2 Mayıs 2015
Sayı: KB 2015/17

Yalanlarınız, ablukanız, polis terörünüz yetmeyecek…
Polis terörünün bilançosu: 356 kişi gözaltında
Faşist baskı ve teröre rağmen Taksim iradesi!
Ankara’da kitlesel 1 Mayıs!
Yasağa rağmen Gündoğdu’da 1 Mayıs
Zonguldak’ta 1 Mayıs mitingi
İllerde 1 Mayıs
Kürdistan’da 1 Mayıs
CHP ve sermaye düzeninin seçim hesapları
Kaynaklar burjuvazinin kasalarında! - S. Soysal
Tasfiyeci sürecin son aşaması: Parlamentarizm
Kahrolsun sermaye iktidarı!
Liberal safsatalar, boş hayaller, tasfiyeciliğin dipsiz kuyusu
7 Haziran seçimleri, çürüme ve devrimci cüret - K. Ali
MÜSİAD-TÜSİAD tartışması üzerine
Denizler’in yolu devrim ve sosyalizmin yoludur!
Fabrikalar Arası Kurul toplandı!
“Metal işçisi bir süreci geride bıraktı, yolunu bulacaktır”
“Kavgaya uluslararası boyut kazandırırsak bizleri hiç kimse yenemez!”
Metal işçisi yol arıyor!
Metal işçisinin öfkesi Kent Meydanı’na aktı
1 Mayıs’a kızıl müdahale!
Almanya’da 1 Mayıs
Akdeniz’de yaşanan insanlık trajedisi ve AB Zirvesi
Devrimci tutsaklardan 1 Mayıs mesajları
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal işçisi yol arıyor!

 

Bursa’da metal işçileri sınıf hareketi bakımından önemli bir çıkış sergiliyorlar. Yıllardır büyüyen öfke bu kez daha kararlı bir şekilde kendini dışa vurdu. Metal işçileri artık sırtlarındaki kamburdan kurtulma niyetlerini ve yeni kamburlar istemediklerini daha yüksek sesle ifade etmekteler. Biriken öfkenin elbette ki bir şekilde dışa vuracağı aşikârdı. Önemli olan bu yönlü bir çıkışın sönümlenmemesi, sonuç alıcı olması için önceden yapılan örgütlenme hazırlığıdır. Bu açıdan oldukça ‘örgütsüz’ olan metal işçileri (sendikalı olmaları örgütlü olduklarını göstermiyor), eski deneyimlerinin de öğreticiliğiyle, bu hareketlenme içinde komitelerde birleşmeye doğru adımlar atıyor. Böylelikle mesele daha iyi bir TİS istemekten öteye geçmeye başlıyor. Süreç başarılı olursa metal işçileri sınıf hareketinde yeni bir sayfa açmış olacaktır. İşte bundandır ki metal işçilerinin bu eylemliliği karşısında takınılan tutumlar da tarihe not edilmektedir.

Sorunun öznesi metal işçileridir ve onlar verili halleriyle üzerlerine düşeni yapmaya kararlı görünmektedir. Alanda yetkili sendikaların pratiklerine baktığımızda ise tablo karmaşıktır. İşçilerin mücadelesi patronlaşan Türk Metal’e yönelik gelişmektedir. Onda cisimleşmiş işçi satıcılığına, hainliğe ve çeteleşmiş bürokratik sendikal anlayışa karşı koyuştur. Bu anlayıştır ki mevcut sınıf hareketini sermayenin ve devletin baskısı dışında kimi zaman onlardan önce engellemektedir. Bundan dolayı metal işçilerinin bu çıkışı oldukça önemli bir yerde durmaktadır. Hal böyleyken bu alanda kendini farklı bir yerde tarif eden Birleşik Metal-İş’in tutumu ise hiç de iç açıcı değildir.

İşçiler Türk Metal’den koparlarsa karşılarında ya alandaki mevcut sendikalardan birinin kapısını çalma ya sendikasız kalma ya da yeni bir sendika kurarak yollarına devam etme tercihlerini tartışmaktadır. Bu açıdan bakıldığında alanda Türk Metal’den farklı olmayan durumu ile Çelik-İş’in kendini seçenek olarak sunması metal işçisinin anlamlı çıkışını boşa düşürecektir. Çelik-İş çıkarları gereği işçilerin beklediği söylemleri söylemek ve ikiyüzlü davranmakta bir sakınca görmeyecektir. Mevcut haliyle toplamda metal işçilerinin sınıf bilincinin sınırları biliniyor. Çelik-İş’in kirli sicilini bilmeyen çoğu işçi, bu yozlaşmış sendikanın haklarını koruyabileceğini sanabilir (Burada işçilere İskenderun Demir Çelik’te Çelik-İş ve Türk Metal arasındaki rant kavgasını hatırlatmakta fayda vardır. İşçileri etkilemek için her iki taraftan da güzel söylemler havada uçuşmuştu. Sınıf bilincinin zayıflığı koşullarında işçiler “kötünün iyisini” seçmeye zorlanmışlardı).

Tüm bunlardan dolayı bu süreçte yapılacak müdahalelerin önemi büyüktür. Birleşik Metal-İş’in pratiği ise işçilere güven verici değildir. Metal işçisinin büyük isyanının patlak vermesinden günler sonra Birleşik Metal-İş yönetimi, “metal işçisinin hak mücadelesini desteklediği”ni açıklamıştır. Metal işçilerine “kitleselleşmesi, örgütlü olmasını” salık vermekle yetinmiştir. Birleşik Metal-İş yönetiminin bu açıklamasında, kendi pratiğinde hayata geçirmediği öğütleri metal işçisine verdiği görülmektedir.

Hatırlanırsa 1998’de de metal işçilerinin Türk Metal’den topluca istifa ederek Birleşik Metal-İş’e geçme istekleri karşılıksız kalmıştı. 2000’de, 2010’da olduğu gibi toplu sözleşme süreçlerinde metal işçisinin bu niyeti Birleşik Metal-İş tarafından yine karşılanmadı.

Hal böyleyken Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci, metal işçilerine “çok iyi organize olmaları, kitleselleşme ve her türlü bedeli ödemeyi göze alarak sonuna kadar mücadele etme” çağrısı yaparak; “Metal işçileri örgütlü olmalıdır. Metal işçilerinin planı, işbirlikçi ve dayatmacı toplu sözleşme düzenini yıkarak, metal işçilerinin hak ve özgürlük mücadelesinin önünü açacak bir sendikal düzenin yani söz, yetki ve kararın kendilerinde olduğu bir sendikanın yani Birleşik Metal-İş’in saflarında zamanı geldiğinde birleşmektir” diyor. (vurgu bize ait...)

Haliyle süreci bilen metal işçileri de “ne zaman” diye soracaktır? “Türk Metal ile karşı karşıya gelmemeye” gayret gösteren Birleşik Metal-İş, işçilerin “çok iyi organize olmaları, kitleselleşme ve her türlü bedeli ödemeyi göze alarak sonuna kadar mücadele etmeleri”ni önerirken buna nasıl katkı sunacaktır? Birleşik Metal-İş kendisine geçişleri çoğalacak üye sayısından ibaret görmüyorsa şayet sınıf mücadelesinin gereklerini yapma konusunda ne gibi önerileri vardır?

Aslında bu soruların yanıtı bellidir. Hep yasal cendere içinde yol arayan -ve bulamayan- Birleşik Metal-İş’in bu tarzının son örneği Bosch ve yasaklanan grev süreci bu açıdan öğreticidir. Bilindiği gibi, 2012 yılında, Türk Metal çetesinden kurtulmak isteyen Bosch işçileri DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası’nın yolunu tutmuştu. Türk Metal cephesinin baskıları, tehditleri, hukuksuzlukta sınır tanımayan oyunlarıyla işçilerin bir kısmı geri döndürülmüştü. Bu süreçte Birleşik Metal-İş Sendikası bu saldırganlığa karşı gerekli yanıtı örgütleyememiş, süreci yasal prosedüre, yargıya bırakmış, saldırıları göğüsleyecek bir güç ortaya koyamamıştı.

Son olarak yasaklanan grev sürecindeki tutumu ise aynı yasalcılık saplantısıyla hüsrana dönüşmüştür. İşçilerden gelen fiili mücadele isteğini bastırmak içinse fazlasıyla çabalamışlar, hatta bunu önerenleri “sendikal disipline uymamakla” itham etmişlerdi. Ve şimdi Birleşik Metal-İş’in açıklamasında “söz, yetki ve karar” ilkesini savunduğunu söylemesi gerçek tabloda abes durmaktadır. Bu açıdan söylemlerini pratikte yapmayarak Birleşik Metal-İş “farklı” bir sendika olmadığını göstermektedir. Yönetimin siyasi görüşünün diğerlerine göre “ilericiliği” dışında bürokratik yapısını bozmadan sendikal düzen korunmaktadır. ‘Bürokratik ve çağdaş sendikalcılık’ anlayışlarıyla işçilerin fiili mücadele isteği törpülenmekte, sınıf bilinci kötürümleştirilmekte, taban enerjisi yok edilmektedir.

Oysaki metal işçisinin ihtiyacı kendisine güven veren bir mücadele pratiği ve tabanın söz- yetki- karar hakkına sahip olmasıdır. Şu an metal işçilerinin girdiği mücadelenin kazanıma ulaşması ve büyümesinin yegâne yolu metal işçisinin tabandaki örgütlülüğüdür.

Greif Direnişi yol açıcı bir örnektir!

Bu açıdan Greif Direnişi önemli bir örnek olma özelliğini korumaktadır. Greif işçileri gerçek bir yönetme gücü ortaya koyan bağımsız bir fabrika komitesine sahip oldukları, söz-yetki-karar ilkesini gerçek anlamda yaşama geçirdikleri için önemli bir örnektir. İşçi sınıfına şimdiye dek kaybettiren yasalcılıktan malul sendikacılık çizgisinin yerine fiili-meşru mücadele yolunun gücünü gösterdiği için ayrıca önemlidir.

Bugün metal işçileri ancak tabandan gelen örgütlü gücüyle mevcut taleplerini elde edebilir. Sürecin seyrine göre Türk Metal’den istifa etseler de kendilerini bekleyen diğer seçeneklerde de belirleyici olan taban örgütlenmelerini kurmak, söz-yetki-karar ilkesine bağlı olmak ve fiili-meşru mücadele yolundan ilerlemektir. Gerçek anlamda bir yenilenme istiyorlarsa bu temel eksenden yürümeleri gerekmektedir. Yeni bir sayfa ancak bu şekilde mümkündür. Yoksa her seçenek aynı bürokratik yola çıkacaktır.

 
§