30 Haziran 2017
Sayı: KB 2017/25

Kamu emekçileri iş, onur ve gelecek için direniyor
Hukuka ve adalete dair…
Kazanma hedefine kilitli ve kararlı eylem hattı
Nuriye ve Semih’ten mesaj
“Bir adım ileri atılarak direnişler büyütülmeli”
Kamu emekçilerinin İstanbul’daki direnişi sürüyor
“İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı ciddi mücadele verilmesi gereken bir saldırıdır”
Sınıftan haberler...
Madımak’ı tutuşturan kibrit hâlâ ellerinde!
Ateşte semah dönmeye devam edecek
Katliamcılık bu devletin mayasında var
“Bir devletin trajikomik olarak yapabileceği her şeyi yaptılar”
Sınıf mücadelesi ve meslek liseleri
Sınavlar ve gerçekler
Gericiliğin evrimle imtihanı
Suriye’de çocuklar, dünyada insanlık felç geçiriyor!
Suriye ve bölgede son dönem
ABD ile birlikte nereye kadar?
Fransa seçimleri ve sonuçları
Derby işgali 49. yılında yol gösteriyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sınıf mücadelesi ve meslek liseleri

 

Meslek liseleri her dönem bizim önem gösterdiğimiz bir alan olmuştur. Zira bu okulların hem gençlik mücadelesi alanında hem de sınıf çalışması alanında oynadığı rol bellidir. Meslek liseliler bir yandan öğrenci olarak genel eğitim sisteminin sorunlarından etkilenirken diğer yandan, özelikle 12. sınıftan itibaren stajlarda işçi sınıfının bir parçası olarak sorunlar yaşıyorlar.

Meslek liseliler sınıfın organik bir parçasıdırlar. Bu nedenle, daha lise sıralarından itibaren kapitalist düzenin çarkları arasında sömürüye maruz kalan meslek liselilere sermaye de özel bir önem atfediyor. Zira gelişen teknik karşısında ihtiyaç duyulan kalifiye eleman ihtiyacını meslek liselerinden doğru çözmeye çalışıyor. “Meslek lisesi memleket meselesi” diyerek yeni projeler hayata geçiriyorlar.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TBMM Genel Kurulu’na hitap ettiği bir konuşmasında 2016 yılının eğitim-öğretim stratejisinden bahsetti. Konuşmasında meslek liselilerin doğrudan üretim alanlarında olmasını kapsayan ve üretim ile mesleki eğitimin her aşamada bütünleştirilmesini öngören uygulamaları gündeme getirdi. Bu kapsamda organize sanayi bölgelerindeki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına yapılan teşviklerden ve desteklerden iftiharla söz etti. Ayrıca bu uygulamadan önümüzdeki yıllarda organize sanayi bölgeleri dışında kalan özel mesleki ve teknik öğretim okullarının da faydalanacağını “müjdeledi.” Bu gelişmeler gösteriyor ki, sermayenin palazlanması için tüm engeller ortadan kaldırılırken meslek liseliler bu yeni uygulamalarla daha ağır sömürü koşullarına maruz kalacaklar.

Bugün Türkiye ekonomisinde tuttuğu yer açısından önemli büyük fabrikalar kalifiye işçi sorununu meslek liselerinden karşılıyorlar. Büyük firmalar meslek liselerine gelip seminerler veriyor, meslek liselilere staj imkânları sunuyor. Özellikle stratejik sektörler kendi ihtiyacına uygun bölümlerle iş gücünü buralardan doğru sağlıyor.

Sınıf çalışmasının temel bir halkası: Meslek lisesi

Daha lise sıralarından itibaren sınıfın bu genç unsurlarını kazanmak devrimi ve geleceği kazanmakla aynı anlama geliyor. Zira biz kapitalist toplumu alaşağı edip yerine sosyalist düzeni kurma hedefini taşıyoruz. Bunu yapacak yegâne devrimci sınıf ise işçi sınıfının kendisi. Bu açıdan giderek işçi sınıfı içerisinde belirgin bir konum kazanan meslek liselerini kazanmak geniş ölçekte sınıfı da kazanmak anlamına geliyor. Bugün işçi sınıfının verili tablosuna baktığımızda dinci-gericiliğin ve milliyetçi şovenizmin etkisiyle zehirlendiğini görürüz. Özellikle meslek liselerinde palazlanan ve desteklenen ülkücü-faşist yapılanmalar sermaye açısından geleceğin işçi sınıfını şekillendirmenin bir aracı olarak değerlendiriliyor. Geleceğin ve bugünün işçilerine yönelik tüm bu siyasal saldırılar zinciri tarihin bir zorunluluğu olarak kırılacaktır. Giderek zorlaşan yaşam koşulları, işçi sınıfının kırıntı halindeki haklarının dahi birer birer gasp edilmesi, hak arama eylemlerine dönük pervasız saldırılar, tüm bu saydıklarımız alttan alta bir öfkeyi mayalıyor. Bu öfkeyi örgütlü bir güce dönüştürmenin yolu ve en temel halkası da sınıfın diri ve genç unsurlarını kazanmaktan, temelde de meslek liselerine yüklenmekten geçiyor. Sınıfın bu genç unsurlarını daha lise sıralarından yakalamak önemli bir yerde duruyor.

Meslek liselerine bu açıdan “sınıf çalışmamızın kadro rezervleri” olarak bakmalı ve bu stratejiye göre hareket etmeliyiz. Geleceği kazanmanın yolu meslek liselerinden geçiyor.

İstanbul’dan bir genç komünist

 

 

 

 

 

MEB, imam hatip açılmasını kolaylaştırıyor

 

AKP gericiliğinin “dindar nesil” projesi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eliyle her geçen gün daha da yoğunlaştırılıyor. Eğitim müfredatını bilimsellikten tamamen uzak ve dini içeriklerin baskın olmaya başladığı bir boyuta taşıyan MEB, dinci gericiliği eğitim alanının tamamına hakim kılmak için sınır tanımıyor.

‘Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’nde değişiklik yapan MEB, imam hatip liseleri açılması için gerekli nüfus sayısını 10 kat düşürürken, fen lisesi açılmasını ise zorlaştırdı.

Cumhuriyet’in haberine göre; son 10 yılda binin üzerinde imam hatip lisesi açan MEB, Anadolu İmam Hatip Lisesi açılması için gereken 50 bin nüfus koşulunu, yerleşim birimi merkez nüfusu için 5 bine kadar düşürdü. Öğretim binasında ise en az 8 derslik, binada veya bahçesinde uygulama mescidi, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi, mûsikî/müzik dersliği bulunması, okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5 bin veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10 bin olması kararlaştırıldı. Eğitimdeki başarısına karşın sayılarının azlığı ile dikkat çeken fen liseleri için ise öğrenci kontenjan limiti, ildeki 8. sınıf öğrenci sayısının yüzde 5’i ile sınırlandı.

2002 yılında 450 olan imam hatip lisesi sayısını 2017’ye gelindiğinde 1408’e, 71 bin olan öğrenci sayısını ise 517 bine yükselten MEB, yeni yönetmelik ile her mahallede bir imam hatip lisesi kurulabilmesinin önünü açtı.

Ayrıca yeni açılacak okulların standartlarına ilişkin yapılan düzenlemede ise her okula abdesthane ve kadın ile erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit bulundurma zorunluluğu getirildi.

Bakanlık verilerine göre ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 6.5’inin eğitim gördüğü fen liseleri için ise kontenjan üst sınırı belirlendi. Yönetmelik ile fen lisesi ile sosyal bilimler lisesi açılabilmesi için ilde 8. sınıfta öğrenim gören toplam öğrenci sayısının yüzde 5’ini geçmeyecek şekilde öğrenci kontenjanı üst sınır olarak belirlenmesi kararlaştırıldı. Eski yönetmelikte kız ve erkek öğrenciler için ayrı ayrı olmak üzere kurulacak pansiyonlar için 300 öğrenci kapasitesi de 200’e düşürüldü. Ayrıca illerde ve büyükşehirlerde nüfusu 50 binin üzerinde olan ilçelerinde, büyükşehir statüsünde olmayan illerin ilçelerinde ise nüfusunun en az 20 bin ve il merkezi ile birlikte toplam nüfusu en az 200 bin olması şartı belirlendi.

 
§