21 Ekim 2011
Sayı: SİKB 2011/40

 Kızıl Bayrak'tan
Gerici savaş ve saldırganlık
cephesini durduralım
Kirli savaşa son!
ABD düzmece iddialarla İran’ı tehdit ediyor, Türk devletini kışkırtıyor
Gözaltı ve tutuklama furyası
“Ekmek yoksa, pasta yiyin”
“Orta Vadeli” saldırı programı açıklandı
Devrimci işçilere sendikacı barikatı!
Hesap soralım!
Savranoğlu işçileri İzmir’e döndü
TİS Uzmanı İrfan Kaygısız:
“İşçi sınıfı üzerindeki baskı ve
sömürü artacak”
Başka dünya mümkün; sosyalizm!
Kapitalist metropollerde
protesto gösterileri!
‘’Yakında sizin kente geliyor” hazır mısınız?
Yunanistan: Emekçiler sel olup aktı
K-Pet’te direniş kazanacak!
Esir takası yapıldı.
Sendikal Güçbirliği Bursa Bölge Toplantısı
KESK grev hakkı için eylemdeydi
Asistan Hekim Kurultayı
gerçekleştirildi
Nitelikli ucuz yemek istiyorlar
Suzan Zengin
sonsuzluğa uğurlandı.
Kapitalist kriz ve devrim
“Bir mezarımız olsun”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

K-Pet’te direniş kazanacak!

Kıbrıs Türk Petrolleri’in (K-Pet) inkişaf sandığında bulunan yüzde 48 hissesinin de sermayeye peşkeş çekilmesine sessiz kalmayan Dev-İş Konfederasyonu’na bağlı Petrol-İş Sendikası üyelerinin 11 Ekim günü başlayan süresiz grevi devam ediyor. Bununla beraber Benzinciler Birliği, Alpet’ten K-Pet bayilerine akaryakıt verilmesi için taahhüt aldıklarını duyurdu. Özel bir şirket olan Alpet’in K-Pet istasyonlarına da yakıt dağıtması grev kırıcılığı olarak değerlendiriliyor.

Daha önce söz konusu şirketin yüzde 52’sinin özel bir şirkete devredilmesi ile deneyim kazanan işçiler ve sendika başkanları, mücadele kararlılıklarını Kızıl Bayrak’la paylaştı. K-Pet özelleştirildiği takdirde işsizliğe ve sefalete sürükleneceklerini söyleyen direnişçiler grev nedenlerini, karşı karşıya kaldıkları baskıları ve mücadele kararlılıklarını anlattı.


Mehmet Seyis (Dev-İş Genel Başkanı): K-Pet’te başlatılan süresiz grevin nedeni, K-Pet’teki kamu hisselerinin özelleştirilmesidir. Çünkü, özelleştirmenin; toplumun mallarının sermayeye devri ile toplumun çıkarları yerine sermayenin çıkarlarının önde tutulduğu bir uygulamadır. Bunun, sermayenin bir politikası olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede devam eden grevimizin talebi kamu hisselerinin kamuda kalmasıdır. Grev dokuzuncu gününü doldurmasına rağmen hükümet yetkilileri karmaşa yaratarak, doğru düzgün açıklama yapmamaktadır. El altından sermayeyle işbirliğine devam etmektedirler. Çalışanlarımız kararlıdır. Yüzde 100 katılımla sürdürdükleri grevde olumlu sonuç almadan vazgeçmeyeceklerdir. Biz halkın malını koruyoruz. Dolayısıyla bundan daha yerinde bir grev olamaz. Hükümet edenlerden kamuyu doyuracak bir açıklama yapmalarını bekliyoruz.


Mustafa Soykan (Petrol-İş Genel Sekreteri): Grevimizin dokuzuncu gününde, grev için herhangi bir nedenimiz olmadığı yönünde açıklama yapmaktadırlar. Ayrıca bizim bu süreçte yazmış olduğumuz yazılar belgelidir. Grevi kırma çabaları sonuçsuz kalacaktır. Grevimizin olumlu sonuçlanacağından şüphemiz yok. Tüm grev kırıcılıklara rağmen işçiler grevi zafere taşımak iddiasındadır. Grev kıranlar, hükümet ve K-Pet bayileridir.


Aytekin Aydoğdu (Petrol-İş üyesi): Biz halkın malının satılmasına karşıyız. Hükümetlerin ülkede bulunma sebepleri sorunları çözmektir. Hükümet, hiçbir sorunu olmayan ve tıkır tıkır işleyen işyerini sorun haline getirmiştir. Hükümet edenler bu sorunların sebebidir.


Şefika Asım (Petrol-İş üyesi): Grevimizin nedeni kamuya ait malların özelleştirilmesidir. Bunun peşinden elektrik, telefon dairesi gibi yerlere sıra gelecektir. İşçiler daha düşük maaşlarla daha kötü şartlarda çalıştırılacaklardır. Mücadelemizde sonuna kadar kararlıyız. Duyarsız kalanlar utansın.

Kızıl Bayrak / Kıbrıs

 

 

 

Nürnberg’de işçi toplantısı

Almanya’nın Nürnberg kentinde Araştırmacı yazar Volkan Yaraşır’ın katılımıyla gerçekleştirilen eğitim toplantılarının 5.’si 16 Ekim günü yapıldı. 60’ın üzerinde işçinin katıldığı toplantı dört bölümde sunuldu.

Toplantının açılış konuşmasını bir işçi yaptı. Ardından ise Volkan Yaraşır söz aldı.

Yaraşır, kapitalizmin kabesi Amerika’nın merkezinde 65 kişiyle başlayan Wall Street başkaldırısının kapitalizmin diğer kabeleri olan Londra, Paris ve diğer merkezlerinde yankısını bulduğunu anlattı. Kapitalist sisteme karşı ortaya konan bu anlamlı tepkilerin nedenlerine değindi. Bu çerçevede, krizin geçmiştekilerden de büyük bir kriz olduğunu ve kimilerinin iddia ettiği gibi bir avuç kapitalist şirketin kötü niyetinin sonucu olmadığının altını çizdi.

Krizin faturasının işçi ve emekçilere ödettirilmeye çalışıldığını, bu amaçla gerçekte birer soygun paketi olan ‘’tassaruf paketleri’’nin devreye sokulduğunu, işçi sınıfının ve emekçilerin buna grevler, genel grevler, fabrika işgalleri ve direnişlerle yanıt verdiğini belirtti.

Volkan Yaraşır anlatımını Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) üzerinden sürdürdü. GOP’un hedeflediği bölgenin Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkaslar ve Uzakdoğu’yu kapsadığını söyleyen Yaraşır, bu bölgenin enerji ve doğalgaz kaynağı bir bölge olduğunu hatırlatarak bölgenin emperyalist güçlerin kıyasıya rekabetine sahne olduğuna dikkat çekti.

Kuzey Afrika’da halk ayaklanmalarının patlak verdiğini ve devrimci sürecin oluştuğunu söyleyen Yaraşır, bu devrimci kalkışmaların devrimci bir önderlikten yoksun olduğunu dile getirdi. Libya’nın NATO tarafından işgal edilmesinin ve Suudi Arabistan’ın Yemen ve Bahreyn’deki haraketleri bastırmasının iki karşı-devrimci girişim olduğunu söyledi.

Bu aynı süreçte, Erdoğan üzerinden bölgede ılımlı İslam projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Yaraşır, Türkiye’deki gelişmelere ve bu çerçevede Türkiye’nin gelecekte karşı karşıya kalabileceği muhtemel sorunlara da değindi. Türkiye’nin üç ciddi sorunu olduğunu belirten Yaraşır, bunlardan ilkinin 80 milyar doları bulan cari açık, ikincisinin 300 milyarı bulan dış borç, üçüncünün ise sıcak para olduğunu ifade etti. Bunlardan herhangi birinin Avrupa ülkelerine akması durumunda Türkiye’nin iflasın eşiğine gelebileceğini belirtti.

Eğitim semineri, örgütlenmenin, özellikle de taban örgütlenmesinin yakıcı önemi üzerinde yapılan hararetli tartışmaların ardından, ‘’Yaşasın işçilerin birliği!” sloganıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak / Nürnberg

 

 

 

Enerji tekellerinin gözü Türkiye’de

Türkiye Avrupalı enerji tekellerinin iştahını kabartıyor. HES’lere ve termik santrallere büyük sermayeler yatıran tekeller, AKP hükümetinden yeni destek ve teşvikler bekliyorlar. Bu amaçla Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen bir konferansta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a taleplerini ilettiler.

Toplantı sırasında bir haber ajansına konuşan EWE adlı enerji tekelinin Yönetim Kurulu Üyesi Willem Schoeber, Türkiye enerji piyasasında hem büyük fırsatlar, hem de büyük zorluklarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Türkiye’deki çalışmalarının stratejik nitelikte olduğunu belirterek, hükümetten ellerini rahatlatacak yeni düzenlemeler talep etti.

AB sürecinde enerji piyasasında liberalizasyona giden ve özelleştirmeleri hızlandıran bu nedenle 2011 AB İlerleme Raporu’nda övgüler alan AKP hükümeti, yine de bu tekellerin beklentilerini karşılayabilmiş değil. Enerji tekelleri kamu kuruluşu BOTAŞ’tan duydukları rahatsızlığı dile getiriyorlar. BOTAŞ’ın doğalgazı piyasa fiyatının altında satması onları rahatsız ediyor.

Türkiye’nin AB sürecine tam destek verdiklerini belirten tekel temsilcileri, Enerji Bakanı Taner Yıldız’a taleplerini doğrudan iletmiş oldular. Yıldız da onlara “enerji piyasasında liberalizasyon ve özelleştirme hedeflerine bağlı oldukları” sözünü verdi.