25 Mayıs 2018
Sayı: KB 2018/21

Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!
Sermaye, AKP ve tek adam rejimi
Seçim geçecek, sömürü devam edecek!
Çöküşe sürüklenen Türkiye ekonomisi ve seçimler
Saçılan vaatler, oluşturulan yanılsamalar
İİT zirvesinden yansıyan Kudüs demagojisi
Direnişteki Flormar işçileri: Ölmek var dönmek yok!
Sınıfa karşı sınıf mücadelesini büyüteceğiz, sömürüsüz bir dünyayı biz dokuyacağız!
İKMİB seçimleri üzerine...
Sınıf mücadelesi ve sendikalar üzerine değinmeler
MİB MYK Mayıs Ayı Toplantısı
Irak seçimleri üzerine
ABD ile AB arasında çıkar çatışması
Filistin Davası’nın riyakâr dostları
El Nakba’nın 70. yılında emperyalist/siyonist cephe saldırıyor!
Kadınlar mücadele ile özgürleşecek!
Nurhak şehitleri mücadelemizde yaşıyor!
Marx, Marksizm ve Marksizm’in güncelliği
Bizim adayımız...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ne seçim ne meclis!

Kadınlar mücadele ile özgürleşecek!

 

Yeni bir erken seçim sürecindeyiz. AKP iktidarı çok yönlü sıkışmışlığın sonucu olarak baskın seçim kararı aldı ve ardından hummalı bir seçim atmosferine girildi.

Seçimlere işçi-emekçi kadınlar açısından da çok ağır bir tablo ile gidiliyor. Sömürü koşullarının gün geçtikçe ağırlaşmasının yanı sıra, AKP iktidarının 15 yıllık iktidarı boyunca kadınlara yönelik sürekli yoğunlaşan saldırılar söz konusu. Kadına yönelik şiddet tüm sınırları aşmış bulunuyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik istismar vakaları tırmanırken, Türkiye istismarcıların değil, açığa çıkartanların mahkum edildiği bir ülke haline geldi. Kadınlar üzerindeki baskı ve gerici kuşatma çıkartılan yasalarla iyice pekiştirildi.

Bugün gündeme gelen erken seçim üzerinden AKP, tek adam rejimine dayalı dinci gerici iktidarını sürdürme planları yapıyor. Öbür yandan düzen muhalefeti ve bilcümle reformist sol ise parlamento seçimleri ile bu düzenin değişeceğini vaaz ediyor, AKP’nin geriletilmesiyle “demokrasi ve huzur” geleceği yanılsamaları yaratıyor. Keza kadınlara yönelik olarak 15 yıldır AKP eliyle pekiştirilen baskı, eşitsizlik ve gerici kuşatmanın seçimlerin ardından ortadan kaldırılacağı iddia ediliyor.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak, kadınlar üzerinde baskı ve şiddeti tırmandıran, kadınları gerici kuşatma altına alan AKP iktidarına ve tek adam rejimine, asıl olarak AKP’nin varlık zemini bulduğu, ondan beslendiği sermaye düzenine karşıyız. Aynı zamanda AKP iktidarından kurtulma amacıyla seçimlerin ve parlamentonun çözüm olarak gösterilmesine, seçimler sonrasında devam etmesi kaçınılmaz olan ekonomik ve siyasal kriz ortamına dair hayaller yayılmasına da karşıyız. Zira AKP, sermaye iktidarının demir yumruğudur ve Türkiye’deki mevcut tablo emperyalist kapitalist sistemin yaşadığı krizin yansımasından başka bir şey değildir. Seçimler sonrasında sonuç ne olursa olsun, sermaye iktidarı ayakta olduğu sürece, işçi ve emekçiler için sömürü ve eşitsizlik koşulları devam edecek, bunun sürmesi için yaratılan baskı ve zorbalık düzeni sürecektir. Hele ki ekonomik krizin tüm faturası işçi ve emekçilere çıkartılmak isteniyorken… Bunun bedeli olan işsizlikten, yoksulluktan, toplumsal çürüme ve yıkımdan ise en fazla işçi ve emekçi kadınlar etkilenecektir.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak diyoruz ki, AKP iktidarının yarattığı melanetlerden kurtulmanın tek yolu mücadeledir. Sandık ve seçimler çözüm değildir. Tüm işçi ve emekçi kadınları, sorunlarımızın yegane çözümü olarak güçlerimizi birleştirmeye, mücadeleyi büyütmeye, nihai hedef olan işçi iktidarı mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

 

Küçükçekmece EKK’dan forum

 

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu, seçimler ve KÇB’nin 3 Haziran’da düzenleyeceği direnişçi kamu emekçileriyle dayanışma etkinliği temel gündemleriyle forum gerçekleştirdi.

19 Mayıs’ta bir araya gelen emekçi kadınlar, hep birlikte yaptıkları kahvaltının ardından gündemler oluşturarak foruma başladı. Gündemdeki seçimlerin tartışılmasının ardından temel tartışma maddesi Emekçi Kadın Komisyonu’nun çalışmalarının nasıl güçlendirileceği, seçim döneminde nasıl bir çalışma yürütüleceği tartışıldı.

Forumda ayrıca, işçi-emekçi kadınların sınıf bilinçlerini geliştirmenin önemi üzerinde duruldu. İşçi-emekçi kadınların mücadeleye katılmalarının önünde engel olarak gördükleri noktaları aşmalarını sağlayacak eğitim çalışmalarının yapılması kararlaştırıldı.

Kamu Çalışanları Birliği’nin 3 Haziran’da direnişçi kamu emekçileriyle dayanışma amacıyla düzenleyeceği etkinlik de forumun bir diğer temel gündemiydi. Bu çerçevede direnişle dayanışmanın önemine dair konuşularak dayanışma etkinliğine katılımla ilgili planlama yapıldı.



 



Genç kadını zorla evlendirildiği tecavüzcüsü katletti

 

Dinci-gerici sermaye iktidarının çok yönlü politikalarıyla önü açılan kadın ve çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddetin bir örneği de Diyarbakır’da yaşandı.

12 yaşında kaçırılıp tecavüz edildikten sonra Hüseyin O. ile imam nikahıyla zorla evlendirilen 2 çocuk annesi 18 yaşındaki Pelda K., Hüseyin O. tarafından katledildi.

Pelda K.’nın intihar ettiğini iddia eden Hüseyin O. ile cinayet sırasında yanında bulunan ağabeyi Şahin O. “kasten öldürme” suçundan tutuklanırken, komşuları tanıklıklarını şu ifadelerle aktardı:

Hüseyin ve akrabası (ağabeyi Şahin O.) içeri girdikten 1-2 dakika sonra tek el silah sesi duydum. Kapı açıktı, eve girdiğimde Pelda yerde yatıyordu. Eşi ve beyaz gömlekli biri içerideydi. Odada siyah bir tabanca gördüm. Ancak Pelda’nın vurulma anını görmedim. Komşuma giderek, ‘Adam eşini öldürdü’ dedim.”

 

 

 

 

Kanatçı Haydar’da işten atma protestosu

 

İstanbul Bahçelievler’deki “Kanatçı Haydar” adlı restoranda işten atılan Günay Kılıç, 20 Mayıs’ta iş yeri önünde eylem yaptı.

Akşam 16.00 sularında “Haklarımı istedim işten atıldım” yazılı pankart açılarak başlayan eyleme; kadın örgütlerinin yanı sıra, KESK’li emekçiler ve Zeytinburnu Belediyesi’nde “güvenlik soruşturması” gerekçesiyle işten atılmasına karşı direnen taşeron işçisi Kenan Güngördü de katıldı.

İş yerinde karşılaştığı haksızlıklara karşı çıktığı için baskı ve mobbinge hedef olduğunu ifade eden Kılıç, sonrasında uğradığı fiziki saldırıyı şu ifadelerle anlattı:

Önüme iki kağıt getirdiler ve imzalamamı istediler. Ben reddedince Murat Doğan adındaki müdür boğazımı tutup, ağzımı kapatarak beni nefessiz bıraktı ve var gücüyle şiddet uygulayarak bana zor anlar yaşattı. Arkadaşlarım olayı görünce müdahale ettiler. Yaşanılan adaletsizliği yüzlerine vurduğumda ise Savaş Aslan adındaki patron bana ‘şov yapma’ dedi.”

Kendisine iftira atıldığını, Ulaş Aslan, Erkan Duman ve Hüseyin Aygün tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu söyleyen Kılıç kendisinin saldırıya uğradığı ve darp raporu aldığını belirtti. “Emek hırsızlığına karşı susmayacağımı ve hiçbir patrondan korkmadığımı mücadele ederek gösteriyorum” vurgusu yapan Kılıç, her Cumartesi saat 19.00’da iş yeri önünde eylem yapacağını açıkladı.

Eylemde “Günay’ın öfkesi patronları yenecek!”, “Faşist Haydar hesap verecek!” ve “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!” sloganları haykırıldı.


 
§