25 Mart 2011
Sayı: SİKB 2011/12

 Kızıl Bayrak'tan
Kurultaylar ve sınıfın
mücadele gündemleri
Erdoğan: “NATO’nun ne işi var Libya’da?”
Bir yağma savaşı, iki farklı dünya
Yüzbinler Newroz
alanlarında buluştu!...
Newroz ateşi alanlarda harlandı!..
Düzenin ve CHP’nin
sosyal demagoji ihtiyacı! ..
İlk adımı Süsler Doruk işçileri attı...
Yaşasın grev,
yaşasın dayanışma!
Konak’tan Ontex’e direniş köprüsü
ÇEL-MER Çelik’te kirli oyunlar/PTT iccilerinden zincirli eylem
İşçiler kurultaylara yürüyor...
Emperyalist saldırganlığa karşı Ortadoğu halklarıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltelim!
Kanlı ve kirli ellerinizi
Libya’dan çekin!
Arap dünyasında isyan
dalgası sürüyor
Bölgesel gericiliğin mızrak başı:
Suudi Arabistan.
Nükleer karşıtı protestolar
ve görevlerimiz
Nükleer protestoları sürüyor
Almanya’da onbinlerin
katıldığı coşkulu Newroz
Newroz ateşi kampüslerde
Haklarımıza göz koyanlara
İstanbul’u dar edelim!..
Şerzan Kurt davasında erteleme
T. Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ile konuştuk...
3 Nisan eylemi ve sendikal
birlik üzerine..... 
Emek örgütleri: Susmayacağız!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Nükleer protestoları sürüyor

Stuttgart

19-21 Mart günlerinde Stuttgart yine çeşitli eylemlere sahne oldu. Bir tarafta 6 yıldır süren ve işsizliğe, yoksulluğa ve hak gasplarına karşı mücadelenin sembolü olan Pazartesi eylemleri/Montagsdemo, diğer yandan nükleer karşıtı protesto eylemleri yapıldı. Bu eylemler ise tarihi Stuttgart tren istasyonunun önünde gerçekleştirilmekte olan S-21 karşıtı eylemle birleşti. Burada yaklaşık bir saat süren bir miting gerçekleştirildi.

Mitingde, ağırlıklı olarak nükleer santral karşıtı konuşmalar yapıldı. Konuşmaların ortak ekseni, kapitalizmin insanlık düşmanı karakterinin teşhir edilmesiydi. Bu çerçevede, kapitalizmin insanlığa hiçbir gelecek sunmadığı ve sunmayacağı vurgulandı. Bunalımların, savaşların, yıkımların ve acıların olmadığı, güvenli bir gelecek özlemi dile getirildi. Yapılan konuşmaların ardından yürüyüşe geçildi. Yol boyunca ağırlıklı olarak nükleer karşıtı öfkeli sloganlar atıldı. Belli bir güzergahtan geçilerek, tekrar eylemlerin başlangıç noktasına gelindi. Burada tekrar çeşitli konuşmalar yapıldı. Gösteri, kültürel etkinliklerin ardından sona erdi.

Kent nüfusunun yüzde yirmisinden fazlasını göçmen emekçiler oluştururken buna karşın, göçmenlerin bu eylemlere katılımı oldukça sınırlı düzeyde.

 

Bielefeld

Yaklaşık bin kişinin katıldığı eylemde açılan döviz, pankart ve sloganlarla atom santrallerinin bir süre durdurulması yerine derhal kaldırılması talebi dile getirildi. Gencinden yaşlısına kadar her kesimden insanın katıldığı eylem baştan sona coşkuluydu. Bielefeld’in merkezi Jahnplatz’da toplanan kitleye yapılan konuşmalarda “Almanya’daki Atom santrallerinin güvenli olmadığı, işletme ve hükümetin yaptığı açıklamaların yetersiz olduğu” dile getirildi.

Konuşmalardan sonra Japonyalı bir gencin kaleme aldığı ve oradaki felaketi net bir şekilde gözler önüne seren mektup okundu. Ardından İstasyon caddesinden tren garına yürüyen kitle burada da sloganları net ve tok bir şekilde duyurduktan sonra atom enerjisini kullanan Bielefeld şehir enerji santraline doğru yürüyüşe geçtiler. Burada yapılan konuşmaların ve atılan sloganların ardından kitle dağıldı. BİR-KAR mitinge atom karşıtı sloganların ve güvenli geleceğin sosyalizmle mümkün olduğunu vurgulayan dövizlerle katıldı.

 

Köln

Köln’de 21 Mart günü Dom kilisesi önünde eylem gerçekleştirildi. Eyleme 500 civarında kişi katıldı. Uzun bir süreden beri MLPD tarafından organize edilen Hartz-IV karşı Pazartesi eylemleri, birkaç haftadır nükleer karşıtı kitlesel eylemlere dönüştü.

Bu haftaki eylemin konusu nükleer santraller oldu. İsteyen eylemciler alanda kurulan açık mikrofondan konuya ilişkin görüşlerini ifade ettiler. Atom enerjisinin hem pahalı ve hem de insan ve çevreye zararlı bir enerji türü olduğu, bu enerji türünde ısrar edilmesinin asıl amacının büyük tekellerin çıkarlarından ileri geldiği, söylenenin aksine Almanya’daki santrallerin de hiç de güvenli olmadığı ve derhal kapatılması gerektiği vb. düşünceler konuşmacıların dile getirdiği ortak düşünceler oldu.

Bir katılımcı gitarıyla nükleer santrallerine ilişkin bestelediği bir şarkıyı söylerken, “Nükleer santraller derhal kapatılsın!” sloganı kitle tarafından sık sık tekrarlandı.

Kızıl Bayrak / Stuttgart - Bielefeld - Köln

 

 

 

Paris’te Mart ayı katliamları lanetlendi

Gazi, Halepçe, Beyazıt ve Kızıldere’de katledilenler 18 Mart Cuma akşamı saat 18.00’de Türkiyelilerin yoğun olarak yaşadığı Strasbourg St-Denis kemer önünde gerçekleştirilen eylemle anıldı. Eylemde katliamlar lanetlendi.  

ACTİT, ATIK Paris, BİR-KAR, FDHF, ODAK ve Yaşanacak Dünya tarafından gerçekleştirilen anma, devrim ve sosyalizm yolunda şehit düşenler anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Açıklamada metin Fransızca ve Türkçe okundu. Türk devletinin katliamcı geleneğinden bir şey kaybetmediği, katliamların unutulmayacağı ve unutturulmayacağı belirtildi. Eylem boyunca, “Kahrolsun faşist Türk devleti!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Paris

 

 

 

Kapitalizm öldürür...

Güvenli gelecek sosyalizmde!

Önce deprem, ardından tsunami ve son olarak da nükleer santrallerin tahrip olmasından kaynaklı radyoaktif sızıntı tehdidi nedeniyle Japon halkı bir büyük felaketle karşı karşıya. Daha şimdiden bilanço korkunçtur. Onbinin üzerinde insanın yaşamını yitirdiği ileri sürülüyor. Bir o kadarı da kayıp. Dahası nükleer santrallerdeki hasar radyoaktif sızıntıya yol açıyor. Bu ise gerçek bir felakettir ve sadece Japon halkını değil, dünyadaki milyonlarca insanın yaşamını da tehdit ediyor.

İşçiler, emekçiler!

Japonya’da yaşanan bu büyük felaket Avrupa’da ve özellikle de Almanya’da da bir büyük sarsıntıya neden oldu. O kadar ki, temiz bir çevre, insanla barışık bir doğa ve güvenli bir gelecek arayışı ve özlemi içinde olan, bunalımlardan, yıkımlardan, acılardan, emperyalist savaş ve iç savaşlardan bıkmış yığınlar anında sokağa çıktılar, öfke yüklü protestolar gerçekleştirdiler. Sadece Stuttgart’da 60 bin kişinin katıldığı dev bir gösteri yapıldı. Kadını-erkeği, yaşlısı-genci ile Stutgart ve çevre bölgelerdeki halk, 45 kilometrelik bir insan zinciri oluşturdu. Daha düne kadar, ‘’bizim santrallerimiz güvencelidir’’ diyenler, en başta da, işbaşındaki Merkel hükümeti, yükselen nükleer karşıtı bu protestolar karşısında geri adım attı, daha doğrusu atmak zorunda kaldı. Yıldırım hızıyla nükleer santralleri kapattıklarını, bakıma aldıklarını açıkladılar.

Şüphesiz ki bu geçici bir karardır ve Almanya’da büyüme potansiyeline sahip nükleer santral karşıtı hareketin daha da büyüyüp, sistem karşıtı bir harekete dönüşmesini engellemek amacıyla alınmıştır. Bu kararın yerel seçimlerin gündemde olduğu bir süreçte alınmış olması ise, ayrıca dikkate değerdir. Sonuç olarak bu karar, hükümetin sinsi ve aldatıcı yeni bir manevrasından başka bir şey değildir. Hiçbir inandırıcılığı bulunmamaktadır.

‘’Nükleer enerji sevdası’’ kapitalizmin, onun EON, RWE, ENBW ve Vattenfall gibi enerji tekellerinin vazgeçilmez sevdasıdır. İnsan yaşamının, temiz çevre ve insanla barışık doğa istemi ve özleminin bunun yanında hiç ama hiçbir değeri yoktur. Kapitalist tekellerin tek tanrısı vardır; kar, daha fazla kar. Ne olursa olsun onlar, asla bundan vazgeçmezler. Gerçek tam olarak budur.  

Avrupa’nın yerli-göçmen, doğulu-batılı tüm uluslarından işçiler, emekçiler, ilerici ve devrimciler!

Kapitalizmin doymak bilmez kar hırsı ve nükleer enerji sevdası, gelinen yerde insanlığı bir büyük felaketin eşiğine getirmiştir. Kapitalizm, çevreyi kirleterek, doğayı tahrip ederek, insanlığı yıkıma uğratarak ilerliyor. Kapitalizm bunalımlardan, yıkımlardan, acılardan, emperyalist savaşlardan ve iç savaşlardan başka, insanlığa hiçbir gelecek sunmuyor. Kapitalizm yaşatmıyor, öldürüyor.

Bilim doğrulamakta, tarihsel deneyimler ve güncel gelişmeler döne döne kanıtlamaktadır ki, temiz bir çevre, insanla barışık bir doğa ve güvenli bir gelecek sadece ve sadece sosyalizmle mümkündür. İnsanlığın büyük özlemi olan sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız, herkesin bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine özgür olduğu yaşanılası bir dünya özlemi de, ancak ve ancak sosyalizmle bir gerçek haline gelebilir.

O halde,

Kahrolsun kapitalizm!

Temiz bir çevre, sağlıklı bir doğa ve güvenli bir gelecek için, sosyalizm!

Türkiye Komünist İşçi Partisi Yurtdışı Örgütü (TKİP-YDÖ) 

23 Mart 2011