İçindekiler:

1 Eylül 2023
Sayı: KB 2023/14

Örgütlü sınıf, topyekûn mücadele!
Kur Korumalı Mevduat (KKM) ucubesi...
Sarayın bilindik vizyonu: Riyakarlık
AKP, ekonomik kriz ve sınıf mücadelesi
Yaşam hakkı ancak mücadele ile korunabilir!
Suriye ile "normalleşme" mümkün mü?
"Liyakat" ve "mülakat" tartışmaları
1 Eylül Dünya Barış Günü
MESS Grup TİS süreci üzerine...
"Yaşasın onurlu mücadelemiz"
İşçi direnişleri sürüyor...
Sendikalar ve sınıf mücadelesi
Camp David ve BRICS zirvesi
AB Afrika'da yeni bir savaşa mı hazırlanıyor?
İsrail'in tehditleri ve direnişi
Libya-İsrail işbirliği krizi
Ukrayna'da savaşa itirazlar
Gate Gourmet'te işçilerin birliği
Hakan Fidan'ın Kürdistan ve Irak ziyareti
Hacı Bektaşı Veli etkinlikleri üzerine...
"Mental sağlığımız için adımlar atılmalıydı"
Vardık, varız, var olacağız!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Ukrayna’da yıkıcı savaşların faturasına itirazlar yükselmeye başladı

 

Şubat 2022’den bu yana devam eden Ukrayna savaşı on binlerce insanın ölümüne, milyonların topraklarını terk edip mülteci durumuna düşmesine neden oldu, olmaya da devam ediyor. Bu savaş, hegemon güçler arası çatışmaya yeni bir boyut katarken, silahlanma yarışını da tetikledi. Afrika ülkelerinde gıda sıkıntısı yaratan savaş, Avrupa’da ise enflasyonun yükselmesine, emekçilerin refah kaybına neden oldu. Ukrayna için ise büyük bir yıkımı da beraberinde getirdi.

İlk günlerde özellikle Almanya ve ABD’nin kışkırtmasıyla Ukrayna halkı, “anavatanını savunmak” adı altında yapılan propagandalar eşliğinde bu yıkım savaşının içine sürüklendi. Emperyalist güçler, ‘savaş borazanı’ gibi kullandıkları medya aracılığıyla “Avrupa demokrasisini ve birliğini savunan kahraman Ukrayna halkı” safsatasını Avrupa halklarına servis ettiler. Bu büyük yalanlar, halklar savaşa karşı çıkmasın diye her gün toplumların üzerine boca edildi.

Savaşın başladığı ilk günden itibaren Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, 18-60 yaş arası erkeklerin ülkeyi terk etmesini yasakladı. Televizyonlarda aylarca “kahraman” ve “fedakâr” Ukrayna halkının düşmana karşı nasıl tek yürek olduğu söylemine dayalı propaganda yapıldı. Oysa Ukrayna’da savaşın ilk günlerinde tüm muhalefet zorbalıkla susturuldu. Sonra sanki ülkede savaşı reddeden, bunun insanlığa büyük bir yıkım ve ölüm getireceğini söyleyen tek kişi yokmuş gibi bir hava yaratıldı.

***

Başını ABD’nin çektiği batılı emperyalistler ateşe benzin dökerek savaşı uzattıkça ve zaman ilerledikçe, bu savaşın gerçekte bir ‘anavatan savunması’ değil emperyalistler arası bir “paylaşım savaşı’ olduğu ve Ukrayna halkının bu paylaşıma kurban edildiği görülmeye baladı. Pentagon’un açıkladığı istatistiklere göre bugüne kadar savaşta Ukrayna tarafında yaklaşık 9360 sivil ve 17.500’e yakın asker hayatını kaybetti. Rusya tarafında ise 43 bine yakın askerin öldüğü açıklandı.

Bu sayıların doğruluğu tartışmalı. Zira Pentagon, Rusya’nın Ukrayna’dan daha çok asker kaybettiği, içinde Neonazi taburların yer aldığı Ukrayna ordusunun sivil öldürmediği algısı yaratmaya çalışıyor. Oysa ne Ukrayna’nın daha az asker kaybettiği ne Ukrayna ordusunun sivil öldürmediği iddiası doğrudur.

Ancak işin propaganda kısmı bir yana bırakılarak, sorulması gereken şey: Bu ölümler bize neyi anlatmak istiyor? Sorusu olmalıdır.

***

 Son dönemlerde basına yansıyan bazı haberlerde, Ukrayna ordusunun savaş süresince ağır kayıplar verdiği, (batı medyası uzun süre sadece Rusya’nın kayıplarını, sayıları abartarak vermekle yetindi) bu kayıpların halk arasında büyük bir rahatsızlık yarattığı ve bundan dolayı Zelenski yönetimine karşı tepkilerin oluşmaya başladığı itiraf edilmeye başladı. Zira bu saatten sonra, “Ukrayna kayıp vermiyor” gibi büyük bir yalanı her gün tekrarlanmanın artık mümkün olmadığını medyayı yöneten savaş baronları da biliyor.

Savaş uzadıkça ve cephelerde savaşabilecek asker sayısı azaldıkça yenilerini savaşa katılmak için ikna etmek, orduyu zorlayan bir sorun haline geldi. Orduya yeni askerler bulmak zorlaştıkça ve halkın desteği azaldıkça Ukrayna devleti hakla karşı zor kullanmaya başladı. Yansıyan haberlere göre batılı emperyalistlerin kuklası Zelenski yönetimi, Rusya‘ya karşı savaşı sürdürebilmek için zorla “askere alma” uygulamasını başlattı.

Sokak ortasında askerler tarafından zorla askere alınan gençlerin görüntüleri sosyal medya aracılığıyla yayılmaya başladı. Özellikle Telegram sayfalarında bir araya gelen binlerce kişi bu yaptırımlara ve Zelenski yönetiminin işlediği suçlara karşı örgütlenmeye başladı. İşlenen bu savaş suçlarına karşı İnsan hakları örgütü ve Uluslararası Af Örgütü “Ukrayna‘da askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkı ihlallerinin” soruşturulması çağrısında bulundu.

Sıklıkla yapılan suçlama, seferberliğin genellikle „yasal prosedürlere uyulmadan gerçekleştirildiği“ yönünde. Ukrayna devletinin, çeşitli suçlara -trafik suçu, gece kulübünde taşkınlık, sokakta olay çıkarmak vb.- karışmış kişileri de ceza olarak zorla cepheye gönderdiği bildirildi. Bu zorbalığı ise, “savaş döneminde anavatanı savunmak varken sorumsuz davranan ve suç potansiyeli olanların sayısını azaltmak” diye de gerekçelendiriyor. Ukrayna merkezli internette kanallarında, pek çok kişinin açık sokakta, zorla ve iradeleri dışında askere alındığını gösteren çok sayıda video bulunmakta ve bu görüntüler her gecen gün artmaktadır.

Göründüğü kadarıyla Zelenski rejimine göre savaş sırasında kişisel hak ve hürriyetleri kullanmak, eğlenmek, muhalefet etmek, savaş karşıtı olmak, barışı savunmak, vicdani retçi olmak yasak. Oysa uluslararası anlaşma ve standartlar, vicdani reddi, zorunlu askerliği din veya inancıyla bağdaştıramayan herkesin zorunlu askerlik hizmetinden muaf tutulmasına olanak tanır. Bu haklar savaş zamanlarında da geçerlidir. Ancak savaşı dayatan emperyalist çıkarlar söz konusu olduğunda hak ve özgürlükler anında rafa kaldırılır. Bu da emperyalist kapitalist devletlerin demokratik hak ve özgürlükler konusundaki vaazlarının nasıl da sahte olduğunu gözler önüne serer...

 Z. Rosa