İçindekiler:

20 Mart 2022
Sayı: KB 2022/11

Yaklaşan 1 Mayıs'ın çağrısı
Ukrayna'da emperyalist savaş sürüyor
Saray rejiminin pervasızlığı
Sağlık emekçilerinin grevi üzerine
Toplumsal öfke büyüyor
Tansu Çiller sahnede
Beyazıt'ta 16 Mart eylemi
Halepçe'de katledilenler anıldı
TEKSİF yeni bir satışa hazırlanıyor!
Kadınlar 8 Mart'ta alanlardaydı
Ulusal sorun ve toplumsal devrim / 1
Almanya'daki sendikal bürokrasi
Ukrayna savaşı ve emperyalist ikiyüzlülük
Almanya militarizme yatırımlarını arttırıyor
Fransa'da Renault'ta üretim aksamaları
Silahlanma harcamalarında AB
BİR-KAR: Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!
Korsika'daki eylemler
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Korsika’daki eylemler üzerine Fransa’dan özerklik açıklaması

 

Korsika’da iki hafta süren protestoların ardından, Fransız hükümeti Akdeniz adası için daha fazla özerklik düşündüğünü açıkladı.

Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, adaya yapacağı iki günlük gezi öncesinde, Corse-Matin gazetesine verdiği demeçte “özerkliğe kadar gitmeye hazır olduğunu” söyledi. Bunun için “diyalog” başlatacağını kaydeden Darmanin “Ancak bu özerkliğin ne olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bunun görüşülmesi gerekiyor” ifadesini kullandı. İçişleri Bakanı ayrıca Fransa’da tutuklu bulunan Yvan Colonna’nın cezaevinde saldırıya uğramasında Fransız devletinin sorumluluğunun bulunduğunu, saldırıyı açıklığa kavuşturmaya çalışacaklarını belirtti.

Bağımsızlık yanlısı aktivist Yvan Colonna, Korsika Valisi Claude Erignac’ı öldürmekten hüküm giymiş, 10 yıldan bu yana Fransa’nın Arles kentindeki yüksek güvenlikli hapishanede tutuklu bulunuyordu. Yvan Colonna 2 Mart günü cezaevinde bir hükümlü tarafından saldırıya uğramış ve komaya girmişti.

Colonna’ya yönelik saldırı ada halkının sokaklara dökülmesine neden olmuştu. Korsika’da protestoları ateşleyen sorulardan biri, Colonna’nın 2 Mart’ta son derece tehlikeli olarak tanımlanan cihatçı Franck Elong Abé ile neden hapishanenin spor salonunda yalnız bırakıldığıydı.

Junge Welt gazetesinin haberine göre, Fransız haber kanalı BfM TV’nin geçen hafta bildirdiği gibi, Arles’deki gardiyanlar, Colonna’yı neredeyse boğarak öldürmesi için cihatçı Franck Elong Abé’ye sekiz dakikadan fazla süre tanıdılar. Colonna saldırıdan zor kurtuldu, ancak o zamandan beri komada.

Saldırının ardından, Korsika’da sendikaların çağrısıyla Colonna’ya destek için günlerdir gösteriler düzenleniyor. Pazar günü Bastia’da çoğunluğu gençlerden oluşan binlerce kişi “bütün siyasi tutuklular için özgürlük” talepleriyle sokaklarda gösteriler düzenledi. Geç saatlere kadar süren gösterilerde polis ve göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Resmi rakamlara göre 44’ü polis olmak üzere 67 kişi yaralandı

Bağımsızlık yanlısı aktivist Yvan Colonna, 6 Şubat 1998’de Korsika’nın başkenti Ajaccio’da adanın o zamanki valisi Claude Erignac’ı vuran üç kişilik bir grubun başı olarak kabul ediliyor. Grubun diğer iki üyesi Alain Ferrandi ve Pierre Alessandri 14 ay sonra yakalanırken, Colonna, Temmuz 2003’e kadar kırsal alanda saklanarak, uzun süre polisin eline geçmemeyi başardı.

Yıllarca süren ve ancak Temmuz 2012’de karara bağlanan davanın ardından Colonna ömür boyu hapse mahkum edildi. O zamandan beri Arles yüksek güvenlikli hapishanesinde hücre hapsinde tutuluyor. Her üç tutsak adada halk kahramanı olarak görülüyor.

Fransa hükümetleri Korsika Adası’nda halkın uzun yıllardır yükselttiği “özerklik” taleplerine kulaklarını tıkıyorlar. En son Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2017’de cumhurbaşkanlığı seçimleri için yürüttüğü kampanyada Korsika Adası’na “özerklik” kazandıracağına yönelik vaatlerde bulunmuş ama seçim sonrasında vaatlerini ve adanın 340.000 nüfuslu halkını unutuvermişti.

Korsika adası nesiller boyu Fransız merkez devletine karşı bağımsızlık için direniyor.

 

 

AB emperyalizmi silahlanıyor

 

Emperyalist ülkeler arasında şiddetlenen rekabet, kaçınılmaz olarak beraberinde militarizme ayrılan bütçeleri de devasa boyutlara taşıyor. Dünya kapitalist sistemi içerisinde ekonomik gücüyle önemli aktörlerinden birisi olan Avrupa Birliği emperyalizmi, savaş kabiliyetini hızla güçlendirme çabası içerisine girmiş bulunuyor. AB, ekonomik gücünün yanı sıra askeri alanda da egemen bir güç olabilmek için yoğun bir çaba sarf ederken, özellikle son yıllarda silahlanmaya ayırdığı bütçeler ile dikkat çekmektedir.

Bu durum, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI), dünya genelindeki silah ve askeri teçhizat satışıyla ilgili karşılaştırmalı raporu da belgeliyor. 2017-2021 dönemindeki silah-teçhizat satışlarını 2012-2016 ile kıyaslayan rapora göre dünya çapında silah ticareti yüzde 4,6 oranında azalma kaydederken, Avrupa ülkelerinin askeri harcamalarının yüzde 19 oranında artırdığı saptanıyor. SIPRI araştırmasını yapan uzmanlardan Pieter Wezeman, verileri “çok endişe verici bir silahlanma” şeklinde değerlendiriyor. Özellikle, 2014 yılından itibaren NATO üyesi ülkelerin, ki büyük bir çoğunluğu AB ülkeleridir, militarizme ve silahlanmaya çok daha büyük bütçeler ayırdıkları görülüyor.

Rapor, bugün iddia edilenlerin tersine Avrupa’da silahlanma artışının Ukrayna krizinin öncesinde başladığını ortaya koymaktadır. ABD-NATO-AB emperyalist blokunun tepeden tırnağa hızla silahlandığı bir dönemde, dünya barışını tehdit eden ülkeler olarak gösterilen Rusya ve Çin’in silahlanmaya ayırdıkları bütçelerinde dikkate değer bir azalma gözlemlenmektedir. Bu gerçek SIPRI’nin raporlarıyla da teyit edilmektedir.

Nasıl ki bulutlar bünyelerinde yağmur damlacıklarını barındırıyorsa, kapitalist sistem de bünyesinde kaçınılmaz olarak savaşları barındırmaktadır. Hele kapitalizmin tekelci ve barbar aşaması olan emperyalizm söz konusu ise dünya pazarlarının döne döne yeniden paylaşılması uğruna talan savaşları günümüzün kaçınılmaz olguları haline gelmektedir. Militarizm ve silahlanma yarışı tümüyle bu talan savaşları için sürmektedir. Emperyalistler arası rekabet ve çatışmanın bugün geldiği boyut üzerinden bakıldığında dünyanın yeniden bu güçler arasında paylaşılmasını hedefleyen savaş tehlikesi her geçen gün daha da büyümektedir.

Bu anlamıyla bugün ABD ile Çin ve Rusya arasında süren çatışmalarda, üçüncü bir güç olarak AB emperyalistleri pastadan büyük bir pay alabilmek için tepeden tırnağa kadar silahlanmaktadır. Bugün AB’yi oluşturan ülkelerin özellikle üç yüz yıllık sömürgeci geçmişleri, sömürgelerdeki barbarlıkları dikkate alındığında kirli çıkarları uğruna neler yapabilecekleri daha iyi anlaşılacaktır.