25 Mart 2011
Sayı: SİKB 2011/12

 Kızıl Bayrak'tan
Kurultaylar ve sınıfın
mücadele gündemleri
Erdoğan: “NATO’nun ne işi var Libya’da?”
Bir yağma savaşı, iki farklı dünya
Yüzbinler Newroz
alanlarında buluştu!...
Newroz ateşi alanlarda harlandı!..
Düzenin ve CHP’nin
sosyal demagoji ihtiyacı! ..
İlk adımı Süsler Doruk işçileri attı...
Yaşasın grev,
yaşasın dayanışma!
Konak’tan Ontex’e direniş köprüsü
ÇEL-MER Çelik’te kirli oyunlar/PTT iccilerinden zincirli eylem
İşçiler kurultaylara yürüyor...
Emperyalist saldırganlığa karşı Ortadoğu halklarıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltelim!
Kanlı ve kirli ellerinizi
Libya’dan çekin!
Arap dünyasında isyan
dalgası sürüyor
Bölgesel gericiliğin mızrak başı:
Suudi Arabistan.
Nükleer karşıtı protestolar
ve görevlerimiz
Nükleer protestoları sürüyor
Almanya’da onbinlerin
katıldığı coşkulu Newroz
Newroz ateşi kampüslerde
Haklarımıza göz koyanlara
İstanbul’u dar edelim!..
Şerzan Kurt davasında erteleme
T. Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ile konuştuk...
3 Nisan eylemi ve sendikal
birlik üzerine..... 
Emek örgütleri: Susmayacağız!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emperyalist saldırı protesto edildi

İstanbul

NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik, emperyalist haydutların Libya’ya dönük saldırısını 21 Mart akşamı Taksim’de gerçekleştirdiği eylemle protesto etti. ABD ve İngiltere ile birlikte saldırının temel aktörlerinden olan Fransa’nın İstiklal Caddesi girişindeki konsolosluk binası önünde basın açıklaması yapan Birlik bileşenleri, emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundular.

Galatasaray Lisesi önünde buluşan Birlik bileşenleri, buradan “Libya’ya dönük emperyalist işgale hayır! Emperyalist haydutlar Libya’dan defolun!” pankartı ile Fransız Konsolosluğu önüne yürüdüler. Birlik bileşeni devrimci ve ilerici kurumlar kendi flamalarıyla eyleme katıldı.

Fransız Konsolosluğu önüne gelindiğinde Birlik adına basın açıklaması gerçekleştirildi.  Emperyalistlerin “demokrasi götürme” vaatleriyle dünya ölçeğinde gerçekleştirdiği yıkım ve katliamlar örneklenirken Yugoslavya’dan Ruanda’ya, Afganistan’dan Irak’a, emperyalist müdahalelerin ortaya çıkardığı sonuçlara değinildi. “Emperyalistlerin müdahale ettiği hiçbir coğrafyada halklara özgürlük gelmemiştir. Halkların tescilli katilleridirler. Tarihleri budur” denildi. Emperyalistlerin tek düşündüğünün daha fazla yağma ve daha fazla sömürü olduğuna dikkat çekilen açıklama şöyle sürdü:

“Libya’da farklısını düşünmek için hiçbir neden yoktur. Emperyalist yağmacıların tek derdi, fırsatını bulmuşken Libya’nın petrol zenginliğine bizzat el koymaktır. Aynı zamanda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk ayaklanmalarının kendileri için yarattığı tehlikeyi bertaraf etmek, emekçi halklara gözdağı vermektir”

AKP, CHP ve MHP’sinden ordusuna tüm düzen güçlerinin BM’nin kararlarına uymaktan bahsedip, saldırıya onay verdikleri vurgulandı. BM’in görevinin emperyalist çıkarlar için gerçekleştirilen saldırıların noterliğini yapmak olduğuna da değinilen açıklamada, alınan söz konusu kararın hiçbir meşruluğunun olmadığı ifade edildi.

Basın açıklaması şu sözlerle noktalandı:

“Emperyalistler ve işbirlikçilerinin saldırılarına asla sessiz kalmayacağız! Bu saldırılar derhal durdurmalı, İncirlik ve diğer ABD üsleri kapatılmalı, Libya’daki işgale ortak olunmamalıdır.”

Partizan ve Tüm-İGD’nin destek verdiği eylem atılan sloganlarla sona erdi.

 

Eskişehir

Emperyalistlerin Libya’ya yönelik müdahalesi 20 Mart günü Eskişehir’de devrimci ve ilerici kurumlar tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi. 

Adalar Migros önünde yapılan basın açıklamasında Libya halkının özgürlüğe ne Kaddafi diktatörlüğünce ne de emperyalist haydutların işgali ile kavuşabileceği ifade edildi. Libya halkının kendi direnişleri sonucunda Libya’ya özgürlük getirebileceğine vurgu yapıldı. Emperyalizmin yenileceği, direnen halkların kazanacağı belirtilerek açıklama sonlandırıldı.

BDP, DHF, EHP ve ESP’nin örgütlediği eyleme BDSP de destek verdi.

 

Gençlik Libya halkının yanında

Libya’ya yönelik emperyalist saldırı 22 Mart Salı günü Ankara’da gerçekleştirilen eylemle protesto edildi.

İlerici ve devrimci gençlik örgütleri tarafından örgütlenen eylem “Emperyalizm elini Libya’dan çek” ozalitinin açılmasıyla başladı. Devrimci demokrat öğrenciler Libya halkının yanında olduklarını bir kez daha haykırdılar. Basın açıklamasında, emperyalistlerin bugün Ortadoğu’da “özgürlük ve demokrasi götürmek için” fiili bir işgal başlattığı, bu işgalin daha önce Irak’tan bilindiği vurgulandı. Son olarak direnen halkların mutlaka kazanacağı vurgulanarak basın açıklaması bitirildi.

Ekim Gençliği, Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB), DPG, Devrimci Yolda Özgürlük, EHP Gençliği, Kurtuluş Yolunda Dev-Genç, ÖEP, ÖGD, SGD ve Tüm-İGD’nin örgütlediği eyleme yaklaşık 60 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul - Eskişehir - Ankara

 

 

 

Devletin ‘tokat hassasiyeti’

BDP Milletvekilleri Sabahat Tuncel ve Bengi Yıldız’ın polis terörüne karşı gösterdiği haklı tepki sermaye hükümetinin şefleri tarafından saldırganlıkla karşılandı. Ayrıca Tuncel hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Kürt halkının tepesinden sobayı eksik etmeyenler peşisıra açıklamalarda bulunarak işi BDP’lilere hakaret etmeye vardırdılar. Kürt halkına imha ve inkarı dayatanlar, en ufak bir eylemde gaz bombaları yağdıranlar, Kürt çocuklarını katledenler BDP’lilere ders vermeye kalktılar.

Sabahat Tuncel’in polise tokat atmasını yorumlayan Tayyip Erdoğan hukuki sürecin başlatılmasını istediklerini belirtti.

Kürt halkının yanısıra işçi ve emekçilere, gençlere yapılan azgınca saldırıları onaylayan, onlara yönelik devlet terörünü aklayan Erdoğan ve eski içişleri bakanı Beşir Atalay, BDP’lilerin haklı öfkesini kirli propagandalarına malzeme yapmaya çalıştılar.

Erdoğan şunları söyledi: “Milletvekili sıfatına rağmen, eline taş alıp sokaklara çıkacak kadar, kamu görevlisine el kaldıracak kadar, aklını, mantığını, izanını yitirenlere rağmen, millet sağduyu içinde kutlamasını yaptı”

Atalay ise Sabahat Tuncel’in yanısıra Bengi Yıldız’a da saldırgan açıklamalarla yüklendi. “Yazıklar olsun o milletvekillerine” dedi.

“Kürt halkına yapılan zulme niye ses çıkarmıyorsunuz?”

Tuncel, polisin tazyikli su ve gaz bombalarıyla kendilerine saldırdığını söyleyerek “Kürt halkına her gün tokat atılıyor, gaz bombalarıyla saldırılıyor, çoluk çocuk kadınlar yaralanıyor. Başbakan bizi eleştireceğine, bunlara karşı öncelikli görevini yapsa daha iyi olurdu” dedi.

Kendisinin polis memuruyla sorunu olmadığını ifade eden Tuncel, “Daha önce de burada Milletvekili arkadaşımız Sevahir Bayındır, aynı saldırıya maruz kalmış kalçası kırılmıştı. Sonuçta Başbakan’ın buna cevap vermesi gerekirdi. Ama ne yazık ki Başbakan Kürtlere reva gördüğü şiddeti, polis devletinin gücünü göstererek yerine getiriyor” Kürt halkına yapılan baskı ve zulme karşı ise kimsenin ses çıkarmadığını ifade etti.

Yıldız ise “Batman’ın ortasında bizi darp eden polisler konusunda İçişleri Bakanı ne yaptı? Polisler için soruşturma izni vermeyen bu densiz İçişleri Bakanı ve hükümetin başı Erdoğan’dır” diyerek ikiyüzlü açıklamala tepki gösterdi.

“Bizim orada neye tabi tutulduğumuzu ya bilmiyor ya da bilerek saygısızlık yapıyor. Bizi, emrindeki polislerin, kapıkulu olan kaymakam ve valilerin dövebilmesini normal görüyor. Bu açıklamalar seviyesiz ve densiz açıklamalardır ve kendisinin diktatörlüğe gittiğini gösteriyor” dedi. Başbakan’ın zulmeden valisine, polisine karşı kendilerinin de sıradan vatandaşlar gibi direneceklerini söyledi.

 

DTK ve BDP'den 'sivil itaatsizlik'

DTK ve BDP Eşbaşkanları Türk devletinin çözümsüzlük ısrarına dikkat çekerek, “Kürt sorununun çözümü için sivil itaatsizlik” eylemlerine başlayacaklarını duyurdular.

Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun çözümünde Kürt halkının inisiyatif alacağını belirterek, "Anadilde eğitim", "Siyasi tutukluların serbest bırakılması", "Siyasi ve askeri operasyonlara son verilmesi" ve "Yüzde 10 barajının kaldırılması" talepleriyle alanlara çıkacaklarını ve hükümetten somut bir cevap alana kadar meydanlarda olacaklarını söyledi. Demokratik direniş haklarını kullanacaklarını ve çatışmalara mahal vermeden alanlarda olacaklarını kaydeden Demirtaş, “Bizim karşımıza güvenlik güçlerini göndermeyin, bize İçişleri Bakanı’nı gönderin. Muhatabımız güvenlik güçleri değildir” ifadelerini kullandı.