13 Aralık 2019
Sayı: KB 2019/46

İnsanca bir yaşam sosyalizmde!
Libya’daki kukla hükümetle anlaşmadan zafer çıkar mı?
IMF’nin kuruluşu ve Türkiye ile ilişkisi
Dinsel gericilikle uyuşturulmuş işçi ve emekçiler
Asgari ücret zam görüşmeleri ve ötesi
Asgari sınırları aşan bir asgari ücret talebi
Türk-İş 23. Olağan Genel Kurulu üzerine
“Göstermelik eylemler değil, kazanana kadar grev!”
DEV TEKSTİL Aralık Ayı Genişletilmiş MYK Toplantısı gerçekleşti
DİSK Tekstil ihanetlerine bir yenisini ekledi!
Tarihsel çağ ve yeni tarihsel dönem- 1 - H. Fırat
Fransa’da genel grevin karnesi
NATO’nun 70. yıl zirvesi
Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu’nun Trier gezisi
Otomotiv sektöründe küresel işçi kıyımı artarak sürüyor
Metal işkolunda kadın işçilerin durumu, sorunları ve talepleri
‘Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için Eğitim Hakkı Çalıştayı’ gerçekleşti
Genç bir komünist: Erdal Eren
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Asgari sınırları aşan bir asgari ücret talebi

 

Asgari ücrete zam görüşmeleri sürerken, sadece bu ücretle çalışanlar değil, bir bütün olarak işçi sınıfı süreci dikkatle izliyor. Zira asgari ücret zammı düşük tutulduğunda, genel anlamda tüm ücretleri de geriye çekiyor. Emeğin korunması mücadelesinin temel gündemlerinden biri olan asgari ücret bu nedenle de önemli hale gelmektedir.

Ücretli kölelik düzeninde işçilerin asgari bir geçim standardı adına kabul ettirdikleri asgari ücret, Türkiye’deki gibi işçi sınıfının bilinç ve örgütlenmesinin zayıf olduğu koşullarda açlık sınırlarında bir yaşam standardı bile getirmemektedir. 4 kişilik bir aile için 2.058,46 lira olarak açıklanan açlık sınırı, ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması, 6.705,08 lira olan yoksulluk sınırı ise gıdanın yanı sıra giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık vb. ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalar olarak tanımlanıyor. Bu rakamlar mevcut asgari ücretle birlikte düşünüldüğünde, asgari ücret mücadelesi işçi sınıfının hayatta kalma mücadelesi demektir aynı zamanda. İşçiler için yaşamsal olan bu konu iktisadi mücadelenin dar sınırlarında ele alınmayacak denli önemlidir ve politik bir meseledir.

Yaklaşık 10 milyon işçi ve emekçiyi ilgilendiren bu konu işçi sınıfını sermaye, onun yönetim aygıtı olarak devlet ve hizmetindeki sendika bürokratları ile karşı karşıya getirmektedir. Bu nedenle asgari ücret gündemi kapitalist sistem gerçeğini işçi ve emekçilere anlatmanın ve düzen karşıtı mücadeleyi büyütmenin imkânları açısından da oldukça önemlidir. Sınıf ilişkilerinin ve çelişkilerinin net görülebileceği, devletin işlevinin ne olduğunun açıklıkla anlaşılabileceği bu gündem devrimci propaganda ve ajitasyonla birleştiğinde, bilinç sıçramaları yaratabilmekte, örgütlenme eğilimini güçlendirmektedir.

Bilindiği gibi iktisadi mücadele sınıf mücadelesinin temel bir alanıdır. Tarihsel deneyimlerden görüldüğü gibi, devrimci sınıf mücadelesinin seyrine göre emeğin korunma talepleri siyasal mücadeleyle iç içe geçerek devrim mücadelesini beslemiştir. Burada mesele ekonomik talepler uğruna verilen mücadeleyi, siyasal mücadeleyle bağını kurarak yürütmek, işçi sınıfını düzen karşıtı bilinç üzerinden devrime hazırlamaktır. Zaten aksi durum reformizmdir.

Asgari ücret gündemi açısından bakarsak işçi sınıfı kendisi ve ailesi için yaşamsal önemdeki bu konuyla yakından ilgilidir. Ne yazık ki verili durumda edilgen bir bekleyişle asgari ücrete yapılan komik zamlara boyun eğen ya da şükreden bir haldedir. Ancak doğru müdahaleler örgütlenmeyle birleştiğinde, işçiler asgari ücret tespiti sürecine aktif katıldığında durum bambaşka olacaktır. Bu, sınıfa gücünü hissettirerek, onun mücadele yeteneğini güçlendirecektir.

Mesele asgari ücretin ne kadar olduğundan öte, fiziki yıpranmadan ve kültürel yozlaşmadan korunabilmesi için işçi sınıfının mücadelenin öznesi olmasıdır. Zira kapitalizm koşullarında emeğin korunmasının sınırları bellidir ancak önemli olan bu mücadele içinde işçi sınıfının devrimci sınıf bilinci doğrultusunda eğitilmesidir. “İnsanca bir yaşam için sosyalizm!” çağrısının gerisinde işte bu bütünsellik vardır.

 

 

 

 

 

Doğuş Çay Aksaray şeker paketleme bölümü kapanıyor

 

Doğuş Çay Aksaray’da bulunan şeker paketleme bölümünü kapatmak için harekete geçti. İşçilere Afyon’da çalışma önerisinde bulunan Doğuş Çay patronu, önerisinin kabul edilmemesi durumunda uzun yıllardır fabrikada çalışan ve iş güvenceleri bulunan işçileri işten çıkaracağını ifade etti.

Doğuş patronu işten çıkarmalara başladı. İşçilerin haklarını 15 Aralık’ta ödeme taahhüdünde bulundu.

Aksaray İşçi Birliği’nin çağrısıyla bir araya gelen işçiler hakları ve gelecekleri için mücadelede kararlılar. Toplantı da söz alan Aksaray İşçi Birliği sözcüsü şunları söyledi:

Yıllarca emek verdiğiniz fabrikayı kapatmak için harekete geçen Doğuş patronu, işten çıkarma saldırısının maliyetini en aza indirmek için mesai yapıyor. Bir yandan bütün haklarınızı ödeneceğini söylüyor, öte yandan işe geri dönüş davaları açmanızı engellemek için çaba gösteriyor. Dahası sizi yaşadığınınız kentten koparıp Afyon’da bulunan fabrika da çalışmanızı istiyor. Oyuna gelmeyelim, haklarımızı almak, işimize sahip çıkmak için mücadelenin ipine sıkı sıkı sarılalım. Birlik olur, mücadele edersek mutlaka kazanırız!”

Toplantıda söz alan Doğuş işçileri mücadele kararlılıklarını ortaya koydular. Bundan böyle Aksaray İşçi Birliği’ni daha da büyütmek için çaba göstereceklerini ifade ettiler.





Temsa’da kriz nedeniyle üretim durduruldu

 

Adana’da bulunan Temsa fabrikasında 23 Aralık’a kadar üretim durduruldu. Mali sıkıntılardan kaynaklı üretimi durdurma kararı alındığı belirtildi.

1968 yılında kurulan ve 1987’den beri Adana’da bulunan 510 bin metrekarelik üretim tesisinde faaliyetleri sürdüren Temsa, yılda 10 binin üzerinde otobüs, midibüs ve hafif kamyon üretiyor.

Temsa, Türkiye dışında, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya 70’e yakın ülkede faaliyet gösteriyor.