27 Mart 2015
Sayı: KB 2015/12

Düzen siyasetinin kirli bohçası
Dinci-gerici iktidarda çatlak sesler
AKP’de çatlak ve düzen gerçeği
İki yol: direniş ve zafer! - T. Kor
CHP yoksulluğu bitirir mi?
Davutoğlu Türk-İş’i ziyaret ederse...
İşsizlik fonundan işçiye pay yok!
Greif’te işçi kıyımı
“Hedefimiz sınıfın örgütlü birliği!”
Kayseri’de işçiler birliği ve mücadeleyi tartıştı
“Biri ‘Allah’ diğeri ‘emek’ diyerek aldatıyor”
“Derneğimize açılan kapatma davası meşru değildir!”
Türk Metal çetesi şikayetçi ol(a)madı!
Kürt sorununda köklü ve kalıcı çözümün yegane yolu: Birleşik Devrim
Öcalan'ın Newroz mesajı ve içerdikleri
"Kadın devrimi tartışmaları üzerine... - Ç. İnci
8 Mart ışığında kadın sorunu ve eylemleri üzerine
Anti-kapitalist öfke patlaması ve dersleri
Dünyada sınıf ve kitle eylemleri
Ferhunde için sokaklara çıktılar
Emperyalistler silahlandırıyor, çeteler katlediyor! - M. Ak
Özgecan için eylem yapan liselilere ceza
Mart ayı şehitleri Ankara'da anıldı
İÜ'de YÖK'ün rektörlük sıralamasına tepki!
Bu düzen ebedi değildir!
Zindan gerçeği düzen gerçeğidir
Kızıl bir meşaledir Kızıldere!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kayseri’de işçiler
birliği ve mücadeleyi tartıştı

 

Kayseri İşçilerin Birliği Kurultayı, 22 Mart Pazar günü Hacıbektaş Kültür Derneği Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

Kurultay Hazırlık Komitesi adına DİSK / Devrimci Yapı-İş Kayseri Bölge Temsilcisi ve Kayseri İşçi Derneği Yöneticisi Haydar Baran’ın konuşmasıyla başlayan kurultayda işçi sınıfına birleşme ve mücadele etme çağrısı yapıldı.

Baran, işçi sınıfını yakıcı sorunlara karşı mücadeleye çağırarak tüm sorunların çözümünün işçilerin örgütlü birliğinden geçtiğini hatırlattı. İşçilerin örgütlü birliğinin, sermayeyi koruyan düzen için ölüm çanlarının çalmaya başlaması anlamına geldiğini belirten Baran, Kayseri özelinde ve Türkiye genelinde işçilerin karşı karşıya kaldığı sorunları dile getirdi. Kayseri’de sigortasız çalışan işçilerin oranının yüzde 43 olduğunu belirten Baran “Sigortasız işçi çalıştıran patronlar kârlarını devasa oranda büyütüyorlar. Devlet ve kurumları da sigortasız işçi çalıştırma eziyetine örtülü destek veriyorlar” dedi. Kayseri’nin iş kazalarının en fazla yaşandığı 6. kent olduğunu ifade eden Baran, “Devletliler işçi sağlığı ve güvenliğini kar uğruna hiçe sayan düzene tam destek veriyorlar” ifadelerini kullandı.

Kürsü işçi ve emekçilerin…

Baran’ın konuşmasının ardından kürsü kurultaya katılan işçi ve emekçilere bırakıldı.

Bir öncü karayolu işçisi, taşeron köleliği ve yarattığı sonuçlar konusunda bilgi verdi. Karayollarında özelleştirme süreci üzerine açıklamalarda bulundu. Özelleştirmeye geçit vermemek için en kestirme yolun işçilerin birliği olduğunu, birleşen karayolu işçilerinin yenilmeyeceğini belirtti.

Bir organize sanayi işçisi “Biz işçiyiz, Kürt-Türk fark etmiyor. Eziliyoruz. Öyleyse birlik olup savaşıp, sömürünün kaynağı olan sömürü düzenine karşı mücadele etmeliyiz” diye konuştu.

Kurultayda konuşan bir işçi ise Türkiye’nin iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü olmasının tek nedeninin patronların kar hırsı olduğunu sözlerine ekledi.

Fabrikalarda göstermelik iş güveliği yazılarından bahseden işçi şöyle konuştu:

Fabrikaya ilk girdiğimizde karşımızda bir tabela görürüz. Tabelada ‘Önce iş güvenliği’ yazar. Ancak bu ifade fabrikada önce kâr güvenliği diye değişir. Zira güvenlik önlemleri bir tabeladan ibarettir. Bir de utanmadan bizim eğitimsizliğimize bağlarlar. Ölen işçilerin ailelerine üç kuruş para vererek susturmaya çalışırlar. Tüm bunları yaşayan biz işçiler, hala susuyorsak bunun bir tek nedeni var. Çünkü birliğimiz yok. Biz birleşsek bize ölümü reva gören patronların da, patronları koruyan düzenin de dumanını attırırız.”

Kurultayda söz alan bir metal işçisi sigortasız işçi çalıştıran patronlara tepki göstererek Cıngıllıoğlu metal fabrikası örneğini verdi. Bu fabrikada sigortasız çalışmaya karşı yürütülen mücadele sonucunda bu sorunun büyük oranda çözüldüğünü söyledi.

Kurultayda DGB adına yapılan konuşmada, gençliğin her dönemde ve 15-16 Haziran Direnişi sırasında işçi sınıfının yanında saf tuttuğu belirtildi. DGB sözcüsü “Gençliğin yolu işçi sınıfının yoludur” dedi.

Söz alan bir işçi sorunlarını dile getirdi. İşçilerin birliğinin ‘ekmek ve su gibi ihtiyaç’ olduğunu belirtti. “İşçiler birleşirse sömürü son bulur” dedi.

Ezgiler işçilerin birliği için...

Kayseri’nin yerel sanatçısı Hüseyin Söylemez, türküleriyle kurultaya renk ve coşku kattı. Kayseri İşçi Derneği üyesi bir işçi olan Abdullah Güner de bağlamasıyla sahneye çıktı. Son olarak sahne alan Grup Eylül sergilediği performansla kurultaya gelen işçi ve gençleri coşturdu.

Yaklaşık 100 işçi ve emekçinin katıldığı kurultaya yoğun kar yağışı nedeniyle zorunlu mesaide olan karayolu işçilerinin katılımı sınırlı oldu. Buna rağmen kurultay hem nitelik, hem de nicelik açısından anlamlı bir adım oldu.

Kızıl Bayrak / Kayseri

 

 

 

 

Hak-İş Boydak’a sahip çıktı

 

Kayseri’de Boydak Grubu’na bağlı Boytaş’ın fabrikalarında binlerce ağaç işçisinin iş bırakma eyleminin ardından sendika ağaları ve Boydak patronu toplu iş sözleşmesini imzaladılar.

TİS imza töreni Hak-İş’in AKP ve sermaye işbirlikçisi yüzünü bir kez daha gösterdi. Törende yapılan konuşmalarda Boydak ve Hak-İş cephesinden verilen mesajlar Boydak’ın fabrikalarında kurulan işbirlikçi sendikal düzenin özü ve özeti niteliğindeydi.

Hak-İş’e hizmetlerinden dolayı teşekkür ettiği konuşmasında Boydak ‘iş barışı’ adı altında sınıf işbirliğine dikkat çekti. Her zaman için işin merkezine işçileri koyduklarını iddia eden Boydak, Hak-İş’e yönelik övgülerini sıraladı.

Hak-İş ağası Mahmut Arslan ise, patronlarına şükranlarını sunduğu konuşmasında Boydak’la aynı telden çaldı. Hak-İş’in ‘her zaman işçi ve işveren ilişkilerini bir aile olarak gördüğünü’ söyleyen Arslan, Boydak’a aynı gemideyiz mesajını verdi.

Arslan konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Biz işletmenin şartlarını, rekabet gücünü, verimini ve geleceğe ait hedeflerini de dikkate alan bir sendikal anlayışı temsil ediyoruz. Sadece ücret talep eden sadece daha fazla zam isteyen ve sadece kendi bakış açısı ile kendi taleplerini dile getiren sendikalcığı biz HAK-İŞ’in sendikacılığına uygun bulmuyoruz. Tam tersi taleplerimizi haklarımızı, sonuna kadar savunacağız ama geleceğimizi ekmeğimizi aşımızı gördüğümüz bu işletmeye de sahip çıkacağız. Biz bu anlayış içerisinde hareket ediyoruz. Bu anlayış doğrultusunda uzun yıllardır. Buradayız ve olmaya da devam edeceğiz.”

 
§