8 Temmuz 2011
Sayı: SİKB 2011/26

 Kızıl Bayrak'tan
İçeride efelik taslayanlar dışarıda uşaklıkta sınır tanımıyor...
Emperyalizmin uşaklarından
halklara dost olmaz!...
Düzenin siyasal krizi ve Kürt sorunu
Katil devlet 18 yıl sonra yine işbaşındaydı!
Madımak'ta insanlık 2. kez utandı
Katliam ülkenin dört bir yanında lanetlendi...
BDSP’nin 2 Temmuz anmalarından
PTT direnişi büyüyor
“Direniyorum öyleyse varım!”
KESK Genel Kurulu sona erdi
Demokratik ve mücadeleci bir sendikal haraket için
On sendikadan güç birliği!
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat…
Suriye’de durum
karmaşıklığını koruyor
Lübnan direnişini silahsızlandırma
planı tutmayacak!
“Sosyalist Enternasyonal” Atina’da toplandı
Emekçiler ‘grev’ dedi
İşte kapitalizmin futbolu: Para-mafya-şike!
Gerillalar sonsuzluğa uğurlandı
Çorum’u devlet hazırladı itirafı
Nükleer santraller ölümdür,
­izin vermeyelim!
Rakamlar kadının ezilmişliğine
Zilan: Kürt halkının
mücadele ateşi!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çorum’u devlet hazırladı itirafı

Haziran ve Temmuz aylarında 57 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan Çorum Katliamı’nın sermaye devletinin bilgisi ve yönlendirmesi dahilinde olduğunu gösteren itiraf, 1976-1981 arasında Çorum’da başsavcı olarak görev yapan Ertem Türker’den geldi.

Devlet katliamı hazırladı

Devletin kanlı katliamlarının şablonu aynı temellere dayanıyor. Sivas’ta, Hrant Dink cinayetinde ve daha pekçok katliamda olduğu gibi devlet katliamın gerçekleşmesi için gerekli zemini hazırlıyor. Yetkililer ya katliama seyirci kalarak ya da örtbas ederek, katilleri koruyarak sonuca gidiyor.

“Devlet aymazlık içindeydi” diyen Türker de yeterince önlem alınmadığını söylüyor.

Birkaç gün önce Ankara’da Bakan Gün Sazak öldürülmüştü. Olaylar ‘Çorum’a geliyorum’ diye bağırıyordu. Çorum Valisi’ni uyardım. Vali, emniyet müdürüne sordu. Emniyet müdürü, ‘Korkmayın tedbirinini aldık’ dedi. Olayların ‘Geliyorum’ dediği dönemde, biz atış eğitimi ve talim yapıyorduk, kim atış yapacak da akşam yemeği alacak diye. Bu büyük bir aymazlıktı” diyerek devletin koşullarını hazırladığı katliamın gerçekleşmesini beklediğini ifade etmiş oluyor.

Polisler yanlıydı”

Türker açıklamalarında dönemin başbakanı Demirel’in “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz” sözlerini hatırlattı. Türker’in polislerin iktidarın tarafında olduğunu vurgulayan ifadeleri polisin arkasına devleti alarak cinayet işlemekten sakınmadığını gösteriyor. “Onlara göre, Aleviyseniz peşinen komünistsiniz, komünistseniz Sovyetler’densiniz, düşmansınız demekti” diyerek bazı polisler Alevilere ve solculara karşı çatıştığını belirtiyor. Türker şunları söylüyor: “Polis korumam Ekrem Bağna üç polisle birlikte cinayetten hüküm giydi. Korumalığımdan ayrıldıktan hemen sonra olaylarda yanlı hareketleri olmuş ve mahkûm olmuştur. Cinayetten... (Ekrem Bağna Çorum’da Servet Yıldırım isimli bir kişiyi dört polisle birlikte öldürmekten 36 yıl hapis cezasına mahkûm oldu.)”

Katiller ödüllendirildi

Katliamı hazırlayan devletin katillerini nasıl koruduğunu ise Türker’in şu ifadeleri özetliyor: “Çorum davaları 3. Ordu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde, Erzincan’da görüldü. Davalar ayrı ayrı; sıradan öldürme, yaralama ve hakaret davası gibi muamele gördü. Oysa hepsi irtibatlıydı. Davaların sağlıklı sonuçladığına inanmam”



Çorum katliamı unutulmadı

Çorum Katliamı 31. yılında Çorum’da gerçekleştirilen yürüyüşle lanetlendi.

Alevi örgütleri, emek ve meslek örgütleri ile devrimci ve ilerici kurumlardan oluşan kitle eylem için Bahabey Caddesi’nde toplanarak Gazi Caddesi üzerinden kent merkezinde bulunan Saat Kulesi önüne yürüdüler.

Eylemde “29 Mayıs – 4 Temmuz 1980 Unutmadık, unutmayacağız” şiarlı pankartı açıldı. Saat Kulesi önüne gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından Çorum Alevi Kültür Derneği Başkanı Nurettin Aksoy tarafından bir konuşma yapılarak, Çorum’u kana bulayanların açığa çıkarılmasını talep edildi.

Daha sonra bileşenler adına ortak açıklamayı KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü  ve Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk okudu. Öztürk, “Bu etkinliğin amacı kabuk bağlamış yaraları değil, bu katliamların neden ve sonuçlarını her kesimin gözünden ortaya koyarak bir daha benzer olayları tezgahlamaya çalışanların heveslerini kursaklarında bırakmaktır” dedi.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Turgut Öker ve Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Selahattin Özel’in konuşmalarının ardından eylem sloganlarla sona erdi.

 

 

 

Savcıdan keyfi soruşturma

Hopa’da Metin Lokumcu’nun polis tarafından katledilmesini protesto edenlere yönelik keyfi baskılar sürüyor.

Ankara’da Eski Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel, Hopa’daki polis terörünü protesto etmek için eylem yapan sendika yöneticileri ve demokratik kitle örgütü temsilcileri hakkında soruşturma başlattı.

KESK Eski Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, BES Genel Başkanı Osman Biçer, Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, ESM Başkanı Mustafa Şenoğlu, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile İHD Genel Başkanı Türkdoğan da soruşturma kapsamında ifadeye çağrıldı.


Basına muhbirlik dayatması

Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı tüm basın yayın kuruluşlarına bir yazı gönderdi. Erdoğan’ın Hopa mitingi öncesi, esnası ve sonrasında meydana gelen olaylar ile Metin Lokumcu’nun cenaze törenine ilişkin yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm görüntü ve fotoğrafların kendilerine gönderilmesini istedi.

Savcılığa 10 gün içinde cevap vermenin zorunlu olduğunun belirtildiği yazıda eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkansız ise sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceğinin belirtilmesi gerektiği bildirildi. Aksi halde sorumlular hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesine aykırılıktan adli işlem yapılacağı duyuruldu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) bu talebe tepki göstererek Basın Yasası’na göre gazetcilerin böyle bir zorunluluğunun olmadığını belirttiler.


Çorlu’da polis provokasyonu

Çorlu’da 2 Temmuz akşamı gerçekleştirilen iki farklı etkinlik de kolluk güçleri tarafından engellenmek istendi.

Halk Kıraathanesi önünde Sivas katliamı ile ilgili bir anma etkinliği gerçekleştiren TKP’liler program sırasında polisler tarafından taciz edildiler. Etkinlik boyunca kamerayla görüntü alan sivil ve resmi polisler, etkinliğin ardından 6 TKP’liyi gözaltına aldı. Etraftaki insanlar ve anmaya katılanlar da polisin keyfi tutumuna tepki gösterdi. Gözaltına alınan 6 kişi 3 Temmuz günü serbest bırakıldı.

Akşam aynı saatlerde Ergene Platformu’nun başlattığı kampanya kapsamında imza toplandı. Çevrede yaşayan insanlara “sanayi atıklarının dereye boşaltılmasına son verilmesi”, “derenin temizlenip arıtılması”, “başta deri sektörü olmak üzere bölgedeki tüm emekçiler için işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması” için seferber olma çağrısı yapıldı. Faaliyet sonlandırıldığı esnada, faaliyete destek veren BDSP’lilerin önü sivil giyimli bir polis tarafından kesildi.

İmzaların valiliğe dönük toplandığı gösterildi ve ne bu ne de başka bir çalışma için izin alınmayacağı söylendi. Polis komünistlerin çalışmayı sahiplenen net tutumu karşısında “ekip çağırıyorum, ayrılmayın” tehdidinde bulundu. Önce devrimcilerin ayrılmasını engellemeye çalışsa da kısa süre bu tutumundan vazgeçmek zorunda kaldı.

Kızıl Bayrak / Çorlu