sermayenin elinde olduğu belirtildi. KESK üyesi kamu emekçilerine ve ÇHD’li avukatlara dönük saldırganlığın aslında tüm toplumsal muhalefeti hedeflediği belirtilen açıklamada, Çorlu Sağlık Mahallesi’nde ikamet eden Murat Bal ve arkadaşlarına dönük kesintisiz polis tacizi ve baskının devlet merkezli genel bir saldırının parçası olduğu vurgulandı. Son olarak da işçi sınıfı ve emekçilerin kızıl bayrağının Trakya semalarında dalgalanmaya devam edeceği belirtildi.

Ardından söz Murat Bal’a verildi. Bal, sürekli olarak ailesinin polis tarafından aranıp taciz edildiğini, Çorlu’da sıklıkla kimlik kontrolüne maruz kaldığını anlattı. Son olarak da Connect marka beyaz bir sivil polis otosunun mahalleyi gezerek kendileriyle ilgili şaibe yaratmaya çalıştığını, mahallelinin korkutulduğunu ve kendisinin mahalle emekçilerinden tecrit edilmeye çalışıldığını anlattı.

Konuyla ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunulacağının belirtildiği açıklamaya ESP de destek verdi.

Kızıl Bayrak / Trakya