8 Haziran 2018
Sayı: KB 2018/23

Krizin faturasını kapitalistlere ödetmenin yolu mücadeleyi büyütmekten geçer!
Erken seçim, AKP ve emperyalizm
Her şey seçimleri kazanmak için!
Rüşvet ve vaatler birbirini kovalıyor...
Kapitalist soygun sistemi
Sendikalaşmanın önündeki engeller ya da vahşi kapitalizm
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi!
Flormar işçisinin kazanımı, işçi sınıfının kazanımı olacaktır!
BDSP temsilcisi ile 24 Haziran seçimleri üzerine…
AKP’nin seçim bildirgesinde kadınlar
“Onur kırıcı davranışlara maruz kaldım, işten çıkartıldım!”
Seçimler ile sunulan sahte vaatler, sınavlar ile yıkılan hayatlar!
Bu pisliği devrim temizler!
KÇB’den direnişçi emekçilerle dayanışma etkinliği
KESK ya ileri çıkacak ya daha da dibe vuracak!
Pentagon’un rakamları gerçekliğin altında kaldı
Ürdün halkı IMF reçetelerine isyan etti!
“Proleter sanatın en büyük temsilcisi”
Hasret, gül kokusudur şimdi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

KÇB’den direnişçi emekçilerle dayanışma etkinliği

 

Kamu Çalışanları Birliği (KÇB), KHK saldırılarıyla ihraç edilen ve işlerine geri dönebilmek için başlattıkları direnişi 5 mevsimdir sürdüren kamu emekçileriyle dayanışma amacıyla 3 Haziran günü etkinlik düzenledi.

Taksim’deki Divriği Kültür Derneği’nde gerçekleştirilen etkinlik, yıldönümü vesilesiyle Haziran Direnişi’nde katledilenler; Nazım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmed Arif anılarak devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler için saygı duruşu ile başlatıldı.

KÇB temsilcisi: İhraç saldırısına karşı uyarmıştık

15 Temmuz’un ardından kamudaki ileri birikimi tasfiye etmek isteyen AKP iktidarının ihraç saldırılarını devreye soktuğunu ifade eden KÇB temsilcisi darbe girişiminin ardından başlayan gözaltı ve tutuklama furyasına sendikaların sessiz kaldığını, yandaş sendikaların ise onayladığını ifade etti.

Muhalif kamu emekçilerinin, “ihraç saldırıları bizi teğet geçer” anlayışı taşıdığını belirten KÇB temsilcisi, kendilerinin başından beri bu tehlikeye karşı emekçileri uyardıklarını ancak KESK’in saldırı karşısında atıl kaldığını ifade etti. “Kamu emekçileri bu saldırıyı göğüsleyebilirdi” diyen KÇB sözcüsü, sendikaların direnişleri sahiplenmemesi nedeniyle bunun başarılamadığını vurguladı. Bu saldırıların son bulacağı beklentisinin bir yanılsama olduğunu söyleyen KÇB temsilcisi ekonomik krizin yansımasının da yine emekçileri vuracağına dikkat çekti.

“Yarınlar bizim, biz kazanacağız!”

Emekçilerin bin bir zorlukla direnişi sürdürdüklerini belirten KÇB temsilcisi, ortaya çıkabilecek toplumsal mücadele dinamiğini kapsayabilmek için bugün kamu emekçilerinin sürdürdüğü direnişi sahiplenmek, işyerlerine taşımak ve büyütmek gerektiğini söyledi.

Seçim sürecine ve 2 Haziran’da Bakırköy’de direnişçilere yönelik gözaltı saldırısına da değinilen konuşmada, düzen partilerinin sahte vaatler ortaya attığı Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda kamu emekçilerinin direnişi bu sahte vaatleri çürüttüğü için saldırının yaşandığı dile getirildi.

Direnişlerle dayanışmanın önemine tekrar vurgu yapan KÇB temsilcisi; “Yarınlar bizim, yarınları biz kazanacağız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

“İhraçlar sermayenin sınıfsal saldırısı”

Kadıköy direnişçilerinden Özgür Karadaş geçmişin mücadele deneyimlerine rağmen ihraç saldırıları karşısında bir örgütsüzlükle karşılaştıklarını söyledi, ihraçların sermayenin bir saldırısı olduğunu bilince çıkarmak ve mücadeleyi de bu eksende yürütmek gerektiğini belirtti. Karadaş “KESK bugün mücadeleyi sınıfsal olarak ele alsaydı 5 bin üyesi ihraç edilmezdi” dedi.

“Emekçiler örgütlenmeli”

Direnişçi emekçilerden Hüseyin Demir ihraç saldırılarıyla birlikte sessiz, istenen her şeye tamam diyen, her koşulda çalışmayı kabul edecek emekçi profili yaratılmak istendiğini ifade etti, hayata geçirilen performans sisteminin de bunun bir parçası olduğunu belirtti. Yüksel ve diğer kentlerdeki direnişlerin yanı sıra kendi direnişlerinin bir bütün olduğunu söyleyen Demir, AKP’den sonra başka bir parti gelse onun da örgütsüzleştirme saldırısını sürdüreceğini vurguladı. Emekçilerin örgütsüz olduğu yerde iktidarların istediği gibi at koşturabileceğini söyleyen Demir, seçimlere de bu mantıkla yaklaşmak gerektiğini ifade etti.

Akkın: AKP gidecek biz kalacağız

2 Haziran’da Bakırköy’deki polis saldırısıyla gözaltına alınan direnişçilerden Fatma Akkın yaşadıkları süreci anlattı ve “Faşizme asla boyun eğmeyeceğiz, asla geri çekilmeyeceğiz. İşimize geri dönünceye kadar onur mücadelesini sürdüreceğiz. AKP gidecek biz kalacağız” dedi.

Sevinçtekin: Direniş alanları umut veriyor

Direnişçi emekçilerden Muhammet Sevinçtekin samimi olan insanların verdiği destek ile direniş iradesinin sürdüğünü, KESK’in kendilerini yalnız bıraktığını ifade etti. Kamu emekçilerinin siyasal ayrımlardan kaynaklı bir araya gelememesinin direnişin seyrini de olumsuz etkilediğini söyleyen Sevinçtekin, tabanda genel olarak bir rahatsızlık olduğunu, ancak bugün için işten atılma vb. kaygılardan dolayı harekete geçilemediğini söyleyerek “Yarın bu durum değişecek” dedi.

BDSP’li metal işçisi: Düzen direnişten korkuyor

2 Haziran’da Bakırköy’deki saldırıda gözaltına alınan BDSP’li metal işçisi, polisin etrafını sardığı kamu emekçilerini yalnızlaştırmak istemesine karşı durmak için emekçilerin yanında yer aldıklarını anlattı. Düzenin, kamu emekçilerinin direnişinden ve onların yanında olan devrimcilerden duyduğu korkuya dikkat çeken BDSP’li işçi, gözaltına alınan DGB’li ile birlikte kendisinin daha vahşi bir saldırıyla karşılaştıklarını aktardı ve ‘Düzene karşı devrim’ mücadelesini büyütme çağrısı yaptı.

“Yeni saldırılara karşı direnişe sahip çıkılmalı”

Tüm Bel Sen İstanbul 1 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri Adem Erdem, tabandan bir basınçla direnişlerin başladığına değinerek, direniş üzerine dar grupçu yaklaşımlara ve KESK yöneticilerinin direnişi sahiplenmemesine tepki gösterdi.

İstanbul’da KESK’e bağlı 196 sendika yöneticisi olduğunu, direnişle ilgili ulaşmak istediklerinde bu yöneticilere ulaşamadıklarını söyleyen Erdem, güçlü bir şekilde direnişe sahip çıkmanın önemli olduğunu vurguladı.

 

 

 

 

Direnişçi kamu emekçilerine polis saldırısı

 

KHK ile ihraç edilmelerinin ardından İstanbul’da direnişlerini sürdüren kamu emekçileri polis saldırısına uğradı. Emekçilerin eyleminin seçim bahanesiyle 24 Haziran’a dek yasaklandığı öğrenildi.

2 Haziran günü Kadıköy’de eylem yapan emekçiler polisin saldırı tehdidiyle karşılaşmalarına karşın eylemlerini sürdürürken Bakırköy’de polis saldırısı gerçekleşti. Yüzün üzerinde polis tarafından saldırıya uğrayan emekçiler ve destekçileri bir BDSP’li ve bir DGB’liyle birlikte işkenceyle gözaltına alındı. Saldırının ardından oturma eylemini devam ettiren diğer direnişçilere bir kez daha saldırı gerçekleşti. İki saldırıda gözaltına alınan toplam 26 kişi akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Gözaltından çıkanlarla birlikte Bakırköy’de yapılan açıklamayla bekleyiş sonlandırıldı.

4 Haziran günü de Bakırköy’de saldırılar sürdü ve 14 kişi gözaltına alındı. Kadıköy’de gerçekleşen saldırıda ise 7 kişi gözaltına alındı.

6 Haziran günü Kadıköy’de bir kez daha polis saldırısı gerçekleşti ve 3 direnişçi gözaltına alındı. Polisin ablukaya aldığı Bakırköy’de yapılmak istenen basın açıklaması da engellendi. Gözaltına alınan emekçiler gece serbest bırakıldı.

4 Haziran’da gözaltına alınanlar da 6 Haziran’da serbest bırakıldı.