22 Eylül 2017
Sayı: KB 2017/36

İşçi sınıfı emperyalist savaşa karşı mücadeleyi yükseltmelidir!
Hatun Ana ırkçılığın topraklarına değil, insanlığın yüreğine gömüldü
Erdoğan ne yaptıysa tersini söylüyor
AKP’nin Nuriye ve Semih korkusu
Ulucanlar ve hapishane katliamları üzerine…
“Zor dönemi” aşmak için Habip ve Ümit olunmalı
Gerçek birlik için devrimci ayrıştırma!
İSDEMİR’deki iş cinayetinde BALTAŞ işçiyi suçladı
MİB MYK Eylül ayı toplantısı sonuçları
DEV TEKSTİL GMYK 2017 Eylül Ayı Toplantı Sonuç Bildirgesi
Emeğin korunması ve Sovyetler Birliği deneyimi
“Bağımsız Kürdistan” gerilimi
Astana’da taraflar anlaştı
Fransa: Bu kavga sınıf kavgasıdır!
Almanya’da seçim kampanyalarından yansıyanlar
Otomobil tekelleri ekolojik dengeyi mahvediyor
Ekim Devrimi yol gösteriyor!
TEOG tek adamın emriyle kaldırıldı!
Proletaryanın uluslararası birliği: Birinci Enternasyonal
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Proletaryanın uluslararası birliği: Birinci Enternasyonal

 

Birinci Enternasyonal, proletaryanın sosyalizm uğruna uluslararası mücadelesinin temellerini atmıştır.” (Lenin)

Enternasyonal (Uluslararası İşçi Birliği) Avrupa işçi sınıfının mücadele birikiminden aldığı dersler ile “işçi sınıfının uluslararası alanda birliğini yaratmak ve dayanışmasını sağlamak” için 28 Eylül 1864’de St. Martin Hall’da yapılan toplantıda kurulmuştur. Enternasyonal’in kuruluşundan bir yıl kadar önce hemen hemen aynı işçi ve emekçi örgütleri 1863’te Amerikan İç Savaşı’na dair bir kampanya için yine aynı salonda toplanmışlardı. Marx’ın “Uluslararası İşçi Birliği’nin Kuruluş Çağrısı” metninde belirttiği gibi, “Batı Avrupa’yı Atlantik’in öte yakasındaki köleliği sürdürmek ve yaygınlaştırmak üzere rezil bir haçlı seferine paldır-küldür girmekten koruyan egemen sınıfların dirayetleri değil, İngiltere’nin çalışan sınıflarının bu canice çılgınlığa karşı yiğitçe direnmeleri olmuştur.”

Avrupa kıtasında yaşanan grevler, ayaklanmalar ve devrimler dalgası işçi sınıfına önemli dersler bırakmıştı. 1834’te Fransa’da Lyon dokuma işçilerinin grevi, 1844’te Almanya’da Silezyali dokuma işçilerinin ayaklanması, 1848 Haziran’ında Fransız Devrimi’nde proletaryanın sözü kanla bastırılıyordu. Ancak bütün yenilgiler beraberinde işçi sınıfının mücadele deneyimini arttırıyor, “bir sınıf olarak” doğrudan çıkarları için mücadele edeceği günleri getiriyordu. İşçi sınıfının ortak çıkarları için kuracağı ilk uluslararası örgüt “Birinci Enternasyonal” işte böyle doğdu. Marx ve Engels’in ideolojik önderliğini de yaptığı 1. Enternasyonal çeşitli ülkelerin işçi ve emekçi örgütlerinden, sendikalarından, birliklerinden oluşuyordu.

Marx yayınladığı Enternasyonal’e çağrı metninde Avrupa’da gelişen kapitalizmin tahlilini yapıyor, “işçi sınıfının sefaletinin arttığına, sınai gelişme ve ticari büyümenin eşsiz olduğuna” dikkat çekiyordu. Bu büyümeyle birlikte kapitalistlerin sömürüyü arttırma savaşında (tıpkı Amerikan İç Savaşı’nda olduğu gibi) işçi sınıfını kullandığını anlatıyordu. İşçiler bir bölgede greve çıktığında veya iş bıraktığında başka ülkenin işçileri getirilip grev kırıcılığı yaptırılıyordu, proletarya sömürücüler sınıfının savaşlarında birbirini boğazlıyordu. Buna karşı işçi sınıfının uluslararası dayanışması ve birliği önemli bir yerde duruyordu. Avrupa’da kapitalist gelişim hızla devam ederken sömürülen ve gittikçe yoksullaşan işçi sınıfının mücadelesi de ülke sınırlarını aşıyor, bir ülkeden bir ülkeye yayılıyordu. İşçi sınıfının bu ortak mücadelesi Uluslararası İşçi Birliği’nin kuruluşu ile kitlesel bir örgüte kavuştu.

Enternasyonal kurulduktan sonra birçok ülkede çeşitli sendikalara destek verdi, sekiz saatlik iş günü ve grev hakkı için mücadele yürüttü. Paris’te greve çıkan tunç işçileriyle, Cenevre’de inşaat işçileriyle, Edinburg ve Londra’daki tekstil işçileriyle ve Belçika’daki kömür işçileriyle dayanışma faaliyeti örgütledi. 1870’e gelindiğinde Prusya ve Fransa arasında başlayan savaşta Enternasyonal, Fransız ve Alman proleterlere savaşın karşısında durma çağrısı yapıyordu. Çağrı tüm Avrupa’da karşılığını bulurken, yazdığı değerlendirmede Marx, “ Resmi Fransa ve resmi Almanya kendilerini bir kardeş öldürme savaşına atarken Alman ve Fransız işçileri birbirlerine dostluk mesajı gönderiyorlar. Geçmiş tarihte eşi benzeri görülmemiş bir olgu aydınlık geleceğe yol açıyor. Bu olgu iktisadi sefalete ve siyasal taşkınlığı ile birlikte eski topluma karşıt olarak her ulus içinde aynı ilke, emek ilkesi aynı egemen duruma gelecek ve uluslararası kuralın barış olacağı yeni bir toplumun doğacağını kanıtlıyor” diyordu. (Fransa’da İç Savaş, Sol Yayınları)

Marx ve Engels, Birinci Enternasyonal’i yıllar önce kurdukları Komünistler Birliği’nin ideolojisiyle, işçi sınıfını “Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” şiarı ile kuşatıyorlardı. Enternasyonal’in birçok önemli belgesini de Marx ve Engels yazdılar. Enternasyonal’in Marx tarafından hazırlanan 10 maddelik geçici tüzüğü, işçi sınıfının 1848’den 1864’e değin yürüttüğü mücadelelerden aldığı dersleri içeriyordu. Proletaryanın ancak kendine güvenerek mücadeleyi yürütmesi gerektiğini anlatıyordu tüzük. Buna göre Uluslararası İşçi Birliği’nin merkez konseyi yalnızca işçilerden oluşacaktı. Öyle ki bu, Enternasyonal’in çevresinde kendi ülkelerinde birer koltuk kapmak için bekleyen küçük-burjuva unsurları ayıklamaya yarayacaktı.

Birinci Enternasyonal’e üye birçok sosyalist işçi derneği Paris Komünü ile büyük bir dayanışma ördü. Paris barikatları aşıldığında Enternasyonal de büyük bir kayba uğramıştı. Paris’te binlerce komünar vahşice katledilmişti. Paris Komünü ile dayanışmanın bedelini birçok ülkenin Enternasyonal’e üye işçi ve emekçileri de ödedi. Komünün yenilgisinden hemen sonra Enternasyonal’e üye işçiler ve örgütler hakkında birçok soruşturma açıldı, Enternasyonal’in binlerce üyesi tutuklandı.

Bu yıllarda Enternasyonal’de iç çatışmalar baş gösterdi. İngiliz sendikacılar işçi sınıfının barikatlarda yürüttüğü mücadeleyi parlamentoda yürütecekleri mücadeleye tercih ederek Enternasyonal’den ayrıldılar. Ayrıca Enternasyonal’in içinde Bakunin önderliğindeki anarşistlerle da ayrışma yaşandı. 1872’de gerçekleşen kongrede anarşistler Enternasyonal’den tasfiye edildiler ve ardından Enternasyonal’in merkezi ABD’ye taşındı. Birinci Enternasyonal, “proletaryanın sosyalizm uğruna uluslararası mücadelesinin temellerini” atmış olarak, 1876 yılında kendini feshetti. Bıraktığı büyük miras, proletaryanın yolunu aydınlatmaya devam ediyor.

İ. Y. Gün

 

 

 

 

 

Şili’nin yürekli şairi

Pablo Neruda

 

Asıl adı Ricardo Eliécer Neftalí Reyes Basoalto olan Neruda, Şili Üniversitesi’nde Fransızca ve pedagoji okur. Ardından pek çok ülkede diplomatlık yapar. Burada halkın yoksulluğunu görür. Ancak halkın acıları, yoksulluğu, savaşlar ve de toplumsal olaylar hâlâ şiirlerine ve düşüncelerine tam anlamıyla hakim değildir. Onun düşüncelerinde bir sıçrama yaratacak olan, kendisinin de tanıklık ettiği İspanya İç Savaşı ve yakın arkadaşı Garcia Lorca’nın katledilmesidir.

Ülkesi Şili’ye 1943 yılında döner ve Şili Komünist Partisi’ne üye olur. Hakkında çıkartılan tutuklama kararının ardından Şili’de iki sene saklanmak zorunda kalır. Ardından tekrar yurtdışına çıkar. Yurtdışında geçirdiği yıllar boyunca ülkesindeki baskılar karşısında güçlü bir duruş sergiler ve şiirlerine konu eder. Her karanlığın ardından gelen aydınlık yılları Şili’ye 1970’li yıllarda gelir. Başkanlık seçimleri yapılacaktır Şili’de. Kendisi de aday olarak gösterilir. Ancak seçimlere katılmaz ve Salvador Allende’yi destekler. Allende başkan seçilir, Neruda’ya Fransız elçiliği görevi verilir.

1973’e gelindiğinde Şili kanlı bir darbeyle yüz yüzedir. ABD emperyalizmiyle işbirliği içinde, Pinochet yönetiminde gerçekleştirilen darbe ve ardından Allende’nin ölüm haberi bir kez daha sarsar Neruda’yı, tıpkı Lorca’da, Nazım’da olduğu gibi. Ancak bu artık yaşamında son darbe olur, 23 Eylül 1973 günü yaşama gözlerini yumar.


 
§