23 Kasım 2012
Sayı: SİKB 2012/13 (46)

 Kızıl Bayrak'tan
25 yılın birikimi ile
Açlık grevleri sona erdi
İdris Naim Şahin Alevilere yönelik tehditlere destek verdi
“Ulusal İstihdam Strateji” saldırıları devam ediyor
Oyak Renault’da işten atılan işçilerden Yaşar Kula ile konuştuk
Sağlık alanının kapıları sermayeye açılıyor
31 DHF’li tutuklandı
Emekçiler devrim ve sosyalizm için buluştu!
İstanbul “İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği” etkinliğine
gelen mesajlardan
“İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” etkinliğine katılan
işçi ve emekçilerden
“Binlerce Alaattin olacak, sosyalizmi kuracağız!”
TKİP IV. Kongresi
Açılış Konuşması
Alaattin yoldaşın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz
Ekim devrimi ve kadın sorunu
Kadın, şiddet ve şiddetin türleri
İşçi direnişleri ve eylemlerinin
karakteri ve özellikleri
Volkan Yaraşır
Otomotiv sanayiinde kriz yayılıyor
Taksim Meydanı
Yayalaştırma Projesi
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

25 yılın birikimi ile...

Sınıfı devrime kazanmak için!

 

Bugün bir tarafta emperyalist savaş ve saldırganlığın, öte tarafta kapitalist sömürü ve baskının dizginlerinden boşaldığı, iktisadi ve sosyal eşitsizliğin derinleştiği, tüm bunlara paralel olarak gelişen sınıf ve kitle eylemlerine her geçen gün yenilerinin eklendiği bir dünya tablosu ile karşı karşıyayız. Dönemin öne çıkardığı bu olgular ve gelişmeler, komünistlerin yükselttiği “devrime hazırlık” çağırısının güncelliğini, bir o kadar da yakıcılığını döne döne ortaya koymaktadır.

İçinden geçmekte olduğumuz tarihsel dönemin nesnel olarak gündeme getirmiş olduğu devrime hazırlık görevi, en başta günümüz dünyasının devrimci sınıfını, yani işçi sınıfını devrime hazırlamak, buna yönelik çabada mesafe almak demektir. Gelişmelere devrimci temelde müdahale edebilmenin ve elbette onlara yön verebilmenin yolu, her şeyden önce işçi sınıfına dayanmaktan, onu devrimci mücadeleye çekmekten geçmektedir. Bu başarılmaksızın, işçi sınıfı kendi bağımsız devrimci sınıf konumu üzerinden harekete geçirilmeksizin, değil tarihin akışına yön vermek, gelişen siyasal süreçlere müdahale etmek dahi mümkün olmayacaktır.

Yakalanması gereken temel halka:
Fabrika merkezli sınıf çalışması

İşçi sınıfını politik mücadeleye ve devrime kazanma görevi, bugün devrime hazırlık çağrısının yakalanması gereken en temel halkasını oluşturmaktadır. Zira devrime hazırlık her şeyden önce devrimin öncüsünü örgütlemeyi, bunun için de sınıf içerisinde sağlamca mevzilenmeyi gerektirir. Tam da bu çaba içerisinde devrimci sınıf partisini adım adım sınıf zemininde kökleştirmeyi gerektirir.

Yakın zamanda açıklanan TKİP IV. Kongresi Bildirgesi bu temel önemde ihtiyacı şöyle özetlemektedir:

“(...) Bütün bunlardan günümüz dünyasında her gerçek devrimci partiyi bekleyen en temel, en dolaysız, en öncelikli görev de kendiliğinden çıkmaktadır: Kendi toplumunun işçi sınıfını devrime hazırlamak, kendi devrimci hazırlığının esas kapsamını bununla anlamlandırmak, aynı anlama gelmek üzere, parti ile sınıfın devrimci birliğini hergünkü mücadele içinde geliştirip güçlendirerek geleceğe taşımak. Bu aynı zamanda bugünkü koşullarda proleter dünya devrimi sürecine en büyük, en anlamlı katkı, dolayısıyla proletarya enternasyonalizminin de en temel gereklerindendir.”

Buradan hareketle denebilir ki, önümüzdeki dönemde en başta sınıf çalışmasında katedilecek mesafe, komünistlerin önüne koymuş bulunduğu devrimci hazırlığın en somut ölçütü olacaktır. Bu sorumluluk bir yandan geniş sınıf kesimlerini devrimci siyasal mücadeleye kazanmayı, diğer yandan fabrika merkezli siyasal-örgütsel çalışmada yol almayı gerektirmektedir.

Sınıf çalışması ve siyasal süreçlere etkin müdahale

Bugün emperyalizme hizmette sınır tanımayan, uyguladığı yıkım programlarıyla işçi sınıfını açlığa ve yoksulluğa mahkum eden, Kürt halkına karşı inkar ve imha çizgisini sürdüren, ilerici-devrimci güçlere karşı baskı ve terörü süreklileştiren bir sermaye düzeni ile karşı karşıyayız. Bütün bunlar sınıf cephesinden militan siyasal bir mücadeleyle karşılanamadığı içindir ki, emekçilere ve ezilenlere yönelik saldırıların sonu gelmemektedir.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemde sınıf kitlelerine politik gündemler üzerinden etkin ve kesintisiz bir müdahale, onları bu eksende harekete geçirmek büyük bir önem taşımaktadır. Başta emperyalist savaş ve saldırganlık olmak üzere, Kürt sorunu, artan baskı ve devlet terörü vb. temel siyasal gündemler üzerinden işçi sınıfını politikleştirmek, devrimci politik etkiyi sınıf içerisinde yaygınlaştırmak yeni dönemin en öncelikli görevleri arasında yer almaktadır. Böyle bir çabanın kendisi bir taraftan işçi sınıfını kendi fabrikasının dar sınırlarının dışına çıkaracak, politik süreçlere kendi bağımsız sınıf kimliği ve hareketi üzerinden müdahil olmasını sağlayacaktır. Öte taraftan, tam da bu zemin üzerinde kendi partisi ile olan bağlarını güçlendirmesinin olanaklarını çoğaltacaktır.

Devrime hazırlık ve parti-sınıf ilişkisi

Devrimci sınıf partisi kendi sınıf zeminine oturamadığı koşullarda gerçek bir devrimci hazırlıktan bahsetmek mümkün değildir. “Devrimci sınıf partisi sınıfla bağ kurma süreci içinde gelişebilir ve bu aynı çaba içerisinde sınıfı devrime hazırlayabilir. Siyasal çalışma sözkonusu olduğunda devrime hazırlık, işin esasında sınıfı devrime hazırlamaktan başka bir şey değildir. Kuşkusuz ileri ve diri kesimleri üzerinden. Sınıf koca bir gövdedir; devrim başladığında bile sınıfın belli kesimleri hala da belli bir edilgenlik içerisinde kalabilirler. Önemli olan sınıfın nispeten ileri kesimleridir. Görevimiz bunlara ulaşmaktır, bunlarla bağlar kurmaktır, bunları gelmekte olan döneme hazırlamaktır. ” (TKİP IV. Kongre Açılış Konuşması)

Aynı şekilde devrimci sınıf, kendi siyasal örgütlülüğünden, onun önderliğinden yoksun olduğu sürece devrimci misyonunu yerine getiremez. Yalnızca tarihsel deneyimler değil, yanı sıra, Ortadoğu’dan Avrupa’ya ve Amerika’ya kadar yaşanan güncel gelişmeler de döne döne devrimci önderlik sorununun kritik önemini ortaya koymaktadır.

Sınıf devrimcileri önümüzdeki dönemin tüm görevlerini bu bakışla ele almalı, siyasal faaliyetin merkezine parti-sınıf ilişkisi ekseninde atılması gereken adımları koyabilmelidirler. Devrime hazırlık çağırısının gerçek manada ete kemiğe bürünmesi, bu doğrultuda atılacak somut adımlarla mümkün olacaktır.

Hayata geçirilen her faaliyetin yönü ve ruhu buna göre şekillenmeli, ortaya konulan her türlü enerji ve çaba buna hizmet edebilmelidir.

25 yılın birikimi ile işçi sınıfına!

25. yılını geride bırakan komünist hareket bu topraklarda küçümsenemeyecek bir birikim, değerler sistemi ve devrimci mücadele geleneği yaratmış bulunuyor. Sınıf devrimcileri, binbir emekle, dişle-tırnakla, can bedeli fedakarlıklarla yaratılan bu birikimin güvenceye alınması ve yarınlara taşınması sorumluluğu ile karşı karşıyalar.

Bu ise her şeyden önce varolan birikimin kendi maddi zeminiyle, yani işçi sınıfıyla bütünleşmesini gerektirir. Yeni dönemde 25. yıl eksenli her türlü faaliyet bu bakışla ele alınabilmeli, atılan her adımda bu birikimin işçi sınıfı ile bütünleşmesi hedefi gözetilmelidir. Bu başarıldığında, 25 yıllık emek ve birikim gerçek manada güvencelenebilecektir.