23 Kasım 2012
Sayı: SİKB 2012/13 (46)

 Kızıl Bayrak'tan
25 yılın birikimi ile
Açlık grevleri sona erdi
İdris Naim Şahin Alevilere yönelik tehditlere destek verdi
“Ulusal İstihdam Strateji” saldırıları devam ediyor
Oyak Renault’da işten atılan işçilerden Yaşar Kula ile konuştuk
Sağlık alanının kapıları sermayeye açılıyor
31 DHF’li tutuklandı
Emekçiler devrim ve sosyalizm için buluştu!
İstanbul “İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği” etkinliğine
gelen mesajlardan
“İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” etkinliğine katılan
işçi ve emekçilerden
“Binlerce Alaattin olacak, sosyalizmi kuracağız!”
TKİP IV. Kongresi
Açılış Konuşması
Alaattin yoldaşın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz
Ekim devrimi ve kadın sorunu
Kadın, şiddet ve şiddetin türleri
İşçi direnişleri ve eylemlerinin
karakteri ve özellikleri
Volkan Yaraşır
Otomotiv sanayiinde kriz yayılıyor
Taksim Meydanı
Yayalaştırma Projesi
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Oyak Renault’da işten atılan işçilerden Yaşar Kula ile konuştuk…

Ağır çalışma koşullarına ve satış taslağına yeter dedik”

 

4 kişinin işini 1 kişi yapıyor”

- Renault işçisi neden bu kadar öfkeli?

- Fabrikada gerçekten ağır çalışma koşulları var. Bundan 13 yıl önceki çalışma koşulları ile bugünkü arasında dünyalar kadar fark var. 13 yıl önce işçi fazlaydı ve yapılan iş daha azdı. Daha rahat çalışıyorduk. Şimdi abartısız söylüyorum 4 kişinin işini 1 kişi yapıyor. Yapamayınca da savunma yazdırıyorlar. Psikolojik baskı yapıyorlar. “Dışarıda işsizler var”, “yapmak zorundasın” deniliyor. Mesela seni üretimden dışarıya çıkartıyor 1-2 saat çalıştırmıyor, üretimi izlettiriyor. Ya da fabrikada çalışmayan yedek işçiler var bu işçileri yer yer çalıştırıyor. Sen işi zor diye yapamıyorum dediğin zaman ona yaptırıyor ve “bak bakalım nasıl oluyormuş” diyor. Bunu görünce bu sefer insan üstü bir gayret göstererek işi yapmaya çalışıyorsun. Bu şekilde işi yürütmeye çalışıyorlar.

Şefler yıl başında prim alıyorlar. Daha da çok prim alalım diye üretimi daha da çok yükseltiyorlar.

Bu koşullarda Türk Metal’in bize sorulmadan hazırlanan taslağındaki yüzde 18’lik zam oranı artık yeter dedirti. Biz taslak hazırlanırken müdahil olmak istedik, bunlar Ankara’da hazırlandığını söylediler. Çünkü sendikaya güven yok; herkes yüzde 18 ile masaya oturursa ancak 5-6 en fazla yüzde 7’ye imza atılacağını düşünüyor. Bu eylemlerden sonra değişir mi onu bilmiyorum.

Fitili Türk Metalciler ateşledi”

- Eylem nasıl başladı?

- Şef montaj bölümüne haber göndermiş. Yediyi çeyrek geçe sendikanın toplantısı var, sonra yemeğe geçersiniz, sekizde de iş başı yaparız diye söylemişler. Biz de zaten işi bırakmak üzereydik. Bu arada diğer bölümlerde şube başkanı toplantı yapıyor. İşçiler “biz de konuşmak istiyoruz, soru sormak istiyoruz” diyorlar. “Gidin işinizin başına” diyerek işçileri tersliyor. Böylelikle de fitili ateşliyor. İşçiler şube başkanının ardından yuhalayarak tepkilerini gösteriyorlar. Bu tepki gittikçe çoğaldı ve bizim bulunduğumuz kaporta bölümüne kadar ulaştı. 300’ün üzerinde kişi geliyordu. Biz de alkış ve sloganlarla onlara katıldık. Oradan mekanik bölümüne gittik. Mekanikten motor bölümüne. Tabii bu arada bağrış ve çağrışlar sürüyordu. Motor bölümünden teslim bölümüne sonra da presse gittik. Tabii şefleri izin vermediği için işe devam edenler de oldu. Meydanda toplandık. Olaylara müdahale etmek için hiçbir sendikacı gelmedi. Geldiklerinde saat onbir buçuktu. Şube Başkanı’nın yanındaki ücretli paralı köpeği üzerimize saldırdı. İşçiler tepki gösterince de kaçırdılar. Bu arada fabrikaya herhangi bir zarar vermedik, çimlere bile basmadık.

Fabrikanın CEO’su, müdür yardımcısı aranızdan 5 kişi seçin görüşelim diyerek geldi. Ama biz bunun hepimizin sorunu olduğunu söyledik. Ne konuşulacaksa hep birlikte konuşacağımızı söyledik.

Bizim fabrika departmanı müdür de yürüyüş esnasında yanımıza geldi. Ne yapacağımızı sordu. Bunun ne zaman son bulacağını sordu. Biz de taleplerimizi söyledik. Taslağın geri çekilmesi ve Türk Metal’den istifa etmek istediğimizi söyledik. Türk Metal’den istifa edemeyeceğimizi söyledi. “Türk Metal fabrikadan gitmezse ne olacak?” diye sordu. Biz de “sabaha kadar devam ederiz” dedik. “Eylemi yapın ya da yapmayın diyemem” dedi.

Sendikacılar ise taslağın 40 bin metal işçisi için hazırlandığını ve geri çekilemeyeceğini söyledi. Yaptığımızın yanlış olduğunu söyledi. Biz “işten çıkarmalar olursa bunu önleyebilir misiniz, bize sahip çıkar mısınız?” diye sorduk. “Bunun garantisini veremem” dedi. İşçiler bunun üzerine yuhalamaya başladı. Eylem 23.30’da bitti. İşveren ise 00.00-8.00 vardiyasını getirmedi. Eylemin büyümesinden korktuğu için.

Ertesi gün işe gittiğimizde kartlarımız okunmadı. İlk başta 23 kişinin kartı okunmadı. Gece vardiyasında olan arkadaşlarımızdan da çıkışları verilenler var. Bu bilinçli olarak yapılıyor. Daha önceden sendikayı sorgulayan, sıkıştıran işçiler. Bu sendika tarafından hazırlanan bir liste. Çıkışların devam edeceği söyleniyor.

Türk Metal’e tepki göstermenin işten atılma sebebi olduğu fabrikada dile getiriliyor. Fabrika yönetimi Türk Metal’in fabrikada kalmasını istiyor.

Yeterince örgütlü olmadığımız için başaramadık”

- Metal işçilerine çağrınız nedir?

- Bizim eylemimiz ilk ve son değil. Bundan sonrası da gelecektir. Ne Türk Metal’e ne de patronlarına güvensinler. Eylemlerinin sonu ölüm de olsa sonuna kadar gitsinler. Sonuna kadar mücadele etsinler.

Komitelerini kursunlar. Komite olmadan olmuyor. Biz işte onu yapamadık. Baştan taban örgütlülüklerimizi sağlam kursaydık, içeride iyi bir şekilde örgütlenseydik kazanabilirdik. Bütün ünite ve bölümlerde örgütlülüklerimiz sağlamlaştırmamız gerekiyordu.

- Yaşadıklarınızla ilgili Türk-İş nezdinde girişimlerde bulunduğunuzu biliyoruz?

- Evet, işten atıldıktan sonra Türk-İş Bölge Temsilciliği’ne giderek Türk Metal’in Renault yönetimiyle işbirliği yaparak bizleri işten attırdığını belirterek, Türk-İş’in müdahale etmesini istedik. Onlar ise araştıracağız deyip bizi gönderdiler. İki gün sonra ise Türk Metal’e sorduklarını ama onların bu iddiaları yalanladığını, Renault yönetiminin ise kararından geri dönmeyeceğini ilettiğini söyledi. Türk-İş’in başka bir şey yapamayacağını da söyledi.

- Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?

- Bundan sonra hukuki süreci işleteceğiz. İşten atılan arkadaşların duyarlılıklarına da bağlı olarak çeşitli eylemler yapmayı düşünüyoruz. Hakkımızı yedirmek istemiyoruz. Tüm sınıf kardeşlerimizden mücadelemize destek olmalarını istiyoruz.

Kızıl Bayrak / Bursa

 

 

 

 

Yaşar Kula'nın eşi Leyla Kula:

Sonuna kadar yanında duracağım”

 

Sürekli mesailer yapılıyor. Eşim 12, 16, 18 saat çalışıyor. Çalışma koşulları ağır. Eşimin gitgide sağlık sorunları da patlak veriyordu. Fenalaşıyor, kol ve kas ağrıları yaşıyordu. Hemen hemen bütün işçilerde benzer sorunlar olduğunu da duyduk. İşte bu çalışma koşularından gelen büyük bir öfke var, bu öfke patladı.

Bu ağır koşullarda çalışan eşim sendikanın yapacağı sözleşmeyle yüzde 8 zam alırsa, bu 100 liralık bir ücret artışı demektir. Ama günümüzde neredeyse her gün her şeye zam yapılıyor. Doğalgazından elektriğine gıdasına kadar. Bu şartlar altında hem geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz hem de çocuk okutuyoruz. Bu koşullarda nasıl yaşanılır ki?

İşçi arkadaşların yaptığı eylemin onurlu bir eylem olduğunu düşünüyorum. Eşim de çocuklarının geleceği için eyleme katıldı. Onu destekliyorum, sonuna kadar yanında duracağım.