2 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/41

Ekim Devrimi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor!
Ortadoğu, Kürt sorunu ve “çözüm masası”na çağrı
Gerici-faşist koalisyondaki çatlak ve reformist sol
Saray rejimi din istismarında ölçü tanımıyor!
Kıdem tazminatını gasp etme planı devrede
Kriz içinde debelenen düzene karşı fabrika örgütlenmelerinde birleşelim!
Hidromek’te “arabulucu” oyunu
Türkiye’den Filistin’e iş sağlığı ve güvenliği eğitimi(!)
KESK yöneticileri şiddete son vermelidir!
İşçilerin kaleminden ekonomik kriz
Ekim Devrimi üzerine - V. İ. Lenin
“Gerçek insan” Karadayı!
“Amerikan rüyası”na yürümek ya da kabustan kaçmak
Savaşın acı sahneleri
Dörtlü Zirve gerçekleşti, sorunlar devam ediyor
İdlib’de kimyasal provokasyon hazırlığı
Almanya-Hessen’de eyalet seçimleri
Frankfurt’ta ‘Marksizm ve işçi sınıfı’ konulu seminer
Greif işgalini yargılayanların karşısında, grev hakkını kullanan Greif işçilerinin yanındayız!
Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için YÖK’e ve YÖK düzenine karşı mücadeleye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Saray rejimi din istismarında ölçü tanımıyor!

 

Ekonomik, sosyal, siyasal kriz derinleştikçe, saray rejimi din istismarına daha sıkı sarılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile imam hatip okullarına ayrılan bütçeler devasa boyutlara ulaşırken, birer “çocuk tecavüzcüleri yuvası” olan Ensar gibi vakıfların faaliyet alanları da günden güne genişletiliyor.

Son dönemde bu tür vakıflarla anlaşmalar imzalayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), o vakıfları “eğitim sistemi”nin organik birer parçası haline getirmekle kalmıyor, bu “hizmetleri” karşılığında önemli mali kaynaklar da sağlıyor. Çocukları dini bağnazlıkla köreltme seferberliği ilan edenler, karşılığında bütçenin yağmasından pay alıyorlar. Topluma “din/ahiret vaaz edenler” ne hikmetse daima “sefil/dünyevi” çıkarlarının peşinde koşuyorlar.

***

Saray rejimi din istismarını yaygınlaştırırken, ondan nemalananlar da boş durmuyor. Din istismarını öyle bir noktaya vardırdılar ki, üç yaşındaki çocukları bile namaz kılmaya zorluyorlar. İstanbul Pendik’te bulunan MEB’e bağlı özel bir anaokulunda üç yaşındaki çocuklara takke ve türban taktırılarak namaz kıldırılması ve bunun sosyal medyada yayınlanması, kepazeliğin vardığı boyutu gözler önüne seriyor. Çocuklara uygulanan bu zorbalık, saray dalkavuklarının şirazeden çıkışlarının ilanıdır aynı zamanda.

***

Yurtlar, yuvalar minik çocuklara el atarken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’la imamları ise, gençliğe musallat olmaya hazırlanıyor. Adapazarı Orhangazi Kültür Merkezi’nde din görevlilerine seslenen Ali Erbaş, “çeşitli ‘izm’lerle mücadele ettiklerini” söyledi.

Döviz fiyatlarındaki yüksek artıştan önce makam aracı 1 milyon lira olan Ali Erbaş ve onun gibiler, gençlerin zihinlerini, gönüllerini ‘izm’lerden kurtaracaklarmış...

“25 milyon genç var. Boş durmayacağız, kalk uyar ayeti sürekli zihnimizde olacak” diye vaaz veren Ali Erbaş, “Her Hocamıza On Genç Emanet Projesi” başlattıklarını söyledi. Emekçilerin sırtından sızdırılan parayla satın alınmış lüks aracında sefahat süren Ali Erbaş’la onun gibiler hangi değerleri temsil ediyorlar ki, pervasızca gençlerin zihinlerine/gönüllerine musallat oluyorlar?

***

Bu ve benzer icraatlar saray rejiminin açmazlarının derinleştiğine işaret ediyor. Görünen o ki, sermayenin demir yumruğu olan, emek düşmanlığında sınır tanımayan, yağma ve talandan beslenen, saraylarda sefahat süren, ahlaki yozlaşmanın dip çukurunda bulunan bu rejimin pazarladığı dinin pek alıcısı kalmamış.

Kalmamış; zira artık asgari muhakeme becerisi olan hiçbir yetişkin bu zokaları yutmaz. Bundan dolayı saray rejiminin etrafında bekleşenler dalkavuklarla yiyici takımından ibarettir. Bunlar dikta rejimin sadece destekçileri değil, suç ortaklarıdır aynı zamanda. Körpe beyinlere adeta histerik bir ruh haliyle hücum etmelerinin esas sebebi bu olsa gerek.

 

 

 

 

Meclise “uyumlu olsun” diye 1 milyon 350 bin liraya halı

 

Sermaye devletinin israf harcamaları bitmek bilmiyor. Emekçilere “kemer sıkma”, “fedakârlık”, “tasarruf” tembihlenirken devlet katında “itibardan tasarruf” edilmiyor. Saray rejimi sefahata doymazken, işçi sınıfı ve emekçilere sefalet dayatıyor.

Meclis halısına ‘841 bin asgari ücret’ tutarında masraf

CHP milletvekili Atila Sertel’in meclisin araştırmalarına ilişkin verdiği soru önergesine Meclis Başkanvekili Mustafa Şentop tarafından verilen yanıtta, meclise turkuaz rengi halı alınmasının ihale bedelinin 1 milyon 350 bin lira olduğu belirtildi. Bu rakam 841 bin 121 asgari ücrete karşılık geliyor. Değişimin nedeninin ise “cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve diğer kamu kurumlarında kullanılan halılarla uyumlu olması” olduğu ifade edildi.

Lüks araçlar ve yakıt masrafları bitmiyor

Meclisin 2017-Ağustos 2018 arasındaki 20 aylık sürede 258 araca 5 milyon 839 bin liralık yakıt masrafı yapıldığı iletilen yanıtta meclisin araç envanteri de yer aldı. Envanterde piyasa değeri 300 bin liradan 1 milyon 700 bin liraya dek uzanan Mercedes marka araçlar ve bir adet limuzin dikkat çekti. Meclis envanterinde 88 araç bulunurken 70 aracın da kiralandığı öğrenildi.

Meclis için milyonlarca sayfa basıldı

Meclis yayınlarına ilişkin soruya da şu yanıt verildi: “1 Ocak 2018-1 Ekim 2018 tarihleri arasında basımevinde TBMM’nin yasama ve denetim faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan 49 bin 232 adet baskıda toplam 2 milyon 297 bin 748 sayfa yasama belgesi basılmıştır. Yasama belgeleri baskısı haricinde; Meclis Haber Dergisi, davetiye, broşür, kitap, afiş, bloknot, kartvizit, karton dosya, not kartı, tebrik, talep formu, zarf üstü baskı ve benzeri işler için 1 milyon 691 bin 204 baskıda toplam 20 milyon 25 bin 453 adet/cilt baskı yapılmıştır.”

 

 

 

 

GATA’ya 10 milyon liralık cami

 

“Kriz mriz yok” derken işçi ve emekçilerden “fedakârlık” isteyen patron sınıfı ve saray rejimi, artan kârlarının ve zenginliklerinin sefasını sürmeye devam ediyor. İşçi sınıfı ve emekçilere açlık sınırının altında asgari ücret dayatarak açlık ve yoksulluk reva gören sermaye iktidarı, dinci gericiliğe para akıtmakta da bir sakınca görmüyor.

“Tasarruf” söylemleri gündeme gelse de dinci-gerici vakıflara sınırsız “yardımlar”, Diyanete daha fazla ödenekler ve eğitimde dinci gericiliğe daha fazla yatırım 2019 yılı bütçesinden de eksik edilmedi. Dinci-gericiliğe yapılan harcamaların israf boyutuna vardığı, bunca krize rağmen GATA’ya yapılacak cami için belirlenen 10 milyon liralık masrafla ortaya serildi.

Yapımı için 2017 yılında protokol imzalanan caminin protokol törenine Erdoğan’ın özel doktoru Cevdet Erdöl ve Diyanet yetkilileri de katılmıştı. 2019 yılında tamamlanması planlanan caminin inşa edileceği 4 bin 950 dönümlük yer “Gülhane Külliyesi” olarak tanımlanırken caminin bulunacağı yerde bir de “15 Temmuz anıtı” olacak.

Caminin maliyetinin yaklaşık 10 milyon lira olacağı belirtilirken bunun için 1 milyon liralık ödeneğin hazır olduğu öğrenildi.