25 Mart 2011
Sayı: SİKB 2011/12

 Kızıl Bayrak'tan
Kurultaylar ve sınıfın
mücadele gündemleri
Erdoğan: “NATO’nun ne işi var Libya’da?”
Bir yağma savaşı, iki farklı dünya
Yüzbinler Newroz
alanlarında buluştu!...
Newroz ateşi alanlarda harlandı!..
Düzenin ve CHP’nin
sosyal demagoji ihtiyacı! ..
İlk adımı Süsler Doruk işçileri attı...
Yaşasın grev,
yaşasın dayanışma!
Konak’tan Ontex’e direniş köprüsü
ÇEL-MER Çelik’te kirli oyunlar/PTT iccilerinden zincirli eylem
İşçiler kurultaylara yürüyor...
Emperyalist saldırganlığa karşı Ortadoğu halklarıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltelim!
Kanlı ve kirli ellerinizi
Libya’dan çekin!
Arap dünyasında isyan
dalgası sürüyor
Bölgesel gericiliğin mızrak başı:
Suudi Arabistan.
Nükleer karşıtı protestolar
ve görevlerimiz
Nükleer protestoları sürüyor
Almanya’da onbinlerin
katıldığı coşkulu Newroz
Newroz ateşi kampüslerde
Haklarımıza göz koyanlara
İstanbul’u dar edelim!..
Şerzan Kurt davasında erteleme
T. Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ile konuştuk...
3 Nisan eylemi ve sendikal
birlik üzerine..... 
Emek örgütleri: Susmayacağız!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Şerzan Kurt davasında erteleme

Muğla’da polis tarafından katledilen Şerzan Kurt’la ilgili açılan davanın 4. duruşması 16 Mart günü Eskişehir’de yapıldı. Davada herhangi bir gelişme olmazken tutuklu yargılanan polis Aytekin İçmez’in tahliye istemi de reddedildi.

Duruşma için Şerzan’ın arkadaşları sabah saatlerinde adliye önünde toplandılar. Sayıları 300’e yaklaşan kitle içerisinde BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız ve KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar da bulunuyordu. Adliye önünde Şerzan’ın katillerinin yargılanmasını isteyen kitle içerisinden bir grup duruşmayı izlemek için mahkeme salonuna girdi.

Daha önceki duruşmalarda olduğu gibi bu duruşmada da bir kez daha sivil faşistler provokasyon girişiminde bulundu. Polis barikatlarına yaklaşan bir kişi barikatlara Türk bayrağı asarak provokasyon yaratmak istedi. Ancak başarılı olamadı.

Şerzan’ı başından vurarak ölümüne neden olan Aytekin İçmez’in tahliye talebi reddedilerek dava yine 19 Ocak, 16 Mart tarihlerinden sonra yine devletin katliam tarihlerinden biri olan 6 Mayıs’a ertelendi.

Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan BDP İl Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Altun şunları söyledi: “16 Mart yine kara bir tarih olarak karşımızda. Bizler her zaman savaşa, katliamlara, baskı ve zulme hep karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Başka Halepçeler, Beyazıtlar, Şerzanlar yaşanmasın diye eşitlik, barış ve kardeşlik için mücadele edeceğiz.”

Şerzan Kurt geçiğimiz yıl 11 Mayıs günü sivil faşist saldırıların ardından polis kurşunuyla katledilmişti.

Aklama duruşması başladı

Antalya’da “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla 18 yaşındaki Çağdaş Gemik’i kurşunlayarak katleden polis Mehmet Ergin hakkındaki kararın, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından bozulmasının ardından davanın yeniden görülmesine 22 Mart günü başlandı.

Sermaye devletini ve onun eli kanlı katillerini aklama görevi üstlenen yargı, Çağdaş Gemik’in katili polis hakkında yerel mahkemece verilen kararı bozmuş, Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Gemik’i ensesinden vuran polisin, ‘olası kastla adam öldürme’ suçundan değil, ‘kasten yaralama suçundan’ “cezalandırılmasına” karar vermişti. PVSK ve TMY ile öldürme yetkisiyle donatılan polisi koruyan düzen mahkemesi bu karar ile katil polisin cezasının yarı yarıya indirilmesine olanak sağlayacak.

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmaya Çağdaş Gemik’in babası Haşim Gemik ve annesi Sevgi Efe’nin yanısıra Antalya Özgürlükler Derneği, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Parti, ÖDP, Eğitim-Sen, Avukat Behiç Aşçı ve yazar Temel Demirer de katıldı.

Kurumlar adına yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi: “Bu kanlı utanç tarihinden güç alarak Çağdaş’ı vuran polis, ellerinin sıcak tutulmasından güç alarak tetiği çekti. Bugün de bu mahkeme ile adalet mekanizması onun cezasını tüm insanlığın gözüne baka baka düşürmeye, serbest bırakılmasının yolunu açmaya çalışıyor”

Karar çelişkili

Duruşmanın ardından basına açıklama yapan Avukat Münip Ermiş, Yargıtay’ın bozma kararındaki çelişkilere dikkat çekerek şunları söyledi:

“Yargıtay 1. Ceza Dairesi bozma kararında, ‘Hayati bölgeler hedef alınarak ateş edildiğini gösteren kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı anlaşılmıştır’ ifadesini kullanarak yaralama sonucu ölüme neden suçundan cezalandırılmasını yani cezanın 6 yılın altına indirilmesini istemektedir. Oysa aynı daire, bu polisin kesinlikle elini beline atıp silah çıkarma yetkisi olmadığını söylemektedir. Daire bir taraftan ‘Sanık mağdura doğru iki el ateş etmiş ve sanık ensesinden aldığı tek kurşunla ölmüştür’, diğer taraftan ise ‘Hayati bölgeler hedef alınarak ateş edildiğini gösterir yeterli kanıt yoktur’ demektedir”

 

 

 

“Katillerle aynı sofraya
oturan bizden değildir!”

Gazi katliamının 16. yılında gerçekleştirilen anmanın ardından Gazi Cemevi yöneticilerinin Gazi Emniyeti ile yemek yemesine yönelik tepkiler sürüyor.

Yemeğin basına yansıması ve deşifre olması üzerine şehit aileleri ve Gazili emekçiler katillerle aynı sofraya oturanlara tepkilerini gösterdiler. Yemeğe katılanların hiçbir şekilde şehitleri, şehit ailelerinin ve emekçi Gazi halkını temsil etmediğini ifade eden Gazililer gerçekleştirdikleri eylemlerle yemeğe katılanları istifa etmeye ve yaptıkları davranışın bedelini ödemeye çağırdılar.

BDSP, DHF, Partizan, ESP, PDD, Devrimci Hareket, Alınteri, Halkevleri, TKP, Gazi Dersim Derneği, Gazi Pir Sultan Abdal Cemevi Derneği’nin çağrısıyla 19 Mart akşamı eski karakolda toplanan Gazili emekçiler burada “Katillerle oturan bizden değildir / Gazi Halkı” imzalı pankart açarak yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş de ilk olarak 75. Yıl Mahallesi Muhtarlığı’nın önüne gelindi.

Burada yapılan konuşmalarda “Katillerle aynı sofraya oturarak şehitlerimizin yarattığı değerleri kişisel çıkarları için pazarlık malzemesi haline getirenler, hiçbir şekilde şehitlerimizi ve gazili emekçileri temsil etmemektedir. Katillerle oturan bu işbirlikçiler er ya da geç yaptıklarının hesabını verecektirler. Sizleri bu işbirlikçilerden hesap sormaya şehitlerimize ve değerlerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz” denildi.

Buradan Dörtyol’a, ardından Zübeyde Hanım Mahallesi Muhtarlığı’na oradan da Gazi Cemevi önüne gelindi. Yemek yiyenlere istifa çağrısı yapıldı. Ardından Gazili bir emekçi söz alarak Cemevinin ve muhtarların “biz oraya sadece durum değerlendirmesi yapmaya gittik devlet bizi oyuna getirdi” söylemlerinin yalan olduğunu ifade etti. Karakolda katillerle yenilen yemeğin ifade edildiği gibi aniden gelişmediği, günler öncesinden planlandığı vurgulandı.

Eylemin devamında bir şehit yakını söz olarak konuşma gerçekleştirdi. “Katillerle aynı sofraya oturanlar şehitlerimize ihanet etmiştir” diyerek yaptıkları davranışın bedelini ödetme çağrısı yaptı.

Şehit yakınının yaptığı konuşmanın ardından basın açıklamasına geçildi. Açıklamada devletin katliamcı kimliğine değinildi. AKP hükümeti eliyle hayata geçirilen Kürt açılımı ve Alevi açılımı ile devletin kendi Kürt’ünü, Alevi’sini yaratmaya çalıştığı vurgulandı. Katillerle aynı sofraya oturanların devletin bu kirli oyununun bir parçası olduğu vurgulandı.

500 kişiye yakın katılımın olduğu yürüyüşe Dersimli sanatçı Mehmet Ekici, yerel sanatçı Hasan Ali Esenler, Alibeyköy PSAKD’den ve Okmeydanı Munzur Çevre Derneği’nden temsilciler katılarak destek verdiler.

Kızıl Bayrak / GOP