6 Mart 2015
Sayı: KB 2015/09

Üniversitelerde artan faşist saldırganlığa karşı mücadele
En zenginler listesi açıklandı!
Bir korkunun itirafı
Gelenek AKP ile sürüyor
Özgecan’ları da Pozantı ve Şakran’ı da unutma!
‘Meclisten geçer, sokaktan geçmez!’
‘Umutsuzluk yerine inanç ve yaratıcılık’
Polis devletine karşı birleşik mücadeleye!
MİB MYK Mart Ayı Toplantısı Sonuçları
DEV TEKSTİL’in kuruluş süreci tamamlandı
Yerel bültenlerde baharın devrimci çağrısı
Kafkas Şeker’de kıyım ve direniş!
Divan işçileri mücadeleyi sürdürüyor
Kadın sosyalizmle özgürleşir!
Özgecan eylemleri ışığında 8 Mart - S. Soysal
Ukrayna'da kriz büyüyor
Filistin'e teslimiyet dayatılıyor!
Ortadoğu ve emperyalistler arası çatışma - A. Destan
Dünya işçi ve emekçi eylemlerinden...
Münster'de Kürt sorunu ve seçimler paneli
EÜ öğrencileri saldırıyı anlattı
DGB mücadeleyi meclislerle örüyor!
DLB devrimci faaliyeti büyütüyor
Edebiyatın çınarı sonsuzluğa uğurlandı
Patron sendikaları hesap verecek!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Münster'de Kürt sorunu ve seçimler paneli

 

Almanya’nın Münster kentinde 1 Mart Pazar günü, “Dersim’den Kobanê’ye direnen halklar kazanacak” başlığı ile Haluk Gerger, Araştırmacı-yazar Faik Bulut, Gazeteci Halil Dalkılıç, Sınıf Teorisi ile Kızıl Bayrak temsilcilerinin konuşmacı olarak katıldığı bir panel gerçekleştirildi.

Münster Alevi Kültür Merkezi’nin düzenlediği panel devrim ve kurtuluş mücadelelerinde yitirilenler anısına saygı duruşu ile başladı. Ardından gelinen aşamada Türkiye’nin ve dinci-gerici iktidarın yakıcı sorunlarını, çıkmazlarını, rejim krizini ve bundan çıkış perspektifini anlatan bir açılış konuşması yapıldı.

Panelde ilk söz Haluk Gerger’e verildi. Gerger, son dönemlerde dile getirdiği ‘Yeni Türkiye’ başlıklı görüşlerini anlatarak söze girdi. Gerger konuşmasının devamında AKP iktidarının yolun sonuna geldiğinin altını çizdi.

Ardından, Kürt sorunu ve hareketine dair kısa değinmeler yaptı.

Faik Bulut, Süleyman Şah operasyonuna değinerek bunun Kürtler’de bir iyimserlik havası yarattığını, Kürtlerin de “acaba iyi şeyler mi olacak” şeklinde bir beklenti içine girdiğini, oysa bu durumun kaygı verici olduğunu belirtti.

Panelin sonraki konuşmacısı gazeteci Halil Dalkılıç ise, “kapitalist modernitenin çok uzun yıllar halkların sessizliği sayesinde bölgede hüküm sürdüğünü”, ancak gelinen yerde artık buna itiraz edildiğini, direnişe geçildiğini dile getirdi.

Panelde konuşan Kızıl Bayrak temsilcisi, Türkiye ve Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın dünya olaylarının, değişik türden çatışmaların, emperyalist nüfuz mücadelelerinin, emperyalist müdahale ve savaşların bugünkü ana sahnesi olduğunu belirterek sözlerine başladı. Temsilci konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Kürt halkı bu kazanımları kendi güçlerine yaslandığı, cepheden bir mücadeleye konu etmese de emperyalizmle mesafeli durduğu, buna karşın kardeş halklarla, bölgenin ilerici ve devrimci güçleriyle birliğe ve dayanışmaya önem vermesine borçludur. O halde bunda ısrar etmelidir. Kardeş halklarla devrimci kader birliği çizgisinde yürümeye devam etmelidir.”

Yegane çözümün Türkiye işçi sınıfı ile Kürt halkının samimi ve candan ittifakının ifadesi olan birleşik devrim olduğunu vurgulayan Kızıl Bayrak temsilcisi, kalıcı, köklü ve gerçek çözümün birleşik devrimden geçtiğini, diğer tüm ara çözümlerin mümkün olduğunu ama bunun sorunu çözmeyip süründüreceğinin altını çizdi.

Kızıl Bayrak temsilcisi, bu cumhuriyeti demokratikleştirmenin beyhude bir çaba olduğunu ve bu cumhuriyetin demokratikleşmeyeceğini, onu yıkmak ve onun yerine bir ucu Balkanlarda bir ucu Önasya’da olan özgür ve eşit sosyalist cumhuriyetler birliği kurmanın tek devrimci program olduğunu hatırlattı.

Panelde Sınıf Teorisi adına yapılan konuşmada, Dersim sorununa ve tarihsel arka planına dair düşünceler dile getirildi. Kürt sorunu konusundaki düşüncelerini, Kobanê direnişi ile ilgili değerlendirmelerini açıklayarak genişleten Sınıf Teorisi temsilcisi, dolaylı biçimde de olsa Kürt hareketiyle ayrım çizgilerini, bu çerçevede Kürt hareketinin çözüm süreci politikasına katılmadıklarını, İslam bayrağı altında toplanma gibi çağrıların ise kabul edilemez olduğunu vurguladı. Devlet ve AKP’yle masaya oturulabileceğini, ancak, bağımsız çizgiden taviz verilmemesi gerektiğini belirtti. Sözlerini İbrahim Kaypakkaya’nın konuya ilişkin görüşlerinin değerine değinerek sonlandırdı.

Canlı tartışmalar

Panel aranın ardından devam etti. Bu bölümde ise seçimler ve Alevilerin seçimlerde ne yapması gerektiği konusunda panelistlere yeniden söz verildi.

AKP’ye karşı birleşmesi düşüncesinde olduğunu belirten Gerger, Alevilerin de bu cephede taraf olmasını önerdi. Faik Bulut da, “her şeye rağmen tek doğru şeyin HDP safında seçime katılmak olduğunu” dile getirdi. Halil Dalkılıç ise, AKP gericiliğine geçit vermemek üzere HDP ile birlik olmak gerektiğini savundu. Sınıf Teorisi temsilcisi, Kürt hareketinin çok özgün bir konum kazandığını, bunu gözeterek seçimlerde HDP ile birlikte davranacaklarını ilan etti.

Kızıl Bayrak temsilcisi ise, temsili kurumlara ve seçimlere ilişkin görüşlerini anlatarak konuya giriş yaptı. Komünistlerin seçimler konusundaki politikalarının ilkesel ve politik çerçevesini anlatan Kızıl Bayrak temsilcisi, seçimlere bağımsız devrimci adaylarla katılacaklarını ve devrimci olan programlarıyla yığınların karşısına çıkacaklarını belirtti. Güncel gelişme ve talepleri gözeteceklerini ancak, günün koşullarına uyarlanmış güdük program ya da bildirgeleri de reddettiklerini sözlerine ekledi. Sınıf eksenli ve sınıf önderlikli odaklaşmadan ve devrim ve sosyalizm hedefinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Kızıl Bayrak temsilcisi, dönem boyunca sınıfın bilincini, örgütlenmesini ve mücadelesini geliştirip olgunlaştırmayı eses alacaklarını, bunu savunanlarla en geniş birlikteliklere açık olduklarını, ittifaklar sorununun program sorunu olduğunu ve buna göre hareket ettiklerini söyledi.

Haluk Gerger’in dile getirdiği görüşlere yönelik de düşüncelerini açıklayan Kızıl Bayrak temsilcisi, demokrasi mücadelesinden kapitalizmi, bu anlama gelmek üzere sermaye devletini yıkmayı anladıklarını, faşizme karşı mücadeleden tarihsel deneylerle yanlışlığı kanıtlanmış pratikleri anlamadıklarını, faşizme karşı burjuva demokrasisi perspektifi ve bunun ifadesi halk cephesi politika ve taktiklerinin komünist ve devrimci partilere pahalıya patladığını vurguladı. Bu politika sonucu dönemin partilerinin eurokomünist ya da sosyal-demokrat partilere dönüştüğünü hatırlatarak konuşmasını sürdüren Kızıl Bayrak temsilcisi, kapitalist hükümetlere katılıp sistemin reorganizasyonunun bir parçası haline gelen pratikleri ele alarak bu politikalar yüzünden devrim fırsatlarının kaçırıldığının altını çizdi.

Kızıl Bayrak temsilcisi sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin fay hatlarında sürekli patlayıcı maddeler birikiyor. Sınıf hareketi geliyor. (...) Tek bir şey yok, devrimci sınıf ve devrimci parti. Bunlar olmazsa olmaz. Bunlara yoğunlaşılmalıdır.”

Panelin finalinde panelistlere, ağırlıklı olarak da Kızıl Bayrak temsilcisine sorular soruldu. Bu sorulara kısa yanıtlar verildi. Panelde hararetli ve verimli tartışmalar yürütülürken panel sorulara verilen yanıtların ardından sona erdi.

Panelde öne çıkan iki çizgiden biri Kızıl Bayrak temsilcisi şahsında komünistlerin çizgisi olurken diğeri de diğer panelistlerin (Sınıf Teorisi temsilcisinin kimi farklılıkları olsa da) savunduğu platformdu. Bu, katılımcıların da dikkatini çekti. Katılımcılar aralarda bunu dile getirdiler.

Panele 100’ün üzerinde kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Almanya

 

 

 

 

PEGIDA ve karşıtları sokaktaydı

 

Irkçı örgüt PEGIDA Almanya’nın Dresden kentinde yeni bir gösteri düzenledi. Dresden’in Tiyatro Meydanı’na kadar yürüyen ırkçı grup, Almanya ve Saksonya bayrakları taşıdı. Irkçı çetenin şefi Lutz Bachmann, burada yaptığı konuşmada Mart ayının “Avrupa Baharı” olacağını öne sürdü.

Irkçılar Frankfurt’ta da eylem yaptı. Hauptwache Meydanı’nda toplanan PEGIDA yanlısı yaklaşık 80 kişi Almanya, İsrail ve İngiltere bayrakları taşıdı.

Buna karşın ırkçılık karşıtları da Frankfurt’ta sokağa çıktı. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu yüzlerce kişi “PEGIDA’ya hayır!” şiarlı pankartlarıyla ırkçı grubu protesto etti.

Eylemler sırasında iki grup arasında yer yer gerginlikler yaşandı.

İngiltere’de de protesto

Irkçı PEGIDA çetelerinin Newcastle’da düzenlediği ilk gösteri 2 bin kişi tarafından protesto edildi. 28 Şubat’ta ırkçıların düzenlediği gösteriyle eş zamanlı olarak Newgate sokağında toplanan ırkçılık karşıtları pankartlar taşıdı. Newcastle Unites (Newcastle Birleşiyor) şiarıyla düzenlenen eylemde “Faşizme hayır” sloganları atıldı.

Çetelerin yürüyüşüne sosyal medyada 800’den fazla kişi katılacağını açıklamıştı. 400 kişinin katıldığı eylemde polis ırkçıların birbirlerini tartaklaması sonucu 4 kişiyi gözaltına aldı.

Irkçı PEGIDA’ya öykünen İngiliz Savunma Ligi (EDL) geçtiğimiz ay Dudley’de eylem düzenleyerek nefret saçmıştı.

 
§