5 Temmuz 2019
Sayı: KB 2019/25

İşçi ve emekçilere kazandıracak olan sınıf mücadelesidir!
Saray rejimi G-20 Zirvesi’nde silah tekellerine teslim oldu
İlerici-devrimci güçlere yönelik saldırganlık devam ediyor
Haziran ayı işçi hakları ihlalleri raporu
TÜPRAŞ sözleşmesinde sermayedarın ve onun uşağı YHK’nın kararını tanımayalım!
TÜPRAŞ’taki sözleşme süreci üzerine
Türk Metal Genel Kurulu’ndan yansıyanlar
Bir direniş daha sendikal bürokrasiye takıldı!
“Sağlık emekçileri sorunlarına sahip çıkmalı, mücadele etmeli!”
“Migros’un bütün iştiraklerini eylem alanı ilan ettik!”
Bir dönemin sol aydın kuşağı üzerine - H. Fırat
G20’deki gelecek tasviri ya da kapitalizmin acizliği!
Almanya’daki MİT faaliyetleri
Almanya’da yeniden tutuklanan TKP/ML tutsakları için ortak açıklama
Paris’te iş intiharlarına karşı mücadele paneli
BM raporunun yansıttığı dünyada kadın gerçekliği
Sermayenin ucuz işgücü: Çıraklık
Çorlu tren katliamı davası: Mahkeme heyeti çekildi
Sivas’ta katledilenler eylem ve etkinliklerle anıldı
Ölümünün 26. yılında Rıfat Ilgaz’ı saygıyla anıyoruz...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çorlu tren katliamı davası: Mahkeme heyeti çekildi

 

25 kişinin yaşamını yitirdiği Çorlu tren katliamıyla ilgili dava 3 Temmuz’da görülmeye başladı. Duruşma öncesi ailelerin yürüyüşü polis tacizleriyle karşılaşırken, duruşma salonunda ailelere ve avukatlara yönelik saldırı oldu. Saldırılar sonrasında başlayan duruşmada mahkeme heyeti davadan çekildiklerini açıkladı.

Tren katliamında yaşamını yitiren 25 kişinin aileleri, avukatları ve desteğe gelenler, adliyeye yürümek için Çorlu Orion AVM önünde toplandı.

Orion AVM önünde açıklama yapan aileler, yaşananın kaza değil katliam olduğunu vurguladı. Açıklamada, devletin katliamın faillerini koruduğu, bununla birlikte ailelere saldırılar gerçekleştirdiği hatırlatıldı. Adalet arayışlarına karşı devletin tahammülsüzlüğüne dikkat çeken aileler, duruşma öncesi bir kez daha adalet talep ettiler.

Açıklamadan sonra adliyeye yapılan yürüyüşte yine polisin engelleme girişimleri ve tacizi oldu.

Ailelerin mahkeme salonuna girişi engellenmeye çalışıldı

Yürüyüş sonrasında polis, savcılık izni olmadan Çorlu Adliyesi içinde kitlenin görüntülerini çekti. Ailelerin avukatları polisin bu tacizine tepki gösterdi. Sonrasında da ailelerin duruşma salonuna girmesine engel olunmaya çalışıldı. Kolluk güçleri ailelere ve avukatlara copla saldırdı.

Uzunca bir süre mahkeme salonuna girişi engellenerek bekletilen aileler ve avukatları kapıların kapatılması üzerine duruma tepki gösterdi. Salonun kapılarını açan avukatlar da polisin saldırısına maruz kaldı.

Mahkeme heyeti davadan çekildi

TCDD personeli Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım’ın “taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşmada ailelerin avukatları söz alarak polisin saldırılarını, keyfi tacizlerini teşhir etti ve polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Mahkeme heyeti bu istemi reddetti ve duruşma salonundaki silahlı iki polisin salondan çıkarılmasına karar verdi.

Duruşma devam ederken, mahkeme heyeti “Davaya 2. Ağır Ceza Mahkemesi bakacak” diyerek davadan çekildiklerini açıkladı. Heyet salonu terk ederken, aileler de alkışlarla kararı protesto etti.

Duruşmanın sona ermesinin ardından adliye önünde aileler ve avukatlar basın açıklaması yaparak mahkeme heyetinin son kararına tepki gösterdi. Davanın bugüne kadarki sürecini teşhir eden avukatlar, katliamın faili olan üst düzey devlet yetkililerinin korunduğuna dikkat çekti.

 

 

 

 

Kızıl Bayrak’a açılan Efrîn davası ertelendi

 

Efrîn işgali ile ilgili yazılar nedeniyle Kızıl Bayrak Yazı İşleri Müdürü hakkında açılan davada savcı mütalaasını sundu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Temmuz’da görülen duruşmada, savcı mütalaasını sundu. İddianamede yer alan suçlamaları tekrar eden savcı, gazetenin 16 Şubat 2018 tarihli sayısındaki haberlerin “Zeytindalı operasyonunu meşruiyetini ortadan kaldırma” amacı taşıdığı, “YPG’nin eylemlerini meşru gösterdiği” iddialarını sürdürdü. “Bir bütün halinde basın yolu aracılığı ile terör örgütü propagandası yapıldığı” iddia edilen mütalaada, “Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni olduğu anlaşılan Ersin Özdemir’in Terörle Mücadele Kanunu 7/2, Türk Ceza Kanunu 53/1 maddeleri gereğince cezalandırılması” istendi.

Savcının iddiasına karşı beyanda bulunan avukat Bülent Şimşek ise, devletin Efrîn’de başlattığı operasyonun eleştirilmesinin suç olmadığını savundu. “Terör örgütü propagandası yapıldığı” iddialarıyla örtüşen herhangi bir haber ya da yazı olmadığına değinen Av. Şimşek beraat talebinde bulundu.

Mahkeme ek savunma için davayı 18 Eylül 2019’a erteledi.

 

 

 

 

TİHV’den rapor: 4 yılda 369 sokağa çıkma yasağı

 

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 16 Ağustos 2015’ten 1 Temmuz 2019 tarihine kadar geçen sürede Kürdistan’daki sokağa çıkma yasaklarına ilişkin hazırladığı bilançoyu paylaştı.

TİHV Dokümantasyon Merkezi tarafından hazırlanan raporda başlangıcı belli ama bitişi belli olmayan ve 24 saat süreyle ilan edilen yasakların toplamda 11 il ve en az 51 ilçeyi kapsadığı, en az 369 defa resmi olarak sokağa çıkma yasağı ilan edildiği yer aldı.

Türkiye tarihinde bu biçimi ile ilk kez uygulanan sokağa çıkma yasakları şu illerde ilan edildi: Diyarbakır (214 kez), Mardin (54 kez), Hakkâri (23 kez), Şırnak (13 kez), Bitlis (26 kez), Muş (7 kez), Bingöl (7 kez), Tunceli (6 kez), Batman (6 kez), Elazığ (2 kez) ve Siirt (11 kez).

2019 yılı içinde ise 3 ilde (Bitlis, Siirt ve Diyarbakır) olmak üzere toplam 18 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Ayrıca 11 Ağustos 2017’den 1 Ocak 2019 tarihinde kadar Hakkâri’nin Şemdinli ve Bitlis’in Hizan, Güroymak, Mutki, Tatvan ve Merkez ilçelerine bağlı çeşitli köy ve mezralarda saat (ilanda belirtilen saat aralığında) kısıtlılıkları dâhilinde en az 23 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildiği belirtildi.

Yasaklar öncesi nüfus sayımına göre, yasağın yaşandığı ilçelerde en az 1 milyon 809 bin kişinin yasak nedeniyle hak ve özgürlüklerinin gasp edildiği belirtildi.





Hakkari’de yasak

 

Sermaye devletinin Kürdistan’da uyguladığı özel güvenlik bölgesi ve sokağa çıkma yasakları devam ediyor. Hakkari Valiliği 5 bölgede 15 gün süreyle yasak ilan etti.

Valiliğin “terör” demagojisine dayandırdığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Hakkari Merkez, Çukurca, Şemdinli, Yüksekova ve Derecik İlçeleri sınırlarında bulunan; (5) bölge 01.07.2019 günü saat 00:00:01’den 15.07.2019 günü saat 23:59:59’a kadar, ‘Özel Güvenlik Bölgesi’ ilan edilmiş olup, vatandaşlarımızın yukarıda belirtilen bölgelere izinsiz olarak girmesi yasaklanmıştır.”