18 Nisan 2014
Sayi: KB 2014/16

Taksim, 1 Mayıs’ı dövüşerek kazanma bilincidir
Rojava’ya gerici kuşatma
Sömürü ve kölelik düzeninin bekası için
MİT yenileniyor!
Sendikaların 1Mayıs’a ilişkin utumları ve görevler!
“Taksim 1 Mayıs alanıdır!”
Ankara’da birleşik, kitlesel ve devrimci 1 Mayıs’ı örgütleme sorumluluğu!
1 Mayıs’ta: “Her yer Taksim, her yer direniş!”
Yaşam hakkımızı savunmak için 1 Mayıs’a!
BDSP 1 Mayıs’a hazırlanıyor!
Kapitalizm işçileri de çocuklarını da öldürüyor!
Roboski katliamının istihbaratı MİT’ten
Ethem şüpheli,
katil polis mağdur!
Yağmaya, talana, özelleştirmelere, taşerona karşı topyekûn direniş!
Legrand’da işten atma saldırısı
İhanetinizin üzerini örtmenize izin vermeyeceğiz!
Greif işçilerinden ihanete karşı açıklama
İhanet çetesi Greif’te satış sözleşmesini imzaladı
Bu ne kibir, bu ne sorumsuzluk!
Greif’te polis Ali İsmailler yaratmak için saldırdı!
Greif polis saldırısı devletin en üst kurumlarında planlanarak hayata geçirildi
Greif’te direniş kapıda sürüyor!
Greif işgalini kırmak için seferber oldular
Hatice Yürekli yoldaşı ölümünün 14. yılında saygıyla anıyoruz
Batı ve kukla yönetimden yaptırım ve savaş tehditleri
Ruanda soykırımının
20 yılda gösterdikleri
Manisa İKSD’den
coşkulu etkinlik
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Greif işgalini kırmak için seferber oldular

 

Greif işçilerinin 60 gün süren fabrika işgali, Türkiye işçi sınıfının tarihine şanlı bir işgal deneyimi olarak yazıldı. Greif işçileri, işçi hareketinin geçmiş işgal deneyimlerini bugüne taşıdı. 10 Nisan, bir başka önemli gerçeği daha yeniden hatırlattı. Sermaye devletinde kolluk kuvvetlerinin gerçekte ne işe yaradığını.

Grevlerin, işgallerin, direnişlerin işçiler için önemli bir okul olduğu biliniyor. Hakkı olanı elde etme isteğiyle başlayan mücadele, işçilere birçok şeyin yanında dostu ve düşmanı öğretiyor. Bir işçinin ortalama bilincindeki ‘polis’ ve ‘devlet’ olgusu direnişle birlikte değişiyor.

Devlet işçi devleti olmayınca...

10 Mart 1965’te Kozlu’da, 4 Temmuz 1968’de Derby’de, 16 Haziran 1969’da Alpagut’ta, 31 Temmuz 1969’da Türk Demir Döküm’de, Şubat 1969’da Singer’de, 6 Ağustos 1975’te Sungurlar’da, 26 Nisan 1980’de Yeni Çeltek’de, Ocak 1980’de Tariş’te olduğu gibi işçilerin karşısında olan sermaye devletinin kolluk güçleridir.

İşçi sınıfının direnişlerinde, grevlerinde, işgallerinde karşılarına çıkan bu gerçektir. Emekçilerin tüm diğer başkaldırılarını olduğu gibi işçilerin de grevlerini kıracak, direnişlerini bastıracak sermaye sınıfının özel yetiştirilmiş kuvvetleri vardır. Sömürü düzeninin sorunsuz işleyebilmesi için sermayenin yasaması, yani kanun yapıcısı meclislerdir. Yargı, mahkemelerin, adalet örgütünün görevidir. Yürütme görevi ise kolluk kuvvetlerinindir. Kanunları koruyanlar yargı mensupları ile birlikte kolluk kuvvetleridir.

Sermayenin yasaması, kanun yapıcısı meclis, Greif işçilerinin hiç değilse bir bölümünün oy verdiği düzen partilerinden oluşmaktadır. Greif işçileri bunları beklendiği üzere yanlarında görmemiştir. Yargı, adalet Greif işçilerinin aleyhine işlemiştir, zaten aksi mümkün değildir. Greif işçileri düzenin yürütmesini, kanun koruyucularını yani polisini ise en somut 10 Nisan’da görmüştür. Sonuç olarak kurulu düzen tüm kurumlarıyla Greif işçilerinin yanında değil, karşılarında olmuştur. Greif’e giren yüzlerce polis ordusunun işçilere kullandığı şiddetin arkasında, sermaye sınıfı ve onun devleti vardır.

Daha önceki işçi direnişlerinde, işgallerinde olduğu gibi bu şiddet kimi zaman jandarma süngüsüyle, asker dipçiğiyle kimi zaman da polis copuyla olmuştur. Bazen fabrika kapılarının önünde askerler savaşa girer gibi sıraya dizilmişler, bazen de askerlerin yerini tam teçhizatlı polisler almıştır. Fabrika duvarlarına yüzünü dönen ya asker tanklarıdır ya da polis panzerleri.

Sermayenin işgali altında olan üretim araçları

Fakat her seferinde fabrika kapıları zor yoluyla kırılmış, kurulan barikatlar dağıtılmıştır. İşçilerin bedeni asker ya da polis kurşunuyla kana bulanmıştır. Polisin koruduğu sermaye sınıfının sömürü yasalarıdır. Greif’i işçilerin işgalinden ‘kurtaran’ kolluk kuvvetleri, üretim araçlarını Greif kapitalistine iade ederken de nerede durduğunu göstermiştir. Zira toplumsallaştırılması gereken üretim araçlarının, bir avuç asalağın elinde bulunduğu için yaşanmaktadır tüm bu adaletsizlikler ve sömürü. Polisin misyonu böylece bir kez daha açığa çıkmıştır. Kolluk güçleri, kapitalistlerin zor yoluyla elinde tuttuğu üretim araçlarının bekçiliğini yapmaktadır. Bu haksız işgal sürsün diye...

Şafak sökerken...

Greif’teki haklı işçi işgalini kırmak için seçilen saat de dikkat çekicidir. Bu ülkede şafak sökerken asılmış ve kurşunlanmıştır devrimciler. Hapishanelere yapılan baskınlar şafakla birliktedir. Şafakla birlikte girilmiştir evlere. Şafağın kızıllığına devrimcilerin, Kürtlerin ve Alevi emekçilerinin kanı karışmıştır. Devrimcilere düşman olanlarla işçilere düşman olanlar aynıdır.

Greif işçilerinin sürmekte olan direniş deneyimi, bu açıdan da öğretici ve birleştiricidir.

 

 

 

 

Greif direnişçilerine...

 

Kozasından çıkarılmıştı pamuk.

Yün eğrilmiş,

şişe ilmek geçirilmişti.

Her nakışına

tarih işlenen örgü başlamıştı.

Dokusunda Kavel vardı.


İlmek ilmek örülüyordu,

o hep beklenen.

Sabırla dokunuyordu;

İşgal, grev, direniş!”


Sonradan yamalar,

dikiş tutmayanlar

kolayca sökülüyordu.

Geriye

emekle örülmüş Greif kalıyordu.


Geçmişi unutup

desenlerinde “macera” arayanlar,

Greif’e bakıp dediler ki

sentetik kumaştan değil,

elimizdeki kalıplara uymuyor ölçüsü.

Her oyasında ayrı bir göz nuru,

o gözlerin tek bir sözü var;

İşgal, grev, direniş!”


Sonra ellerini ovuşturup,

bir şafakla sökülmesini beklediler

gün gün örülenin.

Oysa ince işlenmiş bir örnekti Greif.

Yarınlar ona bakılarak örülecek.

H. Eylül





 
§