16 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/43

Krizin kaynağı sistemin kendisidir!
Devrimci sınıf mücadelesini büyütelim!
Kriz, sınıf mücadelesi ve enternasyonalizm
“Türkçe ezan” tartışması üzerine
Tek adam rejiminin ilk 100 gününün bedelleri
Sendika ağalarını korku sarınca…
DEV TEKSTİL temsilcisiyle Greif davası üzerine röportaj
Sınıf mücadelesi yargılanamaz!
Kazanana kadar mücadeleye devam edeceğiz!
Alaattin yoldaş ya da bir davanın gerçek sahibi olmak!..
Bugünün devrimcileri Alaattin Karadağ’dan ne öğrenmeli?
“Barış” bir seremoni, “savaş” bir tehdittir!
Lufthansa’da azgın sömürü…
Dünyada grev, eylem ve işten atmalar
25 Kasım’da sokağa, eyleme, mücadeleye!
Sosyal yardımlar ve yoksulluk
Suriyeli göçmen emeği azgınca sömürülüyor
Hasta tutsaklar katlediliyor!
Çocuklarımızın yolunu gözleyenler
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sosyal yardımlar ve yoksulluk

 

Meclis komisyonunda 2019 yılı bütçesi konuşulurken, “sosyal yardımlar”a ilişkin veriler ile bu yardımların yıllar içerisinde nasıl arttığı ortaya konuldu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesindeki sürekli artış, gerçekte ülkede yoksulluk ve sefaletin giderek arttığını ortaya koyuyor. AKP şefleri ise sosyal yardımlardaki bu artışı, “insani gelişmede çağ atladık” sözleriyle övünme konusu yapıyor.

Gıda, barınma, eğitim, sağlık, emekli ve yaşlılara yardım vb. sosyal yardımlar, buna muhtaç insanlara çok sınırlı ve geçici bir katkı sunmaktadır. İnsanların sosyal yardımlar ile hayatını idame ettirmek zorunda kalması ayrı bir mesele. Sermaye düzeninde emekçiler çaresizliğe itildikten sonra, bu yardımları politik malzeme olarak kullanılmaktadır. Düzen partileri seçim dönemlerinde sosyal yardımları arttırmak konusunda yarış yaparlarken, artan yoksulluğun nedenlerini ise dile getirmemektedirler.

Che Guevara’nın çarpıcı bir sözü vardır: “Aç insanların karnını doyurduğum zaman bana kahraman diyorlar. Bunların neden aç olduğunu sorduğumda ise bana komünist diyorlar.”

Açlık ve yoksulluğun temel nedeni özel mülkiyet düzenidir. Sınıfsal eşitsizliklerin sonucu olan yoksulluk, kapitalizmde zenginliklerin büyümesiyle birlikte daha geniş kesimleri içine almaktadır. Bugün “çalışan yoksul” kavramı artık çoğunluğu ifade etmektedir. Sosyal yardımlar kapitalizmin kendini korumak amaçlı oluşturduğu bir mekanizmadır. İlk örnekleri 16. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de “yoksul yasaları” olarak görülmüştür.

AKP, Türkiye’de çağ atladık demektedir. Oysa Avrupa ülkelerinde bu sosyal yardımlar çok daha gelişkindir. Buna rağmen Almanya, Fransa gibi kapitalist metropollerde milyonlarca yoksul vardır.

Türkiye’de sosyal yardım desteği özellikle ‘80’li yıllarla birlikte artış göstermiştir. Türkiye kapitalizminin süreklileşen krizi, neo-liberal saldırı politikalarıyla faturanın emekçilere yüklenmesi işsizliği ve yoksulluğu derinleştirmiştir. Özelleştirmeler, sömürü koşullarının ağırlaştırılması, ücret ve maaşların düşürülmesi, kamusal alanlarda istihdamın azaltılması, eğitim, sağlık vb. hizmetlerin paralı hale getirilmesi vb. “çalışan yoksul”ların sayısını arttırmıştır. AKP iktidarı döneminde ise bu yoksullaşma çok daha geniş kesimleri içine almıştır. İşçi ve emekçilerin örgütsüzleştirilmesiyle, baskı ve terörle el ele giden bir süreçtir bu. Emekçiler mücadele yolunu tutamadıkları için de yoksullaşmışlar, yardımlara muhtaç hale gelmişlerdir.

Yapılan yardımların önemli bir bölümü göstermeliktir. Ama günümüz koşullarında, iktidardaki partinin dağıttığı makarna, günlük süt ya da ekmek türünden “sadaka” düzeyinde yardımlar dahi emekçiler için önemli hale gelmiş bulunmaktadır.

Dünyada zenginlik, üretim araçlarının gelişmesi sayesinde insanlık tarihi boyunca ulaşmadığı boyutlara ulaşmıştır. Artan bu zenginliğe rağmen açlık ve yoksulluk her geçen gün büyümektedir. Servet ile sefalet arasındaki uçurum alabildiğine derinleşmektedir.

Üretilen zenginliğin paylaşımında düğümlenen bu sorunun çözümü kapitalist düzen altında mümkün değildir. Bizdeki sadaka düzeyindeki sosyal yardımlar bir yana, bazı Avrupa ülkelerinde hâlâ var olan daha ileri sosyal kurumlaşmalarla da bu soruna gerçek ve kalıcı bir çözüm sunulamaz.

Victor Hugo, “Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk” sözleriyle, sorunu çok özlü bir biçimde ifade etmiştir.

Sermayeye ve bugünkü temsilcisi AKP iktidarına karşı “sınıfa karşı sınıf” bakış açısıyla yükseltilecek mücadelelerle ancak yoksullaşma sürecinin önü kesilebilir, yoksullaşmayı derinleştirecek saldırı politikaları püskürtülebilir. Yoksulluğun tümüyle ortadan kaldırılması ise, üretim araçlarının mülkiyetini tekelinde bulunduran sermaye sınıfının iktidarına son verilmesiyle mümkündür.

 

 

 

 

Yoksulluk ve sefalette “çağ atladı”

 

Sermaye devletinin 2019 bütçesi için görüşmeler devam ederken, sömürü ve soygun düzeni gözler önüne seriliyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşülürken devletin sunduğu sosyal yardımlara ilişkin veriler, yoksulluk ve sefaletin daha da yaygınlaştığını ortaya koydu.

Bütçeden yansıyan bazı veriler şöyle:

-AKP’nin iktidarda olduğu 16 yılda yaklaşık 283 milyar lira sosyal yardım yapıldı. Bu yıl ise 43.4 milyar lira sosyal yardım gerçekleştirilecek.

-Yoksulluk riski altındaki ailelerin eğitim çağındaki çocuklarının okula gönderilmelerini teşvik adı altında verilen “şartlı eğitim yardımından” yılda ortalama 2 milyon 200 bin çocuk yararlanıyor. Bu kapsamda 2003’ten bu yana 6,2 milyar lira ödeme yapıldı.

-65 yaş üstü yaşlılık ve engellilik yardımları kapsamında geçen yıl 1,31 milyon kişiye 5,2 milyar lira, bu yıl 1,33 milyon kişiye 4,1 milyon lira yardım yapıldı.

-Yoksul yurttaşların ücretsiz sağlık hizmeti almasını sağlamak amacıyla 2012 yılından bu yana toplam 42 milyar 886 milyon lira ödeme yapıldı.

-2016’da 2,4 milyon kişiye 199,77 milyon lira, 2017’de 2,7 milyon kişiye 221 milyon lira, 2018 Eylül itibarıyla 2,7 milyon kişiye 263 milyon lira gıda yardımı yapıldı.

-2016’da 21 bin 897 haneye 72,76 milyon lira, 2017’de 26 bin 952 haneye 89,4 milyon lira, bu yıl ise 16 bin 901 haneye 54,1 milyon lira barınma yardımı verildi.

-Geçen yıl “sosyal konut” projesi kapsamında 31 bin 841 konut teslim edildi. (Toplam kaynak miktarı 1 milyar 596 milyon lira.) Bu yıl 33 bin 274 konut teslim edildi. (Toplam kaynak 1 milyar 596 milyon lira.)

-Geçen yıl evde bakım yardımlarından yararlanan 499 bin 737 kişiye 5,72 milyar lira, bu yıl yararlanan 513 bin 276 kişiye de 4,92 milyar lira verildi.

-“Sosyal Yardım Kartı” projesi kapsamında 2 milyon kişiye banka kartı dağıtıldı.

-İlk evlilik yapacak gençler ile ilk kez konut sahibi olacak ailelere devlet desteği veriliyor. Eylül itibariyle “çeyiz” hesabında 22 bin 106 kişinin 66 milyon 838 bin 43 lirası, konut hesabında da 15 bin 85 kişinin 104 milyon 676 bin 723 lira mevduatı bulunuyor.