25 Nisan 2014
Sayi: KB 2014/17

Sınıfı mücadelesinde
direnişçi eğilim güçleniyor
TKİP: 1 Mayıs'ta alanlara!
Haziran’ın ruhuyla
1 Mayıs’a, direnişe, Kızılay'a!
1 Mayıs’ta yasakları kıralım!
“Destanımızda yalnız
onların maceraları vardır”
Taksim’e ortak çağrı!
İlk yasak ve Taksim 1 Mayısı
Ankara DLB ve Ekim Gençliği’nden piknik!
Gericiliği parçalamak için daha fazla sokak,
daha fazla mücadele!
“İşgal, grev, direniş” korkusu Seyitömer işçisini tutuklattı

İşçiler özelleştirmelere karşı yürüdü

Mefar işçileri sendikal hakları için eylem yaptı
“İhanetçilerden hesap sorulan
bir döneme girdik!”
1 Mayıs - V. I. Lenin
Budaklar’ın ihanet şebekesinin kirli seceresinden kısa bir kesit…- B. Seyit
“Hesap sorduk, ellerimiz yakalarında!”
Castleblair’dan Greif’e ihanete karşı direniş…
“Bunun hesabını vermekten kaçamazlar!”
BDSP Greif direnişine yapılan operasyonu kınadı
Greif direnişiyle
dayanışma eylemleri
Greif direniş günlüğü
1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan 100 yıl sonra…
Emperyalist imparatorluğun
Asya’ya yönelimi
Ukrayna krizi devam ediyor
Denizler’in yolunda devrime yürüyelim!
TKİP şehidi Hatice Yürekli mezarı başında anıldı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emperyalist imparatorluğun
Asya’ya yönelimi

 

ABD Başkanı Barack Obama’nın 8 gün sürecek Asya gezisi, 22 Nisan günü başladı. Japonya, Güney Kore, Malezya ve Filipinler’i kapsayacak geziye, özel bir önem atfediliyor. Japonya’dan başlayan gezide ABD ile bölge ülkeleri arasındaki siyasi, ticari, ekonomik ve askeri işbirliği konularının ele alınacağı bildirildi.

Yansıyan bilgilere göre Obama, görüşmelerde Japonya ile Trans-Pasifik Ortaklığını, Güney Kore ile Serbest Ticaret Anlaşması ve Kuzey Kore’ye karşı birlikte hareket etmek dahil güvenlik ve savunma işbirliği konularını, 45 yıl sonra ilk kez bir ABD başkanını ağırlayacak olan Malezya ile ticari ilişkiler, silahlanma ve askeri işbirliğinin geliştirilmesini, Filipinler ile mali, askeri işbirliği ve ticari ilişkilerin geliştirilmesini ele alacak.

Bu arada, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’ndeki 10 ülkeden gelen genç liderlerle bir araya gelecek olan Obama, burada “Genç Güneydoğu Asya Liderleri Girişimi”ni açıklayacak.

Pek çok siyasi analizci ve gazeteci, gündemi yoğun olan bu uzun geziyi, ABD emperyalizminin Asya ve Pasifik’e verdiği özel önemin göstergesi sayıyor.

İşbirlikçilere güven verme telaşı

Bu gezi ile Asya’ya beşinci ziyaretini gerçekleştiren Obama, dünya jandarmalığını eskisi gibi yürütemeyen emperyalist imparatorluğun rüştünü ispatlamaya çalışacak. Suriye ve Ukrayna krizlerini kışkırtan güç olmasına rağmen ABD’nin, her iki çatışma bölgesindeki etkisinin zayıflaması, dünyanın en yıkıcı savaş aygıtı olan orduyu savaşa sürmekten kaçınması, her iki kriz bölgesinde de rakip konumundaki Rusya’nın daha inisiyatifli, daha tutarlı politika izlemesi gibi etkenler, emperyalist imparatorluğun imajını zedeledi.

ABD’liler dahil, farklı siyasi analizciler tarafından yapılan yorumlarda, Obama’nın emperyalist imparatorluğun zedelenen imajını düzeltmeye, müttefik ve işbirlikçilerine güven vermeye çalışacağı belirtiliyor. Güç yitirmeye başlayan kapitalist dünyanın jandarmasının başı Obama, imajı düzletmek için çaba harcayacak, ancak ne kadar ikna edici olabileceği, muhataplarının onu ne kadar ciddiye alacağı henüz belli değil.

ABD emperyalizmi, halen dünyanın en saldırgan en tehlikeli gücüdür. Savaş, saldırı ve işgal aygıtı olarak örgütlenmiş olan ABD ordusu da, dünyadaki en devasa militarist kuvvettir. Bu militarist kuvveti harekete geçirmek ise, devasa bir mali finansman gerektiriyor. Oysa 2008’de patlak veren krizi aşamayan emperyalist imparatorluk, savaş aygıtını eski rahatlıkta kullanamıyor. Dünyanın her tarafında işgalci güç bulunduran ABD, Afganistan ve Irak bataklıklarına saplandıktan sonra, savaş aygıtını kullanmakta geçmişteki kadar hevesli değil.

Tüm bunlar, emperyalist imparatorluğun heybetini sarsmakta, zayıfladığı gerçeğinin birçok noktada belirgin bir şekilde hissedilmesine neden olmaktadır. Hal böyleyken, imparatorluğun şefi Obama’nın işi kolay olmayacak.

Nitekim imparatorluğun akıl hocaları da dile getiriyor. Örneğin “Yeni Amerika Güvenlik Merkezi” adlı araştırma kurumunda görevli Asya uzmanı Ely Ratner şöyle diyor: “Suriye ve Ukrayna’daki eylemlerine bakarak Amerika’nın gücü ve nüfuzu tartışılıp sorgulanıyor. Ama bu gezinin Amerika’nın Asya’da hala güçlü ve taahhütlerine bağlı olduğu konusunda açık bir mesaj verip vermeyeceğini birlikte göreceğiz...”

Dört ülke de Çin’le sorunlu

Obama’nın ziyaret edeceği dört ülkenin de Çin’le ilişkilerinin gerilimli olması dikkat çekiyor. Dört ülkeyi peş peşe ziyaret etmesi, ziyaretin olağanın ötesinde uzun tutulması, Obama’nın ardından ise ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin bölgeyi ziyaret edecek olması, emperyalist imparatorluğun Asya’ya daha kapsamlı bir yönelim içinde olduğuna işaret ediyor.

Bu kapsamlı yönelimin esas hedefinin Çin’i kuşatmak ve dizginlemek olduğu konusunda farklı çevreler mutabık kalıyor. Obama’nın, Çin’in, Kırımı topraklarına katan Rusya’nın izinden gitmesini engellemek için, ABD’nin bölgedeki müttefik ve işbirlikçilerine tam destek vermeye hazır olduğu mesajını de vermeye çalışacağı belirtiliyor.

Bu arada emperyalist imparatorluğun bazı şefleri “Çin’i dizginlemenin önemi” konusunda açık konuşuyorlar. Amerika’nın Asya’daki işgalci gücü Pasifik Filosu Komutanı, Pasifik bölgesinde Kırım benzeri olaylardan kaçınılması gerektiği uyarısında bulunurken, dışişleri bakanlığından üst düzey bir yetkili de, Kongre’de yaptığı açıklamada Rusya’ya uygulanan yaptırımların, Moskova’nın eylemlerini model olarak almayı düşünebilecek Çin üzerinde caydırıcı bir etki yapması gerektiğini belirtti.

Emperyalist imparatorluğun başı Obama’nın, Asya’daki müttefiki Japonya ve işbirlikçi diğer üç devletle, Çin’e karşı bir koalisyon kurmayı hedeflediği dikkatlerden kaçmıyor. ABD’nin bu girişimle, Asya’da da kaçınılmaz olan gerilmeyi engellemeye, hiç değilse geciktirmeye çalışıyor. Ancak bu girişim başarıya ulaşsa bile, ABD’nin gerilmesi ve Çin’in güçlenmesi eğilimini değiştirmesi beklenmiyor.

Çin takipte…

ABD’nin bölgedeki müttefik ve işbirlikçileriyle gerilimi devam eden Çin ise, konuya dair bir açıklama yapmış değil. Buna rağmen Çinli siyaset bilimciler, Pekin yönetiminin Obama’nın ziyaretini yakından izlediğini belirtiyorlar.

Çin’deki bazı çevreler, Obama’dan bölgede istikrarın sağlanması yönünde rol oynaması beklentisi içindeyken, bu ziyaretin Washington’un bölgedeki müttefiklerini gerginlik yaratma konusunda cesaretlendirebileceğini öngörenler de var. Bir kesim ise, Obama’nın Asya’ya Çin’i kuşatma altına almak için gelmediğine dair Pekin’i ikna etmesini bekliyor.

Obama’nın ziyaretini yakından takip eden Pekin yönetiminin resmi bir açıklaması olmasa da, ABD’nin bölgedeki hareketlerini hesaba katarak bölgesel planlarını güncelliyor, hazırlıklarını da buna göre yapıyor.

Düşüşte olan emperyalist imparatorluğun Çin’in yükselişinden çok rahatsız olduğu ve bu yükselişi dizginleyebilmek için elinden geleni ardına koymayacağı bir sır değil. Yine de düşüşte olan dünya jandarmasının bu koşullarda Çin gibi dev bir güçle doğrudan çatışmayı göze alması kolay değil. Fakat buna rağmen emperyalist rekabet ve hegemonya çatışmasının silahlı bir boyuta sıçraması her zaman olasıdır. Bundan dolayı emperyalist imparatorluğun Asya’ya dönük “özel yönelim”i hayra alamet değil.



 
§