İçindekiler:

19 Şubat 2021
Sayı: KB 2021/Özel-08

Garê hezimeti ve toplumsal muhalefet
“Gare operasyonu” ve yeni saldırı dalgası
Boğaziçi direnişi 7. haftasındaydı
“Yeni Anayasa” kim için, hangi ihtiyacın ürünü?
S-400 sorununda iktidarın çaresizliği
Eğitimde ikinci yarıyıl da kaosla başladı
Kod-29: Sermayenin yeni silahı
Soma’da katiller aklandı…
“Hiçbir işçi köle değildir!”
“Türkiye’de günde 3 işçi eylemi”
Tarihsel TKP: Saklanan tarih - H. Fırat
Birlik ve program sorunu - F. Engels
Emperyalist çelişkiler derinleşiyor
Bayram Karaçam’ı kaybettik
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Salgında kadın olmak!
Kadın Üniversiteleri...
Ankara’da üniversiteliler kaçırıldı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Eğitimde ikinci yarıyıl da kaosla başladı

 

Salgın nedeniyle geçtiğimiz yıl uzaktan eğitime geçilirken, birçok öğrenci gerekli teknik ekipmana sahip olamadığı için eğitime erişemedi. Dolayısıyla fırsat eşitsizliği daha da arttı. Eğitimde zaten süregelmekte olan kaos olabildiğince derinleşti. Sorunlar yerli yerinde dururken, 15 Şubat itibariyle eğitimde ikinci yarıyıl başladı.

MEB velilerin ve öğrencilerin fikrini almadan yeni eğitim yarıyılı için belli kararlar açıkladı. Bu kararlar çerçevesinde, 15 Şubat’ta köy okulları açıldı. 1 Mart’ta da sekizinci ve on ikinci sınıflarda yüz yüze eğitime geçilecek. Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı, telafi eğitimleri yapılmadan, ortaöğretim kurumlarının tüm seviyelerinde birinci dönemde yapılamayan sınavların hemen 1 Mart’tan itibaren başlatılmasını ve yüz yüze olacak şekilde iki hafta içinde bitirilmesini, keza ikinci dönemin ilk sınavlarının da 16 Nisan’a kadar tamamlanmasını istedi.

Daha sürecin başından itibaren bilim insanları ve Eğitim-Sen’in uyarılarına rağmen eğitim alanına dönük gerekli adımlar atılmamış, öğrencilerin ve öğretmenlerin ihtiyaçları karşılanmamış, eğitim alanında yaşanan kaos daha da derinleşmişti. Aşı yetersizliği büyük bir tartışma konusuyken, okullarda yeteri kadar hijyen malzemesinin bulunmaması ya da sınıfların kalabalık olmasına karşı herhangi bir düzenlemeye dair bir açıklamanın yapılmaması, yüz yüze eğitimin barındırdığı tehlikeleri gözler önüne sermektedir.

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yayınlayan Eğitim-Sen yüz yüze verilecek eğitim konusunda şu uyarılarda bulundu: “Sendikamız COVID-19 salgını koşullarında okulların ve üniversitelerin sağlıklı ve güvenli bir biçimde yüz yüze eğitime açılması ve eğitimin sürdürülmesi için birbiri ile ilişkili üç önlemin alınmasını gerekli bulmaktadır. Birincisi, toplum sağlığı için nüfusun tamamının hızlı ve yaygın bir biçimde aşılanmasıdır. İkincisi, okullarda sınıf mevcutlarının 20 öğrencinin altına düşürülmesi ve yeni eğitim emekçisi istihdamı sağlanarak başta küçük yaş grupları olmak üzere yüz yüze eğitimin başlatılmasıdır. Okul bileşenlerinin okulda önlem alma kapasitesini de geliştirerek çocukların eğitim hakkından yararlanması sağlanmalıdır. Üçüncüsü, eğitim emekçilerinin tamamının öğrenci yaş gruplarının doğurduğu risk faktörlerini dikkate alan bir planlama ile hızlı biçimde aşılanması ve sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarının sağlanmasıdır.”

Millî Eğitim Bakanlığı’nın aşı konusunda bir planlama ortaya koymaması bir yana, 2021 MEB bütçesi için ayrılan miktar da gerekli ihtiyacın çok altında kalmıştır. Bunca sorunun yanında şimdi de köy okulları açıldı. Aslında açılamadı da diyebiliriz. Çünkü birçok köyde kar yağışından kaynaklı yollar kapandı ve hiçbir önlem alınmadığı için birçok köy okulu açılamadı. Köy okulları, eskiden olduğu gibi her köyde yer alan küçük ölçekli okullar da değil artık. AKP iktidarı binlerce köy okulunu kapattı. Var olan köy okulları ise, taşımalı sistemden dolayı merkezileşmiş köylerden uzak yerlerde. Bu okullarda da 100 ile 700 arasında öğrenci bulunuyor. Bu köy okullarında çalışan eğitim emekçileri de çoğunlukla il ve ilçe merkezlerinde ikamet etmekte ve ulaşım sorunu yaşamaktadırlar. Öğrenciler ve öğretmenler yüz yüze eğitime geçilmesi ile birlikte taşımalı eğitimin yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacaklar. MEB ise yüzlerce kilometre gitmek zorunda olan öğretmenlerin ve öğrencilerin taşınması konusunda herhangi bir ek önlem açıklamadı.

Diğer yandan uzaktan eğitime ulaşamayan milyonlarca öğrenci varken, telafi dersler yapılmadan sınavların yüz yüze yapılması kararlaştırıldı. Yüz yüze eğitim vermenin salgının yayılması konusunda yarattığı tehlike bir yana, fırsat eşitsizliğinin bu denli derinleştiği koşullarda sınavlar ile öğrencilerde ne ölçeceği de diğer bir sorun alanıdır.

Eğitimde ikinci yarıyıla girilirken, mevcut tablo eğitim sisteminin ne denli çürüdüğünü bir kez daha göstermiştir. Gerekli hiçbir önlem alınmadan, eğitim kurumlarının tüm bileşenlerine aşı yapılmadan, okullardaki hijyen malzemesi eksikliği giderilip, gerekli fiziksel mesafe sağlanmadan, öğretmen ve öğrencilerin teknik ekipman, ulaşım vb. ihtiyaçları karşılanmadan atılan her adım daha büyük bir kaosa yol açacaktır.

P. Sevra