NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik (Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Demokratik Haklar Federasyonu, Devrimci Hareket, Emek ve Özgürlük Cephesi, Emekçi Hareket Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Halk Cephesi, Kaldıraç, Odak, Proleterce Devrimci Duruş, Sosyalist Demokrasi Partisi, Toplumsal Özgürlük Platformu) tarafından gerçekleştirilen eylemde Birlik kendini deklare etti.

Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen Birlik bileşenleri burada, işten atılmalara karşı eylem gerçekleştiren Hava-İş üyelerini karşıladılar,

“NATO ve füze kalkanına hayır! Emperyalizme ve siyonizme kalkan olmayacağız!” pankartının arkasında Galatasaray Lisesi’ne yürüyen ilerici ve devrimci güçler yapılan ajitasyon konuşmalarıyla emperyalizme ve siyonizme ‘kalkan’ olmama kararlılığını haykırdılar. Örgütleyici kurumların flamalarıyla katıldığı eylemde yürüyüş boyunca bildiri dağıtımı yapıldı.

Birlik mücadeleyi büyütüyor

Galatasaray Meydanı’na gelindiğinde bileşenler adına basın açıklamasını Tuncay Karaca okudu.

Türkiye’deki işbirlikçi ve uşakların füze kalkanı projesine onay vermesinin hiç de şaşırtıcı olmadığını söyleyen Karaca, emperyalist güçlerle ve siyonist İsrail’le süregelen tarihsel ‘suç ortaklığını’, “one minute” gibi ikiyüzlü çıkışlarla ya da “bölge barışı”, “komşularla sıfır sorun” gibisi hamasi sözlerle gizlemeye çalışmalarının ise nafile olduğunu belirtti. “Çünkü, onlar için aslolan temsilcisi oldukları sömürücü sınıfın çıkarlarıdır” diyerek AKP, CHP, MHP başta olmak üzere düzen partilerinden ordusuna tüm düzen güçlerinin ‘ekseni’nin emperyalizm ve siyonizm olduğunu vurguladı.

Karaca, “Türkiyeli egemen sınıflar bir yandan da işçilere ve emekçilere dönük sosyal yıkım saldırılarını ve kölece çalışma koşullarını derinleştiriyorlar. Kürt ulusu başta olmak üzere ezilen halklara dönük baskı ve sömürülerini de katmerleştiriyorlar. Özetle, hem içeride hem de dışarıda suç işliyorlar, yeni suçların ise yolunu düzlüyorlar!” diyerek basın açıklamasını mücadele çağrısıyla bitirdi.

Birlik’ten imza kampanyası

Açıklamanın ardından NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik’in çalışmalarını yaygınlaştırarak sürdüreceği ifade edilirken başlatılan imza kampanyası hakkında bilgilendirme yapıldı. Daha sonra bileşenler Galatasaray Lisesi önünde imza standı açtılar. Müzik yayınının da yapıldığı çalışma sırasında bildiri dağıtımı gerçekleştirildi ve füze kalkanına karşı mücadele çağrısı yapıldı. Yaklaşık 1 saat boyunca imza toplandı.

Eyleme işten atılan PTT taşeron işçileri de pankartlarıyla katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Torba yasa adım adım…

Sermaye hükümeti tarafından hazırlanan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na getirilen ‘torba yasa tasarısı’nın maddeleri görüşülmeye devam ediyor. Bir dizi hak kaybına yol açacak tasarının bazı maddeleri kabul edilirken bazı maddeler ise tasarıdan çıkarıldı.

Güvencesizlik, esnek çalışma ve yeni hak kayıpları içeren tasarının, silikozis hastalarına malulen emekli olma hakkı tanıyan maddesi, komisyonda kabul edilirken, zorunlu özürlü çalıştırmayı yeniden düzenleyen hüküm ise tasarıdan çıkarıldı. Verilen bir önergeyle silikozis hastalarına ilişkin maddeye yeni bir hüküm eklendi. Buna göre silikozis hastalığı nedeniyle özürlülük durumu yüzde 40 ve üzerindeki işçilere malulen emeklilik hakkı tanınacak. Emekli edilen silikozis hastalarının aileleri de sağlık güvencesinden yararlanabilecek. Maluliyet durumu yüzde 40 ile 59 arasında olanlara 433 TL, yüzde 60 ile 79 arasında olanlara 496 TL, yüzde 80 ve üzerinde olanlara ise 557 TL maaş bağlanacak.

Özürlü çalıştırmayla ilgili madde, birden fazla işyeri bulunan patronların çalıştırmakla yükümlü olduğu özürlü sayısının, iş yerlerindeki toplam işçi sayısına göre hesaplanmasını öngörüyordu.

Komisyonda görüşülen ve kabul edilen önemli maddelerden bir diğeri ise 2 aylık deneme süresinin toplu iş sözleşmesi ile 4 aya kadar çıkarılabilmesini öngören madde oldu. Yeni düzenlemeye göre; turizm sektöründe 2 ay olan denkleştirme süresi toplu iş sözleşmesi ile 4 aya kadar çıkarılabilecek. İş güvencesinin olmadığı bir çalışma biçimi anlamına gelen “deneme süreli çalışma” da komisyondan geçmiş oldu.

Görüşmeler sırasında ayrıca erken doğum yapan kadın işçinin doğumdan önce kullanamadığı izni doğum sonrasında kullanabilmesine ve kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işçi kadrosunda çalışan işçilere, bakmaya mecbur olduğu veya refakat etmedikleri takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulması hallerinde istekleri üzerine 6 aya kadar ücretsiz izin verilmesine imkan sağlayan düzenlemeler de kabul edildi.

İGDAŞ’ın özelleştirilmesine tepki

İGDAŞ’ın blok olarak satışına tepki gösteren Tes-İş Sendikası’na üye işçiler 12 Ocak günü Taksim’de yürüyüş gerçekleştirerek özelleştirmeleri protesto etti.

Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Tes-İş üyeleri, “İş ekmek yoksa barış da yok” ve “İGDAŞ İstanbul halkınındır satılamaz / Tes-İş İstanbul 3 No’lu Şube” pankartları arkasında Taksim Tramvay Durağı’na yürüdü. Eylemde sık sık “İGDAŞ halkındır halkın kalacak!”, “Bizleri satanı biz de satarız!”, “Vur vur inlesin Kadir Topbaş dinlesin!” sloganları atıldı.

Yürüyüş sonunda kitleye ilk olarak Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak seslendi. Özelleştirmelerin açlık ve yoksulluk anlamına geldiğini belirten Büyükkucak, torba yasa ve 4/C’ye değinerek Türk-İş’in İGDAŞ işçisini yalnız bırakmayacağını belirtti.

Konuşmanın ardından basın açıklamasını okuyan Tes-İş İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Ozil, Tes-İş olarak İBB meclisinin aldığı blok satış kararına dava açarak yürütmenin durdurulmasını talep ettiklerini ve dava sürecinin devam ettiğini belirtti. İGDAŞ’ın özelleştirilmesiyle İGDAŞ çalışanlarının mağdur olacağını ve İstanbul’un güvenliğinin de tehlikeye gireceğini belirten Ozil, mücadele çağrısı yaparak basın açıklamasını sonlandırdı.

Kızıl Bayrak / İstanbul