1 Temmuz 2011
Sayı: SİKB 2011/25

 Kızıl Bayrak'tan
Düzenin siyasal krizi ve olasılıklar
Emperyalist/siyonist güçlerin yanında saf tuttular!
Bir elinde anayasa
diğerinde polis copu
Dicle tepkisi sokakta
AKP hükümeti baskı ve terörü tırmandırıyor
“İşkence sokağa taşındı”
İşkenceciye ve katillere
yüksek tolerans!
Sivas Katliamı lanetlendi
Alaattin Karadağ cinayeti davasında 4. duruşma
Birleşik Metal’de gerilimli
genel kurul
Düzenin apolitizmine karşı devrimci politizasyon
“Ortak bir platform oluşturacağız”
Ontex önünde dayanışma etkinliği
Casper’da dayanışma etkinliği.
Sağlık emekçileri uyardı
Yunanistan’da emekçiler kararlı
Emekçiler IMF anlaşmasını
çöpe attı
ABD Afganistan’dan çekiliyor(!)...
I. Dünya Emekçi Kadın Konferansı’nın deneyimleri paylaşılıyor...
Burdur Cezaevi’ndeki katliam girişiminin 12. yıl dönümünde Veli Saçılık ile konuştuk.
İzmir’de 15-16 Haziran paneli
“Şirket Hikayeleri” adlı tiyatro oyununun oyuncuları ile konuştuk
Eti Gümüş'ten ÇMO'ya dava!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

I. Dünya Emekçi Kadın
Konferansı’nın deneyimleri paylaşılıyor

Geçtiğimiz Mart ayında Venezuela’nın başkenti Caracas’ta düzenlenen I. Dünya Emekçi Kadın Konferansı’nın deneyimleri, 25 Haziran Cumartesi günü Almanya’nın Bielefeld kentinde düzenlenen etkinlikle paylaşıldı.

MLPD ve BİR-KAR tarafından düzenlenen toplantıya yaklaşık 60 kişi katıldı. Almanya ve Hollanda delegeleri olarak I. Dünya Emekçi Kadın Konferansı’na katılan BİR-KAR Kadın Komisyonu üyesi iki kadının deneyimlerini paylaştıkları etkinlik, konferansın 8 Mart’ın 100. yıl kutlamalarına ait görüntülerin yer aldığı videonun izlenmesiyle başladı.

Gösterimin ardından, konferans süreci ve bu süreçte yaşanan sorunların geniş biçimde anlatımı ve alınan nihai kararların aktarımından oluşan bir sunum yapıldı. Dünya Emekçi Kadınlar Konferansı fikrinin ilk kez MLPD temsilcisi Monica Gartner-Engel tarafından ortaya atıldığını açıklayan konuşmacı, 8 Mart’ın 100. yılı olan 2011’de Venezuela’da böylesi bir konferansın yapılması kararının alındığını dile getirdi. Konferansın yapılmasının kesin bir karar haline gelmesi ile birlikte, her ülkede her ulustan kadınların içinde yer aldığı çalışma gruplarının oluşturulduğunu söyledi. Buradaki çalışmaların çok yararlı olduğunu, en yararlı tartışmaların ise kadın örgütleri arasındaki enternasyonal ilişkiler konusunda yapıldığının altını çizdi. Sunumda, hazırlık sürecinde aktif görev alan kadınların finansman sorunu gibi zor sorunları dahi yaratıcılıkları ile çözdükleri belirtildi.

Konferansa katılmak isteyen Kolombiyalı yüzlerce kadının sınırdan içeri sokulmaması gibi olumsuzluklar bir yana bırakılırsa, konferansın pek çok tartışmaya sahne olduğu vurgulandı. Hemen her konuda atölye çalışmalarının yapıldığı, bununsa verim ürettiği ve her konuda kararların ortak iradeyle belirlendiği belirtildi.

Sonuç olarak, 1 Mayıs’ta, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde alanlarda olmak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü tarihsel ve sınıfsal özüne uygun biçimde kutlamak ve çocuk emeğinin sömürülmesine karşı mücadele etmek gibi son derece anlamlı kararların alındığı hatırlatıldı. II. Dünya Emekçi Kadınlar Konferansı’nın, beş yıl sonra Asya kıtasındaki bir ülkede yapılacağı açıklandı.

Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğu dile getirilerek sunum bitirildi.

Sunum Almanca ve Türkçe olmak üzere iki dilde gerçekleştirildi. Alman bir dostun sunduğu şarkılar eşliğinde Venezuela’da çekilen fotoğraflar gösterildi. Ardından, konferansa dair sorular soruldu. Bu kısımda bir saati bulan canlı tartışmalar yaşandı.

Tanıtım toplantısı gözle görülür bir ilgiyle izlendi ve katılımcılar tarafından verimli bulundu. Halaylarla sona eren etkinliğin başında, Ontex direnişi hakkında bilgilendirmede bulunuldu. Direnişlerinin 130’lu günlerinde olan Ontex işçilerinin kararlı tutumları selamlandı ve direnen işçilerle dayanışma çağrısı yapıldı. Sunumu gerçekleştirenler için toplanan bağışlar ve çay satışından elde edilen 150 Euro Ontex direnişçilerine gönderilecek.

BİR-KAR Kadın Komisyonu / Bielefeld

 

 

Serbest çalışma hakkı için yürüdüler

3 Ağustos 2010 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı yönetmelik gereği, yıllardır sadece muayenehanede hizmet veren hekimler, fiziki şartları yerine getiremedikleri için muayenehanelerini 4 Ağustos 2011 tarihinde kapatacak ve işsiz kalacaklar.

Serbest çalışma haklarının ellerinden alınmasını protesto eden İstanbul Tabip Odası 26 Haziran günü Taksim’de yürüyüş düzenledi.

1500’den fazla hekimin biraraya geldiği eylem Tünel’de başladı, Taksim Gezi Parkı’ndaki yapılan basın açıklaması ile sona erdi.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, Sağlık Bakanlığı’nın yapmaya çalıştığının hekimlerin pazarlık güçlerini ortadan kaldırmak ve hekimleri çaresiz bırakarak sağlık tekellerine mahkum etmek olduğunu belirtti.

TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ise, eylemin muayenehaneler için değil hekimin serbest çalışma hakkı için yapıldığını vurgulayarak Danıştay’ın bu yönetmelikleri iptal edeceğinden emin olduklarını belirtti. Aksi durumda her sağlık merkezinin, her muayenehanenin birer eylem yeri olacağını belirtti.

Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliği çerçevesinde belirlediği ve üzerinde hasta ve hekim giremez yazan kapıya steteskoplarını ve diplomalarını üzerine çakarak eylemlerine son verdiler.


Göçükler can aldı

Erzincan’da tren yolunda yapımı süren kar tünelinde meydana gelen göçük sonucu 2 işçi hayatını kaybetti. Tunceli yol ayrımı yakınlarında meydana gelen olay sırasında Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü’ne ait tren yoluna inşaa edilen kar tünelinde 30 işçi çalışmaktaydı. Tünelin üst kalıplarını yapan 7 işçi kalıbın çökmesi sonucu göçük altında kaldı. İşçilerden ikisi kendi imkanlarıyla kurtulurken, vücutlarının yarısına kadar toprak altında bulunan 3 işçi de, arkadaşları tarafından kurtarıldı. Toprak altından çıkarılamayan iki işçiye ise olay yerine gelen sivil savunma ekipleri ulaşabildi.

Manisa’da Soma Kömür İşletmeleri’ne bağlı Eynez Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir maden ocağında 28 Haziran akşamı göçük meydana geldi. Emniyet teknikeri olarak çalışan 24 yaşındaki Azmi Tozlu isimli işçi göçük altında kaldı.

Tozlu diğer işçiler tarafından göçük altından çıkarılırken Soma Devlet Hastanesi’ne götürülürken yolda hayatını kaybetti.

 

 

 

Çay üreticisi kadınlar AKP’yi bastı

Çay sezonunun başlamasıyla AKP hükümetinin politikaları nedeniyle tepkilerini birçok kez eylemlerle dile getiren çay üretecileri Rize’de AKP binasını bastı. Çayları elinde kalan kadınlar muhattap bulamayınca AKP Güneysu İlçe binasına girdi.

2011 yılı 1. sürgün yaş çay sezonunun kapanmasına az bir zaman kala çayları elinde kalan kadınlar önce Çaykur’u aradılar. Bu çabaları karşılıksız kalınca AKP Güneysu İlçe Başkanı Halil Turan’ı telefonla arayarak çaylarını satamadıklarını, ellerinde yandıklarını söyleyerek yardım istediler. Buradan da olumsuz yanıt alan kadınlar öfkelerini AKP’nin Güneysu ilçe teşkilatını basarak gösterdiler. Kadınlar bina girişine ellerinde kalan çayları döktüler.

Sezonun başlamasıyla birlikte çay üreticileri önce Ardeşen ilçesinde eylem yaptılar. Daha sonra Çaykur’a ait Taşlıdere çay fabrikasını bloke ettiler. Çaykur bu eylemden sonra üreticilerin ellerindeki çayı almak durumunda kaldı.