2 Ekim 2020
Sayı: KB 2020/Özel-16

Rejimin saldırılarına karşı birleşik mücadeleye!
Kürt halkıyla eylemli dayanışmanın önemi
Azerbaycan-Ermenistan çatışması ve sosyalist çözüm
İsrail’le “gerilim” bahane, ticaret şahane
YEP’ten yansıyan iflas tablosu
“Yeni sürüm” hak gaspı
İnsanca bir yaşam için mücadeleye!
Eğitim ve sağlık hakkımızdan vazgeçmiyoruz!
Komünist Enternasyonal Kuruluş Kongresi’nde konuşma... - Mustafa Suphi
Milliyetler ve Sömürgeler Meselesi üzerine konuşma - İsmail Hakkı
ABD seçimleri ve burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğü
Kolombiya: Şiddet, katliamlar protestolar ve kazanım
Salgın hastalıkların toplumlarda yarattığı değişimler
Avrupa’da MİT’in kirli operasyonları
Teslim Demir yoldaş hep bizimle…
Wuppertal’da Teslim Demir yoldaş ve Ulucanlar anması
Ulucanlar şehitleri ve Teslim Demir etkinliklerle anıldı
İzmir'de Teslim Demir ve Ulucanlar şehitleri anması
Bahçelievler Katliamı’nın 42. yılı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Yeni sürüm” hak gaspı

 

Kıdem tazminatı hakkının gaspı yine gündemde. Sermaye devleti, işçi sınıfının elindeki hakları birer birer alırken, kıdem tazminatı hakkını gasp etmeyi de sürekli gündemde tutuyor. Farklı formüllerle, işçi-emekçileri bu saldırıyı kabullendirmeye çalışıyorlar.

Hedefleri sermayeye kaynak yaratmak, iş güvencesini ortadan kaldırmak

Herkesin malumu, temel dertleri kendilerine kaynak yaratmak. Sermayenin ve AKP-MHP blokunun ihtiyaç duyduğu sıcak para ihtiyacını gidermeye çalışmak. Diğer bir yandan da işçileri rahatından işten çıkartabilmek için, sırtlarında yük olarak gördükleri kıdem tazminatından kurtulmak istiyorlar.

40 yıldır, kıdem tazminatlarını yük olarak gören sermaye ve devleti, bu “yükü” kendi kullanımına açmanın derdinde. Geçmiş yıllarda oluşturulan fonlar, kıdem tazminatı üzerinden gerçekleşecek saldırının da mantığını bizlere gösteriyor esasında…

Daha bir yıl geçmeden, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi diye bizlere yutturulmaya çalışılan bu saldırı, şimdi de “Esnek Çalışma Modelleri” ile hayata geçirilmeye çalışılıyor. Keza, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, kıdem tazminatının gaspına zemin hazırlamak için öne sürülmüştü.

Çalışma yaşamında köklü değişiklikler

Bugün gündemlerine aldıkları, “esnek çalışma modelleri” ile çalışma yaşamında köklü değişiklikler yapmaya hazırlanıyorlar. 1 Ekim’de meclis açıldığında, “yeni sürüm istihdam paketi” diye allayıp pulladıkları, sözde işsizliğe çare bulacaklarını ilan ettikleri “son sürüm” saldırı, resmen “yeni sürüm kölelik paketi”dir.

Söz konusu paketle “belirli süreli iş sözleşmesinin” yaygınlaştırılmasını hedefliyorlar. Aynı saldırı kapsamında iş güvencesini bitirecekler, kıdem hakkını ortadan kaldıracaklar. Alabildiğine esnek çalışmayı devreye sokacaklar. On yıllardır, sermayenin hayata geçirmeye çalıştığı “esnek çalışma modelleri” 1 Ekim itibariyle meclisin gündemine geliyor.

Pandemi ile birlikte, bu yönlü birçok adım atan AKP-MHP rejimi, artık bu modelleri kalıcılaştırmak istiyor.

İş-Kur programlarından kısa çalışmaya, taşeron çalışmadan sözleşmeli işçiliğe, yarı zamanlı çalışmadan uzaktan çalışmaya kadar zaten uygulanan birçok model, artık temel çalışma modeli haline getirilerek, sermayenin ihtiyaçlarına göre her türlü esnekliği bizlere dayatacaklar. Bu modellerin her biri işçilerin kıdem tazminatı hakkına yönelik saldırı niteliğindedir, kıdem tazminatı kazanmamızın önünde engeldirler.

Bakan’dan inciler…

Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, saldırıyı gerekçelendirirken sözde kadın işçileri düşünüyormuş gibi yapmayı da ihmal etmiyor. “Kadınların bir bölümü yarı zamanlı çalışmak istiyor” diyen Bakan, toplumsallaştırılmadığı ölçüde kadınların üzerindeki en büyük yük olan temizlik-yemek, çocuk bakımı vb. işlerin yükü altında ezilen kadınları, yarı zamanlı çalışma vb. uygulamalarla üretim sürecine dahil etmeyi, sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamayı istiyor.

Daha önce de tartışma konusu yapılan esnek çalışma modelleri, 4857 sayılı İş Yasasında belirli süreli iş sözleşmelerinin her yerde kullanılmasını engelleyen hükmün 25 yaşın altındaki gençler ve 50 yaşın üstündekiler için kaldırılmasını öngörüyordu. “Yeni sürüm” paket de bu tartışma ekseninde yasalaşırsa bu kesimler için kıdem tazminatı hakkı ortadan kalkmış olacak.

İşsizliğe çare değil, sermayeye çare…

“Yeni sürüm istihdam paketi” adı altında sözde işsizliğe çare bulacaklarını iddia edenlerin, böyle bir hedefleri olmadığı açıktır.

Bu paketle, belki Kıdem Tazminatı Fonu oluşturulmayacak ancak, zaten sermayenin fiili olarak gasp ettiği kıdem tazminatı hakkımız ortadan kalkacak, kıdem tazminatı almaya hak bile kazanamayacağız.

Hedefte sadece kıdem yok!

Şunu da aklımızdan çıkartmayalım ki, on yıllardır kıdem tazminatı hakkımızın gaspını öngören ve farklı isimlerle gündeme gelen fonlar veya BES-TES gibi emeklilik sistemleri tam anlamıyla hayata geçmemiş olsa da bu tartışmalarla beraber sınıfımıza yönelik farklı saldırılar yasalaştı. Kıdem tazminatı hakkımızın mevcut güdük haliyle elimizde kalmasına ise “sevindik”. Ancak, şu açıktır ki, sermaye adım adım çemberi daraltmakta, kölece çalışma koşullarını bizlere dayatmakta ve kazanılmış haklarımızı bile kullanamaz hale getirmektedir.

Mevcut paket, direkt olarak kıdem tazminatına yönelik bir madde içermese de dolaylı olarak ve bilinçli bir şekilde kıdem tazminatı hakkımızı hedef almaktadır. Zira saldırı, sermaye için kıdem tazminatı hakkımızı gasp etmek kadar önemli, hatta daha da önemli olan esnek çalışma modellerini hayata geçirmeyi ön görmektedir. Çünkü kıdem tazminatı hakkımızın fiili olarak gasp edilmesi sonucunu yaratacaktır. Üzerine bir de kendilerine buradan bir fon oluşturmak saldırının kaymağı olacaktır.

Her seferinde, kıdem tazminatı hakkımızın gaspı ile eş zamanlı gündeme gelen saldırlar bir bir geçerken, kıdem tazminatımızın elimizde kalması hiçbir anlam ifade etmemektedir.

Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!

İş güvencesi anlamına gelen, çalışırken kazanılmış hakkımız olan kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmalıyız, koşulsuz-şartsız hak kazanacağımız bir uygulamanın hayata geçmesi için mücadele etmeliyiz.

Esnek çalışma modellerini reddetmeli, sermayenin istediği gibi çalışma saatlerimizi, yerlerini ve koşullarını esnetmesine karşı çıkmalıyız. Unutmayalım ki, her esnekleştirme, işçi sınıfının kazanılmış haklarına saldırıdır. İş güvencemize sahip çıkmalı, kalıcı istihdam, işsizliğin kaldırılması için mücadeleyi yükseltmeliyiz.

R. U. Kurşun