30 Haziran 2017
Sayı: KB 2017/25

Kamu emekçileri iş, onur ve gelecek için direniyor
Hukuka ve adalete dair…
Kazanma hedefine kilitli ve kararlı eylem hattı
Nuriye ve Semih’ten mesaj
“Bir adım ileri atılarak direnişler büyütülmeli”
Kamu emekçilerinin İstanbul’daki direnişi sürüyor
“İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı ciddi mücadele verilmesi gereken bir saldırıdır”
Sınıftan haberler...
Madımak’ı tutuşturan kibrit hâlâ ellerinde!
Ateşte semah dönmeye devam edecek
Katliamcılık bu devletin mayasında var
“Bir devletin trajikomik olarak yapabileceği her şeyi yaptılar”
Sınıf mücadelesi ve meslek liseleri
Sınavlar ve gerçekler
Gericiliğin evrimle imtihanı
Suriye’de çocuklar, dünyada insanlık felç geçiriyor!
Suriye ve bölgede son dönem
ABD ile birlikte nereye kadar?
Fransa seçimleri ve sonuçları
Derby işgali 49. yılında yol gösteriyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Bir adım ileri atılarak direnişler büyütülmeli”

 

Eğitim alanında yapılan dönüşümlere dair, Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Eğitim Sekreteri Necla Turgut ile eğitim alanındaki saldırıları ve bunların gerisindeki nedenleri konuştuk.

- 9 Haziran tarihinde Resmi Gazete’de Öğretmen Strateji Belgesi yayınlandı. Belgede öğretmenlere yönelik birçok yeni düzenleme bulunuyor. Öncelikle belge ile gelecek düzenlemeler özelde öğretmenler için ve toplamda eğitim sistemi için neler öngörüyor? Öğretmenlik mesleğine girişte ve sonrasında yapılacak sınavlar, performans değerlendirmeleri ile iktidarın hedefi nedir?

- Kamu emekçileri 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir gecede çıkarılan KHK’larla işsiz, aşsız ve geleceksiz bırakılırken, bir yandan da direnişleri ile gündemde. Nuriye ve Semih ile simgeleşen Yüksel direnişi açlık grevlerinin 111. gününde (27 Haziran), ölüm ile yaşam arasındaki sınırda.

Biz kamu emekçileri direnirken, iktidar kamu alanı ile ilgili uygulamalarını da bir bir hayata geçirmekte. 9 Haziran’da okulların da tatile girmesi ile birlikte eğitim ile ilgili üç önemli yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

9 Haziran’da yürürlüğe giren Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi (2017-2023); 35 maddeyi içeren eylem planı ile 2019’a kadar idari ve hukuki süreçlerini tamamlamayı hedefliyor.

Bu süreç 1994’te GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) ile başlayan kapitalizmin kamu hizmetini ve alanlarını piyasalaştırması ve ticarileştirmesinin ülkemizdeki uygulamalarının son halkalarındandır.

Kamu hizmeti olan eğitim bir yandan sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılırken AKP’nin de parti-devlet örgütlenmesinin ideolojik aygıtı olarak kendini ikame ve yeniden üretmesinin aracı olarak şekillendiriliyor.

Temel dönüşüm 2012’de “kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz” denilerek uygulamaya sokulan, 4+4+4 de denilen 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la oldu. 30 Mayıs 2014’te yürürlüğe giren Ulusal İstihdam Stratejisi (2014-2023) ve eylem planları doğrultusunda MEB’de istihdam da şekillenmiş oldu. Bu güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışmanın belgesidir.

2016’da 20 bin sözleşmeli öğretmen bunun ilk uygulamasıdır. Ardından KPSS ve mülakat; her yıl yenilenecek sözleşme ile 4 yıllık sözleşmeli statüsü, bunun sonucunda kadrolu atama, performansa dayalı değerlendirme, 4 yılda bir sınav uygulaması, kariyer ve ödüllendirme gibi uygulamalar; öğretmenleri rekabet, sınav cenderesi içinde kimliksizleştirerek iktidara birer uydu yaratma stratejisidir. Dolayısıyla iktidara koşulsuz biat eden öğretmenlerden “dindar ve kindar nesillerle” sonsuz bir iktidar hedeflenmektedir.

- Son bir ay içerisinde Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği ve Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklikler yapıldı. Son olarak da uzun zamandır açıklanması beklenen müfredat değişikliği açıklandı. Kısaca bu düzenlemelerin amacını, eğitimde yaşanan dönüşümü açıklar mısınız? Toplamda tüm bu düzenlemeler içinde Öğretmen Strateji Belgesi nerede duruyor?

- Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği 8 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Eğitimin, devlet sisteminin en önemli ideolojik aygıtlarından biri olduğunu ifade etmiştik. Her sistem kendi ideolojisine uygun bir tarih yaratma ihtiyacı duyuyor. Kendi yarattığı tarihe ilişkin sembolleri, kodları nesillere eğitim yoluyla aktararak kalıcı olmayı hedefliyor. Değiştirilen sosyal etkinlikler yönetmeliğinde belirgin olan da bu kodlardır.

Cumhuriyet yönetiminin temel sembolleri olan ulusal bayramlara; 29 Ekim Cumhuriyet, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve yerel kurtuluş günlerine ilişkin yeni yönetmelikte bir düzenleme bulunmuyor.

Yeni yönetmelikte yer alan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, İstanbul’un Fethi, Kut-ül Amare Zaferi gibi AKP’nin ideolojisini ve varlığını dayandırdığı semboller dikkat çekicidir.

9 Şubat’ta çıkarılan 687 sayılı KHK ile 1 Temmuz 2017 itibari ile etüt merkezlerinin kapatılması, belediyeler bünyesinde Sosyal Etkinlikler Merkezi olarak açılması için yeniden düzenleme yapıldı. 6-12 yaş gruplarındaki çocukların devam ettiği etüt merkezleri, sınav sisteminin yarattığı bir sonuçtu. Kısmi olarak bazı belediyelerin ücretsiz olarak kültürel, sanatsal ve akademik başarıya hazırlayan etüt merkezleri de düşük gelirli ailelerin tercih ettiği merkezlerdi.

Yapılan değişiklikle beş yüz bin öğrencinin devam ettiği merkezler kapatılarak, belediyeler bünyesinde “Sosyal Etkinlik Merkezleri” açılacaktır. Belediyeler üzerinden katkı ücretinin de alınabileceği ifadesi ticarileşmenin bir uzantısıdır. Ayrıca yerel yönetimlerin başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, dini vakıf ve derneklerle işbirliği içerisinde ideoloji aktarma kurumlarını yaygınlaştırma hedefi söz konusudur.

- Eğitimi kıskaca almaya çalışan dinsel gericiliğe karşı ve özelde ise Strateji Belgesi’nin uygulamalarına karşı neler yapılmalı? Nasıl bir mücadele hattı örülmeli?

- Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda bir proje olan AKP, 15 yıllık iktidarı sonunda parti-devlet sistemini tüm kurumları ile tamamlamayı 2023 yılına göre programlamıştır. 15 Temmuz darbe girişimi bu süreci hızlandıran bir fırsata dönüştürüldü. Bu fırsatla birlikte, faşist politikalar ile toplumu dizayn etmek istiyorlar. Tarihsel olarak buna karşı direnmek gerekmektedir ve bu açıdan kamu emekçilerine büyük sorumluluklar düşmektedir.

150 bin kamu emekçisi zorbalıkla tasfiye edilmiştir. Bu tarihin yüklediği sorumluluğun, başta Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) olmak üzere sendikalar, gereğini yerine getirmemiştir.

Öncelikle direnen kamu emekçilerinin direnişleri sahiplenilmeli, direnişler büyütülmeli. Elbette ki birincil olarak Nuriye ve Semih’in direnişleri sahiplenilerek büyütülmeli. Nuriye ve Semih yaşatılmalı. İşlerine geri döndürülerek KHK düzenine dur denilebilir. Bunun için; eylemin niteliği ve çeşitliliği birbirini besleyecek şekilde kurumlar, kişiler bulundukları durumdan bir adım ileri atarak direnişleri büyütebilir.

 
§