11 Mart 2011
Sayı: SİKB 2010/10

 Kızıl Bayrak'tan
İktidarlarını sağlama almak için dizginsiz gericilik ve zorbalık!
İnkarcılığına karşı
isyan ateşi harlanmalıdır!
İnkara, asimilasyona, tasfiyeye ve
imhaya son!
“Kadın erkek birlikte mücadeleye!.."
Ankara’da coşkulu 8 Mart
Yaşamın yarısından
kavganın yarısına!
Emekçi kadınlarla 8 Mart alanında konuştuk
Metal işçileri tarih istiyor
Metal işçileri grev istiyor
MİB GREVle dayanışmaya
çağırdı
Ontex’te sendika bürokratları suçunu itiraf etti
İzmir’de kurultay çalışmaları
Halkları köleleştirme
planları iflas ediyor!
Yemen’deki amerikancı rejimi
kaçınılmaz sona yaklaşıyor
Tahrir’den Wisconsin’e
mücadele büyüyor
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da
isyan dalgası
Dünyadan.
2011 Dünya Kadınlar Konferansı’nda enternasyonal mücadele çağrısı
Avrupa’da 8 Mart
TTB Merkez Konseyi üyesi Osman Öztürk’le konuştuk.
Üniversitelerden...
“Bu İŞte bir ‘iş’ var..”
Eğitim-Sen şubelerinde
genel kurul
Hüseyin Hoca’nın anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz!
16 Mart 1978 Beyazıt
katliamını unutmadık!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tahrir’den Wisconsin’e
mücadele büyüyor

Kapitalizmin merkezi Amerika’da Şubat ayının ortalarında başlayan eylemlere hız kesmeden devam eden emekçiler “krizin faturasını ödemeyeceğiz” şiarını yükseltiyorlar.

ABD’nin Wisconsin eyaletinin Cumhuriyetçi Valisi Scott Walker’in öncülüğünde işçi ve emekçilere yönelik saldırı yasaları dayatılıyor. Hazırlanan yasa ile işçi maaşlarının azaltılması ve sendikal hakların ortadan kaldırılması öngörülüyor. Böylece de eyaletin artan borç açığının kapatılması hedefleniyor. Wisconsin eyaletinin 4 milyar dolara yaklaşan bütçe açığını kapatmak için emekçilerin birçok hakkı gasbedilmeye çalışılmaktadır. Kamu çalışanlarının toplu iş sözleşmelerinin iptali, işçilerin kazanılmış haklarının gaspı ve toplu iş sözleşmesi düzeninin ortadan kaldırılmasını içeren yasa bununla da sınırlı kalmamaktadır. Ayrıca bu yasayla, elektrik santrallerinin ve toplu taşımanın özelleştirilmesi hedefleniyor.

Bu saldırı yasasına karşı sendikalı işçiler ve kamu çalışanları başta olmak üzere öğretim görevlileri, çeşitli kamu çalışanları, öğretmenler ve lise öğrencilerinden oluşan 100 bin kişi eyalet meclisinin etrafında toplanarak eylem yaptı. 14 Şubat tarihinden itibaren de eyaletin başkenti Madison’da bulunan meclis binasını işgal eden emekçiler yasa tasarısının meclisten geçmesini önlemeye çalıştılar. İşgalin yanı sıra meclisin ve senato üyelerinin toplanmasına da engel olundu. Tüm bu eylemler devam ederken 26 Şubat günü eyalet meclisinde yasa tasarısının onaylanması için toplanan meclisin karşısında 70 bine yakın insan toplanarak saldırılara karşı durdular. Tüm bunlara rağmen yasanın meclisten geçmesini engelleyemeyen emekçilerin öfkesi giderek artmaktadır. Şimdi emekçilerin bu tasarının yürürlüğe girmesini önleyebilmek adına bir şansları daha bulunmaktadır. Eyalet meclisinde kabul edilen yasanın yürürlüğe girebilmesi için Temsilciler Meclisi’nden de onay alması gerekmektedir. Şimdiki hedef eylemlerin süreklilik kazanarak saldırı paketinin yasalaşmasının önlenmesidir.

Wisconsin Valisi Walker Kasım ayında koltuğa oturmuştu. Çiçeği burnunda vali sendikaları etkisizleştirme çabalarıyla küresel çaptaki ekonomik krizin faturasını emekçilere yüklemeye çalışmaktadır. Böylelikle büyük kapitalist tekellere vergi indirimine giderken, emekçilerin sosyal haklarını gasbederek kemer sıkmaya çalışmaktadır. İş başına gelir gelmez bu cüretkarlığı gösteren vali diğerleri gibi hangi sınıfın safını tuttuğunu belli etmiştir. Ayrıca işçi ve emekçilere tehditler yağdıran vali, halkın tepkisinden çekinen meclis üyelerinin görüşmelere gelmemelerine karşı “tutuklama emri çıkartırım” diyebilmektedir. Hatta daha da ileri giderek, eylemlerin devam etmesi halinde topluca işten çıkarmalara başlamakla tehdit etti.

Ayrıca Amerikan sağını temsil eden Çay Partisi ve Fox News kanalı protestoculara karşı karalama politikası yürütmektedir. Onlara göre protestocular birer iç düşmandır. Bu alçak propagandayla kamuoyu oluşturulmaya çalışılmaktadır. Eylemcilerin sokaklarda isyan ettiği sırada Çay Partisi de 2 bin kişiyle eylem yaparak protestocuları provokasyona alet etmeye çalıştı. İşçi ve emekçilerden oluşan 70 bin eylemci ise faşist provokasyona geçit vermemek için böyle bir eyleme müdahale etmedi. Böylece karalama politikalarına karşı birleşik bir güç olduklarını gösterdi.

Ayrıca sendikaların meşruiyetini de tartışan vali Walker’in temel hedefi örgütlenme özgürlüğüdür. Kamuda sendikaların yasaklanmasıyla emekçilerin mücadelesi engellenmek isteniyor. Sendikaların varlığını tehdit eden bir başka konu da, sendikaların üyelerinden talep ettiği aidatların yasa dışı ilan edilmesidir. Bununla sendikaların en önemli gelir kaynağı kurutulmak isteniyor ve varlıkları tehdit ediliyor. ABD’de sendikalı olanların çoğunluğu kamu çalışanlarıdır. Özel sektörde sendikalaşma oranı yüzde 9 gibi düşük bir orana sahipken kamuda sendikalaşma oranı yüzde 40’lara varmaktadır. Kamu emekçilerini örgütsüzleştirmenin yolu Wisconsin’de açılacak ve diğer eyaletlere de hızla yayılması sağlanacaktır.

Saldırı yasasının bir öncü hamle olduğunun bilincinde olan Amerikalı emekçiler kendi eyaletlerinde sokaklara dökülerek Wisconsin’deki duruma müdahil olmuşlardır. Binlerce insan meclis ve valiliklere yürüyüşler gerçekleştirerek hak gasplarının önüne geçmek istemektedirler. Sınıf mücadelesinin bu yaygınlığı karşısında cumhuriyetçiler ve “demokrat” Obama halkı sükunete çağırmaktadır. Oysa daha dün Obama hükümeti devrik lider Mübarek’i Tahrir Meydanı’ndaki halkın sesini dinlemeye davet ediyordu. Tüm bu ikiyüzlülüklerin karşısında emekçi halk ise Wall Street Borsası’na lanet yağdırıp, sendikalaşmanın kendilerini güçlendirdiğini haykırıyorlar.

Mali krizlerin tek sorumlusu olan bu sermaye baronları böylelikle yol açtıkları küresel krizin bedelini emekçilerin üzerinden çıkarmaya çalışmaktadır. Wisconsin eyalet valisi de söz konusu yıkım yasasıyla, emekçilerden yapılacak kesintilerle 2 yılda bütçedeki 137 milyon dolarlık açığın kapatılacağını söylemektedir. Bu söylem tam bir demagojidir. Bütçe açığının 4 milyar dolar olduğu söylenmektedir, bu durumda 137 milyonluk tasarruf hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bütçe açığının kapatılması yalanı, Vali Walker’in göreve geldiğinden bugüne dek büyük kapitalist tekellere 150 milyon dolarlık vergi indirimi yaptığı gerçeğiyle düpedüz ortaya çıkmaktadır.

Emperyalist-kapitalist düzenin merkezi Amerika’da insanlar yıllarca sistematik depolitizasyona maruz bırakılmıştır. Emperyalistlerin tüm oyunlarına alet edilen ve alıklaştırılan bir toplum inşa edilmek istenmiştir. Ancak dünyanın yeraltı ve yerüstü tüm zenginliklerini sömürmenin doğruluğunu emekçilere aşılayanlar bugün kendi meşruluklarının tartışıldığını görmektedirler. Vietnam işgaline karşı yapılan eylemlerden bu yana ABD’de işçi ve emekçilerin bu kadar yaygın ve birleşik bir mücadele içerisinde oldukları görülmemiştir.

Ohio, Tennessee, Idaho, Indiana, Iowa ve Kansas gibi eyaletler de benzer yasa çıkarmak için hazırlıklara başlamışlardır. Bu saldırı projelerinin gerçekleşip-gerçekleşmeyeceğini gelecek günlerdeki sınıf mücadelesinin düzeyi belirleyecektir.