11 Ağustos 2017
Sayı: KB 2017/31

Dinci-faşist zorbalığa geçit verme!
Nuriye ve Semih ile dayanışmaya!
İktidarın hizmetinde hukuk
Dinci gericiliğin muhafızları
Türkiye tarım alanlarını kaybediyor!
MİB MYK Ağustos Ayı Toplantısı Sonuçları
Metal TİS süreci yaklaşıyor…
“Tekstil ve dokuma işçileri kölece çalışma koşullarından mutlaka kurtulacaktır!”
Ekim Devrimi’nin şanlı tarihi işçi sınıfına ve öncülerine yol gösteriyor
“Örgütlü mücadele rotamız olmalı!”
OHAL varsa direniş de var!
Okul parası kazanmak için çalışıyor, dövülüyor, öl(dürül)üyoruz...
Mesleki Eğitim ve Mücadele Semineri sonuç bildirgesi
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direnişi üzerine
Efrîn’i işgal tehdidi devam ediyor
Suriye savaşı ve İdlib halkası
Kapitalizm öldürmeye devam ediyor!
Adana organize sömürü cehennemi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

MİB MYK Ağustos Ayı Toplantısı Sonuçları

 

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu olarak Ağustos ayı toplantımızı gerçekleştirdik. Siyasal ve güncel gelişmeleri tartıştığımız, metal sektöründe yaşananları ve çalışmalarımızı değerlendirdiğimiz, yaklaşan TİS sürecine dair planlamalar yaptığımız toplantımızda şu sonuçlara vardık.

Siyasal ve güncel gelişmeler

- Sermaye devleti çok yönlü bir krizin içerisindedir. Uluslararası düzlemde yaşananlardan Ortadoğu’daki gelişmelere, Almanya ile yaşanan sözde gerilimden dünya kapitalizmi içerisindeki ve dünya pazarındaki alanını genişletmeye kadar sermaye sınıfı çıkmaz içindedir. Suriye’ye yönelik emperyalist müdahale içinde bulunma gayretinin arkasında hiç de Suriye’ye demokrasi götürmek veya IŞİD’e karşı savaşmak olmadığı açıktır. Mescid-i Aksa üzerinden İsrail’e ‘sert’ sözler söyleyenlerin İsrail’in işgali altındaki Filistin doğalgazını İsrail’den satın alarak İskenderun Limanı’na getirmeleri, Almanya ile sözde siyasi gerilim yaşayanların Alman tekellerine Türkiye pazarının kapılarını ardına kadar açmaları, Bosch Türkiye’nin en çok teşvik alan şirket olması, Alman tekeli Siemens’e ihalelerin peşkeş çekilmesi, “Alman şirketlerini kendi şirketlerimiz gibi görüyoruz” açıklamaları, yabancı sermaye temsilcilerine seslenen Erdoğan’ın “OHAL’den istifade grevleri yasaklıyoruz, patronların önünü açıyoruz” açıklamaları sermaye devletinin ikiyüzlülüğünü ortaya koymaktadır. Bu ikiyüzlülüğün gerisinde sermayeye hizmet, işçi-emekçilere düşmanlık vardır. Emeğimizin ve kanımızın pazarlanması vardır. Metal İşçileri Birliği olarak işçi sınıfına çağrımızdır: “Ulusal çıkarlar”, “bağımsızlık” demagojilerine kanmayalım. İşçi sınıfının ortak çıkarları etrafında birleşelim. İşçi sınıfının vatanı yoktur. Emeğiyle geçinenler olarak dünyanın neresinde olursak olalım sömürüye karşı birlik olalım. Zira sermaye sınıfı bizleri ezmek, emeğimizi sömürmek için birlik olmaktadır.

- Erdoğan AKP’si eline geçirdiği olanakları da kullanarak, OHAL’den istifade kıdem tazminatı hakkımızın, hafta sonu tatilinin gaspından grevlerin, işçi eylemlerinin yasaklanmasına, zorunlu BES’ten işsizlik fonunun patronlara peşkeş çekilmesine kadar sınıfa yönelik saldırıları hayata geçirmektedir. Ses çıkartan, hakkını arayanlar ise “FETÖ”cü, “terörist” ilan edilmekte, toplum baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Söz-basın-örgütlenme özgürlüğü ortadan kaldırılmaktadır. Başlattıkları istihdam seferberliğinin gerçek yüzü ‘kullan-at işçilik’tir, esnekliktir, güvencesizliktir. Ulusal İstihdam Stratejisi’nden, Endüstri 4.0’a kadar sermayenin ihtiyaçlarına uygun emek piyasasını yaratma derdindedirler. Bugünden bu planları ve geleceksizlik yaratan tabloyu parçalayacak bir bilinç ve örgütlülük yaratılmalıdır.

- 100 binin üzerinde kamu emekçisi ihraç edilmiş ve bu ihraç saldırısının hedefinde hakkını arayan, duyarlı muhalif kamu emekçileri de yer almaktadır. Birçok yerde direnişler devam etmektedir. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça 150 günü aşkındır açlık grevindedir ve her ikisinin sesi olmaya çalışanlar polisin hedefindedir. Metal İşçileri Birliği olarak emeği ve onuru için direnen kamu emekçilerinin arkasında olduğumuzu, metal işçileri arasındaki sesleri olacağımızı bir kez daha yineliyoruz: “Nuriye ve Semih yalnız değildir!”

TİS süreci

- Birçok metal fabrikası TİS sürecindedir. Görüşmelerin tamamlanıp TİS’in imzalandığı fabrikalar olduğu kadar MESS ile başlayacak TİS görüşmeleri bütün metal işçilerinin gündemindedir. Metal patronları, MESS, Türk Metal çetesi ve hükümet işçi sınıfına boyun eğdirmek için TİS’e çok yönlü hazırlık yapmaktadırlar. Grevleri yasaklama silahını ellerinde bulundurmaktan toplu işten atmalara ve tehditlere, işçi sınıfını azla yetinmeye çağırmalarından fabrikalardaki öncü işçileri dağıtmaya, örgütsüzlüğü dayatmaya kadar ellerinden geleni yapmaktadırlar. Türk Metal hazırladığı anket ile işçilerin taleplerine yön vermeye çalışmaktadır. Açıkladığı taslak ise hiçbir şekilde işçilerin taleplerini karşılamamaktadır. Bütün taleplerinde pazarlık payı olması, %38’le sınırlı olan ufuklarının gerçekte çok daha sınırlı olduğunu göstermektedir.

- Birleşik Metal-İş ise gerek imzaladığı TİS’ler ile gerekse halen açıklamadığı taslak ile beklentileri karşılayamayacağını göstermektedir. EMİS’le imzaladığı TİS ile, Baysan’da, Bekaert’te imzaladığı sözleşmeler ile bunu ortaya koymuştur. Taslak açıklamama, Türk Metal’i bekleme tutumu bu TİS sürecinde de inisiyatif almayacağını, Türk Metal’in gölgesinde dövüşeceğini, bekle-gör politikası uygulayacağını, MESS’i ezmek gibi bir hedefinin olmadığını göstermektedir. Bu tutumlar da metal işçisine güven vermemektedir.

- Asıl yapılması gereken taslağını açıklamak, kazanıma kilitlenen bir hazırlık yapmaktır. Bu hazırlık; patronların, MESS’in, hükümetin bütün saldırılarına karşı metal işçilerini hazırlamak, TİS komitelerini oluşturmak ve söz-yetki-karar hakkını metal işçilerine bırakmak demektir. Böylesi bir hazırlığa girişmemek işçi sınıfına ihanete götürecektir.

- Metal fabrikalarında Türk Metal’in taslağına, işten atma saldırılarına, TİS’e yönelik hazırlıksızlığa karşı büyük bir hoşnutsuzluk ve tepki birikmektedir. Sosyal medya sayfamıza yansıyan tepkilerin çok daha fazlasıyla çalışmamızda karşılaşmaktayız. Metal İşçileri Birliği’ne ve bütün öncü metal işçilerine düşen görev, bulunduğumuz fabrikalarda ve alanlarda biriken tepkileri, hoşnutsuzluğu, potansiyeli örgütlü bir güç haline getirmektir. Yeni Metal Fırtınaları uzak değildir. Sınıf düşmanlarımız hazırlık yapmaktadır. Bizler de hazırlığımızı bugünden tamamlamak zorundayız. Yoksa süreci göğüsleyemeyeceğimiz açıktır.

- İşten atma saldırısı bir dizi fabrikanın gündemindedir. İşbirlikçi sendikaların da saldırının parçası olduğu süreçler yaşanmaktadır. TİS sürecine hazırlık, işten atma saldırısına karşı tok bir tutum alabilmekten de geçmektedir. Birçok fabrika revizyona girmektedir. Mercedes, Bosch, Ford’da toplu işçi kıyımları gündemdedir. Metal İşçileri Birliği olarak “İşten atmalar yasaklansın!” şiarını öne çıkartacağımız, saldırıya karşı örgütlenme çağrısı yapacağımız bir süreç işleteceğiz. Üretimden gelen gücümüz dahil bütün eylem biçimlerini önümüze alan bir hazırlık içerisine girmemiz gerektiği açıktır. İşten atma saldırısını boşa düşürmenin yolu işçi kardeşlerimize sahip çıkmaktan, üretimi durdurma iradesini ortaya koymaktan geçmektedir. Metal Fırtına sürecinde Renault’da ve bir dizi fabrikada olduğu gibi en net yanıt budur.

- Yazaki’de sömürüye, tacize karşı sendikal örgütlenme özgürlüğü için Dilek Gültekin’in gerçekleştirdiği direnişi Metal İşçileri Birliği olarak selamlıyoruz. Birliğimizin bir parçası olan, metal işçileri arasında öncü bir metal işçisi olarak yıllarını mücadeleye veren ve Yazaki’de yaklaşık 40 gündür direnişini sürdüren TOMİS üyesi Dilek Gültekin yalnız değildir. OHAL koşullarında baskılara, polis engellemelerine karşı ortaya koyduğu iradeyi güçlendirmek için metal işçileri içinde sesi soluğu olmaya devam edeceğiz. Dilek’in Yazaki’de taciz ve baskılara son verilmesi, sendikal örgütlenme özgürlüğünün tanınması, bölümlerde kurulan sandıklarla temsilcilerin seçilmesi ve yönetimin muhatap alması, işe iade edilmesi taleplerinin arkasındayız.

- İşçi demokrasisinin, işçi iktidarının hayata geçirildiği, üretim araçlarının üzerindeki özel mülkiyetin, sömürünün ortadan kaldırıldığı, “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” sloganının gerçek kılındığı, herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesinin sağlandığı, parasız eğitim ve parasız sağlık hakkının elde edildiği Ekim Devrimi’nin 100. yılındayız. Metal İşçileri Birliği olarak emeğin dünyasını kurma mücadelesinde Ekim Devrimi’nin birikimlerinin bilince çıkartılması gerektiğini düşünmekteyiz. İşçi hakları, kadın hakları, çalışma yaşamı, eğitim-sağlık-toplumsal yaşam alanlarındaki kazanımları ortaya koymak gerekmektedir. Ekim Devrimi sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünyanın ilk adımıdır. Ekim Devrimi en özlü ifadeyle işçi sınıfının iktidara gelmesidir. Üretenlerin yöneten konumuna gelmesidir. Metal İşçileri Birliği olarak önümüzdeki süreçte Ekim Devrimi’nin kazanımları, işçi iktidarı ve demokrasisi gerçekliğini öne çıkartacağımız bir çalışma yürüteceğiz.

- Fabrikaların genelinde var olan revizyon ve bayramla birleştirilen tatil ile birlikte hazırlıklarını şimdiden yapacağımız bültenimizin Eylül sayısını TİS gündemi temelinde çıkartma kararı almış bulunmaktayız. Bütün metal işçilerinin gerek bültenimize, gerekse de sosyal medya üzerinden yayınlarımıza katkılarını beklemekteyiz. Yayınlarımızı daha da güçlendirmek metal işçilerinin katkılarını almaktan ve bütün metal işçilerine ulaştırmaktan geçmektedir. Muhalif basına ve işçi örgütlenmelerine yönelik baskının ve sansürün hedefinde Metal İşçileri Birliği Facebook sayfamız da bulunmaktadır. Bu saldırıyı boşa düşürmek sayfamıza, çalışmaya sahip çıkmaktan geçmektedir. Bu saldırıları boşa düşürecek gerçek güç işçi sınıfının örgütlü gücüdür. Bütün gayemiz budur. Bütün emeğimiz bunun içindir. “Zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Kazanacağımız koskoca bir dünya var.”

Metal İşçileri Birliği
Merkezi Yürütme Kurulu

9 Ağustos 2017

 
§