8 Haziran 2018
Sayı: KB 2018/23

Krizin faturasını kapitalistlere ödetmenin yolu mücadeleyi büyütmekten geçer!
Erken seçim, AKP ve emperyalizm
Her şey seçimleri kazanmak için!
Rüşvet ve vaatler birbirini kovalıyor...
Kapitalist soygun sistemi
Sendikalaşmanın önündeki engeller ya da vahşi kapitalizm
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi!
Flormar işçisinin kazanımı, işçi sınıfının kazanımı olacaktır!
BDSP temsilcisi ile 24 Haziran seçimleri üzerine…
AKP’nin seçim bildirgesinde kadınlar
“Onur kırıcı davranışlara maruz kaldım, işten çıkartıldım!”
Seçimler ile sunulan sahte vaatler, sınavlar ile yıkılan hayatlar!
Bu pisliği devrim temizler!
KÇB’den direnişçi emekçilerle dayanışma etkinliği
KESK ya ileri çıkacak ya daha da dibe vuracak!
Pentagon’un rakamları gerçekliğin altında kaldı
Ürdün halkı IMF reçetelerine isyan etti!
“Proleter sanatın en büyük temsilcisi”
Hasret, gül kokusudur şimdi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP’nin seçim bildirgesinde kadınlar…

İkiyüzlü söylemler, boş vaatler

 

Erken seçim kararının ardından burjuva partilerin her biri vaatlerini sıraladı. Seçim beyannamelerine baktığımızda yok yok…

16 yıldır işçi ve emekçileri büyük bir yıkıma sürükleyen AKP iktidarı, bir yandan geçtiğimiz sürece dair “başarı” tablosu çiziyor, öbür yandan ise vaatleri havada uçuşuyor. “Kadınlarımız” başlığı için de bu geçerli.

Kadın düşmanı politikaların ayyuka çıktığı, kadına çok yönlü baskının ve eşitsizliğin sürdürülüp yasalarla da pekiştirildiği geçtiğimiz süreçte AKP iktidarının çok özel bir rolü var. Yaptıklarımız ve yapacaklarımız olarak ikiye ayrılan beyannamede, yaptıklarımız kısmı gerçeklerin ters yüz edilmesini, yapacaklarımız kısmı ise altı boş vaatleri içeriyor.

Beyannamenin “yaptıklarımız” bölümünde; kadınlara hak ettikleri değerin verildiği, kadınlara yönelik reformların en çok AKP iktidarı döneminde yapıldığı, hukuki olarak kadınlara pek çok hakkın tanındığı, siyasette kadınların etkin roller edindiği, kadına yönelik şiddete sıfır tolerans gösterildiği, kadın istihdamını artıracak politikalar izlendiği, kız çocuklarının okullaşma oranının arttırıldığı, erken yaşta ve zorla evliliklerinin yarı yarıya düşürüldüğü gibi yalanlar sıralanıyor.

Peki ya gerçekler? Bu ülkedeki emekçi kadınlar, “Ben zaten kadınla erkeğin eşitliğine inanmıyorum” diyen cumhurbaşkanını, “kahkaha atmak iffetsizliktir” diyen başbakan yardımcısını, “Türk kadını evinin süsüdür”, “kadınlar için tek kariyer anneliktir” diyen bakanları unutmadı. Ya da kadın cinayetlerinin AKP iktidarı döneminde %1400 oranında artmasını, bir dizi etmenin yanı sıra yasalarda var olan “iyi hal indiriminin” alenen şiddeti kolladığını, 4+4+4 yasasıyla çocukların atölyelere ya da kız çocuklarının evlere kapatılmasına davetiye çıkartıldığını, çocuk istismarının engellenmesi yasasına bizzat AKP’li milletvekillerinin engel olmasını, hastanelerde küçük kız çocuklarının yasadışı şekilde doğum yapmasını teşhir edenlerin baskı ve sürgün yemesini unutmadı…

Gerçek tablo özetlediklerimizden çok daha ağırken, AKP “yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır” diyor. Bildirgenin bütününe hakim olan, bugüne kadar uyguladığı ekonomik-sosyal politikalar ile baskı ve zorbalığı sürdüreceğini ifade ederken, bunları havada uçuşan vaatlerle beslemeyi de ihmal etmiyor. Kadınlar da bu politikalardan doğrudan etkilenecek olmakla birlikte, kadınlarla ilgili vaatlerin ayrıca hiçbir karşılığı bulunmuyor. Zira, vaatlere bakıldığında, kız çocuklarının okullaşma oranının arttırılacağı, erken yaşta evlilikler ve şiddete karşı tedbirler alınacağı, ŞÖNİM (Şiddeti Önleme ve İşleme Merkezlerinin) kadın konukevleri ile şiddete uğrayan kadınların mağduriyetlerinin giderileceği, kadın istihdamını arttırmaya dönük politikaların geliştirileceği, çocuk istismarının önlenmesi için risk haritasının tamamlanarak, farkındalık oluşturucu çalışmalar yapılacağı vb. yer alıyor. Sanki, mevcut yasalar kadına yönelik şiddeti korumuyor, sanki belediyelere bağlı kadın sığınmaevleri bizzat AKP döneminde bir bir kapatılmadı ve sanki çocuk ve kadın istismarı bizzat diyanet, cemaat vb. eliyle onaylanmıyormuşçasına ikiyüzlü söylemlere başvuruluyor.

Tüm bu ifade edilenlerin bile nasıl yapılacağının belli olmadığı, kadınları ilgilendiren sorunlara dair hukuki-sosyal-ekonomik hiçbir tedbirin yer almadığı beyanname için söylenebilecek tek bir şey var: Oy potansiyeli olan milyonlarca emekçinin gözlerini boş vaatlerle boyamaya çalışıyorlar hâlâ …

 

 

 

 

Bu filmi çok izledik 

 

Artık yeter, hep aynı senaryoyu izlemekten sıkıldık. Mevcut siyasal partilerin seçimler dolayısıyla anlattıkları vaatleri daha önce de çok dinledik. Olan şu, sadece parti isimleri ve liderleri değişiyor. Değişmeyen tek şey ise halkı kandırmaları.

16 senedir bizi yöneten AKP bile sanki senelerdir bu ülkeyi başkası yönetiyormuş gibi arsızca meydanlarda vaatlerde bulunup, oy istiyor. Ben bugüne kadar çok seçim gördüm. Gözlemlediğim kadarıyla sadece seçim zamanı il il dolaşıp halkı kandırırlar, ya da evlerimize kadar gelip şirinlik yaparlar. “Biz sizin yanınızdayız, evinize kadar gelip sorunlarınızı dinliyoruz” derler. Kısacası oy avına çıkarlar. Fakat seçimler bitip koltuklarına yerleştikleri zaman verilen sözlerin hepsi unutulur ve halk her zamanki gibi bir dahaki seçimlere kadar onlar için yoktur. Gerçek olan şey kendi saltanatlarını sürdürebilmek ve ceplerini doldurmaktır. Artık bizimle işleri bitmiştir. Emekliler ayın sonunu nasıl getiririz diye düşünürler, işçiler patronlar daha da zenginleşsin diye sömürülmeye devam ederler. İş cinayetleri, kadına şiddet ve çocuk istismarı artarak devam eder.

Kısacası, düzen partileri bu sorunları geçmişte de bugün de hep görmezden geldi, görmezden gelmeye devam edecekler. Ama biz diyoruz ki, artık yeter, bozuk düzende sağlam çark olmaz! Sömürünün son bulmasının, gerçek özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin sadece sosyalizmle geleceğini biliyoruz. Bunun için de bu kokuşmuş düzenin partilerine oy vermiyoruz.

Küçükçekmece’den emekçi bir kadın

 

 

 

 

İEKK’dan Sefaköy’de Flormar’a boykot eylemi

 

Flormar’da sendikalaşmaya saldıran patronun işten attığı 100’ü aşkın işçi direnişlerini sürdürürken direnişle dayanışmak için Flormar’a boykot çağrıları da yayılarak devam ediyor.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları da 1 Haziran’da Sefaköy Armani Park AVM’de bulunan Flormar önünde boykot çağrısı gerçekleştirdi.

Eylemde İşçi Emekçi Kadın Komisyonları imzalı “Flormar ve Yves Rocher’e boykot!”, “Flormar’da direniş var!”, “Sendika haktır, engellenemez!”, “Direnişe destek ol, boykot et!” dövizleri açıldı. Alkışlarla başlayan eylemde 120 Flormar işçisinin sendikalaştıkları için işten atılmaları teşhir edildi. Direnişlerini sürdüren Flormar işçileri ile dayanışma ve Flormar ürünlerini boykot etme çağrısı yapıldı.

AVM güvenlikleri eylemi engellemeye çalışsa da boykot çağrısı gerçekleştirildi ve pek çok kişi eyleme alkışlarla destek oldu.