Kızıl Bayrak'tan...
Emperyalistlerle işbirlikçileri gericiliği ve saldırganlığı tırmandırmaya devam ederken, asıl sorun bu gerici cepheye karşı nasıl mücadele edileceğidir. Kuşkusuz ki egemenler bu kirli politikalarını hayata geçirirken meydanı hiç boş bulmadılar. Ne denli koyu bir faşist terör uyguluyor olsalar da ilericiler, devrimciler ve komünistler mücadele etmekten vazgeçmiyorlar. Polis-yargı eliyle örgütlenen gözaltı ve tutuklama terörüne boyun eğmiyorlar. Ancak bu kadarının bu kapsamlı saldırganlığın hakkından gelmek için yeterli olmadığı açık. Yapılması gereken daha güçlü bir karşı koyuştur ki, bunun ilk gereklerinden biri de birleşik mücadele zeminlerini yaratmaktır.
Bu haftaki kapak yazımız esas olarak birleşik mücadele ihtiyacı ve olanakları üzerinde duruyor, konuyu somut deneyimler ışığında tartışıyor. Özellikle de Irak'a yönelik emperyalist savaş sürecindeki platformlar deneyimini ele alıyor. Kuşkusuz yakın tarihimizde başka bazı ortak mücadele deneyimleri de var. Bunlardan birisi de yine bu haftaki sayımızın ana gündemlerinden olan 19 Aralık direnişi sürecinde F tipi hücre saldırısıyla bağlantılı oluşturulan platformlar deneyimidir. F tipi hücre saldırısına karşı devrimci güçlerin inisiyatifiyle kurulan hücre karşıtı platformlar, devrimci tutsakların o büyük direnişlerinin yol açıcılığıyla binleri seferber eden zeminler haline gelmişti.
Konu kapsamında yayınladığımız röportaj ve yazılarda, o süreçte yaşananlar, bu yönüyle de olumlu ve olumsuz yanlarıyla ele alınıyor. 19-22 Aralık katliam ve direnişini andığımız bu günlerde, bu unutulmaz tarihten öğrenmeye devam etmeliyiz.
***
Gazetemizde ele aldığımız tarihsel gündemlerden biri de Erdal Eren oldu. 12 Eylül karanlığının en yoğun olduğu dönemde yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren, faşizme karşı isyan çığlığı, aynı zamanda devrimci baş eğmezliğin sembolüdür. Katledilişinin 31. yılında Erdal Eren'i saygıyla anarken, onun ve katledilen daha nice devrimcinin hesabını bu düzenden soracağımızı bir kez daha haykırıyoruz.
***
Önümüzdeki günlerin en önemli mücadele gündemlerinden biri de, emekçilerin 21 Aralık'ta gerçekleştirecekleri grevdir. Hekimlerin grev kararına ortak olan kamu emekçileri, böylelikle işçi ve emekçiler cephesindeki geri tablonun değişmesi yolunda anlamlı bir çıkış yaptılar. Bu grevin başarılı geçmesi işçi ve emekçilerin mücadele saflarının toparlanması bakımından önemli sonuçlar doğurabilir. Bu bakışla 21 Aralık grevine aktif destek vermeli ve grev ruhunu bulunduğumuz alanlara taşımalıyız.
***
Liselilerin Sesi'nin Kasım 2011 tarihli 42. sayısı çıktı. Eksen Yayıncılık bürolarından ve kitapçılardan temin edebilirsiniz.
|