16 Mayıs 2014
Sayi: KB 2014/20

İşçi katillerinden hesap sormak için meşru/militan direniş!
Sermaye, Zonguldak’tan sonra
Soma’ya da madenci mezarlığı açıyor!
İlk madenci katliamı değil!
Soma’da madenci katliamı: Yüzlerce ölü var!
Emekçiler işçi katliamına karşı
sokaklara döküldü!
DEÜ’de Soma için eylem
Faruk Çelik
saldırı programını
açıkladı
Aliağa’da direniş
ikinci haftasında
Direnişçi işçiler
Ankara’da!
Punto’da direniş sona erdi!

MİB MYK Mayıs Toplantısı…

Maden proletaryası - F. Engels
Greif Direniş Günlüğü
ICOG’dan Greif’in direnişçi işçilerine!
Otomotiv İşçilerinin Uluslararası Kongresi’ni Hazırlama Toplantısı başladı
Almanya’da
Soma için eylemler
Emperyalist politikaların halkları düşmanlaştırmasına izin vermeyelim!
Çerkes soykırımının 150. yıldönümü - M. Ak
Derinleşen Ukrayna krizinden çıkış arayışları
Dünyadan işçi ve emekçi eylemleri…
Bielefeld’de “Devrim yürüyüşümüz sürüyor” gecesi…
Erdoğan Berkin’in maskesi ve sapanını unutamıyor!
Korkmaz davasında
2. duruşma...
Ali İsmail’i devlet öldürdü!
“Mehmet İstif ölümsüzdür!”
Cejna Zimanê Kurdî Pîroz Be! Kürt Dil Bayramı kutlu olsun!
İş cinayetlerine karşı
mücadeleye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Cejna Zimanê Kurdî Pîroz Be! Kürt Dil Bayramı kutlu olsun!

 

Kürt Dil Bayramı, 15 Mayıs 1932 tarihinde Kürt aydın Celadet Alî Bedirxan öncülüğünde Suriye’nin başkenti olan Şam’da sürgünde çıkarılan Hawar (İmdat) dergisinin ilk sayısının tarihi olarak kutlanıyor yıllardır.

Latin alfabesine dayalı Kürt alfabesi oluşturma çalışmalarında bulunan Kürt entelektüeli Celadet Eli Bedirxan aynı zamanda 1898 yılında Mısır’ın başkenti Kahire şehrinde ilk Kürtçe gazete Kürdistan gazetesinin çıkarılmasına öncülük yapan Mikdat Mithat Bedirxan ile aynı aileden. Sürgün ve yasaklara karşı Kürt dilini ve lehçelerini diriltmek, yazı dili olarak gelişmesini hızlandırmak amacıyla çıkarılan Hawar Dergisi, Cegerxwîn, Nûreddîn Zaza, Osman Sebri, Qedri Can ve Kamuran Bedirxan gibi dönemin Kürt edebiyatının tanınmış yazar ve şairlerinin eserlerini yayımlarken, Feqîyê Teyran, Elî Herîrî, Ehmedê Xanî ve Melayê Cizîrî gibi büyük şairlerin şiirlerine yer verdiği gibi İranlı şair ve döneminin bilim adamı Ömer Hayyam’ın da şiirlerini Kürtçe’ye çevirerek yayımlamıştır.

Kürtçe’nin o yıllardaki durumuna benzeyen 90 yıllık ve 90’lı yıllarda daha ağır hissedilen süreç Avrupa’ya göç eden aydın ve yazarların da karşılaştığı bir durum olarak yıllarca kendisini hissettirdi. Kürtçenin konuşulmasının ve yazı dili olarak kullanılmasının ve gelişmesinin engellenmesi, ulusal bilincin açığa çıkmaması ve halkların çektikleri acıların ortaya çıkmaması için egemenler tarafından bilinçli olarak yapılan bir durumdu. Ve bu durum halkların mücadelesi sonucunda yasal olarak değişse bile zihniyet olarak değişmediği; Kürtçe şarkı söylediği için hakkında propaganda yaptığı gerekçesi ile dava açılan sanatçılar ve Kürtçe konuştuğu için linç edilmekle karşılaşan vatandaş örnekleriyle tüm gerçekliğiyle görülüyor. Kürt, Laz, Arap, Hemşin ve birçok ulusun ve halkın çocuklarının kendi anadillerinde eğitim görememeleri her şeyi tek başına özetliyor. Çocukların kendi anadillerinde eğitim gördükleri ve çocuk işçilikle çalıştırmanın olmadığı, iş cinayetlerinde ölümlerin son bulduğu ve çocukların ve büyüklerin savaşlarda ölmediği bir dünya dileğiyle mücadeleye…

* * *

Yaralı Üçgende Ulusal Birlik Konferansı

10-11 Mayıs tarihleri arasında TZP-Kurdî Gever (Yüksekova) Şubesi tarafından Kürtler arasında Ulusal Birlik konusuna katkı sunmak, Kürdistan coğrafyasındaki şehirleri tanıtmak ve Kürt dili, tarihi, kültürü ve sanatı hakkında bilgi vermek amacıyla Rojava, Kürdistan Federe Bölgesi, İran Kürdistan’ı, Avrupa ve birçok şehirden gelen alanlarında tanınmış aydın, araştırmacı ve siyasetçi tarafından dil, tarih, siyaset konulu panellerle ‘Di Sê Kuça Birîndar De Yekitîya Neteweyî’ (Yaralı Üçgende Ulusal Birlik) Konferansı gerçekleştirildi.

Konferansa katılan kurum ve panelistlerin de destek verdiği, evlatlarını ‘90’lı yıllarda kaybeden aileler tarafından her hafta ilçedeki Sanat Sokağı’nda gerçekleştirilen Cumartesi eyleminde Hamza Tutan’ın gözaltına alınarak öldürülüş hikayesi anlatılarak kayıp ailelerinin hukuk mücadelelerinin süreceği ve faillerinin bulunup yargılanmaları talep edildi.

Konferansta panellerinde Kürtçe’nin, Kurmancî, Dimilî (Zazakî) ve Soranî lehçelerinde yapılan sunumlar ile güncel politik ve sosyal olaylarla ilgili tartışmalar yapılarak ‘çözüm ve barış süreci’ olarak adlandırılan süreçte hendek ve karakol yapımlarının yanlış olduğuna ve sınırların anlamsızlaştığına dikkat çekildi. Ulusal Birlik ve Kürdistan Ulusal Konferansı’nın toplanması çağrılarının yapıldığı konferansta Kürt dili ve lehçeleri ile ilgili daha fazla çalışmanın yapılması, anadilde eğitim, siyasi tutsakların serbest bırakılması, sinema, tiyatro ve dizi gibi sanat çalışmalarının daha fazla desteklenmesi talep edildi.

Gever’den bir Kızıl Bayrak okuru

 

 

 

 

Devlet korumasındaki kayıp çocuklar

 

Araştırmalara göre Türkiye’de 6 bin çocuk kayıp. Özellikle son zamanlarda yaşanan çocuk cinayetleri, kayıp çocuklar konusunu daha da önemli hale getiriyor.

Ancak devletin gözetiminde olması gereken çocuklardan haber alınamaması, 3 çocuktan bahsedenlerin çocuklara duyduğu şefkati gösteriyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre 3 bin 71 çocuk, devlet koruması altında gözükmesine karşın, herhangi bir kurumda bulunmuyor.

Resmi kayıtlarda devlet koruması altında gözüken çocukların tamamının fiili olarak devlet kurumlarında gözükmemesini kimse açıklayamıyor. 2013 Aralık ayı istatistiklerine göre kayıtlarda ‘koruma altında’ görünen 3 bin 71 çocuğun nerede olduğu bilinmiyor.

Çocuklara yönelik şiddet ve cinsel suçları yeniden gündeme getirenlerin, kendi ‘kaybettiği’ bu kadar çocuk hakkında suskun kalması, ne kadar samimi olduklarını göstermektedir. Amaçlananın çocukları korumak olmadığı fazlasıyla açıktır.

 
§