7 Aralık 2018
Sayı: KB 2018/46

Orta oyunu başladı, çay-simit hesabıyla asgari ücret belirleniyor
Düzen muhalefetinin asgari ücretle imtihanı
“Enflasyon düştü”, peki ya hayat pahalılığı ve ekonomik kriz?
Kızıl Bayrak’a Efrîn davasında ilk duruşma
Sermaye iktidarının yeni torba yasası
Kapitalizmde ilaç ve sağlık sektörü
Asıl sorun hangisi: Endüstri 4.0 mı, kapitalist üretim ilişkileri mi?
Flormar direnişi 200’lü günlerde
Siyasal bir taşeron: Limak
BDSP’den kriz gündemli panel-forum
Kadın mücadelesi ve örgütlenmesinin yakıcılığı
Kadına yönelik şiddete karşı tepki büyüyor!
Bir dava insanı!
Emperyalistler arası nüfuz kavgası şiddetleniyor!
“Ulusal birlik” bir yanılsama, Devrimci önderlik birleştiricidir!
Almanya’da ırkçı-faşist hareketler ve anti-faşist mücadele!
Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak! Yaşasın İntifada!
“Kaynayan cehennemler” ve
“hazır cennetler”
Erdal olup geleceğiz ve değişecek dünya!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Asıl sorun hangisi: Endüstri 4.0 mı, kapitalist üretim ilişkileri mi?

Z. İnanç

 

Bilimsel-teknolojik alandaki gelişmeler sanayide makineleşmeyi, üretim tekniklerini etkilemektedir. Diğer yandan, sermaye kendi ihtiyaçları doğrultusunda bilimsel-teknolojik gelişmelerin gerçekleşmesi için kurumsal işleyişlere yönelmektedir. Teknokent, teknopark, TÜBİTAK, Ar-Ge merkezleri çalışmalarını, projelerini, hatta yarışma konularını sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlemektedir.

Sermaye sınıfı, daha hızlı çalışan, dakikada verdiği ürün sayısı daha yüksek olan, toplam maliyeti düşüren makineye yatırım yapar. Kalitesi yüksek ama ucuz olan, hurdası-atığı bile geri dönüştürülerek kullanılabilen hammaddeyi temin etmeye çalışır. Daha ucuza daha uzun süre çalışan, verilenden fazlasını istemeyen işçidir onun ihtiyacı.

Dönem dönem sermayenin sömürüsüne karşı olmak ile teknolojik gelişmeye karşı olmak karıştırılmıştır. Patronların sömürü politikalarına, sermaye sınıfına yönelecek tepki makineye yönelebilmiştir.

Bugün sanayileşmenin yeni bir evresi olarak Endüstri 4.0 tartışılıyor. Endüstri 4.0, bilişim ve teknolojideki gelişmelerle beraber üretimin yeni bir teknik boyut kazanmasıdır. Nesnelerin ve hizmetlerin interneti ve siber fiziksel sistemler, otomasyon ve robotikteki gelişmelerin üzerine eklenmiş olacak Endüstri 4.0 ile. Sonuç, akıllı fabrikalar.

Endüstri 4.0’a dair çok şey konuşuluyor. Robot istilasından bahsedenler, robot düşmanı olanlar, getireceği işsizlikten korkanlar, yapay zekanın engellenemez ilerlemesi ile insanları yönetebileceğinden endişelenenler, kapitalizmin kendi kendini yok etmesi evresi olduğunu düşünenler, vb... Yapay zeka ve robotlara potansiyel bir düşmanlık kendini hissettiriyor. Birkaç yüzyıl önce makinaları kıran işçiler hatırlanırsa; büyük makinalarla birlikte daha az kişiye ihtiyaç duyan patronlar işçi çıkardığında, işçiler düşmanı olarak makinaları hedeflemiş, kırmaya yönelmişti.

Yine düşman yanlış tarafta aranıyor. Akıllı fabrikalardan korku duyanlar, herkesin elinde dolaşan akıllı telefonları ise bir an önce alabilme çabasındaydı. Temel fark şu ki; akıllı telefonlar tüketim ilişkilerindeki yerinizi belirliyor, sahip olma öne çıkıyor. Akıllı fabrikalar ise üretim ilişkilerindeki yerinizi belirliyor. Değişecek üretim teknikleri sonucu ortaya çıkacak üretim planlamasında bir yeriniz olup olmayacağı kaygısı yaratıyor. Böylece yapay zeka ve robotlar düşmanınız oluyor.

Türkiye’de Endüstri 4.0 adımları

İlk adımı Almanya’da atılan Endüstri 4.0, önce Avrupa’da yayıldı. ABD ve Japonya da bu gelişmeye hızlı ayak uydurdu. Türkiye’de de belli adımları atılmış durumda. Teknolojik altyapı ile uzman işgücü ihtiyacını tamamlamak, mesleki eğitimi buna adapte etmek, Türkiye açısından öncelikli ihtiyaç.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Endüstri 4.0’a uygun model fabrika projeleri için iller belirlendi. Samsung, Polisan, Siemens, Bosch, General Electric firmalardan birkaçı. Bakanlık tarafından belirlenen Ankara ve Bursa ilk adımların atıldığı, Antep, Konya, Kayseri, İzmir ve Mersin ise proje kapsamındaki iller.

Konuya ilişkin olarak konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Model fabrikaların içinde, sanayi ile ilgili doktora ve master programlarının uygulama aşamaları da gerçekleştirilecek. Böylece, kamu-sanayi-üniversite işbirliği de hayat bulacak” dedi ve şunları ekledi: “Yeni teknolojiler, üretimin artık her alanına, çok daha yoğun bir şekilde nüfuz ediyor. Nesnelerin interneti, yapay zeka, bulut bilişim ve robotik sistemler gibi uygulamalar, üretimde daha fazla kullanılıyor. Konuyla hiç ilgisi olmayanlar için bu saydıklarım, bir ‘kavram enflasyonu’ olarak algılanabilir. Ancak daha adını duymadığımız pek çok uygulama, ekonomileri ve toplumları çok ciddi bir biçimde dönüştürecek.”

Dilovası’nda bulunan Polisan, Endüstri 4.0’a geçeceğini duyurdu. Dilovası’ndaki fabrikanın kapatılacağı, yeni fabrikada işçi sayısının azaltılacağı açıklandı. Endüstri 4.0’a geçişe yeni adımlarla birlikte, buna benzer haberleri daha sık duymaya başlayacağız.

İçine sığmayan kabını kırar!

Bu gelişme neyi ifade ediyor? İnsan hayatını kolaylaştırabilecek, ağır çalışma koşullarının yükünü alabilecek, iş kazaları ve meslek hastalıklarını azaltabilecek bir gelişmenin ifadesi Endüstri 4.0. Birçok yükün insanın üzerinden alınması ile kendine daha fazla zaman ayırabilme, toplumsal, siyasal, sanatsal, kültürel yaşama katılabilme imkanı demek. Ama mevcut toplumsal sistemde, hüküm süren üretim ilişkileri koşullarında yalnızca işsizlik ve yoksulluk üretiyor. Ya da yıkım üreten savaşlar için kullanılıyor. Demek ki insanlık için yararlı olabilecek bir gelişme mevcut düzenin içine sığamıyor. İşçiler ve emekçiler için kapitalizm koşullarında bu gelişmenin imkanlarından yararlanmak mümkün değil.

Engel kapitalizmin varlığı ise, o halde bu engelin aşılması gerekiyor. Merkezinde kârın değil insanın durduğu, insanın ihtiyaçlarının karşılanmasının ve doğanın zarar görmemesinin temel kriter olduğu bir toplumsal düzen için mücadele etmek gerekiyor.

 

 

 

 

Vestel’de işçi kıyımı

 

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Vestel’de traji-komik bahanelerle işçi kıyımı yaşandı.

1 Aralık’ta beyaz eşya bölümünde oturduğu, telefonla yakalandığı, kart takmadığı gibi bahanelerle fabrikadaki çalışma süresi 5 ile 18 yıl arasında değişen 9 işçi tazminatsız olarak işten atıldı.

Edinilen bilgiye göre, Vestel yönetimi “bölümlerde elemanlar fazla, maliyet yüksek” diyerek işçi kısıtlamasına gidiyor.

Bahanelerin üstü kazındığında ise gerçek nedenin kriz olduğu görülüyor. Pek çok fabrikada olduğu gibi fatura yine işçiye kesildi.