14 Kasım 2014
Sayı: KB 2014/45

Devrimci Gençlik Birliği 30 Kasım’da kuruluyor
Polise sınırsız yetki!
Düzen partileri Alevi oylarının peşinde
Sefalet ücreti dayatmasına karşı birleşik mücadele!
2015 hedefi: Daha fazla sömürü ve kölelik
Ermenek’te AKP-patronlar göçük altında
Yırca’da yürütme durdu, direniş sürüyor!
9 ayda 5 milyar lira ciro! Nasıl mı?
Sömürünün yolu Ülker’den geçer
GOP’ta örgütlenme tartışıldı
Metal TİS’lerinde 'uyuşmazlık'
GÜRMAK’ta kıyım ve eylem
Mersin Belediyesi işçi ve emekçi düşmanı
Sermaye işçi kanıyla besleniyor
Kürt sorunu, “çözüm süreci” ve devrimci çözüm
Kobanê direnişi 2. ayında
Şimdi bir savaş var ya yüzyıllardır... - G. Umut
Emekçi kadınlar 25 Kasım’a hazırlanıyor!
Kadına yönelik şiddetin son bir yılı
“Demokrasi tehdidi“ ve bitmeyen anti-komünist histeri - A. Eren
Kudüs’te intifada rüzgarı
Meksika’da öfke dinmiyor
Gençlik hareketine müdahale olanakları
DGB genel kurula hazırlanıyor
Savaşımız aynı...
Sverdlov’dan Habipler'e, Habipler'den Alaattin’e!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

9 ayda 5 milyar lira ciro! Nasıl mı?

 

5 bin 800 cam işçisinin grev hakkını AKP hükümetini arkasına alarak engelleyen Şişecam Topluluğu, işçilere gördüğü sefalet zammı sayesinde kârına kâr katıyor. Şirketin 2014 yılının ilk 9 ayındaki cirosu yüzde 19,3 artışla 5 milyar lirayı aşarken, net kârı ise 425 milyon lira oldu. Şirket, devasa kârına rağmen işçilerin ücret zammı talebini geri çevirmiş, Bakanlar Kurulu ise grevi 8. gününde yasaklamıştı. Cam ve soda sanayinde yapılan grevlerin ardından işçi kıyımı yaşanmıştı.

Türkiye’nin önde gelen tekellerinden olduğu gibi işçilere ve sendikal örgütlülüğe olan düşmanlığıyla tanınan Şişecam Topluluğu, 2014 yılının ilk 9 ayında toplam 5 milyar lira satış geliri elde etti. Şirketten yapılan açıklamada, satış gelirlerini geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19,3 oranında arttıran Şişecam’ın, bu dönemdeki net kârı da 425 milyon liraya ulaştı. 

Şirket tarafından yapılan açıklamada, bahsedilen aylar içerisinde yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşlarda toplam 2,9 milyon ton cam, 1,6 milyon ton soda ve 3 milyon ton endüstriyel hammadde üretimi gerçekleştirildi.

Kırman: 5 milyar liralık satış yaptık!

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, 2014 yılı Ocak-Eylül dönemi finansal sonuçlarına ilişkin şunları söyledi:

Eylül 2014 sonu itibarıyla konsolide satışlarımız önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19,3 oranında artış göstererek, 5 milyar lirayı aştı. Konsolide satışlarımız içindeki Türkiye’den yapılan ihracat ile yurtdışı üretimden satışların toplamını ifade eden uluslararası satışlarımızın payı ise yüzde 52 oldu. EBITDA marjı önceki yılın aynı dönemine göre 2,5 puan artış göstererek, yüzde 21,2 oranında gerçekleşti. EBITDA hacmi ise 1 milyar lirayı aştı. Önceki yılın aynı dönemine kıyasla toplam net karımız yüzde 58, ana ortaklık payına düşen net karımız ise yüzde 51 oranında artarak, sırasıyla 425 milyon lira ve 391 milyon lira seviyesinde oluştu.”

Kırman bu dönem içerisinde 630 milyon dolar ihracat yaptıklarını kaydederek, “Eylül 2014 sonu itibarıyla 6,9 milyar lira seviyesine ulaşan öz kaynaklarımız ve 2,2 milyar lira tutarındaki likit kaynaklarımızla bilançomuz sağlıklı ve güçlü yapısını korumaktadır. Sahip olduğumuz likit kaynaklar yatırımların finansmanı anlamında bize avantaj sağlamaktadır” dedi.

Şişecam’ın kirli sicili daha da kabarık!

Elbette Şişecam’ın sahip olduğu avantajlar sadece ‘likit kaynaklar’dan gelmiyor. Şişecam Topluluğu 5 milyar TL’yi aşan cirosuna rağmen bu sene içerisinde ücretlerine zam isteyen işçilere 93 kuruşu reva görmüştü. Şirket, 5800 cam işçisinin sefalet ücretine karşı greve çıkması karşısında ise AKP hükümetinden yardım istedi. Şiketin başlıca ‘avantaj’ı, arkasında tescilli bir işçi düşmanı olan bir hükümet ve onun sürdürdüğü baskıcı kölelik düzeni oldu.

Hükümet de Danıştay da grev ‘yasak’ dedi

Şişecam işçilerinin haklı ve meşru grevine karşılık 12 Eylül askeri faşist darbesinin yine Şişecam gibi tekeller için çıkardığı grev yasaklarına sığınıldı. ‘Demokrasi’ ve 12 Eylül’ü dilinden düşürmeyen hükümet, bahsi geçen işçilerin hak arama mücadelesinin karşısında her zaman olduğu gibi ‘yasak’ kuralını devreye soktu.

Bakanlar Kurulu, 8. gününde grevi ‘erteledi’. Tekelci sermayeye bir sonraki hizmet Danıştay 10. Dairesi’nden geldi. 10. Daire üyelerinin çoğunluğu Kristal-İş’in ‘yürütmeyi durdurma’ için yaptığı başvurusuna ret yanıtı verdi. Kararda ise Ekonomi Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin görüşlerinin dikkate alındığı ifade edildi.

Grev sebebiyle işinize son verildi”

Şirket bu aylar içerisinde Rusya’da dahi yeni fırınlar açarken, öte yandan fabrikalarda baskı giderek kendisini göstermeye başladı. Şirkete bağlı Soda

Sanayi’de yapılan grevin ardından 10 işçi işten çıkarılmıştı. Genel Müdür Ahmet Kırman işçi kıyımını şu şekilde duyurmuştu:“48 günlük yaptığınız grev süresince üretimimizin durması piyasada boşluğa neden olmuş, bu boşluğu yerli ve yabancı rakiplerimiz doldurmuştur. Biz de kapasite azalmasına gitmek zorundayız. Bu sebepten dolayı işinize son verilmiştir.”

Sendikaya üye olan işçiler atıldı

Haziran ayında başlayan grevin ardından işten atılan işçiler Tamer Balcı ve İsmail Çalışkan işe geri alınmazken birkaç ay sonra Bilecek’te işçi kıyımları başladı. Bilecik’te kurulu Şişecam’a bağlı Camiş Bilecik Maden Üretim Müdürlüğü’nde 24 Eylül’de 4 işçi, 30 Eylül’de 4 işçi olmak üzere toplam 8 işçi Türk-İş’e bağlı Kristal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atıldı.

 

 

 

 

 

Katliam düzenine paket makyajı

 

Yaşanan işçi ölümleriyle katliamlardaki sorumluluğu teşhir olan AKP, kuralsızlık üzerine kurulu sömürü düzenini makyajlamak için kolları sıvamış bulunuyor.

Bir süre önce Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından duyurulan “iş güvenliği paketi”nde, işçi ölümlerini önlemek bahanesiyle bir dizi düzenlemeye yer veriliyor.

Paketin içeriği, söz konusu düzenlemelerin kamuoyunun tepkisini frenlemek amacıyla yapıldığını ortaya koyuyor. Pakette iş cinayetlerinin üzerinin örtülmesinin, ‘kiralık/köle işçi’ çalıştırmanın ve kazanılmış hakların gaspının önü açılıyor.

Sömürü ve kölelikten taviz yok

Madenlerdeki denetimin tek çatı altında toplanmasının hedeflendiği pakette, “iş cinayetlerinin” temel nedeni olan taşeron sistemine dokunulmazken “kiralık işçi” dönemini açacak düzenlemeden de taviz verilmiyor.

Pakette madenlerdeki denetim tek çatı altında toplanarak, mevcut durumda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı tarafından yürütülen denetimler Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MİGEM) bırakılıyor.

Ödül-ceza’ sistemi

İnşaatlarda yapı denetim şirketlerine daha fazla sorumluluk verilen pakette, iş cinayetlerine neden olan şirketlere verilecek para cezaları yüzde 50’den yüzde 400’e kadar çıkartılıyor.

Bir yıl içerisinde iş cinayeti yaşanmayan işyerlerini ödüllendirmeyi öngören hükümet, bu işyerlerine yüzde 2’lik işsizlik sigortası payı almamayı vaat ediyor.

Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin mesleki yeterlilik belgesi, sertifika ve mesleki formasyonların alınmasının zorunlu kılınmaya çalışıldığı pakette, patronlara ise sadece mali yaptırımda bulunulacağından ve eğer kapatılan işyerlerini çalıştırmaya devam ederse hapis cezası verileceğinden bahsediliyor. Hükümet işçilerden profesyonellik isterken, patronlara ise yine havada kalacak yaptırımlar uygulamaktan bahsediyor. Zaten var olan yasalarda bile, patron alması gereken iş güvenliği önlemlerini mali külfet olarak gördüğü için almıyor.

Ayrıca iş güvenliği önlemlerine uymayan işçilere de ceza verilmesi öngörülen pakette, keyfi işten atma saldırıları için patronların elini rahatlatan düzenlemeler yer alıyor. Düzenlemede, işçinin ‘iş güvenliği’ bahanesiyle tazminatsız işten çıkarılmasını kolaylaştıracak maddelere yer verilmesi bekleniyor.

Pakette öne çıkan düzenlemelerden biri ise Soma’daki madenci katliamında da gündeme gelen ‘rödovans’. İşçiler üzerinde üretim baskısı ve sömürü serbestisi anlamına gelen rödovans sözleşmesine (kiralama yöntemi ya da haraç) yeni dönemde de dokunulmuyor. Kamuda rödovans yasaklanmazken “bütünüyle başka işverene devredilemeyecek” koşulu getiriliyor. Pakette, özel sektörde rödovansın yasaklandığı belirtiliyor.

 
§