3 Şubat 2017
Sayı: KB 2017/05

Suriye savaşında yeni aşama
OHAL koşullarında referandum!
Kürt halkının iradesi teslim alınmak isteniyor
“ozguruz.org” üzerinden ‘özgür basın’a dair
Eğitimde yeni müfredatın getirecekleri
Kapitalizmin krizi derinleşiyor
EMİS süreci aynasında metal hareketi
Tekstil işçisi yol arıyor
OHAL ve krizle birlikte seri iş cinayetleri rejimi
Greif Direnişi’nin deneyimleri ışığında Metal TİS’lerine hazırlanmak
Suriye’de siyasi çözüm arayışları
Avrupa’da faşist hareketin “zirve”si
Brexit sonrası Avrupa Birliği ve gelecek sorunu
Dünyada kriz ve kadınlar
Ücretsiz ve nitelikli kreş istiyoruz!
Devrim Okulları yapıldı: Bu davet bizim!
Apple’ın Trump’la “sorunu!”
Kriz sistemin iflasıdır
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tekstil işçisi yol arıyor

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, altı ayda bir açıkladığı iş kolu istatistiklerinin 2017 Ocak ayı sonuçlarını yayınladı. 2017 Ocak ayı istatistiği diğerlerine göre daha geç bir sürede açıklanmış oldu.

Açıklanan sonuçlarda bir yandan krizin etkisi görülürken, bir yandan da işçi sınıfının örgütlenme ve mücadele eğiliminin arttığı görülmekte.

Krizin resmi faturası: 338 bin 582 işsiz

29 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan istatistik sonuçlarına göre kayıtlı işçi sayısı 12 milyon 699 bin 769’a gerilemiş. Son altı aya göre 338 bin 582 kişi azalmış.

2013 Ocak ayı itibarıyle açıklanan istatistiklere göre kayıtlı işçi sayısında en çok azalma yaşanan bir dönem olduğu görülmekte. Bu sonuç krizin resmi rakamlara bir yansıması ve faturanın işçilere ödettirildiğinin bir göstergesi.

Toplam sendikalı işçi sayısında son dört yılda % 50 artış

Toplam sendikalı işçi sayısı 46 bin 695 artarak 1 milyon 546 bin 565’e (1.546.565) yükselmiş. 2013 Ocak ayı istatistiğine göre sendikalı işçi sayısı 1 milyon bin 671 (1.001.671). Son dört yılda sendikalı işçi sayısı % 50 artmış olarak gözüküyor.

Sermayenin sefalet koşullarında yaşamaya zorladığı işçi ve emekçiler, her türlü baskıya rağmen örgütlenmeye ve mücadele etmeye çabalamaktadır. İnsanca bir yaşam için örgütlenerek, yol yürümeye çabalamaktadır.

Tekstilde bağımsız sendikalar neden güçleniyor

Tekstil iş kolunda son altı ayda bin 658’i sendikalı olmak üzere, toplam 5 bin 122 kayıtlı işçi sayısının azaldığı görülmekte. Krizin etkisini gösterdiği son iki yılda 8 bin 478’i sendikalı olmak üzere toplam 61 bin 59 kayıtlı işçi sayısının azaldığı da istatistiğe yansımış.

Bu istatistikler içerisinde krizin etkilerini görmeye başladığımız son iki yılda en çok üye kaybeden sendika Türk-İş’e ve DİSK’e bağlı tekstil sendikaları. Türk-İş’e bağlı Teksif Sendikası 8 bin 792, DİSK’e bağlı Tekstil Sendikası ise 1.202 üye kaybetmiş. Aynı süre içerisinde Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş (785) ve bağımsız sendikalar (731) ise üye sayılarını hemen hemen aynı sayıda arttırmış.

Son dört yıllık istatistiklere baktığımızda ise üye sayılarına göre Öz İplik-İş % 24 (5.366), DİSK Tekstil % 5,6 (569) ve bağımsız sendikalar % 74 (1.334) oranında büyümüş.

Sanayi üretimi içerisinde metalden sonra ikinci büyük iş kolu durumundaki ve kayıtdışılığın çok yaygın olduğu tekstilde, genel işçi tablosuna oranla sendikalaşmanın yok düzeyde olduğunu söyleyebiliriz.

Özellikle DİSK’e bağlı Tekstil Sendikası baraj altında kalmamaya çalışırken, Türk-İş’e bağlı Teksif büyük bir üye kaybı yaşamış durumda. Aynı zaman dilimi içerisinde Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş’in büyümesinde hükümet ve sermaye desteğini unutmamakla birlikte, diğer konfederasyonların yaşadığı güven erimesi de bir faktör durumunda.

Fakat asıl olarak bağımsız sendikaların büyümesine dikkat çekmek gerekiyor. Uzun yıllar tekstilde imzalanan satış sözleşmeleri ve bununla birlikte sendikasızlaşmaya göz yumulmasını göz önüne aldığımızda, bu tabloya konfederasyonlara bağlı sendikalara güvensizliğin doğrudan bir sonucu diyebiliriz.

Daha çok kamu işçiliğini içerisinde barındıran Teksif bürokratlarının tekstil iş kolundaki bu koşulların oluşturulmasındaki payının da DİSK Tekstil kadar büyük olduğu diğer bir gerçek.

Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş ise bugün için hükümet ve sermayenin yedek lastiği, koltuk değneği durumunda.

Her üç konfederasyona bağlı tekstil sendikalarını yöneten ağalar, yıllarca işçilerin söz, yetki ve karar hakkını yok saydı. İşçilerin iradelerini çiğneyerek, tekstil iş kolunda çalışan işçilerin düşük ücret, sigortasızlık ve esneklik gibi koşullara mahkum edilmesinde büyük rol aldılar. Sendika ağalarının yardımıyla patronlar tekstil iş kolunda güvencesiz çalışma ve geleceksiz yaşama koşullarını istedikleri gibi hayata geçirdiler.

Söz, yetki ve karar hakkı için tekstil işçilerinin birliğini ve mücadelesini büyütelim

Söz, yetki ve karar hakkının işçilerde olduğu, bölüm komiteleri ve bölüm komitelerinin temsilcilerinden oluşan fabrika komitesi tarafından işletilen işçi demokrasisinin bir ürünü olan Greif Direnişi, öncelikle tekstil işçileri olmak üzere tüm işçi sınıfına yol göstermeye devam ediyor.

DİSK ve ona bağlı Tekstil Sendikası’nın bürokratlarının ihanetine uğrayan direniş, yine de işçilerin 60 günlük işgal deneyimiyle işçi sınıfının tarihine adını yazdırmıştır. Sendika ağalarının ihanetine karşı, taşeronluk gibi güvencesizlik sistemine ve sermayenin tüm saldırılarına karşı mücadele yolunu pratik olarak ortaya koyarak işçi sınıfına rehber olacak bir direniş bırakmıştır.

Sempozyum Hazırlık Komitesi olarak tekstil işçilerinin sendika seçme tercihlerini Greif Direnişi’nin deneyimi, örgütlenme ve mücadele ilkeleriyle kurulan, bağımsız sendikalardan biri olan Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası’ndan yana kullanmaya çağırıyoruz.

Gelin hep birlikte mücadelemizi ve örgütlülüğümüzü söz, yetki ve karar hakkının işçilerde olduğu, sermayenin yasalarına göre değil işçi sınıfının mücadele yasaları üzerinden büyütelim. Patronların bize dayattığı güvencesiz çalışma ve geleceksiz yaşam koşullarını değiştirelim.

Güvencesiz çalışmaya ve geleceksiz yaşamaya karşı, mücadelemizin bir parçası olarak 12 Şubat’ta Tekstil İşçileri Sempozyumu yapacağız. Tekstil işçilerinin sendika farkı gözetmeksizin, sigortalı-sigortasız, fabrika-atölye ayrımı yapmadan, ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin bir sınıf olarak bir araya geleceği Tekstil İşçileri Sempozyumu’nda buluşalım. Tekstil işçilerinin sorunlarını ve taleplerini konuşarak, tekstil işçilerinin birliğini ve mücadelesini örmenin yöntemlerini ortaya koyarak ilk adımı hep birlikte atalım.

Sempozyum Hazırlık Komitesi

Bilgi ve iletişim:

İst. Anadolu Yakası: 0 535 297 7099

İst. Avrupa Yakası: 0 542 650 65 25

 

 

 

 

Mersin’de metal işçileri toplantıda buluştu

 

Çukurova bölgesindeki çeşitli metal fabrikalarında çalışan işçiler 29 Aralık’ta bir toplantı gerçekleştirdi.

DEV TEKSTİL Çukurova Temsilciliği’nde gerçekleştirilen toplantı ilk olarak sinevizyon gösterimi ile başladı. Metal işçilerinin mücadele tarihini ve Metal Fırtına deneyimini içeren gösterim ilgiyle izlendi. Sonrasında Metal İşçileri Birliği (MİB) temsilcisinin konuşmasıyla söyleşi bölümüne geçildi. Metal işçisinin mücadele geleneği ve Metal Fırtınası deneyiminin anlatıldığı konuşmada, taban örgütlenmelerinin önemine, işçinin fiili-meşru mücadele iradesiyle elde edebileceği kazanımlara vurgu yapıldı. Devamında sendikal bürokrasiye karşı verilen mücadelenin önemi örneklerle anlatıldı. Greif İşgali’nin açtığı yol örnek gösterildi. Metal Fırtına’da ve MİB'in bu süreçte oynadığı role değinildi.

DEV TEKSTİL Çukurova Temsilciliği adına yapılan konuşma ile de “söz, yetki, karar” hakkının işçide olduğu bir mücadele hattına, taban örgütlülüğünün, fabrika komitelerinin önemine vurgu yapılarak bu temelde örgütlenmek gerektiği ifade edildi.

Söyleşi boyunca çeşitli deneyimler aktarılarak sendikalı-sendikasız işçilerin örgütlü birliğine değinildi. Metal İşçileri Birliği’nde örgütlenmeye çağrı yapıldı.

Toplantıya Adana ve Mersin’deki metal fabrikalarında çalışan işçilerin yanı sıra Mersin Serbest Bölge’de çalışan tekstil işçileri de katılım gösterdi.

 
§