26 Haziran 2015
Sayı: KB 2015/25

Düzenin ihtiyacı “istikrar”, işçi ve emekçilerin ihtiyacı mücadele…
Sivas katliamının hesabını sormak ve yenilerini önlemek için...
Erdoğan’dan iftar şovu Saray sofrasından yer sofrasına...
Gericilik bu düzenin harcında var!
Gülme sırası şimdi kimde?
Sivas’ta katledilenler anılacak
BDSP 2 Temmuz anmalarına çağırıyor
AKP Kürt halkına düşmanlıkta sınır tanımıyor!
Muhalif basın AKP’nin hedefinde!
ODTÜ’de eğitim emekçileri direnişte!
DEV TEKSTİL’den örgütlenme çağrısı
TTK’da TİS görüşmelerinde uyuşmazlık
Birleşik sınıf hareketi için metalde ortak grev! B. Çağ
MESS’ten önce sadaka sonra kıyım!
Metal işçileri ve MİB engelleri aşa aşa ilerledi – 2
İhanetin adı Çelik-İş
Yarın bizim olacak!
Metal direnişi ve deneyimleri tartışıldı
Troyka'nın dayatmaları, Syriza'nın açmazları
Doğu Avrupa'da sular ısınıyor
"Tüm gençliği kampımızın parçası olmaya çağırıyoruz!"
Devrimci gençlik kampının hazırlıkları sürüyor
Ankara EKK, Cansu Kaya için eylemdeydi
Kadınlar Cansu Kaya için sokağa çıktı
Ayvalıtaş davasında keşif kararı
Cumartesi Anneleri: Demirel'i iyi bilmezdik
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ankara EKK, Cansu Kaya için eylemdeydi

 

Ankara Emekçi Kadın Komisyonu (EKK), 19 Haziran Cuma günü Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdiği eylemle, tecavüz edilerek katledilen Cansu Kaya başta olmak üzere kadın cinayetlerini ve cinsel saldırıları protesto etti. EKK, tüm emekçi kadınları erkek egemen kapitalizme karşı mücadele saflarına, direnişe, hesap sormaya çağırdı.

EKK’nın çağrısı üzerine bir araya gelen kitle bir süre “Vardık varız var olacağız!” “Susma haykır tecavüze/şiddete hayır!”, “Yasta değil isyandayız!”, “Eşitlik özgürlük sosyalizmde!”, “Kadın olmadan devrim olmaz devrim olmadan kadın kurtulmaz!” sloganları ile bekleyişlerini sürdürdü. Ardından EKK’lı kadınlar adına konuşma yapılarak Cansu Kaya cinayeti ve geçen haftalarda yaşanan bir dizi kadın katliamı ve faili olan sermaye devletinin kadın düşmanlığı teşhir edilerek sloganlarla Kızılay’daki tüm kadınlar, emekçiler ve gençler eyleme çağrıldı.

“Cinsel saldırılara, gericiliğe, eşitsizliğe, kadın katliamlarına karşı bütün kadınlar çığlığımızdır!” şiarlı ozalitin açıldığı eylemin ardından ozalit Yüksel Caddesi’ne asıldı.

Bu devlet Cansu’ya artık hangi eşitlikten bahsedebilir?”

Basın açıklamasında ise, kızları Cansu’yu bulmak için son çare olarak sermaye devletinin kolluk kuvvetlerine başvuran ailenin umutlarının da Cansu’nun bedeni gibi sulara gömüldüğü ifade edilirken dinci-gerici AKP ile iyice körüklenen kadın cinayetleri ve kadına yönelik cinsel saldırıların yeni bir Özgecan vahşeti daha yarattığı vurgulandı.

EKK, Özgecan’ın ardından kanayan yaralar daha kabuk tutmamışken 18 yaşındaki Cansu’nun tecavüz edilerek hunharca bir dere kenarına fırlatılan bedeninin asla unutulmayacağını ve er ya da geç hesap sorulacağını ilan etti.

Son iki haftada Antep’ten Ankara Mamak’a, yaşanan kadın katliamları ve tecavüzlerinde kurban edilen kadınların isimleri ve nasıl saldırıya uğradıkları teker teker teşhir edilerek “sermaye düzeninin hangi anayasal düzenlemesi, hangi düzen içi iyileştirmeler, hangi bakanlıklar bu kadınlara özgür, eşit, insanca bir yaşamdan artık bahsedebilir?” diye soruldu.

Kadınların isyan çığlığı
kapitalizmin sınırlarını aşıyor!

Sürüp giden bu sömürü düzeninin medyası, ailesi, okulları ve sermaye devletinin tüm köhne kurumlarının yaydığı toplumsal nefret ve yabancılaşma ortamında tecavüzcü katilleri yaratarak kadınlar için kölece bir yaşam, taciz, tecavüz ve her türden cinsel, ulusal, sınıfsal baskı dışında başka hiçbir şey vaat edemediğinin bir kez daha kanıtlandığı ifade edildi.

EKK ayrıca uluslararası ölçekte Cabbari ve Xosravani gibi örnekler başta olmak üzere işbirlikçi sermaye devletleri ve dinci-gerici IŞİD çeteleri eli ile kan gölüne çevrilen Ortadoğu’da İran, Suriye, Tunus, Mısır ve Afrika’da Kongo, Somali, Güney Afrika Cumhuriyeti, Uzak Asya’da Malezya’ya kadar tüm dünyada hüküm süren kapitalist emperyalist barbarlığı işaret ederek sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kadınların ve insanlığın kurtuluşu için sosyalizmin yegâne koşul olduğunu vurguladı.

Emperyalist savaşlarda emekçiler payına düşen acı ve ölümün söz konusu kadınlar ve çocuklar olduğunda iki kat pervasızlaştığının altını çizen EKK açıklamasında, tüm dünya ölçeğinde kadın katliamlarının ardındaki asıl failin ve perdenin arkasında gizlenen esas düşmanın sömürü hırsıyla yanıp tutuşan ve erkek egemen zihniyeti yeniden körükleyerek kadının ikincil cins olma durumunu gün be gün pekiştiren kapitalizm olduğu söylendi.

Açıklama şu sözlerle sona erdi: “İşte bu yüzden biz de her gün inatla haykırıyoruz! Çizilen yapay sınırları aşıyor çığlıklarımız coğrafyaları, dağlar, nehirler ve bozkırlar boyu! Kapitalizme karşı sosyalizm diye haykırıyoruz! Ve Clara Zetkin olup, Hatice Yürekli olup, Arin Mirkan olup haykırmaya devam edeceğiz! Cansu daha 18 yaşındaydı. Cansu’yu unutmayacağız, er ya da geç katillerden hesap soracağız!”

Kızıl Bayrak / Ankara

 

 

 

 

Tacizci müdüre ‘iyi hal’ ödülü

 

Erkek egemen düzen yargısı bu sefer de 4 kız lise öğrencisini taciz eden müdür yardımcısını “iyi hal”le ödüllendirerek serbest bıraktı.

Balıkesir’de 4 kız öğrenciyi taciz etmekten Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan müdür yardımcısı A.D. hakkında “taciz suçunu işlediği sabit görülerek” toplamda 40 ay hapis cezası verilse de mahkeme “yeniden suç işlemeyeceği kanaati oluştuğu” gerekçesiyle hükmün açıklanmasını geri bırakarak tacizciyi ödüllendirdi.

Mahkeme A.D. hakkında her bir taciz için 8 ay ceza verdi. Bu suçu eğitim öğretim ilişkisini kullanarak işlediği için cezası 12 aya çıkardı. Ancak “iyi hal” indirimi uygulanarak ceza 10 aya düşürüldü.

A.D’ye alt sınırdan ceza veren mahkeme “iyi hal” indirimine gerekçe olarak “Sanığın, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması ve kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasını” diyerek tacizciyi ödüllendirdi.

Bu arada cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kamu kurumlarında çalışmaktan men edilen müdür yardımcısı A.D.’nin, yargılama devam ederken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “okul yöneticiliği” mülakatında 96 puan aldığı ve başka bir lisede müdürlüğe atandığı da ortaya çıktı.

 
§