7 Temmuz 2017
Sayı: KB 2017/26

AKP iktidarının savaş ve işgal histerisi
Kürt kentleri neden yıkılıyor?
Suriyelilere yönelik saldırılara dair…
Nuriye ve Semih’i yaşatacak olan, sokakların gücüdür!
“Kitlelerin tepkisi, yolunu bulduğunda patlayacaktır!”
Kamu emekçilerinin İstanbul’daki direnişi sürüyor
“İşçi sınıfı ya devrimcidir ya da hiçbir şey!”
Yazaki’de direniş ve gözaltı saldırısı
TİS ve grev süreçlerinin ardından işçi kıyımları artıyor
Vahşi kapitalizmin pençesinde kıvranan dünya
Kıbrıs sorunu: Çözümün engelleri, çözüm gücü olamaz!
Sömürü çarklarında öğütülen kadın işçiler
“İşçilerin söz ve karar hakkı olmazsa iş cinayetlerini azaltamazsınız”
İş cinayetlerinin son bulması için mücadeleye!
Mesleki teknik eğitimde sömürünün adı: Tematik Lise
Sınıf devrimcilerinden 2 Temmuz anmaları
2. Enternasyonal ve revizyonizm
İnsanlık tarihinde kısa bir öykü: Taşköprü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kamu emekçilerinin İstanbul’daki direnişi sürüyor

 

KHK’larla ihraç edilen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi emekçiler direnişlerinin 20. haftasını geride bıraktı.

30 Haziran günü direnişte olan KESK’li kamu emekçileri ile Nuriye ve Semih İçin Dayanışma, Mecidiyeköy metrobüs çıkışında bildiri dağıtımı gerçekleştirdi. Konuşmalarla gerçekleşen bildiri dağıtımında polisin “Sesiniz çok çıkıyor gereğini yaparız” tehdidine rağmen dağıtım planlandığı gibi sürdürüldü.

Yanı sıra her Pazartesi ve Çarşamba 15.00-19.00, her Cumartesi ise 14.00-16.00 arasında Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy Altıyol’da oturma eylemleri yapılıyor. 1 Temmuz günü Kadıköy Altıyol’da direnişçiler “ihbarcı, muhbir şebekeleriniz gün gelecek dağıtılacak. Gün gelecek hepiniz yargılanacaksınız” dediler.

Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda ise direnişçiler 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta yakılarak katledilen aydın ve sanatçıları andılar. Yapılan konuşmada “Pir Sultan’ı katleden de, Sivas’ı yakan da, ‘Hayırlı olsun’ diyen de, 10 Ekim’de katliam yapan da, KHK’ları çıkaranlar da aynı kişilerdir” denilerek Sivas Katliamı’nda devletin rolüne dikkat çekildi. Anma programının devamında ihraç edilen ve direnişte olan bir emekçinin bağlama çalmasıyla birlikte türküler söylenerek şiirler okundu. Anma programı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyelerinin müzik dinletisi ile devam ederken semah dönüldü. Semaha çevreden de katılım olurken, çevredekilerin ilgiyle izlediği görüldü.

3 Temmuz günü Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda açıklama yapan direnişçiler muhalif olan tüm kesimlere ihraç, gözaltı ve tutuklama saldırıları yöneltildiğine dikkat çektiler. Direnişçiler “darbeyle mücadele” ve “terör” demagojisini teşhir ettiler. Torpille değil hak ederek kazandıkları işlerinden hukuksuzca ihraç edildiklerine de değinen direnişçiler, açlık grevinin kritik günlerine giren Gülmen ve Özakça’nın serbest bırakılması ve işlerine iadelerini istedi. Direnişçi kamu emekçileri, sendikal faaliyetleri nedeniyle tutuklu bulunan yaklaşık 70 KESK üyesinin de serbest bırakılmasını istediler. Açıklamanın okunmasının ardından Gülmen ve Özakça için hazırlanan kart ve mektupları göndermek üzere çarşı içinden geçilerek postaneye yürüyüş yapıldı.

Kadıköy Altıyol’da eylem sürerken direnişçi kamu emekçileri parasız, bilimsel eğitim ve barış istedikleri için ihraç edildiklerini söyleyerek, demokratik taleplerini elde ederek işlerine geri döneceklerini vurguladı.

5 Temmuz günü de eylemler sürerken OHAL ve KHK’lar teşhir edilerek Gülmen ve Özakça’ya dikkat çekildi.

 

 

 

 

Yüksel direnişi polis saldırılarına rağmen sürüyor

 

KHK’yla ihraç edilen kamu emekçilerinin Ankara Yüksel Caddesi’ndeki direnişi polis saldırılarına rağmen sürüyor.

29 Haziran günü öğle açıklaması için Yüksel Caddesi’nin Karanfil Sokak’taki girişinde bir araya gelen emekçiler, polis ablukası altındaki İnsan Hakları Anıtı’na doğru giden güzergahı polisin barikatla kapatması nedeniyle eylemlerini burada gerçekleştirdi. Eylemde söz alan direnişçilerden Veli Saçılık açlık grevi direnişçileri hakkında karalama amacıyla ortaya atılan “yiyip içiyorlar” yalanlarına değindi. Geçmiş ölüm orucu ve açlık grevi direnişlerinde de benzer yalanların ortaya atıldığını söyleyen Saçılık, talepleri kabul etmeyen devletin hapishanelerde gerçekleştirdiği katliamları hatırlattı. Akşam açıklamasında ise polis terörü ile iktidarın saldırıları teşhir edildi. Ertesi gün de eylem sürerken 1 Temmuz günkü eylemde de Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevine dikkat çekildi. 4 Temmuz günü öğle açıklaması için alana gelenler polis terörüyle karşılandı. Veli Saçılık açıklama yapmaya başladığı sırada polis biber gazı sıkarak ve emekçileri darp ederek saldırıya geçti. Polisin emekçileri Karanfil Sokak’ta sürüklemesine rağmen destekçilerin araya girmesiyle birlikte emekçiler tekrar oturma eylemine başladı. Açıklamaya başlayan emekçiler, polisin bir kez daha saldırısına uğrarken Nazan Bozkurt, Nazife Onay ve Solmaz Saçılık gözaltına alındı. Eşinin gözaltına alınmasına tepki gösteren Veli Saçılık, işkenceyle gözaltına alındı. Gözaltı aracında polis biber gazı sıkarak işkencesini sürdürdü. 5 Temmuz günü de polis öğle açıklamasına saldırarak direnişçi Erdoğan Canpolat’ı gözaltına aldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) girişine kendisini zincirleyen Nazife Onay ve eylemi görüntüleyen Nazan Bozkurt gözaltına alındı.

 

 

 

 

Ankara’da direnişle dayanışmaya polis saldırısı

 

Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinin 114. günü olan 30 Haziran'da Nuriye ve Semih’le Dayanışma Platformu’nun her Cuma yapacağı dayanışma yürüyüşünün ilki yapıldı. 

Saat 18.30’da Selanik Sokak’ta toplanan kitle slogan atmaya başladı. Kitle Sakarya Caddesi’ne yürüyüp basın açıklaması yapmak isterken, polis önce kitleye gaz ve plastik mermi ile saldırdı. Daha sonra kitle dağılmayınca gözaltı yaptı. İçlerinde direnişçi Nazife Onay’ın da bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı.

Saldırıdan sonra tekrar toplanan kitle ara sokaklardan yürümeye başladı. Yürüyüş sırasında Veli Saçılık  “polis yürüyüşün yasak olduğunu ama basın açıklamasının yasak olmadığını” söyledi ve bu tutarsızlığı teşhir ederek çevredeki emekçileri de eyleme davet etti.

Kitlenin sloganlarla Sakarya Caddesi’ne gelmesinin ardından yapılan basın açıklamasında Nuriye ve Semih’in öldürülmek istendiği, yapılan eylemlere haksız hukuksuz  saldırdıkları söylendi.

Öte yandan, Konur Sokak’ta aralarında Bodrum direnişçisi Engin öğretmenin de bulunduğu 1 günlük destek açlık grevindekilere polis saldırarak asılan ozaliti aldı.

Bir süre Konur Sokak’ta bekleyiş devam ederken, polis bir kez daha saldırarak bir kişiyi gözaltına aldı. Saldırıya tepki gösterenler de polis tarafından tartaklandı.


 
§