İçindekiler:

1 Eylül 2023
Sayı: KB 2023/14

Örgütlü sınıf, topyekûn mücadele!
Kur Korumalı Mevduat (KKM) ucubesi...
Sarayın bilindik vizyonu: Riyakarlık
AKP, ekonomik kriz ve sınıf mücadelesi
Yaşam hakkı ancak mücadele ile korunabilir!
Suriye ile "normalleşme" mümkün mü?
"Liyakat" ve "mülakat" tartışmaları
1 Eylül Dünya Barış Günü
MESS Grup TİS süreci üzerine...
"Yaşasın onurlu mücadelemiz"
İşçi direnişleri sürüyor...
Sendikalar ve sınıf mücadelesi
Camp David ve BRICS zirvesi
AB Afrika'da yeni bir savaşa mı hazırlanıyor?
İsrail'in tehditleri ve direnişi
Libya-İsrail işbirliği krizi
Ukrayna'da savaşa itirazlar
Gate Gourmet'te işçilerin birliği
Hakan Fidan'ın Kürdistan ve Irak ziyareti
Hacı Bektaşı Veli etkinlikleri üzerine...
"Mental sağlığımız için adımlar atılmalıydı"
Vardık, varız, var olacağız!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Libya-İsrail işbirliği krizi:

AKP gibi kuklaları da ırkçı-Siyonizm’e hizmet ediyor

 

Emperyalist savaş aygıtı NATO tarafından 7 ay bombalanarak parçalanan Libya’da (cihatçı çetelerin kontrol ettiği yerler hariç) halen resmi olarak iki yönetim var. Birinin başında “Libya Ulusal Ordusu” Komutanı General Halife Hafter var. Öbür tarafı ise AKP-MHP rejiminin koruması altındaki Abdulhamid Dibeybe’nin başkanlığında “Ulusal Birlik Hükümeti” yönetiyor. Her iki taraf da NATO’nun bombardıman uçaklarıyla Libya’ya taşınmıştı. İki yönetim de farklı emperyalist merkezlerle işbirliği yapıyor. Bu sözde yönetimler Libya’nın zenginliğinin yağmalanmasının taşeronlarıdır. Muazzam bir zenginliği olan ülkede halkın sefaleti ise onları pek ilgilendirmiyor. Her taraf, kendi egemenlik alanını korumaya çalışıyor. Ancak bunu halkın desteğini alarak değil, sırtını emperyalist merkezlere dayayarak yapıyorlar.

İslamcı Dibeybe, İsrail’e hizmet ederek ikbal arıyor

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ABD emperyalizmine yaranmanın yolu, İsrail’le işbirliği yapmaktan geçiyor. Bunu en iyi bilen AKP ve şefi Tayyip Erdoğan’dır. Amerikan yönetimiyle sorun yaşadığında ilk yaptığı şey Tel Aviv’in kapısını çalmaktır. AKP zihniyetli Dibeybe’de, Ankara’daki hamilerinden ilham alarak İsrail’le ilişkileri normalleştirme arayışına girdi. Geçen ay İtalya’yı ziyaret eden Dibeybe, bu alanda somut bir adım attı. İtalya’daki faşist hükümetin düzlediği zeminde İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile Trablus’taki kukla Dibeybe hükümetinin Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un gizli görüşmesi için tarih belirlendi. AKP Dibeybe’ye yüksek dozda gaz vermiş görünüyor. Zira Libya’dan bir yetkilinin İsrail’le ilişki kurması halen suç sayılıyor.  

Görüşme İtalya’nın başkenti Roma’da yapılsa da AKP-MHP rejiminin bunda “kolaylaştırıcı” rol oynadığı söyleniyor. Sarayın Dışişleri Bakanı eski MİT şefinin olayın içinde olduğu yönünde iddialar var. İtalya ile Türkiye görüşmenin gerçekleşmesi için yol düzleseler de esas patron Biden yönetimidir. Son dönemde Biden yönetiminin en büyük dertlerinden biri, ırkçı-Siyonist İsrail rejimine Arap ülkeleri nezdinde meşruluk kazandırmaktır. Rüşvet ya da tehditle Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkileri “normalleştirmesi” için çalışan Biden yönetimi, gayrı meşru da olsa Trablus’taki hükümeti İsrail’le ilişkileri geliştirecek kıvama getirmeyi başarı saydı. AKP ve şefi Erdoğan’dan da feyz alan Dibeybe ise, Amerikan’ın desteğine dayanarak yönetimini koruma hesabıyla İsrail’le üst düzey görüşmelerin başlatılmasını kabul etti. Çünkü ikbalini halkın desteğinde değil emperyalistlerin himayesinde görüyor.

Netanyahu “gizli” görüşmeyi ifşa etti İsrail de karıştı

İsrail rejimi Arap ülkeleriyle ne zaman gizli bir görüşme yapılsa ifşa eder. Zira bu tür görüşmelerin kendisine “meşruluk” kazandırdığını var sayar. Siyonist hükümetler ise bununla övünür, siyasi kazanç hanesine yazılmış bir “başarı hikayesi” sayarlar. Bundan dolayı mümkün olan en kısa sürede “gizli” görüşmeler Siyonist medyaya servis edilir. Gizli görüşmeyi yapan karşı tarafın rezil olması ise Siyonistleri ilgilendirmez.

İçeride derin bir meşruiyet krizi içinde bulunan dinci-faşist Binyamin Netanyahu hükümetinin bugünlerde acilen bir “başarı” hikayesine ihtiyacı vardı. Hal böyleyken Libya gibi bir ülkeyle dışişleri bakanı düzeyinde görüşme gerçekleştirmek bulunmaz bir fırsattı. Ancak o kadar hızlı davrandılar ki, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Libya karşıtı, Dibeybe rezil oldu, görüşmeyi yapan bakan Libya’dan kaçıp Ankara’daki hamilerine sığındı, MOSSAD Netanyahu’ya ateş püskürdü, Biden yönetimi kotardığı başarının bir rezalete dönüşmesinden dolayı mide krampları geçirdi. Trablus’taki kukla hükümetle ilişkilerde sağlanan gelişmenin İsrail’e sağlayacağı var sayılan stratejik kazanımlar en azından şimdilik hayal oldu.

Bu arada İsrail’deki Siyonist muhalefet de Netanyahu’yu sert bir şekilde eleştirdi. Medyada ise gizli görüşmelerin ifşa edilmesini “ihanet” olarak değerlendiren yorumlara yer verildi. Zafer kazanmış havasıyla görüşmeleri açıklayan Netanyahu hükümeti, ayağına kurşun sıkmış oldu. Zira rezil olan Dibeybe, İsrail’le işbirliğinde frene basmak zorunda kalacaktır.

İslamcı Dibeybe’nin sahte “Filistin dostu” gösterisi

Cohen-Menguş görüşmesinin ortaya çıkması Libya’da geniş tepkilere neden oldu. Çok sayıda kentte sokaklara çıkan kitleler, İsrail’le işbirliğini protesto etti. Menguş’un tutuklanması talep edildi. Dibeybe hükümetinin yıkılması yönünde çağrılar yapıldı. Eylemlerde İsrail bayrakları yakıldı, Siyonist rejimle işbirliğine karşı şiarlar yükseltildi, Dibeybe’yi hedef alan sert eleştiriler yöneltildi.

İşin ciddiyetini fark eden Dibeybe, muhtemelen Saray rejiminden aldığı taktikle görüşmeden haberi olmadığını söylemişti. Hatırlanacağı gibi AKP ile HDP arasında Dolmabahçe mutabakatı imzalandığında kimin hangi koltukta oturacağına bile karar veren Tayyip Erdoğan, masayı tekmeleyip devirdiğinde böyle bir mutabakattan haberi olmadığını iddia etmişti. İslamcı Dibeybe de aynı yola başvurup görüşmeden haberi olmadığını iddia etti. İsrail’le işbirliğinin geliştirilmesine karşıymış gibi pozlar takında.

Boynuna Filistin kefiyesi sarıp Trablus’taki Filistin büyükelçiliğini ziyaret eden Dibeybe, hayatının en riyakar gösterisini gerçekleştirdi. Bakanı görevden aldığını ilan etti. Filistin halkının yanında olduğunu, Siyonist İsrail’le ilişkilerin “normalleştirilmesini” onaylamadığını söyledi.

Dibeybe büyük yalanlar söyleyerek paçasını kurtarmaya çalışırken, kaçan Menguş’un soluğu Ankara’da aldığı, ardından İngiltere’ye gittiği iddia ediliyor. Bu arada rezaleti fırsat sayan General Hafter yönetimi de Dibeybe’ye ağır eleştiriler yöneltti. Oysa Hafter’in de ABD-İsrail desteğini almak koşuluyla Siyonist rejimle ilişkiler geliştirmeye çalıştığı yönünden haberler çıkmıştı. Bu iş için oğlu Saddam Hafter’i görevlendirdiği söyleniyor. Yani Hafter’in “Filistin dostluğu” da sahte.

İsrail’le gizli görüşmelerin yarattığı kriz, Filistin üzerinden demagoji yapan İslamcı gericilerin kaba riyakarlığını bir kez daha gözler önüne sererken, Arap halklarının kirli pazarlıklara dayanan bu ilişkileri reddettiğini de yeniden teyit etti.