7 Ağustos 2020
Sayı: KB 2020/Özel-8

Krizin faturasına ve faşist zorbalığa karşı!
Derinleşen kriz ve gerici manevralar
Kadın cinayetlerine karşı eylemli mücadeleyi büyütelim
“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz!”
Pandemi fırsatçıları servetlerini katladı
Ebru ve Aytaç için eylemler
“Geleceğimiz için birlik olmalıyız!”
Tutsak devrimci Elif Alçınkaya’dan…
Petkim toplu iş sözleşmesi üzerine
“Mücadele etmezsek kıdem tazminatımızı kaybederiz”
Engels: Anısı ve eseri sonsuza dek yaşayacak! - A. Eren
Alman ekonomisinin “motoru” tekliyor
ABD-Çin gerilimi aynasında hegemonya mücadelesi
Siyonist rejim zor durumda!
Beyrut Limanı’nda patlama
Kontrolsüz plastik üretimi gezegeni tehdit ediyor
Zeliha yoldaş bir yıl önce aramızdan ayrıldı
Dinci-gerici iktidarın üniversite parolası “Yaptım, oldu!”
Parasız eğitim haktır!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Ebru ve Aytaç için eylemler

 

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu İstanbul Adliyesi önünde ölüm orucunda olan avukatlar için eylem gerçekleştirdi.

Eylemde yapılan açıklamada Adli Tıp Kurumu’nun “hapishanede kalamazlar” raporuna rağmen tutukluluk hallerinin devam ettiği belirtilerek “İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18 meslektaşımız hakkında vermiş olduğu mahkûmiyet kararının hukukla ilgisi yoktur” denildi.

Ölüm orucundaki avukatların Adli Tıp Kurumu’ndan hastanelere getirilinceye kadar olan süreçte yaşadıkları aktarılarak şunlar ifade edildi:

“Avukata erişim hakkı ise keyfi bir şekilde 5 gün boyunca engellenmiştir. Bağışıklık sistemleri oldukça zayıflamış olan meslektaşlarımız, pandemi hastanesi olan ve yüksek risk altında olduğu belirtilen hastanelerde zorla tutulmakta, ciddi anlamda yaşamları tehlikeye atılmaktadır. Meslektaşlarımız bu koşullarda yaşamsal risk altında iken, “Pandemi” en temel haklarının kısıtlanmasına gerekçe yapılmıştır.”

Zorla müdahalenin işkence demek olduğu hatırlatılan açıklamada, avukatların hastaneden taburcu edilmeleri istenildi. “Bizler Ebru ve Aytaç’ı yaşatmaya kararlıyız” denilen açıklamada tüm kamuoyu zorla müdahale işkencesine karşı tavır almaya çağrıldı.

Ebru ve Aytaç’ın tahliyesini talep eden dilekçeler mahkemeye verilmek üzere açıklama sonlandırıldı.

Öte yandan, Çağdaş Hukukçular Derneği Mersin’de avukatların her gün Ebru ve Aytaç için oturma eylemi yapacaklarını duyurdu.

Avukatlar için hastanelerde “yaşam nöbeti”

Ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal hastanede tutulmaya devam ediliyor.

Tutsak avukatların seslerini duyurmak ve “acil tahliye ve adil yargılanma” taleplerinin kabul edilmesi çağrısıyla basın açıklaması yapıldı.

Av. Aytaç Ünsal’ın tutulduğu Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi önünde yapılan açıklamaya tutuklu avukatların aileleri, meslektaşları ve çok sayıda kişi katıldı.

“Zorla müdahale işkencedir!”, “Devrimci avukatlar onurumuzdur!”, “Ebru ve Aytaç’ın talepleri kabul edilsin!” sloganlarının atıldığı eylemde, basın açıklamasını tutsak avukatlardan Engin Gökoğlu’nun eşi Meral Gökoğlu okudu. 

“Hapishaneden daha kötü”

Tutsak avukatların adil yargılanma talebinin hatırlatıldığı açıklamada, ölüm orucundaki kritik aşamaya rağmen dosyanın Yargıtay’da aylardır bekletildiğine dikkat çekildi. Açıklamada, Timtik ve Ünsal hakkındaki ATK raporuna rağmen mahkemenin tutukluluk haline devam kararıyla avukatlara zorla müdahalenin önünü açtığının altı çizildi. Avukatların şu anda hapishaneden daha ağır koşullar altında tutulduğuna işaret edildi.

Ölüm orucundaki avukatların taleplerinin kabul edilmesi istenen açıklama, onların yaşaması için harekete geçme ve dayanışma çağrısıyla son buldu.

Avukat aileleri adına konuşmalarla eylem noktalanırken, hastane önlerinde “yaşam nöbeti” sürüyor.

 

 

 

 

 

HHB ve TTB’den açıklama

 

Ölüm orucuna hastanede zorla müdahale tehdidi altında devam eden avukat Ebru Timtik’in durumuyla ilgili Halkın Hukuk Bürosu (HHB) yeni bilgiler aktardı.

Timtik’in hapishane koşullarından daha kötü bir ortamda kendi rızası dışında zorla tutulduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Yapılan tüm muameleler açık bir şekilde işkence ve kötü muamele suçunu oluşturmaktadır” denilerek şunlar aktarıldı:

1- Ebru Timtik’in kaldığı hücrede gece ışıkların kapatılmasına izin verilmemektedir. Bu, Ebru Timtik’in uyuyamamasına ve baş ağrısı çekmesine yol açmaktadır.

2- Ebru Timtik havalandırması olmayan bir yerde tutulmaktadır. Hapishanede sahip olduğu telefon-görüş gibi hakları kullandırılmamaktadır. Ayrıca avukat görüş hakkı uzun bir süre kullandırılmamış, bugün 15 dakika ile sınırlandırılmıştır. 

3- Ebru Timtik’in kaldığı hücrede klima gürültülü bir şekilde sürekli çalışmaktadır. Bu durum Ebru Timtik’in üşümesine yol açmıştır. Ayrıca klima gürültüsü nedeniyle rahatsız olmuştur.  

4- Ebru Timtik’in kaldığı hücrede sıcak su şebekesi uzun süre çalışmamıştır. Bu nedenle Ebru Timtik kişisel temizliğini yapamamaktadır. Üşüme hissinin artması nedeniyle soğuk su nedeniyle elini bile yıkamakta zorlanmıştır. 

5- Ebru Timtik’in limon gibi en basit ihtiyaçları dahi bugüne değin karşılanmamıştır. Kaya tuzu gibi yaşamsal önemde olan ihtiyaçları hâlâ giderilmememiştir. 

6- Ebru Timtik’e gerek hapishane idaresine gerek hastane yönetimine dilekçe yazması için kalem ve kağıt verilmemiştir. Anayasal bir hak olan dilekçe verme hakkı uzun süre engellenmiştir. 

7- Sonuç olarak; Ebru Timtik hapishane koşullarından daha kötü bir ortamda kendi rızası dışında zorla tutulmaktadır. Yapılan tüm muameleler açık bir şekilde işkence ve kötü muamele suçunu oluşturmaktadır. 

8- Bugün, refakatçi değişimi ile dışarıya çıkan teyzesinden edinilen bilgiler ve yapılan başvurularla, bir kısım sorunların çözümüne yönelik girişimlerde bulunulmuştur.

***

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ise ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ile ilgili açıklamasında, hekimlerin, kişinin kararına saygı göstermesi gerektiğini ifade etti.

TTB, ölüm orucundaki avukatların bulundukları hastanelerdeki hekimleri, Türk Tabipleri Birliği Etik Kurul görüşleri çerçevesinde tutum almaya, Adalet Bakanlığı’nı da sorunun esasını çözecek adımlar atmaya davet etti. Avukatların adil yargılanma taleplerinin dikkat alınması gerektiğini belirtti.

TTB, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “sağlık ve yaşam durumları hapishanede kalmalarına uygun değil, hapishanede kalamazlar” raporuna rağmen ölüm orucunun ileri evresindeki iki avukat için tahliye veya denetimli serbestlik gibi bir uygulamaya gidilmemesini kabul edilemez bulduklarını açıkladı.

Açıklamada, “Açlık grevi veya ölüm orucuna katılan kişinin bilincinin açık olduğu durumlarda, kişinin sözlü ve yazılı beyanına aykırı bir müdahalede bulunulamayacağı” ifade edildi ve bu tür bir müdahalenin “insanlık dışı veya onur kırıcı nitelikte muamele” anlamına geleceği belirtildi.

DTB Malta Bildirgesi’nin 21. maddesinde de “Kişinin yararına olduğu düşünülse bile; tehdit, zorlama, güç kullanımı veya fiziksel kısıtlamalarla beslemenin insanlık dışı ve onur kırıcı bir tedavi biçimi” olduğu belirtiliyor.

 

 

 

 

 

Adli Tıp Kurumu:
Hapishanede kalmazlar

 

İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK), ölüm orucundaki tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ile ilgili ilk raporunu açıkladı ve her ikisi için de “Hapishanede kalmaları uygun değildir” değerlendirmesinde bulundu.

Timtik ve Ünsal’ın avukatları, raporun sonucu çıkar çıkmaz İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine raporla birlikte tahliye dilekçelerini sundu.

ATK’nın ölüm orucundaki avukatlar için hapishanede kalamaz raporu vermesine rağmen mahkeme Timtik ve Ünsal’ın tahliye edilmesini reddetti.

Tahliye talebiyle ilgili bir üst mahkemenin kararı bekleniyor.  Ayrıca, yurtdışındaki avukatlardan gelen 152 dilekçe ile, Türkiye’den onlarca avukatın imzaladığı, tahliye edilmeleri taleplerini içeren dilekçeler de mahkemeye sunuldu.