İçindekiler:

1 Eylül 2023
Sayı: KB 2023/14

Örgütlü sınıf, topyekûn mücadele!
Kur Korumalı Mevduat (KKM) ucubesi...
Sarayın bilindik vizyonu: Riyakarlık
AKP, ekonomik kriz ve sınıf mücadelesi
Yaşam hakkı ancak mücadele ile korunabilir!
Suriye ile "normalleşme" mümkün mü?
"Liyakat" ve "mülakat" tartışmaları
1 Eylül Dünya Barış Günü
MESS Grup TİS süreci üzerine...
"Yaşasın onurlu mücadelemiz"
İşçi direnişleri sürüyor...
Sendikalar ve sınıf mücadelesi
Camp David ve BRICS zirvesi
AB Afrika'da yeni bir savaşa mı hazırlanıyor?
İsrail'in tehditleri ve direnişi
Libya-İsrail işbirliği krizi
Ukrayna'da savaşa itirazlar
Gate Gourmet'te işçilerin birliği
Hakan Fidan'ın Kürdistan ve Irak ziyareti
Hacı Bektaşı Veli etkinlikleri üzerine...
"Mental sağlığımız için adımlar atılmalıydı"
Vardık, varız, var olacağız!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kur Korumalı Mevduat (KKM) ucubesi...

Kaldırılması da emekçilere fatura ediliyor

 

İşçi ve emekçilerin giderek yoksullaşması ülkede para olmadığı anlamına gelmiyor. Bu sorun, gelir dağılımındaki eşitsizliğin emekçiler aleyhine sermaye lehine derinleştirilmesinden kaynaklanıyor. AKP-MHP rejiminde bu öylesine pervasız bir hal aldı ki, ücretli/maaşlı emekçilerin ulusal gelirden aldıkları pay %35’lerden %25’lere kadar geriletildi.

Sermayenin “demir yumruğu” olan Saray rejim zamlarla, yüksek enflasyonla, dolaylı vergilerin attırılmasıyla emekçilerin reel gelirini alta doğru çekerken, asalak kapitalistlerin serveti de kazançları da devasa boyutlara ulaşıyor. KKM denen ucube uygulama da sermayeye servet transferi yapmanın araçlarından biri olarak devreye sokulmuştu. Zira sermayedarlar bu uygulamayla hem faiz geliri elde ediyor hem de ana paraları döviz fiyatlarında sabit tutuluyordu. Nitekim sermaye için bu kadar cazibeli hale getirilmesinden dolayı KKM’ye yatırılan para 11 Ağustos itibarıyla 3 trilyon 358 milyar liraya kadar çıktı.

***

“Faizleri düşüreceğiz, bizi sadece Nas (sözde dini kurallar) bağlar” diye vaazlar veren AKP şefi Tayyip Erdoğan, seçimlere bu sahte propaganda ile hazırlandı. Faizler arttırılmadı ama KKM’ye para yatıranların sağladıkları kazançlar faizleri katladı. Bu uygulama ile döviz kurlarının yükselmesi bir süre için frenlendi. Ancak seçimlerden hemen sonra döviz fiyatları dramatik bir şekilde arttı. Bu ise ödenmesi gereken devasa bir faturayı beraberinde getirdi. Saray rejimi bekleneceği üzere yüksek oranlı zamlar, %150’lere varan enflasyon ve dolayı vergilerle faturayı yine emekçilere kesti.

“Rasyonel zemine geçiş” yapan Saray rejiminin yeni “ekonomi kurmayları” şimdi KKM’yi daraltmaya, mümkünse adım adım sona erdirmeye dönük yeni bir adım attılar. Hedefleri yatırımcıları dövizden TL’ye yöneltmekmiş. Oysa atılan adımın böyle bir sonuç yaratacağının hiçbir garantisi yok. Bu adımla faizler arttırılacak, ancak sermaye sahipleri bu artışı yeterli bulmazsa dövize hücum edecek, TL değer yitirmeye devam edecektir. Bu ise yeni zamların gelmesi, enflasyonun yükselmeye devam etmesi demektir. TL’nin değer kaybetmesi, zam furyası ve enflasyonun yükselmesi ise işçi ve emekçileri daha derin bir sefalete itmenin diğer adından başka bir şey değildir.

***

Misyonu “sermayenin demir yumruğu” olan bir rejimin attığı/atacağı her adımın gerisinde sömürücü sınıfların çıkarlarını korumak vardır. AKP-MHP rejiminin Kur Korumalı Mevduat konusunda attığı bu yeni adımın yaratacağı sonuçlar da aynı olacaktır. Nitekim bu adım atılmadan ilk vurgunu yapanlar oldu bile. Cumhuriyet’ten Miyase İlknur’un haberine göre, Merkez Bankası’nın “TL mevduata teşvik, KKM payına sınırlama” getireceği bilgisini önceden haber alan bazı Amerikan yatırım fonları geçtiğimiz cuma günü seans başlar başlamaz satışa geçti. KKM kararının açıklanmasıyla satılan hisselerde %5’lere varan bir düşüş yaşandı. Böylece Saray rejiminin kritik mevkilerinde konumlanan “sağlam kaynaklar” tarafından verilen bilgi sayesinde Amerikan şirketleri ranttan ilk parsayı kapanlar oldu.

Saray rejiminin başı Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından, emekçilerden çalıp sermayeye aktarma oyunlarının devam edeceği anlaşılıyor. Zira 21 yıldır iktidarda olmalarına rağmen halen pişkin pişkin halka sabretmesini vaaz ediyorlar. 21 yıllık icraatlarıyla asgari ücreti açlık sınırının altında sabitleyen bu rejim, işçilerin en az yarısını bu ücrete mahkum etti. Yani asgari ücret fiilen “olağan ücret” haline getirildi. Hal böyleyken, halktan bir-iki yıl daha sabretmesini talep eden gerici-faşist rejimin, sefaleti daha derinleştirmek dışında emekçilere sunabileceği bir şey yoktur. Bunu örtmek için din istismarına ağırlık veriyor, şoven ırkçılığı körüklüyor, hak arayan emekçilere, doğasını savunan köylülere, gerçekleri yazan gazetecilere saldırıyor.

Bu gidişatın kendiliğinden değişmesi söz konusu bile olamaz. Düzen muhalefetinin bu konuda bir şey yapması da mümkün değil. Zira onlar da sermaye sınıfına hizmeti esas alıyorlar. Geriye kalan tek yol işçi sınıfının, emekçilerin ve tüm ezilenlerin örgütlü mücadeleyi yükseltmesidir. Gerek sefalet zincirlerini kırmanın gerekse sermayenin vurucu gücü olan dinci-ırkçı rejimi tarihin çöplüğüne atmanın başkaca bir yolu yoktur.

 

 

Aydınlardan Kobane Davası açıklaması

 

Kobanê Davası, Ankara 22‘nci Ağır Ceza Mahkemesi‘nde devam ediyor. 18 siyasetçinin tutuklu yargılandığı davanın bir sonraki duruşması 4 Eylül‘de görülecek. 193 fikir ve sanat insanı, “Kobane davası hukuksuzdur, karşısındayız” başlıklı ortak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Uluslararası toplumun tereddütsüz lanetlediği IŞID’in Kobane’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’de gerçekleşen protestolar gerekçe gösterilerek, 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê Davası’nı endişeyle izlemekteyiz. AİHM Büyük Dairesi’nin de onayladığı ihlal kararına rağmen hâlâ 18 kişinin tutuklu yargılandığı davada, adil yargılanma hakkı, siyasi faaliyette bulunma ve ifade özgürlüğü hakkı başta olmak üzere bütün anayasal haklar çiğnenmektedir.”

Açıklamada imzası olan isimler şöyle: “A. Halûk Ünal, Abdullah Demirbaş, Abdülhakim Daş, Adil Okay, Adnan Özyalçıner, Ahmet Aksel, Ahmet Aykaç, Ahmet Dindar, Ahmet İnsel, Ahmet Kardam, Ahmet Telli, Akın Atalay, Akın Atauz, Akın Birdal, Ali Ekber Kaypakkaya, Ali Topuz, Aliye Özlü, Asuman Bayrak, Atalay Saraç, Aydın Çubukçu, Ayfer Tunç, Ayşegül Devecioğlu, Ayşen Şahin, Aziz Konukman, Bahadır Altan, Bahadır Özgür, Barış Yıldırım, Baskın Oran, Bilge Seçkin Çetinkaya, Binnaz Toprak, Burhan Sönmez, Bülent Atamer, C. Hakkı Zariç, Celal Yıldırım, Cengiz Arın, Cevat Çapan, Cezmi Ersöz, Cuma Boynukara, Çetin Ali Nergis, Dinçer Demirkent, Doğan Özgüden, Elçin Gizem Tarhan, Elif Şafak, Emin Alper, Ercan Bingöl, Erdal Doğan, Erdoğan Aydın, Erdoğan Kahyaoğlu, Ergin Cinmen, Ergun Babahan, Esra Calus, Esra Koç, Ezel Akay, Faruk Çıkrıkçı, Fatih Polat, Fatma Bostan Ünsal, Fehim Işık, Ferda Koç, Ferhat Tunç, Fethiye Çetin, Feyyaz Yaman, Fikret Başkaya, Filiz Kardam, Foti Benlisoy, Gaye Boralıoğlu, Gencay Gürsoy, Gökçe Okay, Gökçer Tahincioğlu, Gül Gülsün Yıldız, Güngör Şenkal, Gürhan Ertür, Hacer Ansal, Hakkı Özdal, Halide Yıldırım, Hanife Yüksel, HannaBeth-Sawoçe, Hasan Öztoprak, Hatice Özbay, Hüseyin Habip Taşkın, Ilgın Ruhi Su, İbrahim Ateş, İbrahim Çiftçioğlu, İlkay Alptekin Demir, İlter Sayın, İnci Hekimoğlu, İnci Tuğsavul, İsmail Beşikçi, İsmet Alıcı, İştar Gözaydın, Jülide Kural, Kadir Akın, Kadri Salaz, Kemal Gökhan, Korkut Akın, Kubilay Dağbatıran, Levent Kaçar, Leyla Şahin, Mahmut Memduh Uyan, Mazlum Çetinkaya, Mecit Ünal, Mehmet Güç, Mehmet Sait Aydın, Mehmet Türkay, Melek Ulagay, Meliha Coşkun, Mesut Kara, Mete Özel, Murat Serhasi Toktaş, Murat Uyurkulak, Murat Yaykın, Murathan Mungan, Musa Özuğurlu, Mustafa Kemal Erdemol, Mustafa Paçal, Mustafa Peköz, Mustafa Sönmez, Mustafa Ünlü, Nadire Mater, Namık Kuyumcu, Nazan Aksoy, Nazar Büyüm, Necati Abay, Necmi Demir, Necmiye Alpay, Nejla Demirci, Nesrin Nas, Nesteren Davutoğlu, Neşe Yaşın, Nevin Koçoğlu, Nevzat Karakış, Nevzat Onaran, Nezir İçgören, Nilgün Toker, Niyazi Zorlu, Nuray Sancar, Nurcan Baysal, Okan Toygar, Onur Hamzaoğlu, Orhan Alkaya, Orhan Pamuk, Orhan Silier, Osman Bozkurt, Osman Okkan, Oya Baydar, Ömer Faruk, Ömer Madra, Özcan Sapan, Özge Doğar, Özgür Başkaya, Özgür Müftüoğlu, Özgür Zeybek, Özlem İşbilir, Racho Donef, Ragıp Zarakolu, Recep Maraşlı, Rıza Türmen, Sait Çetinoğlu, Salih Öztürk, Sema Kaygusuz, Semih Gümüş, Serap Ogan Eren, Serdar Keskin, Seyit Soydan, Sezai Sarıoğlu, Sibel Özbudun, Şahabettin Demir, Şanar Yurdatapan, Şebnem İşigüzel, Şengün Kılıç, Tahsin Yeşildere, Tamer Güven, Temel Demirer, Tuğrul Eryılmaz, Turgut Toygar, Vartkes Keşiş, Vecdi Erbay, Vehbi Koca, Viki Çiprut, Vivet Kanetti, Yasemin Bektaş, Yasemin Göksu, Yavuz Baydar, Yetvart Danzikyan, Yücel Demirer, Yücel Tunca, Zafer Köse, Zafer Yılmaz, Zehra Çınar, Zehra Kabasakal Arat, Zeliha Demirel, Zerrin Kurtoğlu Şahin, Ziya Halis, Zülfü Livaneli.”